Kabul etmeyecek. Önce hemen işverenliğe hitaben bi dilekçe yazacak; sonra notere gidip iş değişikliğini kabul etmediğine dair ihtarname çekecek. O gün de masada oturmasın; haklarını savunmak için bu kadarına da katlanacak.
Ekiple gidip sendikaya üye olması birşeyi değiştirmez. Bir sendikanın işyerinde etkili olabilmesi ve toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili sayılabilmesi için işyerindeki işçilerin yarısından bir fazlasını örgütlemiş olması gerekir. Sendika örgütlenecek de, toplu görüşme süreci başlatacak da, anlaşma sağlanacak da, sözleşme imzalanacak da..ölme eşeğim yoncalar bitsin de ye..
yazılı olarak kabul etmediğini bildirmesine gerek yok aslında. Sussa da değişikliği kabul etmemiş sayılıyor. o 6 gün sonunda da fesih hakkı başlıyor. Eğer işveren sözleşmeyi feshederse, işçi 1 ay içinde işe iade davası açabiliyor.
Evet ama yazili olarak bildirip neden sartlarin degistirildigini sormasi yararina olur. En azindan mahkeme asamasinda baska gerekce one suremez :)
Ben bu noktada noterden ihtarname çekilmesini de önemsiyorum. Sonuçta noter kanalıyla "ben kabul etmiyorum" diyecek. Eğer illa ki işverenliğe de bir dilekçe verilecekse, dilekçe 2 suret halinde hazırlanmalı; bir tanesine evrakı alan kişi tarafından, teslim alındı diye paraf/imzalanmalı. Yoksa verdiği dilekçe kaybolur bir şekilde. Bunun yanı sıra, iş şartlarının neden değiştiğini sormasına gerek yok; işveren ne gerekçe ile olursa olsun tek taraflı olarak böyle bir değişiklik yapamaz.
Esaslı değişiklik yapamaz evet bunun dışında işverenin yönetim hakkını kötüye kullanmaması halinde de yargı buna karışamaz diye içtihat okumuştum. Gerçi burada esaslı değişiklik var, ücret değişikliği ve fazla çalışma süresi konuyor. Hatta serviste alınıyor ellerinden. Konu sahibi ne yapacak kendisi mi feshedecek yoksa işveren mi feshedecek belki aralarında anlaşacaklar. Noter işin içine girince insanlar geriliyor, resmiyete dönünce iş bağlar kopuyor. En iyisi kabul etmediğine dair bir dilekçe verilmesi bence. toplu verirlerse işveren üzerinde baskı oluşabilir bir ihtimal.
İşveren yönetim hakkını kötüye kullanamaz. Yaptığı değişikliklerin hepsi birer esaslı değişiklik. Yol parası yemek parasında dahi indirime gidemez. Çünkü kazanılmış hak sayılır. İşçi değişikliği kabul etmezse, işverene fesih hakkı doğuyor. Ama tabi ki işçinin bütün haklarını ödeyerek feshedebiliyor. Bundan sonra da mahkeme süreci başlıyor. İşçi kazanırsa işe iade ediliyor; işveren işçiyi işe başlatmazsa iş güvencesi tazminatı ödüyor. Başlatırsa da, o işçi üzerinde kendi istifa etsin diye baskı oluşturulabiliyor. İşçi burada uyanık olacak; kendisine baskı yapıldığına dair tüm bulguları birer birer toplayacak. Gerekirse mobbing günlüğü tutacak ki ilerde mobbing davası açıp manevi tazminat alabilsin.
İstifa edince işsizlik ödeneği bağlanmaz. Ayrıca topluca istifa etmek, iş durdurmak, yavaşlatmak vesaire, yasa dışı greve girer. O zaman tüm haklarını kaybederler.
o zaman direkt mahkemeye gidilecek topluca kazanılmış hakların ellerinden alındığına dair muhtemelen lehlerine bir durum olacak her şey resmiyse ama söylenildiği üzere bu seferde baskılarla boğuşacaklar ..ben ayırıldıkları birime kimlerin alındığını merak ediyorum..
Elbette Bu konuda kanunlar işçilerden yana. Ama mahkemeye gitmeden önce bir takım prosedürlerin yerine getirilmesi gerek ki mahkemede elleri güçlü olsun. Ben böyle kurumsal bir firmanın, insan kaynaklarının nasıl böyle bir hata yapabildiğine şaşırıyorum doğrusu. Kanun ortada...
Siz bilirsiniz. Ben size kanuni haklarınızı anlattım.
AnlatmayaGerekYok bak güzel bir yanıt yazmışlar. Öğleden sonraki degisiklik için bu şekilde harekete geçebilirsin. 
Hepınız işten çıkıyoruz o zaman desenız gorurler ama:)
İş Kanununun 6 maddesine göre, işçi devredilirken tüm haklarıyla beraber devredilir. Bir değil 10 şirket kursalar, hepsine de devir yapsalar, hakları aynen devam eder.
