- 3 Mayıs 2020
- 913
- 1.083
-
- Konu Sahibi Kutupyildizi86
- #121
Ağlamayacaksiniz sakin olun psikolojik olarak desteğe ihtiyaciniz var sadece. Kendi başınıza işin içinden çıkamazsınız aileniz de anlamıyor. Mutlaka bir psikologla görüşün. İntihar i aklınıza dahi getirmeyin yaşam bu kadar ucuz değil sevdiğiniz şeylere yarım saat yirmi dk da olsa vakit ayırın iyi gelecektir zaten psikolog söyler geçmiş olsunHerkes bunu diyor ama iki sene hergün agladiginizi düsünün. Oturur mu zamanla rayina? Baslangicta mi böyle acabaTürkiyede calisirken böyle sorunlarim olmamisti, simdi cocukalrin karsina cikmaktan korkuyorum, hata yapcam, gülcekler diye.
Bir şey diyeceğim sen de Gül onlarla ciddiyimHerkes bunu diyor ama iki sene hergün agladiginizi düsünün. Oturur mu zamanla rayina? Baslangicta mi böyle acabaTürkiyede calisirken böyle sorunlarim olmamisti, simdi cocukalrin karsina cikmaktan korkuyorum, hata yapcam, gülcekler diye.
Bu arada net düşünmek, tam problemi tespit etmek lazım hocam…Bir şey diyeceğim sen de Gül onlarla ciddiyimözgüvenini hisset (hiç yok değildir zaten az da olsa) karşı tarafa belli etme, o kapıyı açma öğrenciye.. onları bebekler gibi gör, test ederler bir iki baktılar ordan yürüyemiyprlar geri adım atarlar, tek olduğunu düşünme.. hepimiz benzer şeyler yaşıyoruz ben de yaşadım…
Üniversitede 15 yıl hocalık yaptım.. ilk yıllar oluyor bazen öyle hissettiğin anlar.. son geldiğimiz noktada hata da yapsam Güler geçerim, onlar da güler.. diğer meslektaşlarla aynı sınıfa girdiklerimle paslaşırız (gayet güzel anlattığım konu için mesela) benden sonraki hocayla anlaşırız , o der ki x hoca iyi anlatamamıştır ben anlatcam bekleyinbazen tersi olur direk bi konuya geçerim, hocam x hoca anlatmıştı derler öyle mi ama ben daha güzel anlatırım bi dinleyin öyle derim.. hoşlarına gider anlarlar ki hocaların hem özgüven top hem egoları yok, kibirleri yok ee nereye saldıracaklar:)) hem çifte konu dinlemiş hem eğlenmiş olurlar gibigibi…
Ben çok takdir ettim sizi ayrıca.. zor yolu seçmişsiniz, yeni ülke farklı kültür öğrencisi… zor yolda illaki bi kaç diken batacak iki taş değecek dimi:)) ben çok eminim ki seneye kalmadan gülerek hatırlayacak anlatacaksınız bu günleri…
Sevgiyle
Canım türünün son örneği olmalısın . Ben çok şaşkınım. Şaşkınlıkla okuyorum yazdıklarını.Valla çok kolaydıböyle bir rahatlama ferahlama yok olamaz.
Ben de asıl mutsuz oldukları işleri - mecbur değillerse - yapan insanlara inanamıyorum. Tekrar ediyorum burada kilit nokta mecbur değilse. Aile geçindiren, paraya mutlaka ihtiyaç duyan insan elbette istifa edemez, mutlu olacağı bir iş aramaya cesaret edemeyebilir ona lafım yok. Ama parayla işi yok, işinden nefret ediyor ama “emek verdim” diye devam etmek nedir yahu.
Mezarımıza da yazsınlar “çok emek verdi”arkadaşlar ölüp gideceğiz 3 günlük dünya. Belki son anlarımız. Gerçekten çok mutsuz olmaya ve ölmeyi istemeyi düşünmeye değecek dünyada ne var ben bilmiyorum ama bunun iş ya da meslek olmadığını kendi adıma biliyorum.
Büyük ihtimalle bunu anlayamayanlar işlerinden memnun. Ya da hırslı, atılgan, çok mücadele seven insanlar. Nasıl olur da bir insan bir işten nefret eder anlayamıyorlar diye düşünüyorum. Ama dediğim gibi burada da kilit nokta gerçekten işten nefretlik derecesinde sevmemek. Yok sabah kalkmakta zor yatsam iyiydi, yok bu elemana kıl kapıyorum olmasaydı fena olmazdı değil
Ben mesela okurken çok mutluydum. Teorisi mükemmel. Asistanken de mutluydum ki ben de elbette çok şikayet ettim36 saat nöbetler olsun, kaprisli hocalar, hastalar olsun. Ama uzmanlıkla birlikte şikayet falan değildi artık tüm benliğimle nefretti. Her şeyinden. Keşke 36 saat hiç uyumadan dursaydım da en azından eve gittiğimde hiç aranmayacağım garanti olsaydı dedim. Her Allahın gecesi her an her dakika günde 1 den 10 a kadar olan aralıklarla aradım. Değil film, dizi izlemek, tuvalete girmek sorundu banyoya telimi sokuyordum. Her telefonla yerimden sıçrıyordum. Sadece bu da değil. Her gün poliklinikte mutlaka en az 1 kişiyle kavga dövüş. Nedeni de aradan almamam çok büyük ihtimalle her gün dayak mı yiyeceğim, bıçaklanacak mıyım, bugün biri öldürecek mi korkusu. Ay aklıma geldi yine anksiyetem başladı resmen. Kurtuldum ve hayatımın en doğru kararlarından biriydi. Açlıktan ölmediğim sürece asla dönmeyeceğim bir cehennemdi.
Konu sahibi de ölçsün biçsin. Emek değil, sağlığı (ruh sağlığı da sağlığımızın bir parçasıdır) önemli. Emek dediğin nedir? Ben hiç pişman değilim “emeğimden” o zamanlar çok mutlu mesut çalıştım. Niye emeğim gitti onu da anlamıyorumbence giden bir emek yok sadece korkunç duygular gitti, huzur mutluluk geldi. İşinden gerçekten nefret ediyorsa asla değmez. Ama bir süre için depresyondaysa elbette destek alıp sabretsin, geçer gider :)
çok üzüldüm lütfen pes etmeyin.Ailem öyle söyleseydi daha çok hırslanırdım.Dişinizi sıkın emek verdikçe her geçen gün daha iyi olacaksınız.İki yıl sonra da sefasını süreceksiniz.Çok sevdiğim bir söz var 'elbette umutsuzluğa düşerim bazen, elbette umutluyum her zaman' Umudunuzu yitirmeyin her gün yeniden başlayın.Sevgiler..Herkese merhaba, cok büyük bir cikmazin icindeyim lütfen yorumlarinizi esirgemeyin. Bu mu derdin yani demeyin, su an icinde bulundugum psikoloji cok cok kötü. Ben on senedir yurtdisinda yasiyorum Türkiyede meslegim ögretmenlikti burda meslegimi icra etmek icin 5 yila yakin caba harcadim; dil kurslarina gittim, üniversitede dersler aldim, ödevler hazirladim, sunumlar falan, cok zorli yollardan gectim. Neyse gerekli dersleri gectim bitirdim. Burda okullarda ögretmen olarak calisabilmen icin 2 sene staj yapman gerekiyor, bana stajimi yapabilcegim bir okul verdiler (Türkiyenin fen lisesi seviyesinde). Staj su sekilde oluyor tek basina normal ögretmen gibi derse giriyorsun, ayda iki kere müfettis gelip derslerini kontrol ediyor, sana düzeltmen gereken yerleri falan söylüyor, ayda iki kere müfettis icin 10 sayfalik ders raporu hazirliyorsun, yani cok mesakatli seyler anadili olanlar bile zorlaniyor bu sürecte, benim icin cok daha zor geciyor. En önemli sorunda ögrencilerin cok zeki olmasi, seviyelerinin cok yüksek olmasi, hatalarimi hemen yüzüme söylemeleri ve bütün bunlarin benim özgüvenimi yerle bir etmesi. Hergün okula aglayarak gidiyorum, cok mutsuzum, sevmiyorum yaptigim isi. Üstüne üstlük okulda tek yabanci benim, dislaniyor gibi hissediyorum psikolojim gercekten yerle bir oldu ama bu iki seneyi atlatirsam cok iyi bir maas, cok iyi sartlar beni bekliyor ama tabi ki uzun bir süre yine cok zor olcak. Siz olsaniz bu sekilde devam edermiydiniz birakip daha az maasli, sartlari daha az iyi olan bir is mi yapardiniz? Aileme anlatiyorum tabi calismak zor geldi degil mi, evde oturmak daha kolay falan diyorlar, sinir ediyorlar beni, kimse destek olmuyor. Ben cok büyük bir cikmanizin icindeyim. Bir yandan bu meslege 10 yildan fazla zamanimi verdim, diger yandan intihari düsüncek kadar mutsuzum. Yas 36.
Ozaman seni nasil ise aldilar yani ise alinirken anadilinin almanca olmadigi gun gibi ortadaydi! Neden anadili almanca olan biri degil de sen secildin ogretmen olarak? Demek ki seni secenler yapabilecegine inandi dilin kirik olsa da iyi demek kiOlabilir, hep ters davraniyor bana, bir de stajyerlerden sorumlu kisi kendisi, ona bagliyim yani :)
Herkese merhaba, cok büyük bir cikmazin icindeyim lütfen yorumlarinizi esirgemeyin. Bu mu derdin yani demeyin, su an icinde bulundugum psikoloji cok cok kötü. Ben on senedir yurtdisinda yasiyorum Türkiyede meslegim ögretmenlikti burda meslegimi icra etmek icin 5 yila yakin caba harcadim; dil kurslarina gittim, üniversitede dersler aldim, ödevler hazirladim, sunumlar falan, cok zorli yollardan gectim. Neyse gerekli dersleri gectim bitirdim. Burda okullarda ögretmen olarak calisabilmen icin 2 sene staj yapman gerekiyor, bana stajimi yapabilcegim bir okul verdiler (Türkiyenin fen lisesi seviyesinde). Staj su sekilde oluyor tek basina normal ögretmen gibi derse giriyorsun, ayda iki kere müfettis gelip derslerini kontrol ediyor, sana düzeltmen gereken yerleri falan söylüyor, ayda iki kere müfettis icin 10 sayfalik ders raporu hazirliyorsun, yani cok mesakatli seyler anadili olanlar bile zorlaniyor bu sürecte, benim icin cok daha zor geciyor. En önemli sorunda ögrencilerin cok zeki olmasi, seviyelerinin cok yüksek olmasi, hatalarimi hemen yüzüme söylemeleri ve bütün bunlarin benim özgüvenimi yerle bir etmesi. Hergün okula aglayarak gidiyorum, cok mutsuzum, sevmiyorum yaptigim isi. Üstüne üstlük okulda tek yabanci benim, dislaniyor gibi hissediyorum psikolojim gercekten yerle bir oldu ama bu iki seneyi atlatirsam cok iyi bir maas, cok iyi sartlar beni bekliyor ama tabi ki uzun bir süre yine cok zor olcak. Siz olsaniz bu sekilde devam edermiydiniz birakip daha az maasli, sartlari daha az iyi olan bir is mi yapardiniz? Aileme anlatiyorum tabi calismak zor geldi degil mi, evde oturmak daha kolay falan diyorlar, sinir ediyorlar beni, kimse destek olmuyor. Ben cok büyük bir cikmanizin icindeyim. Bir yandan bu meslege 10 yildan fazla zamanimi verdim, diger yandan intihari düsüncek kadar mutsuzum. Yas 36.
Öğretmenlik konusunda hem fikirim ama dr . Öyle değil .Doktorlarda çok fazla hastaya bakmak zorunda .şimdi şöyle ki
türkiyeden doktor olarak gidenler genelde almanyada filan rahat eder
çünkü burada işin çilesini zaten çekmiştir poliklinikte 150 hasta (almanyada 20 hasta görsen rekor olur o), uzmanlıkta sürekli icap, asistanlıkta sürekli kıdemli baskısı sürekli nöbet...dili zaten okurken hallediyorlar genelde şimdi gidenler. dili geçmiş olarak gidiyorlar.
ama -öğretmenler linç edecek de- öğretmenlik türkiyede en kebap iş
formasyon tırıvırı
staj tırıvırı
müfettiş mefhumu bile yok artık, sorumluluk sadece bahçede nöbet tutarken çocuklar birbirini kesmesin. bu kadar.
çocuğa zerre miskal birşey öğretmesen ne yapıyon diyen yok, zaten sistem öğretme diyor....sistem böyle... ben uydurmuyorum bunları.
türkiyenin en iyi fen liselerinden birinden mezunum.
ayrıca orada da burada da okumuş, ders de anlatan bir insanım.. işin hocalık yönünü de tıp yönünü de biliyorum arkadaşlar. uydurmuyorum emin olun.
kısacası buradan yetişme öğretmenlerimiz orada denklik almakta genelde çok zorlanıyor. bunu size gitmeden neden anlatmadılar bilmiyorum ama ben alamayan onlarcasını gördüm. ailenize de bunu yapabilmenin çok öyle kolay bir şey olmadığını baştan bir diyen olsaymış keşke. tabii size de.
siz bu işi yapmak istiyor musunuz?
çünkü gymnasium öğrencisi profili bellidir ve bu değişmeyecek. ve sizin daha ilkten böyle bir yere düşmüş olmanız, tr'de yetişmiş bir öğretmen olarak yani tabii ki kötü. misal benim fen lisesi okuduğum yıllarda (şimdi ülkede fen liseleri bile ayağa düştü) fen lisesinde öğretmenlik yapmış biri olsaydınız (seçerek alıyorlardı ayrı sınavları vardı falan filan) canavar öğrenciye alışkın olacaktınız. orada da canavar öğrenci size normal gelecekti.
alternatifleriniz neler?
illa o okulda yapmak zorunda mısınız?
illa bu 2 yılda yapmak zorunda mısınız? bunun tek yolu bu mu?
destekleyici bir eğitim alamıyor musunuz?
misal sizin alanınızda orada üniversitede eğitim vardır yüz yüze eğitim veren bir okula gidip derslere girin. bizim hocalar izin veriyordu gidip dışarıdan ders dinlemeye.
bakın türkiyeyi unutun. en başta yapmanız gereken şey bu. zihninizden bunu çıkarın.
sonra alternatifleriniz kontrol edin.
kendinizi biraz daha zorlayın.
ha en olmadı başka bir işe filan tabii ki bakarsınız. ne intiharı Allah aşkına.
Bir cok kisi o kadar emek vermissin sabret gibi seyler yazmis ve yine bir cok kisi yaptigim isi sevmiyorum kismini atlamis. Kendi adima konusmam gerekirse is yerindeki huzurumu kazandigim paradan her zaman onde tuttum. Istedigi kadar yuksek bir maas olsun, huzurla harcayamadiktan sonra her sabah mutsuz bir ise gitmekten paranin keyfini suremedikten sonra ne yapayim cok parayi? Ilk is deneyimimde sizin gibi cok baski altinda hissetmistim. Cok zorlu bir is yeriydi. Resmen cadi kazani gibi bir ortam vardi. Cok calisiyordum, maasi iyiydi ama o kadar mutsuzdum ki her gece ruyalarima bile girerdi is. En sonunda ciktim isten ve 3 aydir ilk defa nefes aldigimi hissettim. Size tavsiyem bu hayata bir kez geliyoruz, yarinin garantisi yok ve her saniye cok kiymetli. Kendinizi cok sevin, etrafinizin ne dedigine kulak asmayin ve mutlu olacaginiz baska bir alana yonelin. Hicbir sey icin gec degil.Herkese merhaba, cok büyük bir cikmazin icindeyim lütfen yorumlarinizi esirgemeyin. Bu mu derdin yani demeyin, su an icinde bulundugum psikoloji cok cok kötü. Ben on senedir yurtdisinda yasiyorum Türkiyede meslegim ögretmenlikti burda meslegimi icra etmek icin 5 yila yakin caba harcadim; dil kurslarina gittim, üniversitede dersler aldim, ödevler hazirladim, sunumlar falan, cok zorli yollardan gectim. Neyse gerekli dersleri gectim bitirdim. Burda okullarda ögretmen olarak calisabilmen icin 2 sene staj yapman gerekiyor, bana stajimi yapabilcegim bir okul verdiler (Türkiyenin fen lisesi seviyesinde). Staj su sekilde oluyor tek basina normal ögretmen gibi derse giriyorsun, ayda iki kere müfettis gelip derslerini kontrol ediyor, sana düzeltmen gereken yerleri falan söylüyor, ayda iki kere müfettis icin 10 sayfalik ders raporu hazirliyorsun, yani cok mesakatli seyler anadili olanlar bile zorlaniyor bu sürecte, benim icin cok daha zor geciyor. En önemli sorunda ögrencilerin cok zeki olmasi, seviyelerinin cok yüksek olmasi, hatalarimi hemen yüzüme söylemeleri ve bütün bunlarin benim özgüvenimi yerle bir etmesi. Hergün okula aglayarak gidiyorum, cok mutsuzum, sevmiyorum yaptigim isi. Üstüne üstlük okulda tek yabanci benim, dislaniyor gibi hissediyorum psikolojim gercekten yerle bir oldu ama bu iki seneyi atlatirsam cok iyi bir maas, cok iyi sartlar beni bekliyor ama tabi ki uzun bir süre yine cok zor olcak. Siz olsaniz bu sekilde devam edermiydiniz birakip daha az maasli, sartlari daha az iyi olan bir is mi yapardiniz? Aileme anlatiyorum tabi calismak zor geldi degil mi, evde oturmak daha kolay falan diyorlar, sinir ediyorlar beni, kimse destek olmuyor. Ben cok büyük bir cikmanizin icindeyim. Bir yandan bu meslege 10 yildan fazla zamanimi verdim, diger yandan intihari düsüncek kadar mutsuzum. Yas 36.
Herkese merhaba, cok büyük bir cikmazin icindeyim lütfen yorumlarinizi esirgemeyin. Bu mu derdin yani demeyin, su an icinde bulundugum psikoloji cok cok kötü. Ben on senedir yurtdisinda yasiyorum Türkiyede meslegim ögretmenlikti burda meslegimi icra etmek icin 5 yila yakin caba harcadim; dil kurslarina gittim, üniversitede dersler aldim, ödevler hazirladim, sunumlar falan, cok zorli yollardan gectim. Neyse gerekli dersleri gectim bitirdim. Burda okullarda ögretmen olarak calisabilmen icin 2 sene staj yapman gerekiyor, bana stajimi yapabilcegim bir okul verdiler (Türkiyenin fen lisesi seviyesinde). Staj su sekilde oluyor tek basina normal ögretmen gibi derse giriyorsun, ayda iki kere müfettis gelip derslerini kontrol ediyor, sana düzeltmen gereken yerleri falan söylüyor, ayda iki kere müfettis icin 10 sayfalik ders raporu hazirliyorsun, yani cok mesakatli seyler anadili olanlar bile zorlaniyor bu sürecte, benim icin cok daha zor geciyor. En önemli sorunda ögrencilerin cok zeki olmasi, seviyelerinin cok yüksek olmasi, hatalarimi hemen yüzüme söylemeleri ve bütün bunlarin benim özgüvenimi yerle bir etmesi. Hergün okula aglayarak gidiyorum, cok mutsuzum, sevmiyorum yaptigim isi. Üstüne üstlük okulda tek yabanci benim, dislaniyor gibi hissediyorum psikolojim gercekten yerle bir oldu ama bu iki seneyi atlatirsam cok iyi bir maas, cok iyi sartlar beni bekliyor ama tabi ki uzun bir süre yine cok zor olcak. Siz olsaniz bu sekilde devam edermiydiniz birakip daha az maasli, sartlari daha az iyi olan bir is mi yapardiniz? Aileme anlatiyorum tabi calismak zor geldi degil mi, evde oturmak daha kolay falan diyorlar, sinir ediyorlar beni, kimse destek olmuyor. Ben cok büyük bir cikmanizin icindeyim. Bir yandan bu meslege 10 yildan fazla zamanimi verdim, diger yandan intihari düsüncek kadar mutsuzum. Yas 36.
Yazdiklarinizi okuyunca kendi hayatimi okuyor gibi oldumHerkese merhaba, cok büyük bir cikmazin icindeyim lütfen yorumlarinizi esirgemeyin. Bu mu derdin yani demeyin, su an icinde bulundugum psikoloji cok cok kötü. Ben on senedir yurtdisinda yasiyorum Türkiyede meslegim ögretmenlikti burda meslegimi icra etmek icin 5 yila yakin caba harcadim; dil kurslarina gittim, üniversitede dersler aldim, ödevler hazirladim, sunumlar falan, cok zorli yollardan gectim. Neyse gerekli dersleri gectim bitirdim. Burda okullarda ögretmen olarak calisabilmen icin 2 sene staj yapman gerekiyor, bana stajimi yapabilcegim bir okul verdiler (Türkiyenin fen lisesi seviyesinde). Staj su sekilde oluyor tek basina normal ögretmen gibi derse giriyorsun, ayda iki kere müfettis gelip derslerini kontrol ediyor, sana düzeltmen gereken yerleri falan söylüyor, ayda iki kere müfettis icin 10 sayfalik ders raporu hazirliyorsun, yani cok mesakatli seyler anadili olanlar bile zorlaniyor bu sürecte, benim icin cok daha zor geciyor. En önemli sorunda ögrencilerin cok zeki olmasi, seviyelerinin cok yüksek olmasi, hatalarimi hemen yüzüme söylemeleri ve bütün bunlarin benim özgüvenimi yerle bir etmesi. Hergün okula aglayarak gidiyorum, cok mutsuzum, sevmiyorum yaptigim isi. Üstüne üstlük okulda tek yabanci benim, dislaniyor gibi hissediyorum psikolojim gercekten yerle bir oldu ama bu iki seneyi atlatirsam cok iyi bir maas, cok iyi sartlar beni bekliyor ama tabi ki uzun bir süre yine cok zor olcak. Siz olsaniz bu sekilde devam edermiydiniz birakip daha az maasli, sartlari daha az iyi olan bir is mi yapardiniz? Aileme anlatiyorum tabi calismak zor geldi degil mi, evde oturmak daha kolay falan diyorlar, sinir ediyorlar beni, kimse destek olmuyor. Ben cok büyük bir cikmanizin icindeyim. Bir yandan bu meslege 10 yildan fazla zamanimi verdim, diger yandan intihari düsüncek kadar mutsuzum. Yas 36.
Buradaki eksiklik sadece onların çok biliyor olmasından kaynaklanmıyor tahminim. Sizin yaşadığınız çocukluk ve gençlikle onlarınki çok farklı olmalı. Onların her hareketi sizin yaşayamadığınız yılların birer tetikleyicisi olabilir. Kültür farkı ile sizin saygı anlayışınız, davranış beklentiniz gibi konular da çokça canınızı sıkabilir. Yaşadığınız sıkıntı sizin kabınıza büyük gelmiş. Burada sıkıntıdan kurtulmak değil de kabınızı genişletmek çözüm olabilir. Bunun için tavsiye edilen psikolojik destek çok işinize yarayabilir. Bir de şiddetsiz iletişim öneririm. Almanya'da da şiddetsiz iletişim toplulukları var. Olaylar karşısında duygunuzu anlayarak ihtiyacınızla bağ kurmaya götürür sizi. Önerim şu olabilir nasıl bir öğretmenlik vizyonunuz var onu yazın. Önce yapamama eksiğim vs dediklerinizin üstünü bi çizin :) yaparım hallederim diye baktıklarınızdan başlayın onları hallettikçe tekrar yapın listenizi git gide hayalinizdeki öğretmenliğe yaklaşacağınızı umut ediyorumBenim icin sorun cünkü kendimi eksik hissediyorum onlarin dilini anadil olarak konusmadigim icin her türlü bir adim gerideyim zaten