- 28 Mart 2020
- 21.318
- 1
- 64.691
- 548
aslında olay hiçte öyle değil erkek o an istenileni yapıyor ama kafasına da kazıyor karşısındakinin yaptıklarını ve hooop ilk kavgada önünüze sunarlar zannetme ki çok mutlularÖncelikle baştan söylemek isterim, bir erkek arkadaşım veya hoşlandığım biri yok. Zaten içinde bulunduğum kaos ortamı buna pek müsait değil şu an. "Maddi yatırım" ifadesini de ne anlamda kullandığım anlaşılmıştır. Yoksa bizler elbette parasını verip haklarını alabilecekleri birer eşya değiliz.
Bu, aslında yıllardan beri çok merak ettiğim bir konu. Geçen Instagram'da keşfette dolaşırken popüler bir psikoloğun bir konuşmasına denk geldim (seven sevmeyen vardır, ben tanımıyorum.). "Erkek yatırım yaptığı kadını sever." diyordu. Bu aslında yıllardan beri yaptığım bir gözlemin özet cümlesi gibi oldu.
Evlenen arkadaşlarım var örneğin. Hani bizim 'görgüsüzlük' olarak ifade ettiğimiz bazı davranışlar vardır. Mesela evlilik arifesi "İlla şu kadar takı alınacak. " diyen, eksik gördüğü yerde olaylar çıkartan. Ya da bir arkadaşım vardı mesela. Erkek arkadaşının evlilik teklifi için aldığı yüzüğü maddi açıdan yetersiz buldu. Kendisine, maddi değeri çok fazla olan beş taş bir yüzük aldırıp en baştan evlilik teklifi ettirdi. Bir başka tanıdığım, kendi ailesinin maddi durumu kötü. Ama erkek arkadaşı sıradan bir mekana yemeğe götürdüğünde saatlerce trip atıyor. Hayatında görmediği lüks mekanları bulup "Bu hafta beni buraya götür." diyor. Kuzenim evleneceği zaman düğün için ayarlanan mekanı 'ucuz' buldu. Nişanlısından ayrıldı. Adam kapılarda yattı "Gel, tamam. Nereyi istiyorsan orayı tutacağım." diye. Ve istediği o lüks mekanı tutturup orada düğün yaptırdı gibi gibi... Ve garip bir şekilde bu şekilde davranan kadınların hepsi mutlu ve el üstünde tutuluyor. Hani kendi hemcinsimiz diye durup bir baktığımızda çok ucuz hareketler, naiflikten, kaliteden çok uzak davranışlar olarak görünüyor. Ama derler ya neticeye bakmak lazım diye. İlişki içinde yine bunlar değer görüyor, tapılan o kadınlar oluyorlar.
Bir diğer taraftan hiç böyle olaylara girmeyen kadınlar var. Mesela hesabı karşı taraf ödediğinde gece gözüne uyku girmeyen, aman kimse üzülmesin sıkıntı çıkmasın diye birçok lüks bile sayılmayan sıradan şeyleri dahi istemeyen kadınlar. Bunlar da hiç değer görmüyor. Örneğin bir başka arkadaşım, kendi ailesi çok varlıklı insanlar. Kendisine çok görkemli bir nişan töreni yaptılar. Ama adamın ailesi biraz sorunlu bir tipti. Arkadaşım "Aman nikah neye yetmiyor, ben düğün istemiyorum." dedi. Ucuz olsun diye saçma sapan bir gelinlik giydi. Evleneli birkaç ay olmuştu ki aldatıldığını öğrendi.
Elbette aramızda çıkıp "Yoo, hiç öyle değil. Ben şöyle yaptım şöyle oldu." diyenler olacaktır. Ama benim yaptığım gözlemler hep bu şekilde oluyor.
Şimdi kendime baktığımda ben ailemden bir defa harçlık almadan yıllarca okudum. Kazandığım başarı bursları ile kendi kendime hep yettim, kimseden bir çorap bile istemedim. Ben de değer görmedim o ayrı tabi.Ama bakıyorum benim gibi olan insanlar nasıl birinin kendisine maddi emek harcamasını sağlayabilir ki, çok imkansız görünüyor.
Sizce ilişkilerde mutlu sona ulaşmak için biraz gurursuz mu olmak gerekiyor?
Ucuz hediye de sevmem. Gidip Hürrem yüzüğü almasın, ama düzgün bir takı isterim her özel günde.
Çok tatlı.Hürrem Sultan yüzüğüne eşimin parasi yetmeyince küçüğünden almiş. Zende varmiş Hürrem sultan modelinin kucugu.
Kucuk Hürrem diye vermişti.
Çok tatlı.
Gerçekten çok tatlı!
Düşünmesi yeter diyorlar ya evet düşünecek ama icraat de gerek.
Aynen öyle!Kesinlikle.Kucuk detaylar dusunmesi guzel ve yapmali da.
Aynen öyle!
Burada okuyorum.
3 yıllık sevgilim bir çiçek almadı diyorlar.
Çok şaşırıyorum!
Bana özel günlerde güzel bir çiçek buketi getirmeyen adamı 6 ay tutmam hayatımda.
O kadar haklısınız ki. Konularıma denk geldiniz mi hiç bilmiyorum. Son 6-7 aydır çok iğrenç, çok berbat şeyler yaşadım. Halimi çekip yayımlama şansım olsa herkes ağlar. Öncesinde de zaten kötü bir çocukluk geçirmiştim. Şimdi akrabalara yakın bir yere taşındık. Onlar da annem çalışmaya başlayana, ben atanıp gidene kadar bize yardımcı olmaya çalışıyorlar. Ancak şöyle bir durum var. Kardeşim örneğin çok arsız bir çocuk. Çok şımarık, çok saygısız, çok terbiyesiz bir çocuk maalesef ki. Buraya geldiğinden beri sürekli birileri onu hediyelere boğuyor. Psikolojisi bozulmuş yaşananlardan dolayı diye hem tolere ediyorlar hem de dediğim gibi bir şeyler alınıyor sürekli. Biri ona sorunca da şunu ister misin diye arsız insanlar gibi "İsterim." diyor. Bu kaosun ortasında kendisine doğum günü kutlatıyor falan. Kendime bakıyorum. Gerçekten psikolojim berbat bir halde. Ama insanlar bana bakıp "Aa, çok iyi görünüyorsun. Maşallah." diyorlar. Çünkü ne yaşanırsa yaşansın sabah uyanıp saatlerce kendime vakit harcıyorum. Saç yapıyorum, makyaj yapıyorum. Bilmediğimiz bir şehirde olmamıza rağmen çıkıp dolaşıyorum. Biri bana refakat etmek isteyince kabul etmiyorum." Kendimle baş başa kalmak bana iyi geliyor." diyorum. Birileri ile hep birlikte oturunca onlara sızlanmak yerine okuduğum kitaplardan, tarihten falan bir şeyler anlatıyorum. İşsizim şu an ama üniversitede çalışıp biriktirdiğim parayı kullanıyorum bugün bile. Kimseden bir şey istemiyorum. Alalım mı falan diye sorunca kesin bir biçimde reddediyorum. Çünkü hediye bu istenmez, içinden gelen önüme bırakır ben de işe başlayınca karşılığını veririm. Zaten ben kendime her şeyin en pahalısını, en güzelini kendi emeğim ile almışım. Şimdi bu işin sonunda kardeşime psikolojisi bozuk, ilgiye, sevgiye muhtaç, etrafında pervane olunması gereken birey muamelesi yapılıyor. Bana ise sanki olaylar yaşanırken onlar yaşamış ben başka bir yerde tatildeymişim gibi "İyisin, iyisin..." deniyor. Hızlı hızlı yazdım, anlatabildim mi bilmiyorum. Sadece dediğinize katılıyorum. Kadın erkek ilişkisine indirmem, bu şekilde bahsetmem hata. İnsan ilişkilerinin tümünde var bu durum.
Burada eklediğim alıntıda bahsettiğim şekilde aslında verip mutlu olan değil de tercihen almayan da vermeyen de bir insanım genel olarak.Bu konu üzdü beni.
Çünkü çok gerçek çok tanıdık.
Ama daha üzücü bir şey diyeyim mi?
Bu konuyu açıp, taktik veya fikir almak, her şeyin çok açık farkında olmak yetmeyecek.
Sen öyle bir insan değilsin işte.
Isteyemezsin tamam mı?
Hatta kendiliğinden verseler ayy cok veriyor olmaz der almazsın.
Alarak mutlu olamazsın.
Biz vererek mutlu olan salaklarız Çünkü..
Öncelikle baştan söylemek isterim, bir erkek arkadaşım veya hoşlandığım biri yok. Zaten içinde bulunduğum kaos ortamı buna pek müsait değil şu an. "Maddi yatırım" ifadesini de ne anlamda kullandığım anlaşılmıştır. Yoksa bizler elbette parasını verip haklarını alabilecekleri birer eşya değiliz.
Bu, aslında yıllardan beri çok merak ettiğim bir konu. Geçen Instagram'da keşfette dolaşırken popüler bir psikoloğun bir konuşmasına denk geldim (seven sevmeyen vardır, ben tanımıyorum.). "Erkek yatırım yaptığı kadını sever." diyordu. Bu aslında yıllardan beri yaptığım bir gözlemin özet cümlesi gibi oldu.
Evlenen arkadaşlarım var örneğin. Hani bizim 'görgüsüzlük' olarak ifade ettiğimiz bazı davranışlar vardır. Mesela evlilik arifesi "İlla şu kadar takı alınacak. " diyen, eksik gördüğü yerde olaylar çıkartan. Ya da bir arkadaşım vardı mesela. Erkek arkadaşının evlilik teklifi için aldığı yüzüğü maddi açıdan yetersiz buldu. Kendisine, maddi değeri çok fazla olan beş taş bir yüzük aldırıp en baştan evlilik teklifi ettirdi. Bir başka tanıdığım, kendi ailesinin maddi durumu kötü. Ama erkek arkadaşı sıradan bir mekana yemeğe götürdüğünde saatlerce trip atıyor. Hayatında görmediği lüks mekanları bulup "Bu hafta beni buraya götür." diyor. Kuzenim evleneceği zaman düğün için ayarlanan mekanı 'ucuz' buldu. Nişanlısından ayrıldı. Adam kapılarda yattı "Gel, tamam. Nereyi istiyorsan orayı tutacağım." diye. Ve istediği o lüks mekanı tutturup orada düğün yaptırdı gibi gibi... Ve garip bir şekilde bu şekilde davranan kadınların hepsi mutlu ve el üstünde tutuluyor. Hani kendi hemcinsimiz diye durup bir baktığımızda çok ucuz hareketler, naiflikten, kaliteden çok uzak davranışlar olarak görünüyor. Ama derler ya neticeye bakmak lazım diye. İlişki içinde yine bunlar değer görüyor, tapılan o kadınlar oluyorlar.
Bir diğer taraftan hiç böyle olaylara girmeyen kadınlar var. Mesela hesabı karşı taraf ödediğinde gece gözüne uyku girmeyen, aman kimse üzülmesin sıkıntı çıkmasın diye birçok lüks bile sayılmayan sıradan şeyleri dahi istemeyen kadınlar. Bunlar da hiç değer görmüyor. Örneğin bir başka arkadaşım, kendi ailesi çok varlıklı insanlar. Kendisine çok görkemli bir nişan töreni yaptılar. Ama adamın ailesi biraz sorunlu bir tipti. Arkadaşım "Aman nikah neye yetmiyor, ben düğün istemiyorum." dedi. Ucuz olsun diye saçma sapan bir gelinlik giydi. Evleneli birkaç ay olmuştu ki aldatıldığını öğrendi.
Elbette aramızda çıkıp "Yoo, hiç öyle değil. Ben şöyle yaptım şöyle oldu." diyenler olacaktır. Ama benim yaptığım gözlemler hep bu şekilde oluyor.
Şimdi kendime baktığımda ben ailemden bir defa harçlık almadan yıllarca okudum. Kazandığım başarı bursları ile kendi kendime hep yettim, kimseden bir çorap bile istemedim. Ben de değer görmedim o ayrı tabi.Ama bakıyorum benim gibi olan insanlar nasıl birinin kendisine maddi emek harcamasını sağlayabilir ki, çok imkansız görünüyor.
Sizce ilişkilerde mutlu sona ulaşmak için biraz gurursuz mu olmak gerekiyor?
Burada eklediğim alıntıda bahsettiğim şekilde aslında verip mutlu olan değil de tercihen almayan da vermeyen de bir insanım genel olarak.
Bunu yazdım, birkaç saat sonra sevdiğim bir hesap bir yazı paylaşmış. Konuya uygun buldugum için eklemek istedim.Öyle biri mi olmak isterdiniz? Ne sacma ya,ozendiginiz şeye bakın.
Konuya gelince iki kız arasındaki farkı söyleyeyim , biri kendisini seviyor - her şeyin en iyisine layık olduğunu düşünüyor.
Adam hesap ödedi diye gece uyuyamayan da içten içe ezik, para harcanmaya layık olmadığını düşünüyor. Hal boyle olunca kendine değer veren insan tabii ki diğerleri tarafından da mutlu edilmeye çalışıyor,ama kendine değer vermeyen insan 'ona ne gerek var,bu hiç lazım degil' diye kendini önemsiz görmeye basladikca insanlar da bir süre sonra 'ya hakkaten ona ne gerek var, o sorun etmez' diye kişinin ihtiyacını gozardi etmeye çalışıyor.
Cevap bu kadar basit.
Ben kendimi çok severim ve gerçekten güzel bir hayat yaşamak icin elimden geleni yaparım, ama erkekleri söğüşleyerek değil.yine de güzel bir hayatım var, hiç bir erkekten bir şey talep etmedim ama sevgililerim gayet kiymet bilen insanlar olmuşlardır.
İş yani bir şeyler istemekte vs değil kendine değer vermekte.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?