Merhaba ben yeni üye oldum, artık çözüm bulamadığım konumu sizlerle paylaşmak, akıl almak istiyorum.
Ben 25 yaşındayım, sorumluluk bilinciyle, sevgi ile büyütülmüş bir aileye sahibim. Belki çok uzun olacak ama okuyup, fikir vermenizi diliyorum. Geçen senenin bitiminde biriyle tanıştım 8 saatlik uzaklıkta oturan ve ailesiyle beraber kendi işini yapan birisi, Tanışmamızdan 1 ay sonra ailemle tanışmak istedi ve tanıştılar. Sonrasında bir buçuk ay sonra istemeye geldiler. Benim ailem acele etmememi çok erken olduğunu söyleyip durdular dinlemedim. İstemeye geldiler, tanıştık o sırada annem bu işin aceleye gelmemesini maddi durumumuzun kısıtlı olduğundan ve benim çalışıp nişanı öyle yapacağımdan bahsetti. Çünkü ben anneme çalışıp nişanı kendim yapacağımı söylemiştim. Daha sonrasında döndüler ve o sıralar sevgilim bana çalışmamı istemediğini ve illa çalışacaksam onun yanında çalışmam gerektiğini nişanı da düğünü de ikimiz yapalım dedi. Tabii ailem tanımadıkları ve uzakta oldukları için beni göndermediler. Sonrasında biz gidip kendilerine misafir olduk ve döndük. İstemeden 5 ay sonra nişanımız oldu. Nişandan önce benim ailem ve ben şunları isteriz bunu takın onu alın demedik. Kaynanam bana nişanda bilezik takacağını söyledi sürekli, nişanı evde yapmamı istediler tabii bu süre zarfında çalışmadığım için dışarıda yapabilecek bütçem yoktu. Nişanımı evimde yaptım, hazırlık yaptım. Nişanlımın ailesi toplamda 12 kişi geldiler benimde teyzem, teyze çocukları, kendi ailem, arkadaşlarım vardı. Yüzükler takıldıktan sonra herkesin elini öpmeye kalktığımızda benim taraftan takılan altınlar oldu. Ama bana takılacak olan bileziği boşverin, nişanlıma 12 kişiden birisi bile para dahi takmadılar. Sonrasında nişanlım o gün bizde kaldı ailesi gitti. Gece ateşlendi ve tansiyonu düştü acile götürdük nişanlımı. Babasını arayıp "baba nişanlım kötü acile gittik bugün gelemez yarın gelsin" dedim. Kabul etmedi ben hastaneye götürürüm buraya gelsin dedi. Annemi araya soktum ve göndermedik. Babasının çağırma sebebi de iş için başka bir şey değil ki kendisi de, nişanlımın abisi de gidebilir. Bilezik takılmadığı için ben bu durumu nişanlıma düzgün bir dille annesinin böyle bir arzusu olduğunu neden yerine getiremediğini sordum. Nişanlımda annem seninle konuşacak dedi ve annesi bana bileziği evde unuttuğunu söyledi. Aradan 1 ay geçti nişanlım bayram için yanıma gelirken bileziği getirmiş kendisi taktıktan sonra sarıldığımızda bileziğin birkaç yerinde çizikler olduğunu fark ettim ama söylemedim ne aileme nede nişanlıma. Daha sonrasında ben sık sık nişanlımın evine gitmeye başladım. Nikah günü aldık, ve ben nikaha kadar oturacağımız evin eşyalarını almayı planlıyordum. Bir ay nişanlımda bir ay kendi evimde kaldım sürekli. Ve tek bir çöp dahi alamadım evime. Sürekli onlarla çalıştım, sabah erken kalktım kendi evimde yapmadığım her şeyi o eve, onlara severek yaptım. Ben şehirde doğup, büyüdüm. Nişanlım köyde doğmuş ve orada yaşıyor. Ama ailesinden farklı olarak meraklı, bilgi sahibi olmaya çalışan, çok çalışkan ve işinde çok başarılı bir insan. Ben rahat büyüyen bir insanım, aşırı bir rahatlıktan bahsetmiyorum saygısızlık etmedim kendi aileme, saygımı da asla bozmam. Ama kendi verdiğim karar benim ailem güvenir, karşı çıkmazlar, destek olurlar. Ben maalesef ki sigara kullanıyorum bunu benim ailemde biliyor, nişanlımda kullanıyor fakat biz düğüne karar bırakma kararı almıştık. Ben kendi evimde fazla sigara içerken, oraya gittiğim zamanlarda günde 1 taş çatlasın 2 sigara içerdim. Nişanlımda kaldığım bir gün nişanlım ve abisi işteyken ben anne ve babasıyla evdeyim. Yeni uyanmışım evde kimse yok annesi bahçede, babası dışarı çıkmış. Kahvaltı yaptım ve sigara içtim bulaşıkları yıkadım ortalığı topladım derken aradan bir saat geçti babası eve geldi elindeki poşetleri aldım mutfağa götürdüm. Babasının suratı 5 karış, bende annesinin yanına gidiyorum. Babası bana "saat kaç olmuş gitme artık annen gelir zaten" dedi. Ben yinede olsun bakayım bir diyerek gittim ve annesiyle geri döndüm babasının yanına. Oturduk babası bana direk olarak sen sigara mı içiyorsun, evin içi sigara kokusundan geçilmiyor, şöyle parası var böyle kötü diyerek sert bir şekilde susmadan konuştu. Cevap vermediğimden kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım. Ağladığımı görünce sen bilirsin dedi ve ben içeri geçtim. Çok ağırıma gitti söyledikleri bütün gün ağladım. Ağırıma gitti çünkü lafları bir öğüt değil, direkt olarak suçlayıcı kelimelerdi. Karşısına alıp sakin ve ılımlı şekilde öğüt verseydi asla ağırıma gitmezdi. Daha sonrasında annesi de çok üzüldü babasının yanına götürdü beni ve babası bana kırıldın mı dedi. Hayır dedim. İkinizde içiyorsunuz biliyorum dedi. Biz zaten bırakacağız bunu aramızda kararlaştırdık dedim. Sonrasında nişanlımın annesi ağlama şimdi söyleyeceksin nişanlında üzülecek dedi. Bu sözden sonra nişanlım geldiğinde konuyu açmadım ama o benim ve babasının halinden bir şeyler olduğunu anladı. Ertesi gün babası nişanlıma kendisi durumu anlatıp, beni şikayet etmiş, annene yardım etmemiş, sigara içmiş camdan dumanlar çıkıyordu, geç kalkmış bir şey yapmamış demiş nişanlıma ve nişanlım o gün boyunca suratı asık dolaştı. Sonra ısrar ettim ve anlattı babasıyla olan konuşmalarını, bende kendimi savunarak erken kalktığımı, evi temizlediğimi söyledim. Nişanlım babasından duyduğu için babasına karşı beni savunamadığını söyledi ilk benden duyması gerektiğini söyledi. Ben nişanlımın ailesini çok sevdim ve çok severek hizmet ettim. Yanlışlarım olabilir herkesin olabilir önemli olan bu yanlışı düzgünce halledebilmek bence. Sonrasında nişanlımın ailesiyle çok vakit geçirdiğim için onları çok iyi tanımaya başladım. Bu süre zarfında nişanlımın abisinin nişanlandığı fakat bizim nişanımızdan bir iki hafta sonra yüzük attıkları bir eltim vardı. Kızı ve kızın ailesini çok kötü anlattılar bana nişanlımın ailesi. Büyüden tutunda kızın annesinin deli olmasına kadar. Kızı tanıdıktan sonra telefonlaşırdık ben kendi evimdeyken ve biz aramızda konuşmaya başladık sonuçta benden daha iyi tanıyordu onları. Ben bileziğin çizik oluşundan, bileziğin eltime ait olduğunu düşündüm ve eltimden bileziğinin resmi varsa göndermesini istedim. Gönderdi ve bana takılan bileziğin aynısını gönderdi çok üzüldüm. Ama yinede bir bilezik uğruna evliliğe giden bir ilişkiyi bozmak istemedim yine kimseye bahsetmedim. Sonrasında ben sık sık nişanlıma gittiğimde , düğüne iki üç ay kala bana baskı yapmaya başladılar. Oturduğum koltuktan kalksam nereye gidiyorsun derlerdi. Her şeyime karışır sürekli yanımda olurlardı. Nişanlımla güzelce bir gün çıkıp eğlenerek gezdiğimi bilmem. Hep evdeyiz hep çalışıyoruz. Bunlar artık böyle olmaya başlayınca ve nişanlımın ailesinin beni sevmediğini hissetmeye başladım çünkü insan anlıyor, her gece onları öperek uyurdum. Sonrasında çok baskı altına girdiğim için bir gün nişanlımı alıp konuştum ailesinin beni sevmediğini anlattım. Ailesini savundu ve beni sevdiklerini söyledi. Bende beni sevmediklerine kendimce kanıt sandığım bilezik mevzusunu nişanlıma anlattım. Bileziğin bana alınmadığını eltimin bileziği olduğunu söyledim. Nişanlım kabul etmedi ailesine soracağını söyledi. Bu arada ben bu mevzuyu açmadan önce kendi evimdeyken kayınpederim beni arayıp ben evinize perde seçtim kırmızı renkte yarın ölçüsünü aldıracağım dedi. Deliye döndüm bana hiç sorulmadan ve yeni kendi evime dönmüşüm oradayken perde lafı açmayan insan bana telefonda bunu söylüyor. Kesinlikle olmayacağını özellikle kırmızı perdeyi istemediğimi ben geldiğimde halledilmesi gerektiğini anlattım. Sonrasında gittim yanımda ablamla beraber. Ki ablamıda ilk başta istemedi hem nişanlım hem kayınpederim ben ablamla gittim. Nişanlımla bilezik mevzusunu konuştuk ve nişanlım bileziğin eltime ait olup olmadığını annesine soracağını söyledi. Üstünden iki gün geçti olayın ve konuşmadan kaçıryordu nişanlım sıkıştırdım ve bu konuyu çözmesi gerektiğini söyledim. Tek isteğim babasının veya annesinin bana gerçeği anlatmasıydı. Bu ilişkiyi bitirmeye niyetim yoktu. Sonrasında nişanlım annesiyle konuştu tek başına konuşmayı bitirdikten sonra yanıma geldi ve bana bileziğin bana ait olduğunu üstündeki çizikleride benim yapmış olduğumu söylediğini söyledi. Sinirlendim çünkü doğru değildi. O sırada kaynanam kriz geçirdi. Ablamın anlattığına göre kaynanam, benim için "ben böyle kız görmedim, insan biraz mağrur olur, takmış bileziğe" demiş. sonra da fenalaşıyor derin ve kısık şekilde hızlıca nefes alıp veriyor, bağırıyor, üstüne başına vuruyordu. Yanına gelip kolonya ile bileklerini ovduk ama çare etmedi ambulans çağırdık. Ki kaynanam şeker hastası biri, sağlık görevlisine şeker hastası olduğunu söyledim. Tansiyonuna baktılar normaldi şekeri de normaldi. Hastaneye götürdüler. Beni evde bıraktılar nişanlımda ablamla beraber. Gece yarısıydı ve ben kaynanamın dediklerini duyunca krizin sebebinin ben olduğumu anlayınca evde kalmak istemedim babanesinde kalmak istedim ama kalamadım. Hastaneden geldiler doktor psikoloğa götürün demiş. Annesine nişanlımın isteği üzerine sarıldım o bana sarılmasada. Ertesi gün odadan çıkamadım çok üzgün ve ailesinin yüzünü görmek istemiyordum. Nişanlıma gitmek istediğimi söyledim. Oda babasını alıp yanıma geldi konuştuk. Babası bileziğin bana ait olduğunu kuyumcuya aynı bilezikten iki tane istediğini söyledi. Ben inanmadım. Çünkü anlattıkları bana inandırıcı gelmedi ki konu artık bilezikten çıkmıştı. Bende babasına ben sigara içtiğim için beni sevmediklerini söyledim. Sevdiklerini ama sigara içene farklı gözle bakıldığını söyledi. Aynı zamanda babamada laf etti. Bende nişanlıma biraz bahçeye çıkıp düşüneceğimi sonrada seni çağıracağımı söyledim. Çıktım bahçede oturdum beni aradı nişanlım nerede olduğumu öğrendi. Çıkıp oturduktan 5 dakika sonra nişanlım bağırarak ismimi söyledi ayağa fırladım. Üstüme doğru koşuyordu nişanlım arkasında da nişanlımı tutan ablam abisi ve eltim. Şok olmuştum nişanlım çok sinirliydi. Bende bırakmalarını söyledim nişanlım yanına varıp kollarımdan tutup beni sarsmaya başladı ve gideceksen git kalacaksan kal diye bağırdı ne olduğunu sordum annem kriz geçiyor ver kararını dedi. Bende annesi kriz geçiriyorsa benim yanımda ne işleri olduklarını sordum. Sonra nişanlım arkasına bakmadan eve doğru giderken bana bir sürü küfür etti. İki gündür ağlamaktan gözlerim şişmişti ne yapacağımı şaşırmıştım. Eve çıktım annesinin hiç bişeyi yoktu oturuyordu ağlamaktan içim çıkarak konuşuyordum. 5 dakika bahçeye çıktım noldu anne sana dedim. Neden böyle yaptığımı sordu. Ben de ne yaptığımı hiç bir zaman size saygıda kusur etmediğimi söyledim. Doğrulayıp huzursuzluk çıkardığımı söyledi. Bende annesinin elini tutup ben gidiyorum sen mutlu ol dedim. Sonrasında beni yanına oturtup konuştu kaynanam. Oğluna bin tane kız bulacağından bahsetti ama oğlum seni sevdi dedi. O sırada nişanlımın abisi lafa karıştı benim ablamda ki abisinden yaşça çok büyük, abisine karışmayalım biz dedi. Nişanlımın abisi ablamı evden kovdu. Bunun üstüne ben ayaklanıp abisine doğru yürüdüm sen ne diyorsun dedim. Artık nişanlımında hareketlerinde sonra bu işi bitirmeye karar verdim. Ama düşünecek durumda değildim. Gitmek istediğimi söyledim izin vermediler. Babası eğer gidersen bir daha gelemezsin bu eve dedi. Nişanlımla konuşmamı istediler neyse gittik konuştuk ağzımı açtık yumdum gözümü ailesinin yanında bana diklendiğini üstüme yürüyüp hakaret ettiğini söyledim. Yalnız kaldık diye yanımda kedi gibiydi. Ona da bağırdım yanımda kedisin ailenin yanında aslan kesildin dedim. Kesinlikle gideceğimi söyledim ve bütün eşyamı toplayarak annesinin babasının elini öperek gittim evime döndüm. Ve eve geldiğimde aileme anlattım her şeyi belki yanlıştı ama yaptım. Nişanlım sonrasında devamlı af diledi, hatasını anladığını her şeyi düzeleceğini söyledi. Kesinlikle oraya gitmeyeceğimi söyledim. Kendisi bi kaç defa yanıma geldi affettim ama aileme anlatamadım çünkü ailem çok kızgındı. Sonrasında nişanlım bana bilezik mevzusunu tekrar anlattı ve bileziğin aynı olması için babasının uğraştığını söyledi. Şuan da barıştık fakat benim ailemin haberi yok. Ve bununla beraber ben orada yaşamak istemediğimi söylediğim için bana burada bir ay kalıp başka yere yerleşeceğimizi söyledi daha sonrada bu başka yere yerleşmeyi istemediğini orada yaşayacağını söyledi.Nişanlıma sevgim çok büyük olduğu için bu kadar şeye katlandım. Hala beni oraya çağırmaya devam ediyor. Ben de nişanlıma ailesinden 1 saat uzaklıkta olan bir yerde yaşarsak geleceğimi söyledim ve ailesiyle iç içe olmak istemediğimi söyledim. Ama buna da yanaşmıyor ve bana devamlı işi bahane ederek babasının yaptırdığı 3 katlı evde oturmamızın daha iyi olacağını söylüyor. Bu arada şuanda bu üç katlı evde kendi ailesi yaşamıyor. Bu üç katlı eve ailesinin evi 5,10 dakikalık mesafede ve burada oturursak her gün olmasa bile haftada 2 gün sadece iş için ailesinin evine gitmemiz gerekiyor. Ve o çalışırken bende onunla çalışacağım için abisinin de bizimle çalışacağını söylüyor ki annesine babasına sevgim yinelense dahi abisine asla sevgi beslemeyeceğim. Ne yapacağımı bilmiyorum. Yanlış bir karar vermek istemiyorum. Ben henüz ailemi nasıl ikna edeceğimi düşünürken böyle sorular çıkıyor karşıma. Çok uzun oldu biliyorum ama lütfen okuyup bana akıl ve