- 2 Ağustos 2013
- 1.277
- 2.457
-
- Konu Sahibi cayiciyorum
- #61
Bu fikir bana hep tuhaf gelmistir. Ee evlendikten sonrada beraber yasiyorsun, seks yasiyorsun. Herseyi tükenmismi oluyor? O halde bir kaç ay evlilik sonrasi o evlilik manevi anlamda bitiyor mu?
Bu üstteki yazdigin sey ile her iliskide çok yipranirsin, böyle bir korku ile. Büyüklerin "çok sevgi gösterirsen, çoçuk simarir" gibi dogruluk payi olmayan bir korku. Sevgi ve ilgi göstermek ile bir iliski tükenmez, tam tersi güçlenir.
Tam yazamamışım ama hamle yağmak için cesaret vermiyorsunuz diye kızıyor olabilir. Yakında belli olur zaten. Erkekler genelde öfke bile duyuyor cinsellikleri göz ardı edildiğinde evliliklerde. Çoğu koca , kadını aşağılıyor bile bu sebepten. Psikolojik şiddet uyguluyor ama biz insan değil öküz oldupu için bu türler, adam gibi iletişim kurarak anlatamaz derdini. Ya aşağılar ya da kırıp döker. Çok duymuşumdur
Özellikle savunduğum bir görüş yok, sizinki de doğru değildir demiyorum. Öncelikle bunu belirtmek istiyorum.
Ben şöyle düşünüyorum, doğru diye de savunmuyorum. Çünkü ilişki iki kişiliktir, çeşit çeşit insan ve değişen şartlar vardır. Bu böyledir denilemeyecek kadar derin bir mesele.
Düşündüğüm şu,
Evliyken bazı insanlar zaten evlendik, toparlayalım gözüyle bakıyorlar bir şeyler tükenmiş hissetseler de. Kesip atalım diye bir yaklaşım geliştirmeden önce. Bazı insanlar evlilik kelimesinin getirdiği şey her ne ise ona şans veriyorlar.
Evli olmasaydı bu bazı çiftlerin bazılarıbelki direkt kesip atacaklardı. Ha daha iyi olurdu ya da olmazdı orasını bilemiyorum. Tüketim denen şey bu noktada devreye girebiliyor bence. Tüketmeseler de tüketmiş gibi hissedebiliyorlar.
Haklısınız yoksa evlenince sonsuz cinsellik imkanı var zaten. Evlilikten sonra da tükenir o mantıkla. Sadece işte evlenmiş olmanın getirdiği bir sorumluluk belki biraz toparlama imkanı verebilir.
Uzak mesafe ise pek birsey bekleme derim. İlişkiniz çok yeni zaten ne beklentisi varsa? yavaş yavas tanırsın zamanla olurHanımlar merhaba, henüz çok yeni bir ilişkim var. Erkek arkadaşım sürekli ilgisiz ve mesafeli olduğumdan, ona karşı içimi tam açmadığımdan bahsediyor. Her kavga konumuz bu ve ben artık gerçekten sıkıldım. Bu durumu aşmak için ne yapmam gerekiyor? Tavsiyelerinizi bekliyorum.
Düzenleme: uzak mesafe ilişkisi yaşıyoruz, ilgiden kastı bunu hâl ve hareketlerimle belli etmem yoksa sürekli arayalım konuşalım ya da mesajlaşalım diyen birisi değil. İlişkimiz 1,5 aylık.
Yengeç burcu mu(
Yengeç burcu mu(
Yani her iliskide bir tükenmislikmi oluyor sence?
O halde asil problem tek eslilikte?
Bu bana küçüklügümü hatirlatti. Cocukken bana zaten "ben 34 yasindayim" dediginde bile "woow, ne kadar yasli" diye düsünürdüm. Sonra bu evlilik olayini düsündügümde tamamen kafa gidiyordu. Yani 40 yildan fazla insanlar beraber mi? Insanlar bikmiyormu birbirlerinden? Bunu annemlere sormuslugumda vardir "bikmadinizmi birbirinizden"?
Dogruyu söylemek gerkirse bu konuda bende umudumu yitiriyorum. Cidden ömür boyu süren asklar varmi? Bak evlilik degil, ask diyorum. Yoksa eskilerde ölene kadar beraberlerdi fakat çook mutsuzlardi.
Dogru haklısınız. Eskilerin o sözünü de ben bu şekilde anlıyorum. Ama onun dışında dediğiniz gibi karşılıklı açık bir iletişim varsa, verdiğin değeri gören biri varsa sevgiyi kısmak doğru değil. Biz kadınların da en çok şikayet ettiği bu değil mi, ilgi ve sevgi gösterme eksikliği. En çok en sevdiğimiz insanlara özen göstermeliyiz onalrı hoş tutmalıyız diye düşünürüm ben. Elimden geldiğince de buna dikkat ederim. Ama bakıyorum toplumumuzda en çok sevgiyi elaleme gösteririz. Akrabamıza göstermeidğimiz anlayışı yeni tanıştığımız komşu ya da misafire gösteririz, misafie çocuğuna çocuğumuza göstermeidğimiz anlayışı gösteririz ( tabi misafir çocuğuna kaç bilr çatılmaz bence ama en az onlara gösterdiğimiz anlayışı çocuğumuza da göstermeliyiz) erkekler karısına göstermediği centilmenliği başkalarının karısına gösterir. Eve gelir karısına höt höt. Tamam herkese herkese kibar olmalı ama en çok da yakınlarına kibar, anlayışlı ve sevgi dolu olmalı. Hesapla kitapla çok gitmez ilişki zaten. Ama bir matematiği de var Allah için. O da gayet basit bir hesap . DenklikElbette denge daima önemli. Karsindaki kisi sevgi göstermiyorsa, sende göstermeyeceksin, hatta iliskini bitereceksin.
Karsindaki kisi sevgisini gösterdigindede isi psikopata baglamayacaksin. Herseyin fazlasi zararlidir. Bu sevgi, ask gibi asil pozitif duygular içinde geçerli.
Tek demek istedigim, sevgi göstermek için korkulmamali. Evet gösterdiginde, kendini bir iliskiye verdiginde, kiralabilirsin, üzülebilirsin eger iliski yürümüyorsa. Ancak eger bir iliski istiyorsan, sevgini göstereceksin. Yoksa iliski hiç yürümez.
Dogru haklısınız. Eskilerin o sözünü de ben bu şekilde anlıyorum. Ama onun dışında dediğiniz gibi karşılıklı açık bir iletişim varsa, verdiğin değeri gören biri varsa sevgiyi kısmak doğru değil. Biz kadınların da en çok şikayet ettiği bu değil mi, ilgi ve sevgi gösterme eksikliği. En çok en sevdiğimiz insanlara özen göstermeliyiz onalrı hoş tutmalıyız diye düşünürüm ben. Elimden geldiğince de buna dikkat ederim. Ama bakıyorum toplumumuzda en çok sevgiyi elaleme gösteririz. Akrabamıza göstermeidğimiz anlayışı yeni tanıştığımız komşu ya da misafire gösteririz, misafie çocuğuna çocuğumuza göstermeidğimiz anlayışı gösteririz ( tabi misafir çocuğuna kaç bilr çatılmaz bence ama en az onlara gösterdiğimiz anlayışı çocuğumuza da göstermeliyiz) erkekler karısına göstermediği centilmenliği başkalarının karısına gösterir. Eve gelir karısına höt höt. Tamam herkese herkese kibar olmalı ama en çok da yakınlarına kibar, anlayışlı ve sevgi dolu olmalı. Hesapla kitapla çok gitmez ilişki zaten. Ama bir matematiği de var Allah için. O da gayet basit bir hesap . Denklik
Misafir odası meselesine katılıyorum. Yakın zamana kadar ben de tam olarak sizin gibi düşünüyordum ama orda bence farklı bir durum da var. Oturma odası biraz da evin diğer kısımlarını, mahremiyeti korumak için güzel. O konu biraz farklı bence. Ama genel itibari ile katılıyorum sizeTürk kültürü bu konuda çok sikintili. Hersey "el için". Yurtdisinda yasiyorum, Türkiyeye gittigimde, ikinci bir oturma odasi olayini bir türlü anlayamiyordum. "Nasil yani, burasi sadece misafir içinmi?" "Evet" "E peki o diger salon, orda niye oturulmuyor?" "Yok, sadece biz orada oturuyoruz".
Yani bu kendini degersiz görmektir. Sirf misafir diye, evin bir odasi ekstra gidiyor. Seninde televizyon baktigin oturma odasi niye yeterli degil? Hersey el için, misafir için yapiliyor. Hersey ayip ve tabu. Kendimiz, çekirdek ailemiz için yaptigimiz az.
Kendimize deger vermiyoruz iste. Zaten ana fikir bu çogu konularda. Deger verilmedigi için odun erkekler ile evleniliyor. Anne baba el için (kiz) çoçuklarini eziyorlar, özgüvenini elinden aliyorlar "aman kimse seni sevgilin ile görmesin, aman eve erken gel",..
Bundan hariç bide sevgi ile çok sikintili bir iliskimiz var toplum olarak. Sokakta adam karisina bagirir çagirir ise millet bakar ve normal bulur. Adam karisina sarilip, yanagindan öperse millet "ayip ayip" der. Dügünde bile kari koca fazla sevgi gösterisinde bulunamiyor, ayip diye.
Sevgi ve sevgi gösterisi genel olarak ayip olarak karsilaniyor. Hele bir kadinsan, bu sana tembihleniyor. Yok erkekler seni kullanmak ister, yok kendini agirdan sat,.. gibi kelimeler ile.
Konudan biraz uzaklasiyoruz fakat aslen çok derin konular bunlar.
Misafir odası meselesine katılıyorum. Yakın zamana kadar ben de tam olarak sizin gibi düşünüyordum ama orda bence farklı bir durum da var. Oturma odası biraz da evin diğer kısımlarını, mahremiyeti korumak için güzel. O konu biraz farklı bence. Ama genel itibari ile katılıyorum size
Benim evimde ayrı bir misafir odası yok. Ama var olanı anlamaya çalışıyorum. İster o kültüre dahil olalım ister olmayalım. Saygı duyarak anlamaya çalışıyorum her zaman. Şöyle ki, bazı ailelerde kadın erkek ayrı oturur. O yüzden eve bir erkek misafir gelirse ayrı odaya alınır. Oturma odasının dağınık olabileceği ihtimaline karşı o misafir odası hep temiz ve derki toplu tutulur. Dogru ya ev halidir, olabilir. Ha misafir odası diye binlerce lira ödeyip gösteriş için orayı misafire saklayan mantıktan bahsetmiyorum. Gerçek Anadolu kültüründen bahsediyorum. Yok mudur yaşlı akrabalarımızın evlerinde sedir ya da divan dediğimiz oturma düzenleri ile donatılmış mütevazi odaları. Bazı yörelerde de kadınlar ev kıyafeti ile asla dışarı çıkmaz. Erkeklerle sohbet ederler bir arada otururlar ama üzerlerine bir dışarı kıyafeti illa giyerler. Bu ailelerin evlerine bile dogrudan girilmez. Bırakın oturma odasını. Yüksek duvarı svlular vardır. İşte bu geleneğin devamı misafire hazır tutulan misafir odaları vardır bu evlerin. Tabiki amaç sadece mahremiyet değildir, misafire verilen önem de vardır işin için de. Ama ben daha çok ev halini, gelen geçen eve giren herkese sergilememektir de amaç. Ben böyle biliyor ve böyle düşünüyorum. Ve saygı duyuyorum bu kültüre. Ha bütün bu dediklerim demek değildir ki kendin en üzeri örtülü kanepelerde otur, ama oturmadan eskittiğin bir misafir odası takımın olsun. Ya da demek değildir ki bütün en iyi halini elaleme takın. Neyse işte. Konu başka başka yerlere gidiyor hakkaten. Ama sizi de anlamaya çalışıyorum. Ve katılıyorum dediklerinizin neredeyse hepsine.