Kafanız aynı benim kafa. Sizi çok iyi anlıyorum her şey tam olsun, güzel olsun diye ince eleyip sık dokuyorsunuz... fakat nasıl bir cehenneme sürüklendiğinizi bilmiyorsunuz benim bir önceki konumu okumanızı tavsiye ederim. Hiçbir şey gizli kalmıyor bilin ortaya çıktığında daha çok vicdan azabı çeker mahvolursunuz. Ama güzel olan bir şey var hatanızın farkındasınız kararınızı verin bu durumu sakın uzatmayın
Herkese merhaba,
İşin içinden çıkamadığım, gittikçe battığım durumumla ilgili önerilerinize çok ihtiyacım var. Uzun olursa şimdiden affola.
4 yıl önce üniversitede tanışarak başlayan bir ilişkim var, şuan ben 26 yaşındayım o ise 29. Ailenin tek çocuğu, ben ondan önce mezun olup direk iş hayatına atıldım çok şükür şansım yaver gitti sonra daha iyi bir işe geçtim. O ise zar zor mezun olduktan sonra ne yapacağını bilemez, okuduğu bölümden memnun olmayan, hayata sitemkar bakan birine dönüştü. Tembelliğe, boşvermişliğe dayanamadım ve ayrılmak istedim. Ben stres altında canla başla çalışırken o evde yatıyor, bu durum sinirlerimi aşırı bozuyordu. Ayrıldık.
Ardından beğendiğim biriyle görüşmeye başladım, adım atmıştı fakat erkek arkadaşım olduğunu anlayınca geri çekilmişti. Yaklaşık 1.5 ay onunla görüştük. İş hayatında son derece başarılı, sempatik ve bana değer veren biriydi.
Temiz bi ailenin çocuğu olduğu belliydi, hatta daha önce hiç cinsel ilişki dahi yaşamamış benim yaşamış olmama önce bozulmuş sonra ise devam etmek istediğini söylemişti. Kendisiyle aramızda bu anlamda bir şey geçmedi. Geziyor,eğleniyorduk fakat ayrılıktan yeni çıkmam sebebiyle gösterdiği yoğun ilgi beni sıkboğaz etmeye başladı. Kafamı toparlayamamıştım, bazen yalnızlığa ihtiyacım vardı fakat bunu anlayamadı. Sonra deli gibi eski sevgilimdeki konfor alanını(!), o tanıdık/rahatlık hissini özledim. Ayrılmak istediğimi söyledim ve ardından eski sevgilime geri döndüm. Sanki uzun süren güzel tatilin ardından kendi evimdeki yatağa dönmüş gibiydim.
Bu ayrılık döneminde kendisi bana her şeyi yoluna sokacağını, beni ne kadar sevdiğini açıklayan mesajlar atıyordu. Öyle de oldu. 3-4 ay sürede kendisine ofis açtı, hayatındaki ilk iş ortamına girmeye başladı. Tekrar devam ediyorduk fakat işi olmadığı için onu yarı yolda bıraktığımı ima ediyordu aslında sorunu iş bulamamak değil, iş aramamak ve bu yaşta hala daha ne yapacağını bilememekti. Spesifik bir bölüm okuduğundan çalışma alanı kısıtlıydı maalesef. Eskisi gibi olmasa da uzun ilişkinin getirisi o beni biliyor, ben onu biliyordum. Beni sevdiğini, tüm kötü özelliklerime bile hayat boyu katlanmaya razı olduğunu çok iyi biliyordum. Ama ben gittikçe onun için aynı şeyleri hissetmemeye başladım. Resmen gözüm dışarıdaydı! Bi tarafımda melek 'sen bunu ona nasıl yaparsın, o senin her anında yanında olmaya hazır' diyor, şeytan ise ' bunu yapmaya seni o itti, seni kaybetmemek için daha çok çırpınmalıydı' diyordu.
Aradığını bulamamış olmanın huzursuzluğu vardı içimde.Annem artık evlilik imalarında bulunuyordu fakat onun işleri iyi gitmiyor, hala ne yapacağını tam olarak bilemiyor ve biz asla önümüzü göremiyorduk. Üstelik yaşamak istediğimiz iller farklıydı ve ben asla oraya gitmek istemiyordum. Bu konuda da orta yol bulmamız zordu. Buluştuğumuzda her şey güzeldi ama geri kalan zamanlarda onu özlemiyordum, 3-4 haftada bir buluşuyorduk. Tüm bunları düşünerek ondan vazgeçmeyi planlarken, bir yandan kendimi delicesine bencil görüyor ve kendimden nefret ediyordum.
Kendimi, hayatı ve ne yapacağımı o kadar sorgular oldum ki, mutsuzluk benim için kaçınılmaz hale geldi. Bu ilişkiyi bitirmeden, o 1.5 ay boyunca görüştüğüm eski erkek arkadaşıma mesaj attım geçen gün. 'Bazen sorguluyorum, böyle bitmemeliydi çabuk vazgeçtim' yazdım. Şaşırdı ama onun da içinde hala bir şeyler kalmış olacağını düşünüyorum. Yalnız iş değişikliği sebebiyle farklı bir ile taşınmış. Muhabbeti fazla uzatamadım yazmıyorum, yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum. İkisini de aldatıyorum, ikisine de haksızlık yapıyorum şuan. Neden diğerini sonlandırmıyorum veya önce tutunacak bir dal mı arıyorum bilmiyorum.
Mutsuzum, huzursuzum , aldatma kelimesinden nefret eden ben göz göre göre ateşe doğru gidiyorum. Vereceğiniz fikir ve tavsiyelere çok ihtiyacım var. Şimdiden çok teşekkürler.
Sana yaptıgın yanlış diye saydırmıycam. Çünkü sende biliyorsun yanlışları. Bu çok önemli ve güzel. Bence de destek almalısın.Herkese merhaba,
İşin içinden çıkamadığım, gittikçe battığım durumumla ilgili önerilerinize çok ihtiyacım var. Uzun olursa şimdiden affola.
4 yıl önce üniversitede tanışarak başlayan bir ilişkim var, şuan ben 26 yaşındayım o ise 29. Ailenin tek çocuğu, ben ondan önce mezun olup direk iş hayatına atıldım çok şükür şansım yaver gitti sonra daha iyi bir işe geçtim. O ise zar zor mezun olduktan sonra ne yapacağını bilemez, okuduğu bölümden memnun olmayan, hayata sitemkar bakan birine dönüştü. Tembelliğe, boşvermişliğe dayanamadım ve ayrılmak istedim. Ben stres altında canla başla çalışırken o evde yatıyor, bu durum sinirlerimi aşırı bozuyordu. Ayrıldık.
Ardından beğendiğim biriyle görüşmeye başladım, adım atmıştı fakat erkek arkadaşım olduğunu anlayınca geri çekilmişti. Yaklaşık 1.5 ay onunla görüştük. İş hayatında son derece başarılı, sempatik ve bana değer veren biriydi.
Temiz bi ailenin çocuğu olduğu belliydi, hatta daha önce hiç cinsel ilişki dahi yaşamamış benim yaşamış olmama önce bozulmuş sonra ise devam etmek istediğini söylemişti. Kendisiyle aramızda bu anlamda bir şey geçmedi. Geziyor,eğleniyorduk fakat ayrılıktan yeni çıkmam sebebiyle gösterdiği yoğun ilgi beni sıkboğaz etmeye başladı. Kafamı toparlayamamıştım, bazen yalnızlığa ihtiyacım vardı fakat bunu anlayamadı. Sonra deli gibi eski sevgilimdeki konfor alanını(!), o tanıdık/rahatlık hissini özledim. Ayrılmak istediğimi söyledim ve ardından eski sevgilime geri döndüm. Sanki uzun süren güzel tatilin ardından kendi evimdeki yatağa dönmüş gibiydim.
Bu ayrılık döneminde kendisi bana her şeyi yoluna sokacağını, beni ne kadar sevdiğini açıklayan mesajlar atıyordu. Öyle de oldu. 3-4 ay sürede kendisine ofis açtı, hayatındaki ilk iş ortamına girmeye başladı. Tekrar devam ediyorduk fakat işi olmadığı için onu yarı yolda bıraktığımı ima ediyordu aslında sorunu iş bulamamak değil, iş aramamak ve bu yaşta hala daha ne yapacağını bilememekti. Spesifik bir bölüm okuduğundan çalışma alanı kısıtlıydı maalesef. Eskisi gibi olmasa da uzun ilişkinin getirisi o beni biliyor, ben onu biliyordum. Beni sevdiğini, tüm kötü özelliklerime bile hayat boyu katlanmaya razı olduğunu çok iyi biliyordum. Ama ben gittikçe onun için aynı şeyleri hissetmemeye başladım. Resmen gözüm dışarıdaydı! Bi tarafımda melek 'sen bunu ona nasıl yaparsın, o senin her anında yanında olmaya hazır' diyor, şeytan ise ' bunu yapmaya seni o itti, seni kaybetmemek için daha çok çırpınmalıydı' diyordu.
Aradığını bulamamış olmanın huzursuzluğu vardı içimde.Annem artık evlilik imalarında bulunuyordu fakat onun işleri iyi gitmiyor, hala ne yapacağını tam olarak bilemiyor ve biz asla önümüzü göremiyorduk. Üstelik yaşamak istediğimiz iller farklıydı ve ben asla oraya gitmek istemiyordum. Bu konuda da orta yol bulmamız zordu. Buluştuğumuzda her şey güzeldi ama geri kalan zamanlarda onu özlemiyordum, 3-4 haftada bir buluşuyorduk. Tüm bunları düşünerek ondan vazgeçmeyi planlarken, bir yandan kendimi delicesine bencil görüyor ve kendimden nefret ediyordum.
Kendimi, hayatı ve ne yapacağımı o kadar sorgular oldum ki, mutsuzluk benim için kaçınılmaz hale geldi. Bu ilişkiyi bitirmeden, o 1.5 ay boyunca görüştüğüm eski erkek arkadaşıma mesaj attım geçen gün. 'Bazen sorguluyorum, böyle bitmemeliydi çabuk vazgeçtim' yazdım. Şaşırdı ama onun da içinde hala bir şeyler kalmış olacağını düşünüyorum. Yalnız iş değişikliği sebebiyle farklı bir ile taşınmış. Muhabbeti fazla uzatamadım yazmıyorum, yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum. İkisini de aldatıyorum, ikisine de haksızlık yapıyorum şuan. Neden diğerini sonlandırmıyorum veya önce tutunacak bir dal mı arıyorum bilmiyorum.
Mutsuzum, huzursuzum , aldatma kelimesinden nefret eden ben göz göre göre ateşe doğru gidiyorum. Vereceğiniz fikir ve tavsiyelere çok ihtiyacım var. Şimdiden çok teşekkürler.
Sana yaptıgın yanlış diye saydırmıycam. Çünkü sende biliyorsun yanlışları. Bu çok önemli ve güzel. Bence de destek almalısın.
Sen yalnız yaşayamayacagına inanmışsın. Kalbini bile yedekli çalıştırıyosun. Biri olmazsa diğeri olur.
Bunu bilerek yada bilmeyerek sana yaptıran asıl şey kendini sevmemek, yetersiz hissetmek, yalnızlık korkusu...
Oysa kimse olmadan da mutlu olunabilir. Önce ikisinden de uzaklaşarak başla işe. Sonra hayatında kimse olmadan yaşamaya ayakta durmaya alış. Tek başına mutlu olmayı öğren. Yoksa evlensende deli divane sevilsende hep eksik kalırsın. İnsan kendini severse her şartta her türlü eksikliği yenebilir
Sonra kafanı iyice topla gittigin psikiyatr seni rahatlatır ve doğru zamanı bulmanı sağlar.
Hangisini özlediysen ona dönersin veya ikisinede dönmez her anlamda tatmin olacagın biriyle olursun.
Bazen kuma çakılmış gemiyi iterek yüzdürmeye çalışıyoruz. Oysa gitmiyorsa zorlamaya gerek yok. . .
İlişkileri kendine bağ olarak görme.
Gülmek için, eğlenmek için, sevilmek için, değerli hissetmek için, başarılı olmak için..... karşı cinse veya herhangi bi insana ihtiyaç duymamalıyız.
Gidip bi parka oturdugunda sohbet ettigin bi amca veya bi çocuk bile senin kendini sevmene yetmeli...
Aksi halde sana deli divane aşık olan biriyle evlide olsan çocugunda olsa onu aldatırsın .
Sen bence yazar ol çok uzun yazmışsın ama akıcı olmuşHerkese merhaba,
İşin içinden çıkamadığım, gittikçe battığım durumumla ilgili önerilerinize çok ihtiyacım var. Uzun olursa şimdiden affola.
4 yıl önce üniversitede tanışarak başlayan bir ilişkim var, şuan ben 26 yaşındayım o ise 29. Ailenin tek çocuğu, ben ondan önce mezun olup direk iş hayatına atıldım çok şükür şansım yaver gitti sonra daha iyi bir işe geçtim. O ise zar zor mezun olduktan sonra ne yapacağını bilemez, okuduğu bölümden memnun olmayan, hayata sitemkar bakan birine dönüştü. Tembelliğe, boşvermişliğe dayanamadım ve ayrılmak istedim. Ben stres altında canla başla çalışırken o evde yatıyor, bu durum sinirlerimi aşırı bozuyordu. Ayrıldık.
Ardından beğendiğim biriyle görüşmeye başladım, adım atmıştı fakat erkek arkadaşım olduğunu anlayınca geri çekilmişti. Yaklaşık 1.5 ay onunla görüştük. İş hayatında son derece başarılı, sempatik ve bana değer veren biriydi.
Temiz bi ailenin çocuğu olduğu belliydi, hatta daha önce hiç cinsel ilişki dahi yaşamamış benim yaşamış olmama önce bozulmuş sonra ise devam etmek istediğini söylemişti. Kendisiyle aramızda bu anlamda bir şey geçmedi. Geziyor,eğleniyorduk fakat ayrılıktan yeni çıkmam sebebiyle gösterdiği yoğun ilgi beni sıkboğaz etmeye başladı. Kafamı toparlayamamıştım, bazen yalnızlığa ihtiyacım vardı fakat bunu anlayamadı. Sonra deli gibi eski sevgilimdeki konfor alanını(!), o tanıdık/rahatlık hissini özledim. Ayrılmak istediğimi söyledim ve ardından eski sevgilime geri döndüm. Sanki uzun süren güzel tatilin ardından kendi evimdeki yatağa dönmüş gibiydim.
Bu ayrılık döneminde kendisi bana her şeyi yoluna sokacağını, beni ne kadar sevdiğini açıklayan mesajlar atıyordu. Öyle de oldu. 3-4 ay sürede kendisine ofis açtı, hayatındaki ilk iş ortamına girmeye başladı. Tekrar devam ediyorduk fakat işi olmadığı için onu yarı yolda bıraktığımı ima ediyordu aslında sorunu iş bulamamak değil, iş aramamak ve bu yaşta hala daha ne yapacağını bilememekti. Spesifik bir bölüm okuduğundan çalışma alanı kısıtlıydı maalesef. Eskisi gibi olmasa da uzun ilişkinin getirisi o beni biliyor, ben onu biliyordum. Beni sevdiğini, tüm kötü özelliklerime bile hayat boyu katlanmaya razı olduğunu çok iyi biliyordum. Ama ben gittikçe onun için aynı şeyleri hissetmemeye başladım. Resmen gözüm dışarıdaydı! Bi tarafımda melek 'sen bunu ona nasıl yaparsın, o senin her anında yanında olmaya hazır' diyor, şeytan ise ' bunu yapmaya seni o itti, seni kaybetmemek için daha çok çırpınmalıydı' diyordu.
Aradığını bulamamış olmanın huzursuzluğu vardı içimde.Annem artık evlilik imalarında bulunuyordu fakat onun işleri iyi gitmiyor, hala ne yapacağını tam olarak bilemiyor ve biz asla önümüzü göremiyorduk. Üstelik yaşamak istediğimiz iller farklıydı ve ben asla oraya gitmek istemiyordum. Bu konuda da orta yol bulmamız zordu. Buluştuğumuzda her şey güzeldi ama geri kalan zamanlarda onu özlemiyordum, 3-4 haftada bir buluşuyorduk. Tüm bunları düşünerek ondan vazgeçmeyi planlarken, bir yandan kendimi delicesine bencil görüyor ve kendimden nefret ediyordum.
Kendimi, hayatı ve ne yapacağımı o kadar sorgular oldum ki, mutsuzluk benim için kaçınılmaz hale geldi. Bu ilişkiyi bitirmeden, o 1.5 ay boyunca görüştüğüm eski erkek arkadaşıma mesaj attım geçen gün. 'Bazen sorguluyorum, böyle bitmemeliydi çabuk vazgeçtim' yazdım. Şaşırdı ama onun da içinde hala bir şeyler kalmış olacağını düşünüyorum. Yalnız iş değişikliği sebebiyle farklı bir ile taşınmış. Muhabbeti fazla uzatamadım yazmıyorum, yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum. İkisini de aldatıyorum, ikisine de haksızlık yapıyorum şuan. Neden diğerini sonlandırmıyorum veya önce tutunacak bir dal mı arıyorum bilmiyorum.
Mutsuzum, huzursuzum , aldatma kelimesinden nefret eden ben göz göre göre ateşe doğru gidiyorum. Vereceğiniz fikir ve tavsiyelere çok ihtiyacım var. Şimdiden çok teşekkürler.
Sen bence yazar ol çok uzun yazmışsın ama akıcı olmuş
Ve bi süre yalnız kalmaya ihtiyacın varmış gibi geldi bana
Evlilik için yanlış kişilerle birlikte olma derim
Hicbir şey için geç degil
Sanki evlisin paçanda iki çocuk var gitmek istiyorsun da gidemiyorsun
Ne acıklı hale getirdin ayrıl sevgilinden
Ikisini de sevmiyorsun
Ama senin asıl korkun yalnızlık
Ikisinden de ayrıl yalnız kalmanın korkunç bir şey olmadığını çöz daha sonra birini al hayatına
Kimse senin oyuncağın değil
4 yıl olunca ve karşınızdaki iyi, size değer veren biri olunca maalesef kolay olmuyor
İkisinde de vazgeç yeni bir başlangıç yap ama onları geride bırakarak resmen ikisini birbine karıştirmissin bir adam edememişHerkese merhaba,
İşin içinden çıkamadığım, gittikçe battığım durumumla ilgili önerilerinize çok ihtiyacım var. Uzun olursa şimdiden affola.
4 yıl önce üniversitede tanışarak başlayan bir ilişkim var, şuan ben 26 yaşındayım o ise 29. Ailenin tek çocuğu, ben ondan önce mezun olup direk iş hayatına atıldım çok şükür şansım yaver gitti sonra daha iyi bir işe geçtim. O ise zar zor mezun olduktan sonra ne yapacağını bilemez, okuduğu bölümden memnun olmayan, hayata sitemkar bakan birine dönüştü. Tembelliğe, boşvermişliğe dayanamadım ve ayrılmak istedim. Ben stres altında canla başla çalışırken o evde yatıyor, bu durum sinirlerimi aşırı bozuyordu. Ayrıldık.
Ardından beğendiğim biriyle görüşmeye başladım, adım atmıştı fakat erkek arkadaşım olduğunu anlayınca geri çekilmişti. Yaklaşık 1.5 ay onunla görüştük. İş hayatında son derece başarılı, sempatik ve bana değer veren biriydi.
Temiz bi ailenin çocuğu olduğu belliydi, hatta daha önce hiç cinsel ilişki dahi yaşamamış benim yaşamış olmama önce bozulmuş sonra ise devam etmek istediğini söylemişti. Kendisiyle aramızda bu anlamda bir şey geçmedi. Geziyor,eğleniyorduk fakat ayrılıktan yeni çıkmam sebebiyle gösterdiği yoğun ilgi beni sıkboğaz etmeye başladı. Kafamı toparlayamamıştım, bazen yalnızlığa ihtiyacım vardı fakat bunu anlayamadı. Sonra deli gibi eski sevgilimdeki konfor alanını(!), o tanıdık/rahatlık hissini özledim. Ayrılmak istediğimi söyledim ve ardından eski sevgilime geri döndüm. Sanki uzun süren güzel tatilin ardından kendi evimdeki yatağa dönmüş gibiydim.
Bu ayrılık döneminde kendisi bana her şeyi yoluna sokacağını, beni ne kadar sevdiğini açıklayan mesajlar atıyordu. Öyle de oldu. 3-4 ay sürede kendisine ofis açtı, hayatındaki ilk iş ortamına girmeye başladı. Tekrar devam ediyorduk fakat işi olmadığı için onu yarı yolda bıraktığımı ima ediyordu aslında sorunu iş bulamamak değil, iş aramamak ve bu yaşta hala daha ne yapacağını bilememekti. Spesifik bir bölüm okuduğundan çalışma alanı kısıtlıydı maalesef. Eskisi gibi olmasa da uzun ilişkinin getirisi o beni biliyor, ben onu biliyordum. Beni sevdiğini, tüm kötü özelliklerime bile hayat boyu katlanmaya razı olduğunu çok iyi biliyordum. Ama ben gittikçe onun için aynı şeyleri hissetmemeye başladım. Resmen gözüm dışarıdaydı! Bi tarafımda melek 'sen bunu ona nasıl yaparsın, o senin her anında yanında olmaya hazır' diyor, şeytan ise ' bunu yapmaya seni o itti, seni kaybetmemek için daha çok çırpınmalıydı' diyordu.
Aradığını bulamamış olmanın huzursuzluğu vardı içimde.Annem artık evlilik imalarında bulunuyordu fakat onun işleri iyi gitmiyor, hala ne yapacağını tam olarak bilemiyor ve biz asla önümüzü göremiyorduk. Üstelik yaşamak istediğimiz iller farklıydı ve ben asla oraya gitmek istemiyordum. Bu konuda da orta yol bulmamız zordu. Buluştuğumuzda her şey güzeldi ama geri kalan zamanlarda onu özlemiyordum, 3-4 haftada bir buluşuyorduk. Tüm bunları düşünerek ondan vazgeçmeyi planlarken, bir yandan kendimi delicesine bencil görüyor ve kendimden nefret ediyordum.
Kendimi, hayatı ve ne yapacağımı o kadar sorgular oldum ki, mutsuzluk benim için kaçınılmaz hale geldi. Bu ilişkiyi bitirmeden, o 1.5 ay boyunca görüştüğüm eski erkek arkadaşıma mesaj attım geçen gün. 'Bazen sorguluyorum, böyle bitmemeliydi çabuk vazgeçtim' yazdım. Şaşırdı ama onun da içinde hala bir şeyler kalmış olacağını düşünüyorum. Yalnız iş değişikliği sebebiyle farklı bir ile taşınmış. Muhabbeti fazla uzatamadım yazmıyorum, yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum. İkisini de aldatıyorum, ikisine de haksızlık yapıyorum şuan. Neden diğerini sonlandırmıyorum veya önce tutunacak bir dal mı arıyorum bilmiyorum.
Mutsuzum, huzursuzum , aldatma kelimesinden nefret eden ben göz göre göre ateşe doğru gidiyorum. Vereceğiniz fikir ve tavsiyelere çok ihtiyacım var. Şimdiden çok teşekkürler.