Evet çok doğru yazmışsın kalori hesabiyla beslenme işine yeni merak sandım ben de geçen sene kız kardeşim bu şekilde beslenerek 10 kilo verdi şimdi 57 kg ve verdiği kiloyu almadı cuma günü beklediğim sonucu alamazsam ben de diyeti değiştirecem ama ne yapacağım henüz karar vermedim.karatay iyi güzel ama ekmek sıfır beyaz un yok meyve kahvaltıda. Montignac hakkında bilgin var mı onu araştırıyorum ama kitabını bulamadım burda.
Bu arada kitap tavsiyesi istemişsin en son iskender pala od isimli kitabini okudum yunus emrenin hayatını anlatıyor tavsiye ederim. Güzel bi kitap.
Kadınlar Kulübü Mobil uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
Oncelikle kitap tavsiyen icin cok tesekkur ederim. Okuma listeme ekledim.
Evet, Montignac kitabı var bende. Yani aslında benim değil, annemin. 1997 basımı. Çok eski bir diyet bu. Mantık sağlıklı beslenmeye dayanıyor diye biliyorum. Zaten kitabın adı da Yedikce Zayıfla.
Kitabı tam olarak okumasam da biraz goz gezdirdim ve 2 aşamadan oluştuğunu biliyorum. Ilk aşaması daha sıkı, zayiflama dönemi, sonrasındaki aşama ise sonsuza kadar suren ve daha rahat bir dönem.
Kitapta saglik açısından olumlu seylerden de bahsedilmis, bazi eksik kaldigi kisimlar da olmus. Olumlular başlıca şunlar:
1) Az yiyerek ya da hiç yemeyerek kilo verilmez. Kalori heaabi yapmadan güzelce yemek gerek.
2) Unlu ürünler yasak.
3) Şeker ve tatlandirici yasak.
4) Salam, sosis yasak.
5) Havuç, patates, mısır, pirinç yasak.
6) Meyveler kahvaltıda aç karnına yenmeli.
7) Yumurta yemek kalp ve damar rahatsizligi yapmaz.
8) Şarap ve her türlü alkollü içki yasak.
9) Beyaz ekmek yasak.
10) Her türlü hazır meyve suları ve gazlı içecekler yasak.
Eksik ve yanlis olan kisimlarin en onemlilerine deginmek istiyorum.
Kitapta et tüketiminin az ve yağsız şekilde yenmesi gerektigi söyleniyor. Halbuki bizim ülkemizde yetişen hayvanların ve yağlarının gayet sağlıklı olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü bir kere bizim hayvanlarimizin kesim aşamasında kanları akitilir, bu da eti sağlıklı yapar. Yani yabancı ülkelerdeki gibi hayvanlar şokla ya da baska sagliksiz yontemlerle öldürülmez. Bu sebeple etlerimiz ve yağları da sağlıklıdır. Yani burada yine yabancı diyetlerin bize pek uygun olmadığı gerçeği bir kez daha ortaya çıkmış olur.
Kitapta göz gezdirme sırasında dikkatimi ceken önemli bir diger sey ise şu oldu; peynirlerin az yağlı yenmesi öneriliyor. Ve bunu derken de parantez içinde şu bilgi verilmiş: "aksi takdirde çok çabuk gına gelir, tiksinirsiniz". Bunu duyan kişinin ilk sorması gereken şey elbette şudur: kime göre, neye göre?
1) Ben Türküm ve tam yağlı klasik peynir yemekten hoşlanırım. Ve turlu turlu yoresel peynir cesitlerinden de... Mesela tulum peyniri, eski kasar, otlu peynir... Aksine yağsız, tuzsuz ve doğal olarak tatsız peynirler yemek beni asil tiksindiren, gına getiren çeşitlerdir.
2) Ey sayin Michel Montignac! Sorarim sana benim yediğim tam yagli inek peyniri nasıl, sen hiç tadına baktın mı?
3) Aynı şey yoğurdum icin de geçerli, sen benim gibi her yemeğin yaninda kase kase yoğurt yer misin? Böyle bir aliskanligin ve ilgin var mi?
4) Hele hele zeytin? En ama en faydali gıda olan zeytin! Kitabinda niye bir kere bile hic bahsetmemissin acaba? Kokteyllerin icine bir tanecik koymaniz disinda zeytin diye bir kulturunuz olmadigindan dolayi bu mucizevi gidadan mahrum oluyor olmayasiniz sakin? Peki senin bu zavalli mahrumiyetin yuzunden ben de senin dediklerine uyarak mahrum olmak zorunda miyim?
Dedigim gibi her ne kadar sağlık acisindan olumlu taraflari ve onerileri olsa da kulturumuze yakin bir beslenme tarzi olmadigini dusunuyorum.