İki yüzlü feministler ve sapkınlıklar!

katikula

Guru
Kayıtlı Üye
15 Eylül 2008
34.741
12.324
İki Yüzlü Feministler ve Sapkınlıklar
23 Şubat 2015 Sema Maraşlı
Kadına şiddetin, taciz ve tecavüzlerin çokça konuşulduğu şu günlerde feministlerin ve aydın geçinenlerin ikiyüzlülüğünden bahsedeceğim.

Kadına şiddetin en feci halini anlatan bir kitap: “Sapıklığın İğrenç Tonları” diyelim (İsmini yazmayacağım, duymayanlar için reklam olmasın). Kitap bizim ülkemiz de dahil 39 ülkede yayınlanmış ve toplamda 100 milyondan fazla okunmuş. Bu kitap ülkemizde de üç yıldan beri en çok satanlar listesinde. Geçen hafta da kitabın filmi gösterime girdi. Filmin biletleri daha gösterime girmeden vizyona giren ülkelerde toplam 3 milyon satılmış. Ülkemizde de ilk üç günde üç yüz bin kişi izlemiş.

Filmin önce yazarından bahsedeyim: Yaşı elliye dayanmış, evli, iki çocuk annesi bir İngiliz kadın bir gün oturmuş ( yıl 2012) hayallerindeki erkeği ve sapkın cinsel arzularını yazmış. Yazar “Bir orta yaş krizinin tam eşiğindeydim. Tüm fantazilerimi yazıya döktüm ve ortaya bu çıktı” diyor. Kitap acayip bir ilgi görüyor. Bu ilgiye kitabın yazarı da çok şaşırıyor.

Yazar bir Türk gazeteciyle yaptığı röportajda “Demek ki tek sapık ben değilmişim” diyerek kitabının ilgi görme sebebini itiraf ediyor. Kadın, bakıyor sapık çok, hemen kitabın ikincisini, üçüncüsünü de yazıyor. Hepsi de çok satılıyor.

Kitap, üniversite öğrencisi genç bir kızın, çok zengin bir adamın gönüllü seks kölesi olmasının hikayesini anlatıyor. Adam, pahalı hediyelerle kadınları tavlayan, onlara efendi-köle anlaşması imzalatarak cinsel istismarda bulunan; kırbaç, kelepçe gibi pek çok aletle işkence eden, kadının iple el ve ayaklarını bağlayarak tecavüz eden sapık ruhlu biri. Fakat özel uçağı olacak kadar zengin olduğu için sapıklığı kadın okurları rahatsız etmemiş belli ki. Bir gün karşısına çıkan üniversite öğrencisi kıza da kölesi olmasını teklif ediyor. Fakat kız başrol oyuncusu olduğu için filmin yapımcısına göre, onurlu bir kız (!). Bu yüzden pahalı hediyeler için değil; adama tutulduğu için (tabii biraz romantizm olmazsa kadınlara okutamazsınız kitabı) adamın kölesi olmayı kabul ediyor. Efendi-köle anlaşmasını da imzalıyor. Adam kıza çok kaba davranıyor ve çeşit çeşit işkenceler ediyor. Kız ona “efendim” diye hitap ediyor ve adamı yere diz çökerek karşılıyor. Avrupalı kadınlar ve bizim modern kadınlarımız, bu hikayeye bayılıyorlar.

Çok ilginç değil mi? Bu kitaba ve kadın bedeninin cinsellik üzerinden istismar edildiği efendi-köle, hakimiyet-teslimiyet, sadizm-mazoşizm ilişkisi anlatan bu porno filme ülkemizde de erkeklerden çok kadınlar bayılmış. Filmle ilgili eleştirileri okudum, filmi izleyip beğenmeyen çok erkek var:

“Tek kelime ile sapıklık. Filmin yarısında çıktım. Filmi beğenen psikopattır, sadisttir”, “Bu film bana yoldan geçen kadınlara tecavüz etme duygusundan başka bir şey vermedi, iğrençti” diyen erkekler var.

Bunun yanında filmi izleyen kadınların çoğu beğenmişler. “İkinci kitabın filmini sabırsızlıkla bekliyoruz” demişler. Bu da ilginç!

Kitapların, filmlerin insanları etkilemediğini iddia edenler, bu filmle ilgili gerçek verilere bir baksınlar:

Kitaptan sonra cinsel şiddette kullanılan aletler, sadece o ürünlere özel dükkanlardan çıkmış, birçok mağazada satılmaya başlamış.

Amerika ve İngiltere’de hırdavatçılarda ip satışında patlamalar yaşanmış.

Araba bagajında özel işkence aletleri ile gezen kadınlar artmış.

İngiltere itfaiyesi filmin vizyona girmesinden hemen önce alarm durumuna geçmiş, kitap çıktığından beri pek çok vaka ile karşılaştıklarını, filmle kazaların çok fazla artmasının beklendiğini söyleyerek uyarıda bulunmuş, yaralanmalar için telefon numarası vermiş. Bir itfaiye görevlisi “Kitap çıktıktan sonra her gün birden fazla yüz kızartıcı duruma müdahale etmek zorunda kaldıklarını” söylemiş.

Kitabı okuyan kadınlar üzerinde yapılan bir araştırmada kitabın kadınlarda davranışı değiştiren kişilik bozulmalarına sebep olduğu görülmüş.

Araştırmaya katılan kadınların yüzde 25 inin kendine kaba davranan erkekleri daha çekici bulmaya başladığı, yüzde 65 inin daha çok içmeye başladığı belirlenmiş.

Kitabı okuyan kadınlarda yeme-içme bozuklukları çok görülüyormuş.

Kocası kitaptaki fantezileri yapmıyor, diye boşanma davası açan kadınlar olmuş.

Filmdeki kadının dayak yediği sahneyi, kadınlar, dayağı erkeğin kadına sevgisini göstermesi olarak yorumlamışlar. (Ne günlere geldik!)

Kitaptaki işkenceleri yapmaya çalışan bir adam sevgilisinin ölümüne sebep olmuş.

Ve işin en ilginç tarafı da böyle iğrenç bir filme, bizim feministlerden bir itiraz gelmemesi. Çok araştırdım, ne kitaba ne filme ciddi bir eleştiri göremedim. Ne feministlerden, ne aydın geçinenlerden, ne de kadın hakları savunucularından… “Kocanız size sesini bile yükseltemez, psikolojik şiddete girer, hemen şikayet edin” diyerek kadınları gaza getiren feministler, tecavüze teşvik eden, kadın şiddetini destekleyen bu film karşısında hani şimdi neredeler? Kendileri için bir kırbaç almaya mı gittiler yoksa?

“Erkek evde reis olmalı” dediğim, dinimizin emrini söylediğim için, erkek iktidarını destekleyip kadınların ezilmesine bir sebep de beni göstermeye utanmayan sözde aydıncıklarımız, feministçiklerimiz bu filmde niçin susup kaldınız gerçekten merak ediyorum.

Film ve kitap bazı ülkelerde yasaklanmış. Fakat bizde serbest, bizde her şey serbest.

Kaç günden beri tecavüz konuşuluyor, kadınların tacize uğraması konuşuluyor. Neden kimse bu iğrenç kitaplardan ve gösterimdeki filmin etkilerinden, zararlarından bahsetmiyor? Kimse ayaklanmıyor? Kim bilir kitap ve filmden sonra kaç tecavüz yaşanmıştır?

Bence bu film ve kitapların özellikle kadınlar tarafından neden bu kadar beğenildiği, milyonlarca kadının neden okuduğu ve toplum üzerindeki etkileri her açıdan sosyologlar, psikologlar tarafından incelenmeli. Bu konuyu yok sayamayız.

Güçlüyüz, ayaklarımızın üzerinde duruyoruz diyen, erkeklere hükmetmeye meraklı kadınlar, nasıl oluyor da despot, kaba bir adamın bir kızı köle yapmasının hikayesine bayılıyorlar?

http://www.gazetevahdet.com/iki-yuzlu-feministler-ve-sapkinliklar-1051yy.htm

Not: Vahdet Gazetesi’ndeki yorumlarda filmi izlediğimi düşünenler olmuş. Elbette öyle iğrenç bir filmi izlemedim. Film kitaptan uyarlandığı için ve kitap zaten kötü olduğu için filmi izlemem gerekmiyor yorum yazabilmek için. Fakat filme yapılmış eleştirileri ve sinema sayfalarındaki yorumları okudum. Kitabı yeni çıktığı zamanlarda bir ev toplantısında hanımlar birbirlerine tavsiye ederken gördüm. Çoğu okumuştu ve okumayanlara ısrarla tavsiye ediyorlardı. İçeriğinin öyle rezil bir şey olduğunu anlamadım. “Çok güçlü bir adam ve onun kölesi olmayı kabul eden bir kızın hikayesini anlatıyor.” dediler.

Kadınların bu konuyu bu kadar çok beğenmiş olmaları ilgimi çekti. Sonra bir kitabevinde çok satanlarda kapının yanına yığılmış vaziyette görünce aldım kitabı, okumaya başladım fakat devamını getiremedim. İlkokul bire hitap eden çok basit bir dili, şiddet ve cinsellik üzerinden berbat bir anlatımı vardı. Atlaya atlaya ne olduğunu anlayacak kadar göz attım ve kitabı yırtıp attım.

Filme 18 yaş sınırı varmış fakat duyduğuma göre liselerde 15-16 yaşındaki kızlar toplanıp gidiyorlarmış. Yorumlarda da vardı küçük kızlar vardı yaş sınırına dikkat edilmemişti diye. Ayrıca film İstanbul da bütün sinemalarda gösterimdeymiş. Hatta bir genç isyan etmiş “Film sanki zorla izletilmeye çalışılıyor” diye. Film yayınlandığı pek çok ülkede tartışmalara sebep olmuş. Biz de ise tam bir ölü sessizliği var. Film çıktığı ilk bir kaç gün filmi izleyen yazarların düşüncelerini okudum gazetelerde. Yine kadınlar beğenmiş tavsiye ediyorlardı, erkeklerden beğenen olsa da eleştiri de vardı. Fakat onlarda da ciddi bir eleştiri yoktu. Bu kadar kadın derneği var, bolca feministimiz var, filmin konusu tam da onların itiraz edeceği bir konu. Fakat ilginç şekilde çok sessizler. İçinde cinsellik olunca şiddet onları rahatsız etmemiş gibi duruyor. Ya da başka bir sebebi var.
http://www.cocukaile.net/iki-yuzlu-feministler-ve-sapkinliklar/
 
Semacığım, içinde belli ki bastırılmış duygular var.
Açığa çıkmaya çalışıyorlar ama sonra kendini frenliyorsun.
E mecbur, bastırmayacaaaan da napacan :KK59:
Kitabı almış da biraz okumuş da falan da filan da. :KK53:
Bir kitabı ya da filmi eleştirmek için öncelikle onun okunması taraftarıyım.
Ama belli ki bunu yaptıysan bile söyleyecek cesaretin yok.
Yapmadıysan da zaten söylediklerin sadece boş sözlerden ibaret.
Ne diyeyim sana bilemedim ki. Diğer yazılarına da göz attım.
Aklıma tek soru geldi seninle alakalı:
Sen gerçekten yaşıyor musun yahu? :KK69:
 
Efendi-köle olayı bir bu kitapta var zaten.
Hayatında kaç tane eski Türk romanlarından okumuş acaba ?
Bu kitabı diğerlerinden ayıran şeylerden biri yoğun cinsellik içermesi bu kadar.Abartılacak bir şey yok cahil insan izlediğini,okuduğunu yaşar,yaşatır.Televizyonda izledin mi etkiledi mi seni tamam bu kadar bunu hayat felsefesi haline getiren insanlara yazık gerçekten...
Her şey yasaklansın zaten.Korku,gerilim,aksiyon da yasaklansın.Belli olmaz etkilenip CIA ajanı falan sanmasınlar kendilerini...Ya da ellerine baltayı alıp delik deşik etmesinler kimseyi...Ama yok.Kimse bununla ilgili yazmaz.Çünkü insanlara ''öldürmek'' cinsellikten çok daha masum geliyor ama bir çoğu bunu itiraf edemiyor...
 
Kitabı büyük bir şevkle okumuş sonrada yok şöyle yok böyle.Atlaya atlaya okuyup yırtıp atmış.Kadınlar neden bu kadar beğenmiş diye soruyor.En beğendiğim sözü ise bizde herşey serbest.
Az kaldı canım köle efendi bizede gelecek şimdilik ikinci eş adı altında kuma-efendi var.Padişahlıkla özlediğiniz cariyelikte gelecek.Efendi-köle ilişkisi şuan bir çok kadının evinde yaşanıyor.Burada hergün BDV de kaç konu açılıyor dayak yiyen kadınlar,hakarete uğrayan , peşpeşe doğurmak zorunda kalan kadınlar.Kocasına sormadan pencereden bakamayan kadınlar varken gelmiş yok feministler diye laf ediyorlar.Ben kadınlar ezilmesin istediğim için feministsem sizin gibiler için ne deyim size uygun kelime nedir ?
 
Yazının ortasında 'filmin yarısında dayanamayıp çıktım' diyor sonunda 'izlediğimi düşünenler olmuş tabii ki izlemedim yorumlardan gördüm' diyor. Yalanı bir yazı içerisinde tutarlılıkla götürebilecek kadar zekası yok sanırım ya da kendi yazısını zahmet edip ikinci kez okumamış.

Ayrıca biri rica ederim kadına şiddet ile fantezi arasındaki farkı anlatsın Sema Hanım'a.
 
Gerçekten bu kadar basit bir bakış açısı olamaz.... Fantezinin ne olduğunu bilmeyen kişi, ay aman neyse.
Yurtdışında bu kitabı çok elestirdiler evet, tamam. Ya kardesim bunun üzerinden birilerine laf geçirmeye çalışmak niye? Bir de feminist kavramını tam olarak biliyor mu acaba? Ne güzel böyle sallamak yaa. Özendim

Nabokov'un Lolita'sını okusa ne der acaba:KK45:
 
Bu yazıya güzel demek de ayrı bir vaka :) ben filmi ya da kitabı değil, banks acısını savunmak için o filmi izlemek ya da o kıtabi okumak gerektiğine inanırım.
Bir topluluğu eleştirmek için de o topluluk içinde vakit geçirmek gerektiğini.
Neymiş filmden sonra Hırdavatcilarda ip satışı artmış filan :)
Demek ki filmi ızledin bayan çok bilmiş...
kendi ile çelişmış ama çok normal geldi bu bana...
Diğer Yazıları da çelişkiler yumağı zaten...
 
Bu yazıya güzel demek de ayrı bir vaka :) ben filmi ya da kitabı değil, banks acısını savunmak için o filmi izlemek ya da o kıtabi okumak gerektiğine inanırım.
Bir topluluğu eleştirmek için de o topluluk içinde vakit geçirmek gerektiğini.
Neymiş filmden sonra Hırdavatcilarda ip satışı artmış filan :)
Demek ki filmi ızledin bayan çok bilmiş...
kendi ile çelişmış ama çok normal geldi bu bana...
Diğer Yazıları da çelişkiler yumağı zaten...

Bundan sonra siz neyi begenmemiz gerektiğini liste yapip verin biz ona göre beğenelim olur mu hayyal hanım??. Sizin sozunuzun üstüne söz olmaz sonuçta en iyisini her zaman siz bilir siz soylersiniz falan filan :)))
 
Yaziyi yarisina kadar okudum. Okudugum kadariyla yuzde yuz katiliyorum.
Niye kadinlarimiz iki yuzlu bilmem.
Ben buraya kocamin bana kitaptaki ana karakter gibi davrandigini yazsam hem beni hala evli oldugumdan dolayi elestirirdi kadinlar hem kocama etmedikleri hakaret, yakistirmadiklari sapkinlik kalmazdi.
 
Bundan sonra siz neyi begenmemiz gerektiğini liste yapip verin biz ona göre beğenelim olur mu hayyal hanım??. Sizin sozunuzun üstüne söz olmaz sonuçta en iyisini her zaman siz bilir siz soylersiniz falan filan :)))
:))) olur yaparim demek isterdim de şimdi lafı uzatacaksin filan. Gerek yok.
Beni alıntılama bundan sonra rica ederim. Çünkü alay edeceğim derken lafı hic olmadık bir yere getiriyorsun kaç konu oldu aynı şey.
Sıkıldım açıkçası...
 
Kitabı okumadım, filmide izlemedim, hiç merakta etmemiştim, ta ki bu yazıyı okuyana kadar.
Köşe yazarlarının veya feministlerin bir filmi iyi veya kötü eleştirileride filme veya kitaba ilgiyi arttırıyor demek ki.
Bu durumda filmin reklamını yapan Sema hanım oluyor malesef, hiç eleştirmeyenler değil.
 
O bir kitap ve kitaplar okunmak icin vardir. Gercek hayatla bir kitaba verilen trpkiyi karsilastiran insanlarin gazeteci olmasi aci verici.


Gercek hayatla kitap-film- dizi ayrimini yapabilirsek sayet o gun gercekten bir level atlayacagiz.
 
Ne kadar doğru bir noktaya imza atmış.
Gerçekten tebrik ediyorum. Kadına hayvanca dürtülerle işkence eden (hem de "SEKS" için) bir kitabı bayıla bayıla okumak hatta filmine koşa koşa gitmek bir KADINA asla yakışmıyor.
O zaman gerçekten derler adama, Ayşe Fatma tecavüzden zorla işkence edilerek öldürüldü, onların hakkını nasıl savunursun??????? Ve onlar için nasıl "ÜZÜLDÜM" dersin????
 
Bu kadının yorumunu beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz bu ayrı vaka.
Fakat, film ya da filmleri izleyen birine, ki ben izledim, sen bunu ızledin o zaman tecavüzü şiddeti savunuyorsun diyemezsiniz.
Ki zaten filmde şiddet filan yok. hatta tecavüz de yok. Merak etmeyin :)
 
Son düzenleyen: Moderatör:
kitabı heycanla okudum filmi çok beğenmesemde izledim. hala sapık değilim
 
O bir kitap ve kitaplar okunmak icin vardir. Gercek hayatla bir kitaba verilen trpkiyi karsilastiran insanlarin gazeteci olmasi aci verici.


Gercek hayatla kitap-film- dizi ayrimini yapabilirsek sayet o gun gercekten bir level atlayacagiz.
Ama olur mu o kitaplar ve filmler böyle cinsel sapkinliklara müsaade ediyormuş ve zemin hazırlıyormus.
Aslında psikolojik olarak rahatsız olan bir adama aşık olan ve ona tutku ile bağlanan bir kadının kendini frenlemesi üzerine işliyor film... bunu bu yazarın anlama ihtimali 0.
Heme diğer yazıları okuyunca bunu daha net anlıyorsunuz.
 
bir şeyi eleştirebilmek için onunla ilgili bilgin olmalı. okumadığğın ve seyretmediğin şeyi eleştirmek çok yanlış. eleştiri bilip bilmeden yapılmaz. önyargılı olursun o zaman. sadece söylenenleri,yazılankarı okuyup ona göre karar veremezsin. senin bufikrin onu okuduktan ve izledikten sonra olmalı. yoksa başkalarının fikirlerine göre yazmış olursun. buda komik olur
 
X