M. Canan Efendigil Karatay, ömrünün 50 yılını hekimlik hizmetine adamış, birçok ünlü isme hocalık yapmış, değerli bir kardiyoloji profesörü. Prof. Dr. Canan Karatay Efendigil Türkiye’de ilk kez uyluk artar damarı yoluyla koroner anjiografi yapan kişi; yani işin duayenlerinden biri. Yıllarca Dünya’nın Avusturalya haricindeki 4 kıtasında ünlü kalp merkezlerinde hekimlik yapmış. Canan Hoca’yi birçok kardiyologdan ayıran önemli bir özelliği var. Hocamız onlar gibi kolesterol masallarına inanmıyor. Türk insanının sağlığı için hiç kimsenin söylemeye cesaret edemediği konulara bilimsel gerçekler ışığında açıklık getiriyor. Halen İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Anabilim Dalları’nda Öğretim Üyesi olan Prof. Karatay, kilo vermenin ABC’sini öğretirken, yıllardır cevabı merak edilen ‘zayıf kalmanın sırrını’ da açıklıyor.
Yumurtayı yasaklamak cinayettir.
Kırmızı et, yağ, yumurta özellikle kolesterolü yüksek kişilere önerilmez. Karatay bu gıdaların değil asıl şeker ve karbonhidratın zararlı olduğunun altını çiziyor: “Kırmızı eti yasaklayan Amerikan diyet listeleri. Çünkü ABD’deki kırmızı etle bizim yediğimiz arasında büyük fark var. Oradaki hormonla büyütülmüş sığır! Onlar kuzu, koyun, dana bilmezler. Koyun, kuzu eti en sağlıklı etlerdir ama hayvanlar hür dolaşıyorsa... En sağlıklı yağlar soğuk baskı zeytinyağı ve doğal köy tereyağıdır. Örneğin Trabzon yağı... En tehlikelisi ise Omega 6, kanserojendir ve maalesef ayçiçeği, mısırözü ve margarin gibi bitkisel yağlarda bolca bulunur. Çiftlikte koşup oynayan, börtü böcek yiyen, hür tavuk yumurtası hiç zararlı değil. Bu açıdan yumurta yasaklamak kadar büyük bir cinayet yok!”
Pişirme tekniğinin de çok önemli olduğunu hatırlatan Karatay, tehlikeli trans yağların pişirme sırasında ortaya çıktığını vurguluyor: “Etin kızartılması veya şinitzel olarak servis edilmesi tehlikelidir. Örneğin hamsi çok sağlıklıdır ama onu mısır ununa bulayıp kızartırsanız kanserojendir. Mısırözü veya ayçiçeği yağı yüksek ısıda bozulur ve trans yağa dönüşür. Oysa zeytinyağı ve tereyağı ısıya dayanıklıdır. Yumurtayı kavurduğunuz zaman ya da çok katı haşladığınız zaman zararlıdır. Sarısının etrafı yeşile dönüşür, ağızda un gibi dağılır. Yumurtayı tavaya koyup biraz zeytinyağı veya saf tereyağıyla karıştırıp üstünü kapatır, kendi buharında pişmeye bırakırsanız bol bol yiyebilirsiniz.”
Ara öğünlere gerek yok
Karatay, meyve suları ve ekmeğin her türünün kilo vermenin önündeki en büyük engel olan insülin direncine neden olduğunu anlatıyor. Meyve ve meyve sularının barındırdığı früktozun (meyve şekeri) çok tehlikeli olduğuna da değinen Karatay her türlü hazır gıdanın früktoz içerdiğini söylüyor. Karatay pekmez, bal gibi sağlıklı sanılan gıdaların da insülin direncini başlatıp sürdürdüğünü hatırlatıyor: “İnsülin direncini başlatan şey hareketsizlik. Üstüne meyve yemek, üstüne ekmek, simit, baklava, börek yemek. Herkes akşam yemeğinden sonra televizyonun karşısında iki tane portakal, iki tane elma, bir tane muz yiyip yatağa giriyor. Eğer kilo vermek istiyorsanız vücudunuzun leptin salgılamasına izin vermelisiniz. Çünkü insülin hormonu yağları biriktirir, leptin de eritir. ‘Sık sık yiyin’ diyor, ara öğün öneriyorlar. Oysa ağzınıza bir şey attığınızda insülin salgılanıyor. Evet metabolizmanız çalışıyor, hızlanıyor ama yağları eritmek için değil depo etmek için! İnsülin yüksek kaldığı sürece kilo vermenize ihtimal yok.
İnsülin direncini kırmak için sağlıklı yağlar tüketilmeli. Zeytinyağı, tereyağı ve balık yağı dediğimiz Omega 3. Ancak balık yağı çabuk bozulur, bu yüzden mutlaka yüksek bir antioksidanla alınmalı. Örneğin bir avuç taze böğürtlen, ahududu, çilek, kiraz ya da yaban mersini...”
Ekmekten vazgeçebilirsiniz
KARATAY “Ekmeği hayatınızdan çıkarın” deyince şaşırıyoruz. Belki diğer öğünleri geçiştirebiliriz ama kahvaltı ekmeksiz olur mu hiç? Karatay bunun mümkün olduğunu söylüyor: “Sabah kahvaltısında iki yumurtayla yapılmış omlet, avucunuz kadar peynir. Diyet olmayacak ama tansiyonu yüksek olanlar suya koyup tuzunu alabilir. Bunların yanında ince belli bir çay bardağı ceviz yiyebilirsiniz ekmek yerine. Bana gelen hastalar ‘Ekmek yemezsek B vitaminini nereden alacağız?’ diyorlar. Fındık, fıstık, ceviz bunlarla dolu. ‘Her gün iki, üç ceviz yiyorum” diyorlar. İki ceviz 80 kiloluk insanın nesine yarar ama onun yerine sekiz dilim ekmek yiyor. İşte terslik burada. Çeviri diyet listelerinde zeytin yer almaz çünkü adamların memleketinde zeytin yok. Bir tek kokteyl zeytinini biliyorlar. Sabah kahvaltısında 9-10 isterseniz 20 tane zeytin yiyebilirsiniz. Pastırma en sağlıklı et çünkü kurutulmuş. Kahvaltıda rahatlıkla pastırmalı yumurta yiyebilirsiniz. Böyle bir kahvaltı yaptığınızda size iki öğün bile yeter. Eğer bir şeyler yedikten iki saat sonra acıkıyorsanız o zaman sorun var! Zaten kilo vermenin karşısındaki en büyük korku da açlık korkusu. Düşük glisemik indeksli gıdalar açlığı önlüyor. Siz her öğün arasında 3-4 saat verdiğinizde leptin hormonu devreye giriyor, yağlarımızı ara öğün olarak kullanıyor ve böylece kilo veriyoruz.”