- 16 Aralık 2019
- 20.246
- 80.618
- 31
Küçük prens
Anlatıcı küçükken fil yutmuş bir boa yılanı çizer. Çizdiği resmi bir çok kişiye gösterir fakat hepsi başka bir şeye benzetir kimse fil yutmuş yılan demez. Daha sonra anlatıcaya resim yapmak yerine tarih, coğrafya gibi alanlara yönelmesini gibi öğütler verirler. Anlatıcı büyüyüp, pilot olur.
Sahra çölü üzerinden geçerken uçağın arıza yapmasından dolayı zorunlu iniş yapar. Yanında az yemek ve su vardır, sahra çölünde uykuya dalar. Uykudayken küçük prensin sesi ile uyanır. Küçük prens yazardan koyun resmi çizmesini ister. Yazar küçük prense, fil yutan yılan resmi çizer. Küçük prens ben bu fil yutan yılan resmini istemediğini söyler. Yazar bu duruma çok şaşırır çünkü şimdiye kadar kimse bu resmin fil yutan yılan resmi olduğunu anlayamamıştır. Anlatıcı kapalı bir kutu çizer ve kutunun içinde de koyun olduğunu söyler. Bu resim prensin hoşuna gider.
Küçük prens orada anlatıcıya kendinden bahseder. Bir gezegende yalnız başına yaşadığını bir çiçeği ve 3 tane volkanı olduğundan bahseder. Daha sonra diğer gezegenlere yolculuk yaptığını ve orada tanıştığı kişilerden bahseder. Gezdiği gezenlerden birinde her şeyi yönettiğini düşünen bir kral ile karşılaşır, bir başka gezegende kendini beğenmiş bir adam, diğerinde sayılarla uğraşan bir iş adamı, başka birinde devamlı fenerini yakıp söndüren bir fenerci ve bir diğerinde ise devamlı içen bir sarhoşla karşılaşır. Son gezegende buluşlarını kaybeden bir kaşife rastlar ve mutlaka dünyaya gitmesi gerektiğini söyler. Böylelikle dünyaya gelir. Dünyada bir tilkiyi evcilleştirir ve tilkiden bir sır alır. Bu sır şöyledir; En iyi yüreğiyle görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez.” der. Başka gezegendeki gördüklerinden de dünyada bir sürü vardır. Bunun üzerine gülünü özlediğini farkeder ve gezegenine dönmek ister. Aslında o gülden dünyada binlercesi vardır ama büyükler çiçeklerinin kıymetlerini bilemezler.
Küçük Prens gezegenine döner. Bu ayrılış yazar için oldukça zordur çünkü aradığı arkadaşını bulduğunu düşünüyordu. Pilot olan yazarımız da uçağı tamir edip ülkesine dönmüştür.
Anlatıcı küçükken fil yutmuş bir boa yılanı çizer. Çizdiği resmi bir çok kişiye gösterir fakat hepsi başka bir şeye benzetir kimse fil yutmuş yılan demez. Daha sonra anlatıcaya resim yapmak yerine tarih, coğrafya gibi alanlara yönelmesini gibi öğütler verirler. Anlatıcı büyüyüp, pilot olur.
Sahra çölü üzerinden geçerken uçağın arıza yapmasından dolayı zorunlu iniş yapar. Yanında az yemek ve su vardır, sahra çölünde uykuya dalar. Uykudayken küçük prensin sesi ile uyanır. Küçük prens yazardan koyun resmi çizmesini ister. Yazar küçük prense, fil yutan yılan resmi çizer. Küçük prens ben bu fil yutan yılan resmini istemediğini söyler. Yazar bu duruma çok şaşırır çünkü şimdiye kadar kimse bu resmin fil yutan yılan resmi olduğunu anlayamamıştır. Anlatıcı kapalı bir kutu çizer ve kutunun içinde de koyun olduğunu söyler. Bu resim prensin hoşuna gider.
Küçük prens orada anlatıcıya kendinden bahseder. Bir gezegende yalnız başına yaşadığını bir çiçeği ve 3 tane volkanı olduğundan bahseder. Daha sonra diğer gezegenlere yolculuk yaptığını ve orada tanıştığı kişilerden bahseder. Gezdiği gezenlerden birinde her şeyi yönettiğini düşünen bir kral ile karşılaşır, bir başka gezegende kendini beğenmiş bir adam, diğerinde sayılarla uğraşan bir iş adamı, başka birinde devamlı fenerini yakıp söndüren bir fenerci ve bir diğerinde ise devamlı içen bir sarhoşla karşılaşır. Son gezegende buluşlarını kaybeden bir kaşife rastlar ve mutlaka dünyaya gitmesi gerektiğini söyler. Böylelikle dünyaya gelir. Dünyada bir tilkiyi evcilleştirir ve tilkiden bir sır alır. Bu sır şöyledir; En iyi yüreğiyle görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez.” der. Başka gezegendeki gördüklerinden de dünyada bir sürü vardır. Bunun üzerine gülünü özlediğini farkeder ve gezegenine dönmek ister. Aslında o gülden dünyada binlercesi vardır ama büyükler çiçeklerinin kıymetlerini bilemezler.
Küçük Prens gezegenine döner. Bu ayrılış yazar için oldukça zordur çünkü aradığı arkadaşını bulduğunu düşünüyordu. Pilot olan yazarımız da uçağı tamir edip ülkesine dönmüştür.