aynı sınıfta okuduğumuz için bütün gün zaten yanındayıp deyip akşamları benimle konuşmak istemiyor mesela. biraz zor bi insan kendisi. bu da benim kıskançlık oranımı arttırıyor.
Uygun bir dille söylemeye çalışacağım, kusurum olursa affola...
Öncelikle kıskançlığınızı anlayabiliyorum, ben de 'aşırı kıskanç' kategorisinde bir insanım.
Dediğiniz gibi kendim olduğumda rahatsız olmuyorum ama başkası ile zaman geçirdiğinde ister istemez içim garip oluyor.
Sanki onun en güzel, en uzun, en eğlenceli cümleleri bana ait olmalı ve başkaları duymamalı gibi bir duygu bu.
Herkes sizden 3 adım geride olmalı...
Dediğim gibi anlıyorum ama şuraya kadar; 'bebeğin kız oluşu ve onu sevmesi'...
Bu durum, işin boyutunun değiştiğini ve zaten çok da normal olmayan çizgiden çıktığını gösterir.
Evet, ben de sizin gibiyim, kıskanıyorum ve elimde değil.
Ama bunu karşı tarafa yansıtmıyorum, yapamam da zaten.
Görüşmeler aşırıya kaçmadıkça, sabah 5 lere kadar muhabbet uzamadıkça sesimi kesmem gerektiğinin farkındayım.
Çünkü insanlar kimsenin tekelinde değildir, eğer öyle olsaydı herhalde anneye ait olurlardı.
Hele de sizin meselenizde işin içinde kuzenler ve kan bağları mevcut.
Yapmayın bunu, ilişkinizi mahvedersiniz.
Açıkçası sizin söyledikleriniz bana söylense ve bir seçim yapmam gerekse 'sen kim oluyorsun da kuzenimi tercih gibi masaya yatırıyorsun' derim.
Bu sebeple kendinize hakim olmalısınız ve acilen kendinize yeni uğraşlar bulmalısınız.
Siz bir arkadaşınızla sohbet ederken karşı taraftan aldığınız sürekli ve can sıkı mesajların ne demek olduğunu yaşamayan hakikaten bilmez.
Kısaca, ilişkinizin selameti açısından birilerinin ya da sevgilinizin sizi anlamasını değil, biraz daha kendinize hakim olarak, kıskançlığınıza ket vurarak ve sizin ona anlama çabası içerisinde olarak yaşamayı denemelisiniz.