Kararlı dua, kaderin anahtarıdır!

Allah bizleri dua etmeye ve dua etmeyi sürdürmeye teşvik eder. Aynı şeyi tekrar tekrar istemek yanlış bir şey değildir. Dua ettiğiniz şey Allahın isteği dahilinde olduğu sürece, Allah isteğinizi yerine getirene ya da arzuyu kalbinizden yok edene kadar istemeye devam edin.

Bazen Yaradan bizlere sabır ve sebat öğretmek için dualarımıza bir yanıt beklemeye zorlar. Bazen henüz Allahın yaşamlarımız için olan zamanlamasında olmayabilecek bir şey isteriz.

Bazen Yaradanın bizim için isteği olmayan bir şey isteriz ve Allah da bize “hayır” der. Dua sadece yüce yaradana kendi isteklerimizi sunmak değil, Onun da bizim yüreğimize Kendi isteğini sunmasıdır.

Allah, ya size isteğinizi verene ya da sizin kendi isteğinizin O’nun sizin için isteği olmadığı konusunda sizi ikna edene dek istemeye, kapıya vurmaya ve aramaya devam edin.
 
İsrailoğullarından bir din adamı şöyle demiştir: "Ey Rabbim !Nİce kez sana isyan ettim ama beni cezalandırmadın. "

Ona şöyle cevap gelmiş:"Seni kaç kez cezalandırdım, ama senin haberin yok .Seni bana MÜNACAATTAN /YALVARMAKTAN MAHRUM BIRAKMADIM MI??

HZ. Ömer der ki;
"Ben duanın kabul edilmemesi kaygısı taşımam. İçimde dua etme isteğinin olmamasının kaygısını taşırım."
 
“Bütün istek ve ihtiyaçlarımız için yalnız ve ancak O’na dua etmek çözüm olabilir. İhtiyaç ve isteklerimizi elde etme, dert ve tasalarımızdan kurtulma konusunda bize sadece O yardım edebilir.

O’na dua ederek ve O’ndan yardım isteyerek aşamayacağımız sıkıntı, üstesinden gelemeyeceğimiz üzüntü, gam ve keder, dert ve tasa yoktur.

İster maddi, ister manevi hiçbir dert ve tasa O’nun izni olmadan bize gelip musallat olamaz, bize ulaşamaz. Bildiğimiz veya bilmediğimiz bütün bela ve musibetler, sadece O’nun emri ve izniyle gelir ve yine sadece O’nun müsaadesiyle gider…”
 
"Dua, hem şiddeti içermeli, hem sürekli ve ısrarlı bir biçimde ihlas ve samimiyeti, hem de bir tür atılganlık durumunu ifade etmelidir."

İşte bu, bir tür atılganlık durumu, güzel bir durumdur. İslami dua metinlerinde, bu durum, ısrarlı bir biçimde görülür ve çoğunlukla şöyle denilir:

"Tıpkı bir çocuğun annesinden ısrarla isteyişi gibi iste."
 
Ümitsizliğe kapildigim anlardayım. Yazdıklarınızı gözlerim dolarak okudum. Lütfen yazmaya devam edin. Bazen bunlar boş teselli diyorum ne yaparsam yapayım ne kadar dua edersem edeyim olmuyor hayırlısı demek kolay ama yaşayınca olayın içinde olunca hayırlısı buymuş dyemiyosun ki herşeye gücü yeten allah istese şerleri de hayra çevirir ama olmadı..
 

Ümitsizlik şeytandandır. İnanan insan mutlaka, şartsız şüphesiz, daima, kesintisiz biçimde ümitvar düşünmeli... Çünkü merhametliler merhametlisi, kudreti sonsuz, her şeye gücü yeten, yüceler yücesi büyük Yaradanımız var...
O Ol! derse olmazlar olur. Siz O'na kendinizi teslim edin. O'na sığının.

Üzülmeyin. Ümidinizi hiç yitirmeyin. Sürekli ve ısrarla ürpererek dualar edin. Özellikle gece yarısı ve sabah güneş doğarken... Aslında her daim..

Böylelikle istediğiniz şey Onun da sizin için dilediğiyse, o istek mutlaka gerçekleşecektir. Ama sizin istediğiniz şey Onun dilediği değilse yine de o dualarınız asla boşa gitmeyecek, sizin hayrınıza olan en iyi seçenek gerçekleşecektir. Duanın faydası budur.
İstediğiniz şeyin olmamasıyla ilgili de sizin kalbiniz ikna olacak ve ferahlık oluşacaktır. Ama yoğun, derinlikli ve ısrarlı dua şart..Dua etme kültürünüzü derinleştirebilirsiniz...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Şu dünya hayatında isteklerimizi istisnasız ciddiyetle dinleyen ve kabul etmek için keyfi davranmayan tek zat şanı büyük herşeyin dizginleri elinde olan yüce Allah'tır. Buna gönülden ikna olun ve duaya sarılın.

Ancak bu şekilde "dert zengini" olmaktan sıyrılıp, "huzur zengini" olmaya terfi edebilirsiniz:)
 
Elimden geldiğince ibadetlerimi yapmaya çalışırım. İş saatlerim dışında namazlarımı kılarım dua ederim ama hayatımda her şey yolunda gittiği zamanlarda daha az dua okurdum şu sıralar ise hep dualara sarıldım. Bu da bir yerde ikiyüzlülük allaha yapılmış bir nankörlük gibi geliyor. Sanki mutlu zamanlarımda yeterince ibadet edemediğim için allah dualarıma icabet etmiycek dye düşünüyorum
 


Allah kabul etsin canım. Ancak ikiyüzlülük, nankörlük olarak düşüncen doğru değil. Şeytandan vesvese... Biz gaflete düşebilen, aciz, muhtaç varlıklarız. Acziyetimizi, sıkıntılarımızı ona bildirmeyip de kime bildirebiliriz ki... Dualarımız kadar ehemmiyetliyiz yüce Allah katında. Ayrıca dua başa gelmemiş ve gelmiş herşeye faydalıdır.

Bela ve musibet öncesinde ve sonrasında Allah’a sığınmak gerekir. Ama bela ve musibet öncesinde Allah’a sığınmak en güzel tedbirdir. Sonrasında sığınmanın da büyük yararları varsa da öncesinde sığınmak daha eftaldir.
 
‘Başınıza azap gelmeden önce tövbe ile Rabbinize yönelin ve O’na teslim olun. Sonra kurtulamazsınız. Haberiniz olmadan, ansızın başınıza azap gelmeden önce Rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun, onu hayatınıza uygulayın (Zümer suresi, 54-55).
 
Sanki mutlu zamanlarımda yeterince ibadet edemediğim için allah dualarıma icabet etmiycek diye düşünüyorum


Şu söz size rehber olsun:

"Ben duanın kabul edilmemesi kaygısı taşımam, İçimde dua etme isteğinin olmaması kaygısı taşırım… Çünkü kişiye dua etme isteği verilmişse, Kabul onunla beraberdir… ” Hz Ömer (r.a.)

Dua ederken Allahın sizin için en mükemmel şekilde o duayı kabul edeceğine inanın. Bütün hazinelerin anahtarı elinde olan tek ve gerçek İstek makamının büyüklüğünü hayal etmeye çalışın... Kudreti sonsuz, sultanımız Allah! Herhangi bir aciz insandan istemiyorsunuz. Dua işi bizim hayal edemeyeceğimizden çok ama çok daha kıymetli bir ibadet.

Örneğin ben "bana dua dua yalvarmayı nasip et" diye de dua ediyorum.

Ayrıca dua sonunda peygamberimizin dediği gibi "dualarımın ve istediklerimin hayırlısını lutfet! "diye de ekliyorum.
 
Ne kadar güzel bir konu olmuş, Allah razı olsun.. Bazen dua ettikten sonra düşünürüm, ne güzel 24 saat her an her saniye bizi huzuruna kabul eden bir Rabbimiz var.. Dua etmek için bir saat yok.. İster sabah, ister akşam, ister gecenin en karanlık saatinde.. O'na dua edebilmek, O'na sığınmak, varlığından haberdar olmak, sahipsiz olmadığımızı bilmek mükemmel bir şey.. Allah bu bilinçten ayırmasın bizi, dilimizden duayı eksik etmesin.. Dua edebilmek bile bir nasip meselesi.. Allah nasip ediyor, izin veriyor O'nu anmamıza.. O'nu anıyoruz, duamız kabul olsa da olmasa da kalbimiz huzur buluyor.. "Kalpler ancak Allah'ı anmakla tatmin olur" (Ra'd Suresi 28) O'nu anmayan unutan bir insan ister en büyük zengiliğin içinde olsun, ister zevk içinde yaşasın asla huzurluyum diyemez..

"Allah'ı unutup da Allah'ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın onlar, yoldan çıkan kimselerdir." (Haşir, 59/19)

Allah'ı unutmayalım, Allah da bize kendimizi unutturmasın.. Kaybolur gideriz kendi içimizin karanlığında, mahvoluruz, bizi ne mutlu edebilir ki...

Duam kabul olmuyor diye düşünmeyin, dua edebildiğiniz bir sahibimiz olduğunu, kimsesiz olmadığımızı düşünün.. Olmuyorsa vardır bir hayır deyin, sınav deyin ama karşılıksız kalmayacağını bilin, çünkü Allah her duaya icabet eder, Bakara Suresi 186. Ayette bildirdiği gibi; "Kullarım beni senden soracak olurlarsa, bilsinler ki ben pek yakınım. Bana dua edenin duasına icabet ederim. Öyleyse onlar da dâvetime icabet ve bana hakkıyla inanıp tasdik etsinler ki doğru yolda yürüyerek selâmete ersinler."

Rabbim hepimizin dualarını hayırlısıyla kabul etsin, dilimizden de duayı hiç eksik etmesin inşaAllah..
 
Allah affetsin bir ara istediklerim olmuyo dye allaha küstüm dua etmekten vazgeçtim ama çok uzun sürmedi yine allaha sığındım dilim damağım kuruyana kadar dua ettiğim zamanları bilirim. Bana bu dua istegi dua etme fırsatı verildiyse kabul olacaktır dedim olmadı yine de.. sonra şunu düşündüm biz ne kadar dua etsek de bu kaderi etkilemiyor eninde sonunda allahın bize yazdığını yaşıyoruz. Buna rağmen dua etmekten vazgeçmiyorum. Allahın bir bildigi var muhakkak. Çok güzel bir diliniz var. Yazdıklarınız içimize şu serpiyor
 

Dualar kaderi etkiliyor. Hiçbir duamız boşa gitmiyor. Sadece ölene kadarki hayatımızı değil, ahiretimizi bile etkiliyor.

Bizler çok sığ, dar düşünebiliyoruz. Eh insanız çünkü, kendi idrak penceremiz dar... Duaya başlarken istediğimiz makamın yüceliğini, ululuğunu idrak etmeye çalışırsak, o makam sahibinin dünyadaki makam sahipleri gibi kaprisli, kibirli, keyfi şekilde karar vermediğini, canının istediği gibi davranmayacağını, bizi gerçekten bizim yüksek yararımıza olacak şeyi vermek üzere mutlaka dinlediğini bilirsek, zaten gönül rahatlığı ile ona dua sonrası teslim olabiliriz. Tevekkül etmiş oluruz.

Size okumayı dilerseniz "istemenin esrarı" isimli kitabı da öneririm. Yazarı Muhammed Bozdağ...

 
İlaveten, Dua adabına riayet etmek de önemli konulardan.. Dualara büyük veya küçük yapmış olduğumuz hata ve günahlara samimi şekilde pimanlığımızı dile getirerek başlamak, sonrasından O'nu övmek, teşekkür etmek, şükretmek, sonra salavatlar okumak ile başlamak...

Dualarda adaba uygun olarak en çok peygamber duaları, kurandaki dualar, uhrevi dualar edilmeli. Mümin müslümanlara dualar edilmeli.Anne babamıza, ölmüşlerimize... Sonra dünyevi istek ve arzularımız... Bitirirken yine şükretmek, sonra en son yine salavatlarla kapamak...

Duaları en az 3 kez tekrar etmek...
 
Ayrıca dua dilimiz, uslubumuz incelik, zerafet yüklü, şık olmalı... Çünkü kapısının tokmağını vurduğumuz makam sahibi öyle...

."...ver....ver....ver...." demek yerine dileklerimizi "nasip eyle" "lutfet", "lutfeyle" gibi daha zarif bitirebiliriz...

 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…