Selam kızlar,
Yıllardır birlikte olduğum biri var ailem yıllardır doğulu oldukları için vermiyor. İlk başta direnelim onalra kanitlariz sevgimizi dedik ama olmadi. Zaman su gibi akıp gidiyor. Ben 26 yaşındayım ve evde kaldım eskiden beri kendi ailemi kurmayı isterdim ama hala nasip olmadı. Tabii ki bunu da sevdiğim insanla istiyorum ama ailem bırakmıyor. Şimdi ailemi bıraksam gitsem ne olacak? Beni anlamıyorlar dinlemiyorlar bile. Lütfen tanistir vs demeyin çünkü tanismak istemiyor ailem. Bir noktadan sonra aile evinde kalmak insanı kötü hissettiriuor kendi hayatımı yıllardan beri kurmaya çalışıyorum emek verdik zaman verdik kendimi kotu hissediyorum. Bir de evlenip boşanmalar çocuğu olanlar yan gözle bakıyor yaş bakımından kendimi daha da kötü hissediyorum. Bu yaşımdan sonra gitmeye kaçmak denmez ama anlaşılması için bu şekilde yazıyorum. Hayattan zevk alamaz yasamak istemez hale geldim. Napicam ben, Allah'ını seven akıl versin.
Yani, neresine değinmek lazım bu mesajın...
26 yaşında kendini
"evde kalmış" olarak nitelemek mi, kendi hayatını kurmanın sadece evlenmekle olacağını düşünmek mi, çevredekilerin 26 yaşındaki birine yan gözle baktığı inancı mı yoksa
"bu yaştan sonra gitmeye kaçmak denmez" deyip ailesinin karşısına çıkıp
"ben evleniyorum, nikahım şu saatte şurada olacak, istiyorsunuz buyrun" demeye bile cesaret edememek mi?
Şöyle bir düşünüyorum da bizim ülkemizde yıllar öncesinin yeşilçam filimlerinin de etkisiyle ortaya çıkmış bir "kutsal aşk" kavramı var. Daha kendini bile tanımadan biriyle tanışırsın, aşık olduğunu sanırsın, engeller çıkar, o kutsal aşk için mücade edilir ve herkesi ikna edip evlenilir. Mutlu son!!!! Her flört edilenle evlenmenin bir zorunluluk olmadığı, her hoşlanmanın "aşk" olmadığı, aşkın "kutsal" olmadığı, yaşanılan her ilişkinin duygusal olarak bireyi olgunlaştırdığı düşünülmez. Hal böyle olunca evlilik kararı alındığında da aileden izin almaya gerek kalmaz mesela. Kişi kendini tanıdığı için kendi kararını verebilir, ailesi onaylamazda da kaçmaktan bahsetmek yerine "bu benim kararım" deyip saygı talep edebilir.Tabii tüm bunların olabilmesi için kadının kendini evlilikle tanımlamaması, ancak evlenmekle
"evde kalmaktan" kurtulup varlık amacını yerine getireceğine inanmaması gerekir. Mesela siz, hayatının daha başında birisiniz. Yıllardır birlikte olduğunuzu söylüyorsunuz, öyleyse hadi diyelim 18 yaşında tanıştığınız biri olsun. Daha çocuk sayılacağınız yıllarda tanıştığınız biri ile evlenmek istediğinize nasıl karar verdiniz? Bu mücadele yerine eğitim ve iş sahibi olmak, kendinizi ve hayatı tanımak için mücadele verseydiniz daha iyi olmaz mıydı?