- 30 Ocak 2017
- 13.225
- 196.748
- 598
Son zamanlarda kendimi iyi hissetmiyorum. Çok şey üst üste geldi. Önce oğluma otizm şüphesi var dediler. Hatta direkt ''otizm yeaa'' diyen bile oldu. İnsanlar öyle rahat konuşuyor ki.. Yani sizin içinizin çekilip onu geri almak için nasıl çabaladığınızı umursamıyorlar bile. Herkes doktor, herkes öğretmen. Benim dışımda herkes oğlumun annesi.
Neyse, çok şükür otistik olmadığını öğrendik. Bu 4-5 aylık bir süreçti. Sürecin bu kadar uzamasının sebebi de ben bir türlü ikna olmadım. Çünkü kafam bir sürü farklı ses tonunun ''Neden konuşmuyor'', ''Neden bakmadı'', ''Neden topu bana atmıyor'' gibi şeylere cevap aramakla meşguldü. Değil ama otizm değil.
Bu süreç beni çok yordu. Sonra eşim işten çıkarıldı. Kriz varmış, firma küçülmeye gidiyormuş. 3 ay işsiz kaldı. Sevgili kv hiç yardımcı olmadı. Bir efsaneye göre akşam olunca paraları şöminesinde yakarak evini ısıtıyormuş.
Sonra hastalıklar peşimizi bırakmadı. Oğlum 2 hafta üst üste ishal oldu. Yemedi, içmedi. Sürekli köşede bitkin halsiz bir çocuk. Öldüm bittim o iki hafta. Derken oğlum iyileşti ben hasta oldum. Hala iyileşemedim
Bu hastalık, parasızlık falan derken iyice de salmışım kendimi. Bu sabah aynaya baktım, bıyıklarım çıkmış moralim bozuldu. Bu sabah eşimi öptüğümü hatırladım. Dikkatli mi bakıyordu acaba
Ayrıca birazda paranoyaklaştım sanırım. Eşim yeni kıyafet çekmiş üstüne. E doğru çalışırken giyebileceği düzgün bir kıyafeti yoktu. Ama çok yakışmış be. Niye bu kadar güzel bir ceket seçti. Niye bu kadar güzel bir gömlek bu
Bugün eski zamanlarda çekilmiş bir videomuzu seyrettim. Saniyede 50 iltifat ediyor :/ 5 dk bir bana kurban oluyor.. Hayır o zaman o kadar çirkinim ki. Türbanımı geriden bağlamışım, bonenin %80 i ortada. Sivilcelerime ve kezban kaşlarıma bakarak beni sevdiğini söylüyor.
Tamam, tabi ki aynı ilgi alakayı bekliyor değilim bugün. Ama çok özledim. Bunu yazarken neden gözlerim doluyor bilmiyorum. Monoton olmak böyle bir şey mi? Artık sadece dinlenmek istiyoruz. Birkaç gündür beraber film seyretme planı yapıyorduk, yine oglumun yanında uyuyakalmışım. Sanki hayata yetişemiyorum. Ev işi yapıyorum, yemek yapıyorum, oğlumu kreşe götürüp getiriyorum. Çok mu erkendi diyorum bazen
Fiziğimi beğenmiyorum. Burada çok insana bu konuda teselli verdiğimi biliyorum. Yalan mı söylüyordum. Artık kendimi tanıyamıyorum. Doğumdan sonra tek kilo veremedim. 80 kiloyum 160 boyundayım. Aslında kafaya takıyor değildim, barışıktım kendimle. Yakınlaşmak istemiyorum bile. İstiyorsam bile asla rahat hissedemiyorum. Göbeğimi kapatmak istiyorum.
Bazen o kadar sinirleniyorum ki.
Bu arada sanırım mutlulugu çikolatada buluyorum. Ne bileyim çok saçma belki ama kendime zaman ayırırken tadı güzel şeyler yemek beni mutlu ediyor. Gerçekten istesem veririm bu kiloları onu da biliyorum. Ama ne iner ne çıkar benim kilo 80 işte
1 hafta önce anneme gittim. Annem karanlıktan korktugumu bilir çocukluk travması. Koridorun ışıgının açık kalmasını istedim. Israrla açmadı o ışığı. Sonra da bana ''Kocaman kızsın karanlıktan korkulur muymuş'' dedi. Tam da o sırada doğru anın geldiğini mi hissettim ne oldu bilmiyorum birden içimi döktüm. Halbuki oraya kafa dinlemeye gitmiştim. Hiç hesapta yoktu böyle seyler.
Her şey düzelecek mi dersiniz? Yani iç sıkıntılarım beni boğmaktan vazgeçecek mi. Eşimin göğsü benim için huzur ötesi. Ama bazen göğsünü parçalayıp, içinde benimle aynı özlemler var mı diye bakmak istiyorum. Sizce bu normal mi?
Güncelleme: özüme döndüm. Kilolardan da kurtuldum. Böylece artık sadece mizahi yönüm çıkıyor ortaya. Çok şükür o yönümü baskilayan depresif duygulardan arındim. Ben artık mutluyum demeye geldim
Neyse, çok şükür otistik olmadığını öğrendik. Bu 4-5 aylık bir süreçti. Sürecin bu kadar uzamasının sebebi de ben bir türlü ikna olmadım. Çünkü kafam bir sürü farklı ses tonunun ''Neden konuşmuyor'', ''Neden bakmadı'', ''Neden topu bana atmıyor'' gibi şeylere cevap aramakla meşguldü. Değil ama otizm değil.
Bu süreç beni çok yordu. Sonra eşim işten çıkarıldı. Kriz varmış, firma küçülmeye gidiyormuş. 3 ay işsiz kaldı. Sevgili kv hiç yardımcı olmadı. Bir efsaneye göre akşam olunca paraları şöminesinde yakarak evini ısıtıyormuş.
Sonra hastalıklar peşimizi bırakmadı. Oğlum 2 hafta üst üste ishal oldu. Yemedi, içmedi. Sürekli köşede bitkin halsiz bir çocuk. Öldüm bittim o iki hafta. Derken oğlum iyileşti ben hasta oldum. Hala iyileşemedim
Bu hastalık, parasızlık falan derken iyice de salmışım kendimi. Bu sabah aynaya baktım, bıyıklarım çıkmış moralim bozuldu. Bu sabah eşimi öptüğümü hatırladım. Dikkatli mi bakıyordu acaba
Ayrıca birazda paranoyaklaştım sanırım. Eşim yeni kıyafet çekmiş üstüne. E doğru çalışırken giyebileceği düzgün bir kıyafeti yoktu. Ama çok yakışmış be. Niye bu kadar güzel bir ceket seçti. Niye bu kadar güzel bir gömlek bu
Bugün eski zamanlarda çekilmiş bir videomuzu seyrettim. Saniyede 50 iltifat ediyor :/ 5 dk bir bana kurban oluyor.. Hayır o zaman o kadar çirkinim ki. Türbanımı geriden bağlamışım, bonenin %80 i ortada. Sivilcelerime ve kezban kaşlarıma bakarak beni sevdiğini söylüyor.
Tamam, tabi ki aynı ilgi alakayı bekliyor değilim bugün. Ama çok özledim. Bunu yazarken neden gözlerim doluyor bilmiyorum. Monoton olmak böyle bir şey mi? Artık sadece dinlenmek istiyoruz. Birkaç gündür beraber film seyretme planı yapıyorduk, yine oglumun yanında uyuyakalmışım. Sanki hayata yetişemiyorum. Ev işi yapıyorum, yemek yapıyorum, oğlumu kreşe götürüp getiriyorum. Çok mu erkendi diyorum bazen
Fiziğimi beğenmiyorum. Burada çok insana bu konuda teselli verdiğimi biliyorum. Yalan mı söylüyordum. Artık kendimi tanıyamıyorum. Doğumdan sonra tek kilo veremedim. 80 kiloyum 160 boyundayım. Aslında kafaya takıyor değildim, barışıktım kendimle. Yakınlaşmak istemiyorum bile. İstiyorsam bile asla rahat hissedemiyorum. Göbeğimi kapatmak istiyorum.
Bazen o kadar sinirleniyorum ki.
Bu arada sanırım mutlulugu çikolatada buluyorum. Ne bileyim çok saçma belki ama kendime zaman ayırırken tadı güzel şeyler yemek beni mutlu ediyor. Gerçekten istesem veririm bu kiloları onu da biliyorum. Ama ne iner ne çıkar benim kilo 80 işte
1 hafta önce anneme gittim. Annem karanlıktan korktugumu bilir çocukluk travması. Koridorun ışıgının açık kalmasını istedim. Israrla açmadı o ışığı. Sonra da bana ''Kocaman kızsın karanlıktan korkulur muymuş'' dedi. Tam da o sırada doğru anın geldiğini mi hissettim ne oldu bilmiyorum birden içimi döktüm. Halbuki oraya kafa dinlemeye gitmiştim. Hiç hesapta yoktu böyle seyler.
Her şey düzelecek mi dersiniz? Yani iç sıkıntılarım beni boğmaktan vazgeçecek mi. Eşimin göğsü benim için huzur ötesi. Ama bazen göğsünü parçalayıp, içinde benimle aynı özlemler var mı diye bakmak istiyorum. Sizce bu normal mi?
Güncelleme: özüme döndüm. Kilolardan da kurtuldum. Böylece artık sadece mizahi yönüm çıkıyor ortaya. Çok şükür o yönümü baskilayan depresif duygulardan arındim. Ben artık mutluyum demeye geldim
Son düzenleme: