Nasıl da ataerkil bir bakış açısı. Ne kadar korkunç bir bakış açısı. Soyda kadının katkısı olduğu aklınıza bile gelmiyor.
Kadının doğan çocuğa genetik olarak hiç bir şey eklemediği, sadece erkeğin tohumu için bereketli bir toprak olduğu düşüncesi öyle yerleştirilmiş ki beyinlere 2024 yılında bile bu cümleleri duyuyoruz.
Çok şaşırtıcı gibi görünse de soyun erkekten yürüdüğü inancı erkeğin kadın üzerindeki hakimiyetinin de temellerini oluşturur.
Kadın bakire olmalıdır ki o toprakta tek bir erkeğin tohumu meyve versin (!).
Kadın sadece tek bir erkeğe ait olmalı, korunmalı, sakınılmalıdır ki erkeğin soyuna zarar gelme riski ortaya çıkmasın. (!)
Bosna-Hersek savaşında kadınlara yönelik sistematik cinsel saldırının arkasında bile bu düşünce vardır.
O kadınların bu saldırılar sonucunda doğuracakları çocuklarla soyun kirletilmesi-yok edilmesi amaçlanmıştır.
Ne kadar korkunç düşünceler değil mi?
Soyun kadından yürüdüğü inancı çok uzun zaman önce unutuldu/unuttuturuldu. Ancak erkek soyluluk düşüncesinin 2025 yılına girmek üzereyken bile doğacak çocuğun hem kadının hem de erkeğin DNA'sını taşıdığını, soyun iki taraftan da devam ettiğini unutturması çok korkunç gerçekten.