- 4 Eylül 2011
- 11.003
- 23.685
izleyip izlememesi umurumda değil zaten. bende filmi izlemedim kitabı okumadım ama o kadar sansasyonel bi YAPIT! ki duyduklarıyla bile ister istemez detaylı bilgiye sahip oluyor insan. ben orda dikkatinizi çektiyse yazar, izleyici/okuyucu yorumunu tırnak içinde belirtmiş. onu siz kendi yorumu gibi algıladığınız için belirtmek istedim. filmin yarısında çıkan kişi yazar değil yorumunu alıntıladığı başka bir izleyici.Ben insanlar fikirlerini özgürce söyleyemez ya da bu kadın bir daha yazmasın, yazamaz gibi bir şey söylemedim zaten. Bir yazı yazmış, onu tartışıyoruz. Neyin mücadelesini verdiğinizi anlayamadım.
Filmi beğenir beğenmez bu subjektif bir konu. Ama hem film/kitap hakkında maşallah her türlü detayı verip hem de tepki gelince ayy ben izlemedim yok zinhar tövbe moduna geçmesi saçma. Filmi en azından kısmen izlediği ya da kitabı okuduğu belli yani. Dediğim gibi izleyip izlememesi beğenip beğenmemesi kendisini bağlar ama inkar etmesi komik.
Yurtdışındaki feministler tarafından eleştirildiğini bilmiyordum ama bu önemli bir ayrıntı. Teşekkürler depBen kitabı okudum, sapkın bir adam var ve bu adama aşık bir kadın neredeyse onun seks kölesi olmaya razı olacaktı...
Kitabın feminizmle uzaktan yakından alakası yok...
Hatta bildiğim kadarı ile yurt dışında feministler tarafından eleştirildi...
Ha bir de kitap tecavüze falan teşvik etmiyor hiç alakası yok.
izleyip izlememesi umurumda değil zaten. bende filmi izlemedim kitabı okumadım ama o kadar sansasyonel bi YAPIT! ki duyduklarıyla bile ister istemez detaylı bilgiye sahip oluyor insan. ben orda dikkatinizi çektiyse yazar, izleyici/okuyucu yorumunu tırnak içinde belirtmiş. onu siz kendi yorumu gibi algıladığınız için belirtmek istedim. filmin yarısında çıkan kişi yazar değil yorumunu alıntıladığı başka bir izleyici.
kitabı belli ki okumamış sema maraşlı, ben sema maraşlının 3 kitabını da kendisi hakkında hiçbir fikir sahibi olmadan alıp okumuştum tamamı yuvayı dişi kuş yapar, kadın kocasını eve bağlar tarzında erkeğin sadece erkek olmakla 1-0 öne geçtiği ve kadının da ona yetişmek için tam zamanlı çalıştığı bir evlilikten bahsediyor.
Sema Maraşlı eğer bu tarz kitaplar yazıyorsa grinin elli tonu ile benzerlik taşıyan yanları var...
Kitapta da aşık olduğu için kabul edemeyeceği şeylere bile evet diyen bir kadın var yani tıpkı kocasını eve bağlamaya çalışan kadınlar gibi...
Benim soylediklerim feminism, ve feminismin tarifi. Asil senin inanmak ve inandirmak istediklerinin feminismle alakasi yok.. Amazon kadinlarini anlatir gibisin.. "Benim oglum, abim, kocam tecavuzcu, pedofoli"? diyorlar, sen de bunun boyle olmadigini israrla soyluyorsun? Soylediklerinin hic bir inandiriciligi yok.. Eger bir kadin babasinin, oglunun boyle birsey yaptigina sahit olmamissa asla bu tip laflar etmez. Aklin yolu bir.. Feminism bir inanc degildir, ilahi bir sey degildir ki insanlar dogrulugundan emin olmadiklari seye koru korune inansin.. Yazdigin seyleri iddia etmek icin bir kadinin feminist olmasina da gerek yok aslinda, erkeklere ofkesi olan her hangi bir kadin da boyle konusabilir.Bu feminizm degil ki, bu senin inanmak istedigin başka bir şey. Ama yine propaganda çok dinledigin için kafan feminizm tarafına kayıyor sürekli olarak.
Ben burada feministlerle, ya da ''kadına şiddete hayır'' diyenelrle ya da ''kadın hakları'' diyenlerle çok tartıştım ve mesela tartışmaların bi kanadını aynen şöyle özetleyebilirim. Sert gelecek belki, ya da 'yok canım ne alaka? abartma' diyeceksin ama üzerinde az düşün;
Feministler veya o tarafa kafası gidenler aslında diyor ki; ''benim oglum, abim, kocam tecavüzcü pis katiller.... babam da pedofilinin teki...''
Ben diyorum ki; hayır öyle degiller.
Sonra onlar yine diyor ki; evet oglum babam abim...vs katil tecavüzcü pedofilidir...
Ben yine diyorum, hayır öyle degiller....
Sürekli ısrarla da bunu söyledim :)
evet fakir istiyorum olamaz mı yani sence :)
çok megalomanyakça olmasın ama
ben süper başarılı kadın tanımına uyuyorum ve istemiyorumzaten kendi başarım bana yetiyor bana
bana gerek olan dürüst bir erkek zengin değil
güzellikte zenginlikte gecici
ali ağaoğlunun karısı olmak istemem mesela 10 tane sevgilisi olup hala evli olan rezil bir kadın durumu
Eminim kesilmemiştirr. çok sever bizim millet böyle saçmalıkları..Bdv de konu açan hatunları eleştirmeyelim o zaman konu açanlar işte çok seviyorum beni dövüyor ne yapacağım cinsi yönden köle gibi kullanıyor diye konu açan arkadaşlara neden . şaşkınlıkla sen hala onunlamı yaşıyosun bırak hemen diye yorumlar yapılıyor.. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.. kadınları aşağılayan bir kitap kadınlığı yerlerde gezdiren bir kitap neyini savunacam onun.Filmini izlememiştim izlemicemde o paraya acırım..şakşakçı olduk çıktık yahuu..Kitabın çok güzel olduğunu duydum.Filminde hakeza öyle izleyenlere ve okuyanlara saygı duyuyorum tercih meselesi.Fakat ben gidip eşimle izlemezdim.Sanırım pek alıştığım bir tarz değil..
Ha bu arada film o kadar güzelmiş ki film boyunca sinemada arka taraflardan alkış sesi kesilmemiş
Aliağaoğlu benim için bir kıstas değil. Zengin istemek ali ağaoğlu istemek de değil bence. Tabiki de en başta doğru düzgün bir insan olsun isteriz ki ali ağaoğlu denen şahsiyet ordan kaybediyor. Ondan sonra diyorum zengin olması negatiflik değil. Her zengin 50 metresle gezmiyor sonuçta. Aslında ben zenginlikten öte başarılı olmasını istiyorum sanırım.
Yani esas kastettiğim zenginlik, yakışıklılık, başarı bunlar pozitif şeyler. İstememek bana anlamsız geldi. Zenginlik bir kriter olmayabilir ama olunca da istememezlik yapılmaz gibi geliyor. Ben de başarılı kadınlar grubuna giriyorum ama yanımda da başarılı birini isterim. Ben ikimize yetecek kadar başarılıyım diyemem.
Bu feminizm degil ki, bu senin inanmak istedigin başka bir şey. Ama yine propaganda çok dinledigin için kafan feminizm tarafına kayıyor sürekli olarak.
Ben burada feministlerle, ya da ''kadına şiddete hayır'' diyenelrle ya da ''kadın hakları'' diyenlerle çok tartıştım ve mesela tartışmaların bi kanadını aynen şöyle özetleyebilirim. Sert gelecek belki, ya da 'yok canım ne alaka? abartma' diyeceksin ama üzerinde az düşün;
Feministler veya o tarafa kafası gidenler aslında diyor ki; ''benim oglum, abim, kocam tecavüzcü pis katiller.... babam da pedofilinin teki...''
Ben diyorum ki; hayır öyle degiller.
Benim soylediklerim feminism, ve feminismin tarifi. Asil senin inanmak ve inandirmak istediklerinin feminismle alakasi yok.. Amazon kadinlarini anlatir gibisin.. "Benim oglum, abim, kocam tecavuzcu, pedofoli"? diyorlar, sen de bunun boyle olmadigini israrla soyluyorsun? Soylediklerinin hic bir inandiriciligi yok.. Eger bir kadin babasinin, oglunun boyle birsey yaptigina sahit olmamissa asla bu tip laflar etmez. Aklin yolu bir.. Feminism bir inanc degildir, ilahi bir sey degildir ki insanlar dogrulugundan emin olmadiklari seye koru korune inansin.. Yazdigin seyleri iddia etmek icin bir kadinin feminist olmasina da gerek yok aslinda, erkeklere ofkesi olan her hangi bir kadin da boyle konusabilir.
Feminism kadinlarin haklarini savunur, erkekle esit haklar almalarina hizmet eder. Bugun oy kullanabiliyorsan, secme secilme hakkin varsa, mirastan esit hak alabiliyorsan, ise girip calisabiliyorsan, okula gidebiliyorsan, ayni isi yapan bir erkekle esit ucreti alabiliyorsan, mahkeme onunde bir erkekle esit sartlarda yargilanabiliyorsan ve hakkini arayabiliyorsan bunu feminist kadin derneklerinin yillarca yaptigi mucadeleye borclusun. Yanliz sen degil, bati ulkeleri dahil butun dunyada yasayan kadinlar da.. Kadinlar bu haklarini dogustan gumus tepsi icinde kazanmadilar. Bugun dunyanin en guclu ulkesi sayilan, ozgurluk abidesi Amerika'da bile daha 19. yuzyila kadar kadinlarin bu haklari yoktu. Daha da otesi, yasal bir kimlikleri bile yoktu, universiteye gitmeleri imkansizdi, kendi evlerini edinmeleri yasakti, Ise girerken istedikleri ucreti beyan edemezlerdi, erkeklerle ayni ucreti alamazlardi. Kendi calisip[ kazandiklari paranin ustunde dahi kendi hur tasarruflari olamazdi, erkegin kontrolu altinda idi kazanimlari. Doktorluk, avukatlik gibi profesyonel isleri yapamazlardi. Bosanma halinde cocuklarinin velayeti otomatikman babadaydi. Yillarca bu haklari alabilmek icin bir cok kadin ugrasti, o senin begenmedigin feminist kadinlar.. Kimi yanliz basina, kimi dernekler kurup yasalari degistirene dek ugrastilar. Onlarin sayesinde bugun insan gibi haklara sahipsin, erkeklerle bir cok konuda esit haklarin var.
Kadin haklari dunden bugune nereden nereye gelmis, kimlerin sayesinde ne mucadeleler verilerek kazanilmis diye hic bir arastirma yapmadigin belli.. Oyle olsa idi bugun insanlarin aklini boyle safsatalarla doldurmaya calismazdin. Feminism erkeklerin hoslanmadigi, onlarin kadinlar uzerindeki ustunluk ve kontrol haklarini kaybettigi bir harekettir, bir kadinin feminism dusmani olmasi gercekten de tuhaf oluyor.
Feminizmin sözlük anlamı beni hiç ilgilendirmez, ben ideolojilerindeki doktrinlere ve onların etkisine bakarım. Sözlük anlamları ise feminizmi TV'den falan ögrenenlere hitap eder sadece. Senin bu ''feminizm o degil, gerçek feminizm bu degil'' savunmanın neye benzedigini özel mesajla yazacagım sana... ki hepsini geçtim, eşitligi savunmak dahi başlı başına saçmadır.
''benim oglum, babam, abim, kocam pedofilidir, tecavüzcüdür meselesine gelirsek; tabii ki bunu direkt söyleyecek degiller feministler (ki söyleyeni de gördüm, erkek çocuk dogurdugu için 'feminist sister'larından utanç içinde özür dileyen bir anne...) dolaylı yoldan buna çıkarırlar. 1. feminist der ki ''erkekler sapık, katil, tecavüzcü, pedofili... ama benim oglum, babam, kocam hariç''., 2. si de aynısnı der, 3.sü de... Dolayısıyla birbirlerinin ogullarını, kocalarını, babalarını ''sapıklık, tecavüzcülük ve pedofili'' ile etiketlerler ve bunu durmaksızın körüklerler. Ha kendi kocana, babana demişsin ha hep bir agızndan birbirinizin kocalarını, ogullarını bunlarla etiketleyip buna destek vermişsin, ikisi de aynı şey. çünkü ortada ideoloji yok, bir şey yok, direkt bir cinsiyeti tümden itham ediyorsun. Baban, abin, oglun da o cinsiyetten...
Feminizm dedigin şey kadınlara fazlaca ayrıcalık verip aileyi dagıtmaya ve insanları bireysellige yöneltmeye yönelik bir toplum mühendisliginden ibaret, eşitlikle ya da kadınları korumakla hiç ilgisi yok. Bunu neden yaptıklarını bilmiyorum, harcamaları artırmak için olabilir, kadınlar üzerinde direkt kontrol sahibi olmak için olabilir, nüfus planlaması olabilir... ama eşitlikle hiç ilgisi olmadıgından eminim.
Feministlere hiçbir şey borçlu degilim. Reforma, rönesansa, Fransız devrimine, teokrasi yerine hümanizmin hakim olmasına, laiklige... ve bunun gibi şeylere borçluyum. Bunlar sayesinde adım adım zaten seçme ve seçilme hakkı, daha fazla özgürlük zaten adım adım geliyordu, hem de kadın için degil, herkes için geliyordu. Feministler sayesinde kazanılmış sözde bu haklar :) Ya daha yakın geçmişe kadar seçim diye bir şey yoktu dünyanın genelinde, krallar vardır ve padişahlar. Sanki kadınlarda seçim hakkı yoktu da erkekler de çok vardı dimi? Garip garip şeyler yazıyorsun gerçekten. Aslında garip degil feministlerin hepsinden duymaya alışık oldugum şeyler ama yine de garip işte.
Feministler ne mücadelesi vermiş onu da merak etmiyor degilim. Çook mücadele vermişler falan? Senin mantıktan gideceksek kendi mehdi zanneden malum şahsın müritleri ve kedicikleri de öyle diyor. Çok zor gelmişler bugünlere falan? Halbuki adam birilerinin papaganı, propagandacısı... Yoksa bu adam ne iş yapar da o kadar lüks yaşar, müritlerinin hepsi villalarda falan oturur? Her gün kanala 30-40 bin TL verip saçma sapan hiç kimsenin izlemedigi programlar yapar? Belli ki birileri var arkasında, görmemek için çok ugraşmak lazım yani. Feministler de aynı, finansman saglayanları var ve dertleri eşitlik degil. Epey bagış da toplarlar ama o bagışlarla bunca organizasyon, reklam, aktivite yapılamaz, imkansız. Arkalarında birilerinin oldugunu görememen ilginç yani... Yardım kuruluşları bile bu kadar çok propaganda yapamıyor, reklam yapamıyor, bu kadar sesleri çıkmıyor... ama bunlar milyar dolarları rahatça harcıyorlar. Ve sana göre bunu kendileri kamuoyu oluşturarak başardı?Hıı öyledir emin ol...
Aslında yaptıkları şey bi nevi Ermeni lobisinin yaptıgına benziyor. Hayali düşman yaratma ve taze tutma, durmaksızın propaganda, durmaksızın reklam ve her olaydan hatta hiç utanmadan ölümlerin bile üzerinden kendini pazarlama...
Diger iddialarına özet geçeyim;
Eşit işe eşit ücret safsatasını önüne gelen çürüttü, öyle bir şey yok ve yoktu da. Ama hala dillerde.
Kadınlar üniversiteye gidemiyordu da zannedersin ki erkeklerin hepsi doktora yapıyorlardı. Yine bir avuç erkekti bu haklardan yararlanabilen.
Mahkeme önünde eşit haklar? Kadınlarla erkekleri kıyaslarsan mahkemeler önünde erkeklerin hiçbir hakkı yoktur, tüm haklar kadınlara verilmiştir. Yani biraz destekli konuş Saraylım, bu kadar da olmaz gerçekten. Bir de bana diyorsun safsatacı diye.
Eşitlik de eşitlik... Sorumluluklar neden eşit degil peki Saraylım, hani eşitlik çok matah bir şeymiş ya, ondan soruyorum. Niye askere gitmiyorsun sen, veya kızın varsa kızın? Eşitlik varsa benim oglum kadar git sen de öl dagda, ya da kızın... niye ölmüyorsunuz, neden onun için hiç istekli degilsin? O kadar eşitlik falan diyorsun da... Can tatlı diye mi? Benim oglum dagda niye ölüyor acaba, sen burada onu aşagıla diye mi? Sıcak evinde, forumun başında ona buna rahat rahat saydırasın diye mi ölüyorlar? Git sen ve kızın ölsün o zaman, onlar sıcak evlerinde forum başında erkek hakları falan savunsunlar? Eşitligin o kısmını hiç duyamıyoruz senin gibi feministlerden niyeyse?
Bak mesela terör örgütü siz feministlerden daha eşitler. Kadınlı erkekli çıkıyorlar daga... Bak onlar daha eşit, daha medeni öyleyseHiç olmazsa bu konuda iki yüzlü degiller diyeyim.
Elini kaldırsa 'ay yoruldum' diyenler , agır iş yapan, dagda iş yapan veya erkeklere saygısızlık yapmaktan da geri kalmıyorlar. Elektrigin bi sn kesilse ortalıgı ayaga kaldırırsın ama o işleri düzenleyen de erkekler, işe bak? 5 dakika sonra yine erkeklere saydırmaya devam. Çünkü dedigim gibi erkek cinsine saygınız yok, kadın cinsine yok saygınız ve hatta çocuklara da... Sadece doktrinleriniz önemli bu dünyada. Kimlere benzediginizn farkında bile degilsiniz aslında ama onu yazacagım merak etme.
Doktorluk, avukatlık... vs. Bunları sadece kadınlar degil bir çok kişi yapamıyordu. Belli bir kitlenin elinde gidip geliyordu sadece. Zamanla önce tabana yayıldı egitim, ardından da kadınlara da yayıldı. Feminizmle hiç ilgisi yok. Feminizm sadece bunu doktrin haline getirdi. hatta bu doktrin ugruna kadınlara ekstradan bir yük yüklemiş oldu, diger taraftan da erkekleri serserilige itti ya da ev erkekligine, ya da sorumsuzluga... ''Kadın okumak ve çalışmak zorundadır, yoksa karaktersizdir, ayakları üzerinde duramıyordur, birey degildir, bagımlıdır... vs'' etiketini yapıştırıverdiler. Bunlar mı kadını özgürleştirdi şimdi? Yine desteksiz yazıyorsun işte... Hayır bunlar kadına baskı kuran ortadogu erkegi gibi, kadınlara baskı getirdiler sadece, farklı emirler verdiler. Hepsi bu.
Boşanmada velayet erkege veriliyordu, şimdi de kadına... ee ne fark etti? Şimdi adil mi oldu yani? Halbuki çocugun velayeti ne sadece babaya haktır ne de anneye, çocuk büyürken ne anneye muhtaçtır ne de babaya. Ama açık konuşmak gerekirse velayetin babaya ait oldugu durum daha bile insaflıdır. En azından boşandıgı karısından nafaka ve çocuk parası almıyordu erkekler, ama kadınlar hem çocugu al hem de parasını adama ödet, hem boşan hem de alakan kalmayan adamdan hala nafaka falan al... Geleneksel evlilk yapan kadınlar ok, ama eşitlikçi kadınların bunlara başvurması iki yüzlülüktür, aynen bu yazarın dedigi gibi.
Medeniyeti erkekler kurar, nesli kadınlar devam ettirir. Birbirine bagımlı iki şey bu.
''Ölçülülük, dengeli olma...'' bunlar ne senin gibi feministlerin ne de ortadogu kültürü erkeklerinin sokagına ugramayan şeyler. Körü körüne izlenen ya teolojik emirler ya da aptalca propagandalar. Bir sonraki mesajda da ikinizi birbirine baglayacagım. Yani şöyle ki;
Feminist kadın = Orta dogu kültürü erkegi
Zihniyet açısından fark yok. Aynı kafa yapısı, aynı ölçüsüzlük, aynı bagnazlık.