-
- Konu Sahibi VivaLaJuicy
- #521
Teşekkür ederim. :)) Beğenmene çok sevindim. Faydalı olabiliyorsa ne güzel.
Ama sen de bu işi zaten öğrenmişsin. :)) Baksana kendinin kaşındığının farkındasın. :))
Geçmişteki beni anlatmışsın sanki şimdiki durumunla.
Benim lise döneminden sonra başladı aşk acaba nasıl bir şey.. Ben de yaşasam, çok aşık olsam derdim.
Hatta bir gün 7.sınıfta bir arkadaşım sevgilisinden ayrılmıştı. Üzülüyordu baya. Ben de dedim ki nasıl bir şey bu aşk acısı?
Dünyanın en kötü hislerinden biri demişti. Çok çok kötü vs.
Ben taa o zamandan başladım acaba aşk acısı nasıl diye düşünmeye...
Neyse lise bitti. Yine benim ayılıp bayıldığım kimse olmadı.
O sıralarda da yaa ben de aşık olsam keşke, aşık olsam, aşık olsam diye diye ilk görüşte birine tutuldum. :O
Platonik oldu. Adamakıllı suratını da göremiyordum çocuğun. Profilden çok yakışıklı görünüyordu ama.
Öyle içimde büyüttüm, büyüttümm.. Yalnız o çocuk dışında herkesin haberi vardı.
Saklamıyordum kendime güveniyordum ama ne hikmetse bi fırsat olmadı onunla konuşmaya o zamanlar.
Sonra bi şeyler oldu bitti derken ben bi acıya düştüm ... Amaannn... Sağlığım tehlikeye girdi hatta.
Çok kötüydü. Al işte sana aşık da oldum, aşkın acısının en alasını da çektim.
Ne dediğime hiç dikkat etmemişim.
Ama sonra naptım biliyor musun ... 2.5 yıl sonra..
Onunla bi daha görüşsem, bana aşık olsa, ben onu istemesem, arkamdan ağlasa diye kafamda kurmaya.
Ve hepsi de oldu.Geç oldu ama oldu. Olmasa ben hayatıma doğru düzgün devam edemeyecektim.
Kafamda bitirip nefret ettim ondan. Hiçbir zaman aşık olmadığımı ve sadece gözümde büyüttüğümü anladım ayrıca.
Boşa acı çekmişim yani.Tabi bu çekim yasası boşa da olsa illa getirdi önüme. Yaşadım acı çekme tecrübesini.
Güzel oldu. Deneyim oldu bana. :)))
O da kaldı öyle terk edilmiş ve biçare.
Sen bu farkındalığınla çok rahat ipleri eline alabilecek birisin.
Umarım çok güzel olur devamı.
Platonik olarak kalsa bile o da bir anıdır ama muhakkak bir şeyler öğrenirsin bence. Sonra ona göre hareket edersin artık.
Bu arada aşık olamama durumunu çok iyi bilirim.
23 yaşındayım, daha yeni attı kalbim biri için.
Ya, bi de kızlar, çekim yasasıyla ilgili birşey diyicem. Tamam, sizin beklentileriniz nelerdir, buna karar verin, hissedin. Ama siz hissedince o kişi sizin karşınıza çıkacak diye bir şey yok. Siz, karşınıza çıkan insanların o yönlerine odaklanıyorsunuz. İçinizde ne varsa, onu görmeye çalışıyorsunuz. Bu harika. Ama olay, karanlık odanızda hayal kurup da beyaz atlı prensinizi beklemekse işte orda yanılıyor herkes. Bunlar bilimsel araştırmalar sonucu ortaya çıkmış bu arada. Beklemek, adım atmamak sadece zaman kaybettiriyor, ve sonuç da hayal kırıklığına uğratıyor. Siz en güzeli, vizyonladığınız şeyler için adım atın. Çevrenizi (güvenli bir şekilde) genişletin ve seçenekleriniz olsun, seçeneklerinizi arttırın. Armut piş ağzıma düş olmuyo işte. Bilinçaltınızdaki engelleri kaldırdıktan sonra, adım atacaksınız. Bunu yapamıyorsanız, neden yapamadığınızı bilinçaltınıza tekrar dönüp soracaksınız. Maalesef, bunları kendim uydurmuyorum. Bu konu çok fazla gündemde ve ticari bir pazarlama aracı ki insanlar umutlarını bağlıyor. Dünyanın farklı bölgelerindeki üniversitelerde bu konuda araştırma ve deneyler aynı sonucu gösteriyor.
Çekim yasası diye bir şey var evet. Siz, kimseniz, nasıl düşünürseniz, karşınızdaki insanın, olayların o yönünü görürsünüz. Bunun dışında siz öyle düşündüğünüz için karşınıza çıkan durumlar, hoş tesadüfler bu yasaya girmez. Bugün zengin insanların hayatlarını incelediğinizde bunu görürsünüz. Hayal kurarak değil, adım atarak bu noktalara gelmişlerdir.
çok uzattım ama uyarmak da istedim. pozitifte olmak güzel ama hayallerinizi de siz gerçekleştirebilirsiniz, sizin adınıza başkaları değil...
tekrardan sevgiler
sevgili Tryamour, aşağı-yukarı aynı şeylerden bahsediyoruz ama ben diyorum ki vizyonlamayı kendini değiştirmek için kullanmalısın.
sen de sanki, vizyonlayarak etrafındaki olayları kontrol edebilirsin, diyorsun.
ben bunu bilmeden o kadar çok yapıyordum ki düşünce gücüyle istediğim çok şeyi getirdim kendime buna inanıyorum hiç hayatımda olmayan çok uzaktan birini bir yıl kadar düşünerek her gün görebileceğim bir ortama çektim ki benden hoşlanmaya başladı ama ben istememiştim bu kez.konuşma başlatmak için kafamda gelse bana böyle dese dediğim şeyi gelip harfi harfine söyleyen biride oldu uzun zamandır görmediğim biri için keşke otobüse binse diye düşündüğümde arkadan otobüse binde flan çok uzun bu liste her gün bir şey yazıyordum dalga geçiyordum hatta iki erkek için birbirlerine sarılıp dans ettiklerini düşünüyordum gülüyordum arkadan ama baya gözümde canlandırdım arkadan ertesi gün olmuştu düşündüğüm iki kişi birbirine sarılıp dans ettiama şimdi nedense olmuyor hiçbiri istediğim şeyi kendime çekmeye çok ihtiyacım var ama olmuyor.
Canlandırdığında detayı detayına gerçekleşir genelde. :))
Şimdi olmuyorsa inanmıyorsundur muhakkak olacaklarına.
Bir şeyler yanlıştır ya da zamanı vardır belki.
Dalga geçe geçe düşündüklerinde şüphe yok mesela, hep olsa nasıl bi görüntü çıkar hayal edip durmuşsun.
Araya kötü frekans karışmamış. O yüzden de olmuş.
Şimdi de öyle yap isteklerin her neyse... O zaman gerçek olur.
haklısın fakat en ufak bir şüphe mahvediyor gerçekten şüphe duymadan inanmak gerek yalnızca...
Hayalinde canlandırdığını, herşeyiyle yaşama durumu bir kez başıma gelmişti.
Ankarada bir lunaparkta korkunç bir makineye bakıyordum.
Makine çok yüksekteydi hani şu insanların binip uçtuğu tarz eğlence makinelerinden.
Başımı kaldırıp uzun uzun yukarı bakarken, tam sağ yanımda o zamanlar sevdiğim adamın olduğunu hayal ettim.
El eleydik ve birlikte bakıyorduk hayalimde. Ve öyle zaman geçti unuttum tabi ben hayalimi.
O zamanlar ki sevdiğim kişiyle ayrı şehirlerdeydik. Ben Ankaraya tatil için gitmiştim.
O ise Ankaraya çok uzaktaydı. Buluşmamız imkansızdı yani. Ve mucize oldu.
Kızlar tam ertesi gün, tam bir gün sonra aynı saatlerde aynı makineye el ele birlikte baktık ve o tam sağ tarafımda elimi tutuyordu..
Hayalinde canlandırdığını, herşeyiyle yaşama durumu bir kez başıma gelmişti.
Ankarada bir lunaparkta korkunç bir makineye bakıyordum.
Makine çok yüksekteydi hani şu insanların binip uçtuğu tarz eğlence makinelerinden.
Başımı kaldırıp uzun uzun yukarı bakarken, tam sağ yanımda o zamanlar sevdiğim adamın olduğunu hayal ettim.
El eleydik ve birlikte bakıyorduk hayalimde. Ve öyle zaman geçti unuttum tabi ben hayalimi.
O zamanlar ki sevdiğim kişiyle ayrı şehirlerdeydik. Ben Ankaraya tatil için gitmiştim.
O ise Ankaraya çok uzaktaydı. Buluşmamız imkansızdı yani. Ve mucize oldu.
Kızlar tam ertesi gün, tam bir gün sonra aynı saatlerde aynı makineye el ele birlikte baktık ve o tam sağ tarafımda elimi tutuyordu..
Özellikle belirttiğim kısımlarda söylediğin hiçbir şeye katılmıyorum.
"Ama siz hissedince o kişi sizin karşınıza çıkacak diye bir şey yok."
Şaka di mi bu dediğin ??
Çekim yasasında düşünce devreye giriyor, hisler devreye giriyor.
Önce sadece kafada varoluyor her şey. Sen zaten inanıp istersen, istediğin şey bir yolunu bulup sana ulaşır.
Ben demiyorum adım atılmasın. Adım da atılsın.
Ama adım atmazsan bir şey olmaz tarzında bir bakış açısı çekim yasasına ters.
Ben kılımı dahi kıpırdatmadan birçok şeye ulaştığımı bilirim.
Örnek vereyim hatta hemen. Bir insana ulaşmak istiyordum. Ama bunun için hiçbir şey yapmıyordum.
Çünkü bu uğurda bi şey yapmak o zamanlar bana göre yanlıştı. Kişiliğime tersti.
Hem istedim çok hem de uğraş vermediğimden zaten olmaz diye düşünüyordum.
Ama bilmeden çekim yapmaya devam etmişim. Bunu sonradan anladım.
Benim hiç haberim yokken bi arkadaşım, kızacağımı bile bile gidip o insana benden bahsetmiş.
Sonra diyalog kurmamı sağladı. Ortada hiçbir şey yokken. Aniden karar verip benim adıma yaptı bunu.
O devreye girmese ben asla bi şey yapmazdım ve kalırdı öyle. Ama kalmadı ve ben hayalimdekilere kavuştum.
Sadece çok fazla düşünüp olmuş gibi davranmam yetti.
"Siz, kimseniz, nasıl düşünürseniz, karşınızdaki insanın, olayların o yönünü görürsünüz. Bunun dışında siz öyle düşündüğünüz için karşınıza çıkan durumlar, hoş tesadüfler bu yasaya girmez." Bunlar ne büyük laflar yahu!
Pess... Ne demek yasaya girmez!.
Yasada ne oluyor? İstiyorsun, odaklanıyorsun ve bakıyorsun ki karşına o konu hakkında bi dolu şey gelmiş...
Bu mudur tesadüf ? Hem çekim yasasına inanan insan nasıl tesadüfün lafını eder?
Bu nasıl çelişki?
Ama bazen de şöyle oluyor, çok istiyorsun, hayalini kuruyorsun bir şeyin, sonra o kadar inanıyorsun ki o şeyin senin olacağına, ister istemez adım da atmaya başlıyorsun. Yani bu mevzu en tembelini, en ben bu işi yapmam diyenini ayağa kaldırıp harekete geçirir.
Yani sistem şu şekilde işler ; düşünürsün, odaklanırsın, inanırsın ve harekete geçersin.
Aksine harekete geç ve inan şeklinde değil. İkisi aynı anda olacak diye bir şey yok başlangıçta.
Yoksa yasa hikaye zaten.
Zengin insanlar da oturarak elde etmediler tabi ki kazançlarını.
Ama o kadar istediler ve inandılar ki bu sebeple harekete geçmelerini sağladı düşünce güçleri.
Karanlık odada oturup beyaz atlı prensi beklemek meselesine gelince... İstersen mağarada yaşıyor ol. İstersen gün yüzü görme , herkesten uzak ol. İnandığında, oturduğun yerde de olsa istediğin seni bulacak. Sevgili bulma ortamlara akmakla asla alakalı değildir.
İnanırsan bir şen bkilde seni o mağaradan çıkaracak bir şey olacak.
Bir şeyi sadece istersin. Nasıl olacak diye sormazsın.. Yapabileceğin bir şey varsa adımını atacaksın mutlaka. Ama adım atamıyorsan yok ben zaten bir şey yapamıyorum olmaz demeyeceksin. Olur çünkü.
Hangi bilimsel araştırma bu enteresan şeyleri ortaya atmış onu da anlayamadım bu arada.
aynen ben de böyle düşünüyorum. beni sevecek biri varsa o biri beni zaten bulur diyorum...
sadece inanıyorum onun beni bulacağına. bir de hoşlandığım ve benden hoşlanan kiişiyi düşününce daha güzel oluyor.
bakalım çekim gücüm işe yarayacak mı:97:
Sen kendini sevmeye ve sevilmeye açtığın zaman nerede olursan ol gelecek o enerji sana.
Ben mesela bi ara sürekli aşk istiyorum diye tutturmuştum fakat bir şeyler tersti sanki.
Bir türlü olmuyordu hiçbir şey. Hiçbir kıpırtı. Sevemiyordum kimseyi.
Sadece istiyordum ama içi boştu bu isteğin.
Yani hayatıma o sıralarda gerçekten biri girse, onunla bir ilişki yürütebilme kapasitesine sahip değildim.
Bunu fark edince nerede hata yaptığımı anladım.
Ve kendimi hayatımda aşk olursa nasıl bir ruh halinde olurum, neler yaparım, nasıl düşünürüm, kendimle nasıl ilgilenirim gibi sorulara yönelttim.
Ardından istediğim insan nasıl biri olmalı diye düşündüm.
İyi kalpli, düşünceli, anlayışlı, mantıklı, donanımlı, akıllı, zeki, yakışıklı, tertemiz, mis gibi kokan vs. bi adam isterdim hep.
Her insanın istediği gibi... Sonra dedim ki tamam sen bunları istiyorsun da, sen karşındakine ne vereceksin?
Zaten çok şükür çok iyi bi bölümde okuyorum, kendime göre bilgim kültürüm var elbet, çok bakımlıyımdır falan ama yine de gelişmeye çalıştım.
Daha çok şey öğrenmek için çabalamaya başladım. Kendimi daha çok sevmeye ve kusurlarımla barışmaya yöneldim.
Özgüven konusunda yapmam gereken ne varsa uğraştım ve uğraşmaktayım hala...
Bunları yapınca kısa sürede etrafımda aşk kelebeği insanlar çıkmaya başladı.
Bıkmıştım hep birilerinden yakınan, şanssız olduğunu düşünen mutsuz insanlardan. Demek ki benim yayadığım frekans da oydu o zamanlar...
Müthiş ilişkiler yaşayan arkadaşlarım oldu. İmrenilecek bi sürü ilişki ve çiftle karşılaştım.
Resmen hayat bana artık sen aşka hazırsın, bu ilişki örnekleri de senin hevesine tuz biber olsun.
İnsanlar harika aşklar yaşıyor. Sen de onlardan biri olabilirsin artık diyordu.
Bu güzel beraberlik haberlerinden ve bizzat deneyimlediğim aşk kokan ortamlara girip çıktıktan kısa süre sonra aşık oldum zaten birine. Şu anlık aşk sevgi saygı karşımı değişik bir his içindeyim.
Bu çok güzel bir getiri oldu bana. Devamı gelir mi meçhul olsa da biliyorum ki ben kendimi istediğim şeye göre ayarladığımda o istek yola çıkıyor bana gelmek için. Sonuç olarak şimdi bu istediğim insan hayatıma girmese dahi ben bu enerji meselesine gönülden inandığım için asla umudumu kaybedip, karalar bağlamam. Ağlarım, üzülürüm tabi ki ama biter gider.
Çünkü hayat bolluk bereket içinde. Bir tek aşk yok ki. Başka erkekler de çıkacak karşıma.
Doğru insansa zaten bizim bir araya gelmemize hiçbir şey mani olamaz.
Böyle düşünmek lazım.
Şuan okadar çok değiştirdiki bu yazılar duygularımı benimkine biraz Pis öff duygusu içindeydim. İnan şimdi bebebğimm diye gidip sevcem saçlarını ya Biraz rahatlatıcı sevgiye meğilleyici şeylere ihtiyacımz var hepimizin.. Yoksa bazen gerçekten nefretm ediyorum acaba diorum.. Teşkkürler paylaşım için çok güzel ve GEREKLİ bir paylaşım olmuşşşİlişkimde güvendeyim.
Partnerimle emin ve güvende hissediyorum.
Partnerime güveniyorum.
Kıskançlığımı Yeniyorum.
Partnerimle daima açık ve dürüstüm
İlişkim güven ve dürüstlük üzerine kurulu
Partnerime her zaman doğruları söylüyorum.
Partnerim beni seviyor.
Partnerim bana değer veriyor.
Partnerim beni önemsiyor.
Partnerim bana karşı dürüst.
Partnerime her zaman güvenirim.
Partnerim bana her zaman güvenir.
Sağlıklı bir ilişkiden keyif alıyorum.
Partnerim ve ben daima duygularımızı konuşuruz.
Biz sağlıklı bir ilişkiden keyif alıyoruz.
İlişkime bağlıyım
Partnerime bağlıyım.
Partnerime karşı her zaman açığım.
Biz birbirimize her zaman açığız.
İlişkim güven ve dürüstlük üzerine kurulu
Bizim ilişkimiz güven ve dürüstlük üzerine kurulu.
Partnerimle birlikte ileriye, geleceğe bakıyorum.
Partnerim benim pozitif bakış açımı takdir ediyor.
Partnerim benimle gurur duyuyor.
Partnerim ve ben birbirimize huzur veriyoruz.
Sevdiğim insanın, her geçen gün bana karşı sevgisini daha çok hissetirmesini seçiyorum.yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün birbirimize,ilişkimize,ailelerimize daha fazla saygı duymayı seçiyorum,yaşıyorum.
Sevdiğim insanla, her geçen gün birbirimize olan sevgimizden, ilişkimizden eminlik yaşamayı seçiyorum.yaşıyorum
Sevdiğim insanın, her geçen gün bana karşı ilgi alakasının daha fazla olmasını seçiyorum.yaşıyorum
Sevdiğim insanın, her geçen gün bana daha fazla değer vermesini bana daha aşk dolu bakmasını seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanın, her geçen gün beni hayata duruş şeklimi,fikirlerimi,düşüncelerimi,davranışlarımı daha fazla önemsemesini seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla ilişkimiz her geçen gün daha güvenli ve dürüstlük üzerine kurulu olmasını seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün ilişkimizde her şeyimizi paylaşmamızı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insan ,her geçen gün benim hayattaki,işimdeki başarımdan gurur duymasını,beni takdir etmesini seçiyorum yaşıyorum
Sevdiğim insanla her geçen gün ilişkimize daha bağlı olmayı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün daha fazla telefonda konuşmayı birbirimizin sesini duyunca daha mutlu,daha başarılı, olmayı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla ilişkimize her geçen gün ileriye ,geleceğe doğru bakmayı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün birbirimizle sohbet etmekten, konuşmaktan,birlikte eylenmekten, daha fazla zevk almayı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün birbirimize daha fazla huzur vermeyi,birbirimize sakinlik vermeyi seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insan her geçen gün bana kadın olduğumu hissettirmesini seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanın her geçen gün bana daha fazla hayranlıkla bakmasını seçiyorum,yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün birlikte birbirimize daha fazla güven vermeyi seçiyorum yaşıyorum
Sevdiğim insanla her geçen gün daha fazla sosyal olmayı,arkadaşlarımızla,ailelerimizle,birlikte vakit geçirmekten zevk almayı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla birbirimize her geçen gün daha merhametli,daha şefkatli olmayı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün birbirimize daha özgür olmayı seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün aynı evin içinde huzurlu,mutlu,sağlıklı,değerli,bolluk bereket içinde olmayı seçiyorum.yaşıyorum.
Sevdiğim insanla birlikte muhteşem,eylenceli,kalabalık, bir düğünümüz,olmasını seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanın her geçen gün bana daha fazla güzel sözler,iltilatlar etmesini seçiyorum yaşıyorum.
Sevdiğim insanla her geçen gün aşkı,sevgiyi,mutluluğu,huzuru,sohbeti,muhabbeti, bolluk bereketi kendimize hayatımıza çekmeyi seçiyorum.
Çok mutlu ,huzurlu,sağlıklı,aşk dolu sevgi dolu,saygı dolu,neşe dolu bir ilişki yaşmayı seçiyorum.
Alıntı