- 23 Mayıs 2022
- 475
- 464
- 33
Teşekkür ederim. Her şey güzel olacak inşallahOlmazsiniz..siz bunlarin nele yol actigini her gün hissedip yasiyorsunuz cünkü. Önemli olan simdi sizi iyilesip tekrar ayaga kalkmaniz.
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
Teşekkür ederim. Her şey güzel olacak inşallahOlmazsiniz..siz bunlarin nele yol actigini her gün hissedip yasiyorsunuz cünkü. Önemli olan simdi sizi iyilesip tekrar ayaga kalkmaniz.
Ben imkanı olan herkese iki yıllıkta olsa şiddetle tavsiye ediyorum şehir dışında okumayı. Çoğu arkadaşım ailesinden kaçıp gelmiş ama bu düşünceyle gitmekten ziyade gerçekten sorumluluk alabilmek, kendi başına zorluklarla başa çıkabilmek, sosyal ve iş hayatında çevre edinebilmek için bu şart oluyor. Ben hiç arkadaşım olmaz kesin diye gittiğimde 1 ayda 15 kişiyle tanışmışım istemeden :) Hepsi birbirinden bilgili saygılı insanlardı. Ama bunu yaşadığım şehirde asla yapamıyordum hem küçük hemde aşırı vasıfsız bir şehir olduğu için eğitim anlamında ilerlemen imkansız. Yeri geldi ağladım yeri geldi kendimle gurur duydum. Sizde iyi olacaksınız eminim. İlklerde inanılmaz zorluyor kimi bir haftada alışıyor kimi benim gibi bir aydaBen de özgür olmak istiyorum. Tıpkı sizin yaptığınız gibi farklı şehirde üniversite okuma niyetim var
Ne güzel yapmışsınız. Hem kendinizi geliştirmişsiniz, hem de güzel anılar biriktirmişsiniz. Anlattıklarınızı okuyunca çok heyecanlandım. Bakalım umarım her şey güzel olurBen imkanı olan herkese iki yıllıkta olsa şiddetle tavsiye ediyorum şehir dışında okumayı. Çoğu arkadaşım ailesinden kaçıp gelmiş ama bu düşünceyle gitmekten ziyade gerçekten sorumluluk alabilmek, kendi başına zorluklarla başa çıkabilmek, sosyal ve iş hayatında çevre edinebilmek için bu şart oluyor. Ben hiç arkadaşım olmaz kesin diye gittiğimde 1 ayda 15 kişiyle tanışmışım istemeden :) Hepsi birbirinden bilgili saygılı insanlardı. Ama bunu yaşadığım şehirde asla yapamıyordum hem küçük hemde aşırı vasıfsız bir şehir olduğu için eğitim anlamında ilerlemen imkansız. Yeri geldi ağladım yeri geldi kendimle gurur duydum. Sizde iyi olacaksınız eminim. İlklerde inanılmaz zorluyor kimi bir haftada alışıyor kimi benim gibi bir aydaÇevre edinince daha kısa süredece alışıyorsun. O zaman yaşadığınızı hissedersiniz. Size tavsiyem etkinliklere katılmaktan asla çekinmeyin tek başınıza bile gidin ki genelde öyle yapıyorlar bu özgüveninizi yükseltiyor mesela ben fotoğraf aşığı bi insanım makinemde vardı fotoğrafçılık kulübüne katıldım sabahtan akşama kadar gezmediğimiz görmediğimiz güzellikler kalmazdı. Konferans, seminerlere katılın. Bunları sizin daha aktif ve özgüvenli olabilmeniz için söylüyorum yoksa sevmediğiniz şeyleri yapın demiyorum yanlış anlamayın :) Ben dokununca ağlayan bi tiptim o yüzden sizi çok iyi anlıyorum :)
Okurken gözlerim doldu. Ne güzel bi yüreğiniz varmış. Güzel dualarınız sayesinde daha da bir şey olmaz bana. Çok sağ olun <3her ailede böyle baskıcı birileri olabilir. Annene karşı dik durmanı ama diklenmemeni tavsiye ederim. Bağını koparma fakat kendini ispatla... kendini önce kendine sonra annene ispatla. Benim annem de hep kuzenlerimi beğenirdi. Yillar sonra sorduğumda sen şımarma diye öyle yapardım dedi. Çok sacma ama onun kendi doğrusu buydu. Henuz teyze ya da hala degilim. Bu hissiyati bilemem ama evlat gibi oluyormuş yeğen de. Senin annen biraz abartmış evet. Ama alınma gücenme. Sen kendi yolunu çiz. Sevdigin bir bölümü oku. Insanin sevdigi bir mesleği yapması çok önemli.. Kendi maneviyatına yönel. Darlandiginda al bir abdest otur seccadeye. Rabbinle dertleş. O'na yakar O'ndan iste. Kendine zarar verme. Kusma hissiyatı icin ilaç vermislerdir. Zamanında ben de yaşadım kusmaları. Stresten de olsa mide ilacı veriyorlar. Ama o mide ilacları vücudun b12 vitamini emilimini bozuyor. Bir sure sonra (aylaaar ayllaaar sonra) alık gibi oluyor insan. Arada b12 olcturmeyi unutma derim.
Kaygi bozukluğu yaşiyorsan arada yürüyüş yap. Hasbunallahi ve nigmel vekil de Rabbine kendini birak. Misal iki adam bir gemide gidiyor. Adamlardan biri yükü sırtında taşıyor öbürü bırakmış ayak ucuna. Sırtında taşıdığı zaman da o gemi gidecek tasimadigi zaman da gidecek. O zaman kendine yük etmesi kendine zulmetdigi anlamına gelmez mi? Hayat her türlü akıyor gidiyor. Bu sıkıntıları kendine yük etme. Gecmis gecmiste kaldı. Ani yasa ve geleceggini tasarla.
Daraladığin zamanlarda ya Vasi ya Allah esmasını 137 defa cek. Rabbim icini ferahlatsın. Kalplerin ışığı olan Allah kalbini sıkan tüm karanlıkları aydınlığa çevirsin. Kalplerin tabibi olan Allah kalbinin tüm kırıklarını iyilestirsin. Minnoşsun kıyamam.geçmişi düşünmek insana kardan çok zarar verir. Takılma çok
![]()
Canımsın içim ısındı sanaOkurken gözlerim doldu. Ne güzel bi yüreğiniz varmış. Güzel dualarınız sayesinde daha da bir şey olmaz bana. Çok sağ olun <3
Çok teşekkür ederim <3 İnşallah sizin de çok güzel hayatınız olur, Rabbim ayağınıza taş değdirmesinCanımsın içim ısındı sanakıyamam
Rabbim sana güzel bir hayat nasip etsin insAllah canım kardeşim
![]()
Kısmen senin yerindeyim; okul aile başkanı bir anne, ezberletilmiş olmasa bile zorla çalıştırılmış sınavlar, bir sayfa ile yüksek not alabilecekken ansiklopedi gibi hatırlatılan dönem ödevleri, sırf düşük not almamam için ekstra özel dersler/uykusuz geceler sonucu sırf o istediği ve hava atabilsin diye girilen bir üniversite bölümü... listeyi uzatabilirim.Herkese merhaba. Kendimi ilk defa bu kadar açtığım için gergin olsam da yardımınıza ihtiyacım var.
Merak etmeyin, olabildiğince kısa ve anlaşılır yazacağım.
İlk okulda annemin sürekli "sen mühendis bi babanın kızısın senin sınıfındakilerin babaları hep işçi. biraz özgüvenli ol" laflarıyla büyüdüm. Annem ilk okulda yapılan denemelerin satıldığı yere gidip cevapları ezberletmişti. Haliyle 60 soruda 60 doğru yapmıştım fakat bu benim başarım değildi. Babam bu duruma sessiz kalıyordu. Ben ise ne olup bittiğini anlamlandıramayacak yaştaydım.
Annem çevresine sürekli benim okullarda birinci olduğumu, çok başarılı bi öğrenci olduğumu söylerdi. Pısırıktım, özgüvenli değildim, hakkımı savunamazdım. Bunu da çevreye "hanım hanımcık kız" diye yedirdiler. Haliyle bana kurulmuş sınırlardan hiç çıkamadım.
Annemin gözünde iyi bir evlat olabilmem için çevreden güzel şeyler duyması yeterliydi. Misafirliğe gittiğimizde ikramların tadına bakmak istesem bile "zahmet olmuş, elinize sağlık" deyip yememem, bir şey söylemek istesem annemin kolumu ellerimi sıkmasıyla susmam, en sonunda da tek kelime bile konuşmamamla bitiyordu günler.
Okulda çok ezilirdim. Dövdükleri de oldu, hakaret ettikleri de oldu. Bunların hepsi çok sessiz biri olduğum için başıma geldi. Annem de bu olanlara son vermek için okul aile birliğine girdi ve benim yerime hep o konuştu. Çünkü ben "beceremez, yapamaz"dım.
Lisede dilim iyi olmasına rağmen sayısal bölümünü seçtim. Niye? E çünkü babam gibi mühendis olmalıydım. Hem öğretmenler atanamıyordu, çok da para kazanmıyorlardı.(annemin söylediklerine göre)
Lise son sınıfa kadar sorular ezberletildi ve puanlarım şişirildi. Bu sefer bunu okul yaptı. Lise son sınıfta annemle konuşma çabalarım karşılıksız kaldı. Sarıldığımda iter, kuzenimle telefonda konuşur ve ona övgüler yağdırırdı. Benden daha fazla sesi çıkan, her şeye atlayan kuzenim annemin gözünde çok değerliydi.
Sınavda sayısal alanda başarılı olamadım. Annemin "ya bölümüne gidersin ya da evlenirsin" tehditiyle kazandığım bölüme gittim. Depresyon, anksiyete ve titreme atakları sonucu hastanede serum yediğim gün bölümü bıraktım. Memleketime dönüp psikiyatriste gittim. İlaç kullandım, eve kapandım, defalarca istifra ettim, kendime zarar verdim, yataktan çıkamadım. Ama en çok üzüldüğüm şey annemin ben o haldeyken hala kuzenime telefonlar açıp ona övgüler yağdırması, saatlerini ona harcaması ve bana bi "nasıl oldun" bile dememesineydi.
Şimdi ise yepyeni bir yola başlıyorum ve bu yolda annemle yaşamak istemiyorum. Başka bir şehirde yurtta kalıp bir yandan çalışıp bir yandan okuyup kendi hayatımı kurmak istiyorum. Annemleyken hep sıkışmış, belirli bi kalıba uymak zorunda hisseden ve çok değersiz biri gibi hissediyorum. Siz benim yerimde olsaydınız ne yapardınız?
Hayatlarımız çok benziyormuş. Ben de sizin isyan bayraklarını açıp bölümü bıraktığınız yerdeyim. Özgürlüğünüzü bulmanıza çok sevindim...Kısmen senin yerindeyim; okul aile başkanı bir anne, ezberletilmiş olmasa bile zorla çalıştırılmış sınavlar, bir sayfa ile yüksek not alabilecekken ansiklopedi gibi hatırlatılan dönem ödevleri, sırf düşük not almamam için ekstra özel dersler/uykusuz geceler sonucu sırf o istediği ve hava atabilsin diye girilen bir üniversite bölümü... listeyi uzatabilirim.
Son sınıfta üniversiteyi bırakmam ve isyan bayraklarını açmam ile son bulan bir süreç oldu. Hayatım boyunca sessiz kalmadım ama bir şekilde manipülasyon yeteneği ile kendi istediklerini sanki ben istiyormuşum gibi göstermeyi başarmıştı. Fark etmem çok uzun zamanımı aldı ve bu fark edişimin en büyük sebebi şuan ki eşim. Onun istediği profilde biri değildi ama ben yine de sevdiğim için ilişkimiz devam etti bir şekilde söz, nişan süreçleri aslında istemiyor olsa bile kavgasız gürültüsüz "nasıl olsa ayrılır" umudu ile tamamlandı.
Çalışıyor oluşum, farklı ortamlara girerek gerçek anne kız ilişkilerini gözlemleyişim, eşimin (o zaman nişanlım) annemle yaşadığımız her olaya gerçekten şaşırması ve normal olmadığını söylemesi ve farklı konular da eklenince benim uyanışım oldu. Özgürlüğümü elime aldığımda gerçek kişiliğimi ve gerçek isteklerimi buldum
Sonuç; üniversiteyi bıraktım, bir süre daha çalıştım ve sevdiğim adamla farklı bir şekilde ailem yanımda olmadan evlendim. (Annemi istediğim için tüm aile bana cephe almıştı) 6-7 yıldır yüzünü bile görmüyorum. Onun konuşma ve bana ulaşma çabalarına rağmen o hayatımda yokken çok daha mutlu ve huzurluyum.
Soracak olursan pişman değilim. İtiraf etmeliyim ki zaman zaman üzüldüğüm oluyor ama karnında büyüğüm o kadının hayatımda olmamasına değil, gerçekten bir anne kız ilişkisi kuramamış olmamıza, bir sıkıntım olduğunda aklıma gelen ilk kişinin annem olmayışına, sevindiğim ya da üzüldüğüm her hangi bir şeyi onunla paylaşmak falan aklıma bile gelmeyişine... insan bunun eksikliğini hissediyor gerçekten. Bu eksikliğe rağmen yine olsa yine aynı kararı veririm çünkü bir kuştan deniz altında yaşaması beklenemez. Ben o kadınla, değişmeyeceğini bile bile onun şartlarında yaşayamam.
Denedim, ancak tek tek anlattığım hiçbir hatayı kabul etmiyor.
Büyük tavsiyesi diye başlayan lafları hiç sevmem ama kendi hayatımdan yola çıkarak zaman zaman "acaba şöyle yapsaydım nasıl olurdu?" diye sorguladığım bir iki şeyi eklemek istiyorum. Üniversiteyi bırakıp farklı bir üniversite için hiç çaba göstermedim, sırf "kızım üniversite mezunu" bile diyemezsin istediğim için ama kendi isteğim bir bölümden mezun olmak hoş olabilirdi. Sonrasında grafik tasarım eğitimleri aldım ve bu alanda çalıştım ama üniversitede bu eğitimleri almak isterdim.Hayatlarımız çok benziyormuş. Ben de sizin isyan bayraklarını açıp bölümü bıraktığınız yerdeyim. Özgürlüğünüzü bulmanıza çok sevindim...
Herkese merhaba. Kendimi ilk defa bu kadar açtığım için gergin olsam da yardımınıza ihtiyacım var.
Merak etmeyin, olabildiğince kısa ve anlaşılır yazacağım.
İlk okulda annemin sürekli "sen mühendis bi babanın kızısın senin sınıfındakilerin babaları hep işçi. biraz özgüvenli ol" laflarıyla büyüdüm. Annem ilk okulda yapılan denemelerin satıldığı yere gidip cevapları ezberletmişti. Haliyle 60 soruda 60 doğru yapmıştım fakat bu benim başarım değildi. Babam bu duruma sessiz kalıyordu. Ben ise ne olup bittiğini anlamlandıramayacak yaştaydım.
Annem çevresine sürekli benim okullarda birinci olduğumu, çok başarılı bi öğrenci olduğumu söylerdi. Pısırıktım, özgüvenli değildim, hakkımı savunamazdım. Bunu da çevreye "hanım hanımcık kız" diye yedirdiler. Haliyle bana kurulmuş sınırlardan hiç çıkamadım.
Annemin gözünde iyi bir evlat olabilmem için çevreden güzel şeyler duyması yeterliydi. Misafirliğe gittiğimizde ikramların tadına bakmak istesem bile "zahmet olmuş, elinize sağlık" deyip yememem, bir şey söylemek istesem annemin kolumu ellerimi sıkmasıyla susmam, en sonunda da tek kelime bile konuşmamamla bitiyordu günler.
Okulda çok ezilirdim. Dövdükleri de oldu, hakaret ettikleri de oldu. Bunların hepsi çok sessiz biri olduğum için başıma geldi. Annem de bu olanlara son vermek için okul aile birliğine girdi ve benim yerime hep o konuştu. Çünkü ben "beceremez, yapamaz"dım.
Lisede dilim iyi olmasına rağmen sayısal bölümünü seçtim. Niye? E çünkü babam gibi mühendis olmalıydım. Hem öğretmenler atanamıyordu, çok da para kazanmıyorlardı.(annemin söylediklerine göre)
Lise son sınıfa kadar sorular ezberletildi ve puanlarım şişirildi. Bu sefer bunu okul yaptı. Lise son sınıfta annemle konuşma çabalarım karşılıksız kaldı. Sarıldığımda iter, kuzenimle telefonda konuşur ve ona övgüler yağdırırdı. Benden daha fazla sesi çıkan, her şeye atlayan kuzenim annemin gözünde çok değerliydi.
Sınavda sayısal alanda başarılı olamadım. Annemin "ya bölümüne gidersin ya da evlenirsin" tehditiyle kazandığım bölüme gittim. Depresyon, anksiyete ve titreme atakları sonucu hastanede serum yediğim gün bölümü bıraktım. Memleketime dönüp psikiyatriste gittim. İlaç kullandım, eve kapandım, defalarca istifra ettim, kendime zarar verdim, yataktan çıkamadım. Ama en çok üzüldüğüm şey annemin ben o haldeyken hala kuzenime telefonlar açıp ona övgüler yağdırması, saatlerini ona harcaması ve bana bi "nasıl oldun" bile dememesineydi.
Şimdi ise yepyeni bir yola başlıyorum ve bu yolda annemle yaşamak istemiyorum. Başka bir şehirde yurtta kalıp bir yandan çalışıp bir yandan okuyup kendi hayatımı kurmak istiyorum. Annemleyken hep sıkışmış, belirli bi kalıba uymak zorunda hisseden ve çok değersiz biri gibi hissediyorum. Siz benim yerimde olsaydınız ne yapardınız?
Bende benzer şeyler yaşadım şuan 30 kusur yasindayim ve 22 yaşıma donseydim tam olarak düşündüğün şeyi yapardım.Herkese merhaba. Kendimi ilk defa bu kadar açtığım için gergin olsam da yardımınıza ihtiyacım var.
Merak etmeyin, olabildiğince kısa ve anlaşılır yazacağım.
İlk okulda annemin sürekli "sen mühendis bi babanın kızısın senin sınıfındakilerin babaları hep işçi. biraz özgüvenli ol" laflarıyla büyüdüm. Annem ilk okulda yapılan denemelerin satıldığı yere gidip cevapları ezberletmişti. Haliyle 60 soruda 60 doğru yapmıştım fakat bu benim başarım değildi. Babam bu duruma sessiz kalıyordu. Ben ise ne olup bittiğini anlamlandıramayacak yaştaydım.
Annem çevresine sürekli benim okullarda birinci olduğumu, çok başarılı bi öğrenci olduğumu söylerdi. Pısırıktım, özgüvenli değildim, hakkımı savunamazdım. Bunu da çevreye "hanım hanımcık kız" diye yedirdiler. Haliyle bana kurulmuş sınırlardan hiç çıkamadım.
Annemin gözünde iyi bir evlat olabilmem için çevreden güzel şeyler duyması yeterliydi. Misafirliğe gittiğimizde ikramların tadına bakmak istesem bile "zahmet olmuş, elinize sağlık" deyip yememem, bir şey söylemek istesem annemin kolumu ellerimi sıkmasıyla susmam, en sonunda da tek kelime bile konuşmamamla bitiyordu günler.
Okulda çok ezilirdim. Dövdükleri de oldu, hakaret ettikleri de oldu. Bunların hepsi çok sessiz biri olduğum için başıma geldi. Annem de bu olanlara son vermek için okul aile birliğine girdi ve benim yerime hep o konuştu. Çünkü ben "beceremez, yapamaz"dım.
Lisede dilim iyi olmasına rağmen sayısal bölümünü seçtim. Niye? E çünkü babam gibi mühendis olmalıydım. Hem öğretmenler atanamıyordu, çok da para kazanmıyorlardı.(annemin söylediklerine göre)
Lise son sınıfa kadar sorular ezberletildi ve puanlarım şişirildi. Bu sefer bunu okul yaptı. Lise son sınıfta annemle konuşma çabalarım karşılıksız kaldı. Sarıldığımda iter, kuzenimle telefonda konuşur ve ona övgüler yağdırırdı. Benden daha fazla sesi çıkan, her şeye atlayan kuzenim annemin gözünde çok değerliydi.
Sınavda sayısal alanda başarılı olamadım. Annemin "ya bölümüne gidersin ya da evlenirsin" tehditiyle kazandığım bölüme gittim. Depresyon, anksiyete ve titreme atakları sonucu hastanede serum yediğim gün bölümü bıraktım. Memleketime dönüp psikiyatriste gittim. İlaç kullandım, eve kapandım, defalarca istifra ettim, kendime zarar verdim, yataktan çıkamadım. Ama en çok üzüldüğüm şey annemin ben o haldeyken hala kuzenime telefonlar açıp ona övgüler yağdırması, saatlerini ona harcaması ve bana bi "nasıl oldun" bile dememesineydi.
Şimdi ise yepyeni bir yola başlıyorum ve bu yolda annemle yaşamak istemiyorum. Başka bir şehirde yurtta kalıp bir yandan çalışıp bir yandan okuyup kendi hayatımı kurmak istiyorum. Annemleyken hep sıkışmış, belirli bi kalıba uymak zorunda hisseden ve çok değersiz biri gibi hissediyorum. Siz benim yerimde olsaydınız ne yapardınız?