Hayatınızı Değiştirecek Aşk Olumlaması


Senin hikayenin sonu süper bitmiş yaa istediğini almışsın 2,5 yıl sonra olsa da duygularına karşılık bulmak muhteşem ama daha iyisi karşılık bulduğunda ondan vazgeçmiş olman. Bu çektiğin aşk acısının tüm kalıntılarını hayatından silip atmış ve bu olay senin için bir tecrübe olarak kalmış acı değil..

Dediğin gibi seninle aynı evrelerden geçiyorum galiba daha ilk platonik aşık olduğun evredeyim =) ama ben aşk acısını merak etmiyorum:18::18:

Teşekkür ederim inşallah inşallah çok güzel olur benim hikayemin de devamı =)

Bende 20 yaşındayım ve ilk kez hissediyorum böyle şeyleri.İnşallah bize bir kalbimiz olduğunu aşık olmanın nasıl bir şey olduğunu hissettiren bu kişilerle mutlu oluruz
 

Özellikle belirttiğim kısımlarda söylediğin hiçbir şeye katılmıyorum.

"Ama siz hissedince o kişi sizin karşınıza çıkacak diye bir şey yok."
Şaka di mi bu dediğin ??

Çekim yasasında düşünce devreye giriyor, hisler devreye giriyor.
Önce sadece kafada varoluyor her şey. Sen zaten inanıp istersen, istediğin şey bir yolunu bulup sana ulaşır.
Ben demiyorum adım atılmasın. Adım da atılsın.
Ama adım atmazsan bir şey olmaz tarzında bir bakış açısı çekim yasasına ters.

Ben kılımı dahi kıpırdatmadan birçok şeye ulaştığımı bilirim.
Örnek vereyim hatta hemen. Bir insana ulaşmak istiyordum. Ama bunun için hiçbir şey yapmıyordum.
Çünkü bu uğurda bi şey yapmak o zamanlar bana göre yanlıştı. Kişiliğime tersti.
Hem istedim çok hem de uğraş vermediğimden zaten olmaz diye düşünüyordum.
Ama bilmeden çekim yapmaya devam etmişim. Bunu sonradan anladım.
Benim hiç haberim yokken bi arkadaşım, kızacağımı bile bile gidip o insana benden bahsetmiş.
Sonra diyalog kurmamı sağladı. Ortada hiçbir şey yokken. Aniden karar verip benim adıma yaptı bunu.
O devreye girmese ben asla bi şey yapmazdım ve kalırdı öyle. Ama kalmadı ve ben hayalimdekilere kavuştum.
Sadece çok fazla düşünüp olmuş gibi davranmam yetti.

"Siz, kimseniz, nasıl düşünürseniz, karşınızdaki insanın, olayların o yönünü görürsünüz. Bunun dışında siz öyle düşündüğünüz için karşınıza çıkan durumlar, hoş tesadüfler bu yasaya girmez." Bunlar ne büyük laflar yahu!
Pess... Ne demek yasaya girmez!.
Yasada ne oluyor? İstiyorsun, odaklanıyorsun ve bakıyorsun ki karşına o konu hakkında bi dolu şey gelmiş...
Bu mudur tesadüf ? Hem çekim yasasına inanan insan nasıl tesadüfün lafını eder?
Bu nasıl çelişki?

Ama bazen de şöyle oluyor, çok istiyorsun, hayalini kuruyorsun bir şeyin, sonra o kadar inanıyorsun ki o şeyin senin olacağına, ister istemez adım da atmaya başlıyorsun. Yani bu mevzu en tembelini, en ben bu işi yapmam diyenini ayağa kaldırıp harekete geçirir.

Yani sistem şu şekilde işler ; düşünürsün, odaklanırsın, inanırsın ve harekete geçersin.
Aksine harekete geç ve inan şeklinde değil. İkisi aynı anda olacak diye bir şey yok başlangıçta.
Yoksa yasa hikaye zaten.

Zengin insanlar da oturarak elde etmediler tabi ki kazançlarını.
Ama o kadar istediler ve inandılar ki bu sebeple harekete geçmelerini sağladı düşünce güçleri.

Karanlık odada oturup beyaz atlı prensi beklemek meselesine gelince... İstersen mağarada yaşıyor ol. İstersen gün yüzü görme , herkesten uzak ol. İnandığında, oturduğun yerde de olsa istediğin seni bulacak. Sevgili bulma ortamlara akmakla asla alakalı değildir.
İnanırsan bir şekilde seni o mağaradan çıkaracak bir şey olacak.

Bir şeyi sadece istersin. Nasıl olacak diye sormazsın.. Yapabileceğin bir şey varsa adımını atacaksın mutlaka. Ama adım atamıyorsan yok ben zaten bir şey yapamıyorum olmaz demeyeceksin. Olur çünkü.

Hangi bilimsel araştırma bu enteresan şeyleri ortaya atmış onu da anlayamadım bu arada.
 
sevgili Tryamour, çekim yasasının anlam itibarıyle düşün-olsun şeklinde olmadığını, ama çoğu yerde bu şekilde pazarlandığını anlatmaya çalışıyorum.
bu da insanlarda bir süre sonra hayal kırıklığına yol açıyor ve tembelliğe. buna dikkat çekiyorum.
tabiki olsa ne güzel olurdu bence de. dürüst olmak gerekirse, bir süre ben de denedim. ve deneyen çok insan var. çoğu da "neden olmuyor" diye sorup duruyorlar.
işte "neden olmadığını" anlatmaya çalışıyorum ben de :)

çekim yasası, sen nasıl görmek istersen onu görürsün demek diyorum, odak yasası ya da bakış açısı yasası gibi de adlandırabiliriz. bilinç seviyende yaptığın değişiklikle, kendine verdiğin değeri arttırdıkça, kendini sevilmeye layık buldukça, kendini tam hissetmeye başladıkça, yan etki şeklinde dünya da değişir, etrafındaki insanlarla olan ilişkilerin de değişir, onların sana davranışları değişir.
aynı olayı yaşayan 2 kişi düşün. biri şükrediyor, biri "kahretsin neden ben" diyebiliyorsa, şimdi burada olumlu düşünen olumluyu çekmiş, olumsuz düşünen olumsuzu çekmiş mi oluyor.

sen, ruhsal bilinç seviyeni yükselttikçe, olaylar, durumlar, kişiler aynı kalır, sen farklı görmeye başlarsın herşeyi.
bu durumda da, mesela, "beni eleştiriyor sürekli" diye gıcık olduğun, arkasında fesatlık olduğunu düşündüğün bir insanın bu eleştirilerinden hiç rahatsız bile olmadan bunları kendi faydana yorumlayabilirsin.

yoksa, basit şeyler dışına çıktığımız zaman, savaşlar, tecavüzler, çocuklara yapılanlar, kim çeker ki bunları allahaşkına, kim çekmek ister, hangi çocuk?

sevgili Tryamour, aşağı-yukarı aynı şeylerden bahsediyoruz ama ben diyorum ki vizyonlamayı kendini değiştirmek için kullanmalısın.
sen de sanki, vizyonlayarak etrafındaki olayları kontrol edebilirsin, diyorsun.

sonuçta, seni ikna etmek değil amacım, sen de şu anda beni ikna edemezsin zaten...şuna da inanıyorum ki, insan hazır olduğu bilgiye ulaşıyor(ki her zaman gözünün önünde zaten o bilgi, sadece artık görmeye başlıyorsun). ben de senin gibi düşünüyordum. ama bu konuda bir eksik olduğunu hissettiğim için şüphe duymaya başladım. sonra dediğim gibi o boşluk açıkladığım şekilde doldu.

neyse, çok uzun yazdım. olayın özü yine bakış açısı zaten. ve hepimiz de bir yolculuktayız, ruhsal olarak kendimizi geliştirmemiz gerekiyor.
ama öyle, ama böyle, farklı yollardan gitsek bile, varacağımız yer aynı sonuçta :)

sevgiler ve teşekkürler, çok hoş bir tartışma benim için...
 


Aynen öyle diyorum. Vizyonlamaya başla zaten değişeceksin. Ki bunun için değişmeyi istemek gerekiyor en başta.
Aynı şey ikisi de yani.

Sana da sevgiler ve saygılar.
 
ben bunu bilmeden o kadar çok yapıyordum ki düşünce gücüyle istediğim çok şeyi getirdim kendime buna inanıyorum hiç hayatımda olmayan çok uzaktan birini bir yıl kadar düşünerek her gün görebileceğim bir ortama çektim ki benden hoşlanmaya başladı ama ben istememiştim bu kez.konuşma başlatmak için kafamda gelse bana böyle dese dediğim şeyi gelip harfi harfine söyleyen biride oldu uzun zamandır görmediğim biri için keşke otobüse binse diye düşündüğümde arkadan otobüse bindi flan çok uzun bu liste her gün bir şey yazıyordum dalga geçiyordum hatta iki erkek için birbirlerine sarılıp dans ettiklerini düşünüyordum gülüyordum arkadan ama baya gözümde canlandırdım arkadan ertesi gün olmuştu düşündüğüm iki kişi birbirine sarılıp dans etti ama şimdi nedense olmuyor hiçbiri istediğim şeyi kendime çekmeye çok ihtiyacım var ama olmuyor.eskiden benimle arkadaşlık eden herkes şaşırırdı nasıl oluyor bütün söylediğin şeyler diye şaşar kalırdı hatta dışarda anlattıklarında kimse inanmazdı bunlara benle takılmaya başladıklarında onlarda şaşırırdı şimdi nerde hata yapıyorum acaba.
 
Son düzenleme:

Canlandırdığında detayı detayına gerçekleşir genelde. :))

Şimdi olmuyorsa inanmıyorsundur muhakkak olacaklarına.
Bir şeyler yanlıştır ya da zamanı vardır belki.

Dalga geçe geçe düşündüklerinde şüphe yok mesela, hep olsa nasıl bi görüntü çıkar hayal edip durmuşsun.
Araya kötü frekans karışmamış. O yüzden de olmuş.

Şimdi de öyle yap isteklerin her neyse... O zaman gerçek olur.
 

haklısın fakat en ufak bir şüphe mahvediyor gerçekten şüphe duymadan inanmak gerek yalnızca...
 
haklısın fakat en ufak bir şüphe mahvediyor gerçekten şüphe duymadan inanmak gerek yalnızca...

Aslında ister istemez arzuladığımız şeye odaklandığımızda aklımıza kötü ihtimaller de geliyor.
Acaba şöyle olursa diye en dibi düşünebiliyoruz. Ve bu zaten çok normal.
Ama kısa süre sonra toparlanmak lazım. Yani bu kötü düşünme anlarını uzatınca ağırlık olumsuza kayıyor.
Nadiren bu tarz şeyler aklımızdan geçse de kalbimizi, bilinçaltımızı inandırırsak yine olacaktır.
Kontrol edebilmek önemli. Yoksa her zaman dediğimiz gibi her dakika müthiş bir enerjiyle dolu olamıyoruz.
 
Son düzenleme:
Hayalinde canlandırdığını, herşeyiyle yaşama durumu bir kez başıma gelmişti.
Ankarada bir lunaparkta korkunç bir makineye bakıyordum.
Makine çok yüksekteydi hani şu insanların binip uçtuğu tarz eğlence makinelerinden.
Başımı kaldırıp uzun uzun yukarı bakarken, tam sağ yanımda o zamanlar sevdiğim adamın olduğunu hayal ettim.
El eleydik ve birlikte bakıyorduk hayalimde. Ve öyle zaman geçti unuttum tabi ben hayalimi.
O zamanlar ki sevdiğim kişiyle ayrı şehirlerdeydik. Ben Ankaraya tatil için gitmiştim.
O ise Ankaraya çok uzaktaydı. Buluşmamız imkansızdı yani. Ve mucize oldu.
Kızlar tam ertesi gün, tam bir gün sonra aynı saatlerde aynı makineye el ele birlikte baktık ve o tam sağ tarafımda elimi tutuyordu..
 

Evet oluyor böyle şeyler. Bazen farkında olmuyoruz ama farkındalık arttıkça daha çok gerçekleşiyor.
 
Okuduğum meleklerle yaşamak kitabında diyorduki;
Sabah kalktığımda düşünürüm bugün mutlu yada mutsuz olmak gibi iki seçeneğim var. Hangisini seçersem günüm öyle geçer diye.
Ben de şimdi sabah soruyorum. Genelde mutlu olmayı seçiyorum ama regl olmadan önce hormonlarım yüzünden bunu başarmam daha zor oluyor.
 
Çekim yasasında son nefesinizle çağırıyormuş gibi olduğunuz bir yöntem varmış bilen var mı arkadaşlar.
 
Seni seviyorum diyebiliyorsam,
Bu, sende bütün insanlığı, bir anlamda bütün canlıları
Ve yine sende kendimi seviyorum demektir.

Erich Fromm




 

:)) Ne kadar güzel bir deneyim olmuş.

Nuray Sayarı'nın dediği şey geldi aklıma şimdi, hemen kitaptan baktım.


......................

"Her an , her saniye evrene enerji sinyalleri göndeririz. Bu sinyalleri alabilmesi için karşımızdakinin bizim yanımızda olmasına gerek yoktur; kilometrelerce uzakta, dünyanın bir diğer ucundaki kişiye de bu sinyalleri ulaştırabiliriz.

İstemsiz gönderdiğimiz sinyaller daha güçlüdür; çünkü içinde sinyalin enerjisini kıracak direnç yoktur.

Dolayısıyla kimin için gerçekte ne düşünüyorsak, o kişi bu sinyalleri alacaktır. Düşüncemizin öznesi kişi değil bir hayal de olabilir, tutku da...

Ve evrene ne sinyal gönderirseniz, evrenin manyetik alanına çarpıp aynı sinyal size geri dönecektir. Dönerken de size mesajlar getirecektir. Bu nedenle düşüncelerimize haddinden fazla önem vermeli, dikkat etmeliyiz.

Önce kendinizin farkında olun ve sevgiyle evrene mesajınızı iletin.

Sakın mesajlarınızın kirlenmesine izin vermeyin. Aklınıza gelen her kötü şeyi Allah'a havale edin; iyi duygular sizinle kalsın. "
 
ŞÜKÜR Egzersizi

“Minnettarlık duyduğum şeyi kendime çekerim.”

Öncelikle şükrederim hiç yoktan
varolduğum için.
O’nun bendeki özüne şükrederim.

Beni özene-bezene yarattığı ve bana akıl verdiği için.

Âlemlerde kimseye vermediğini bana
verdiği için; seçme özgürlüğünü!

Aklımda tasarlayabildiğim,
plan yapıp-hayal kurabildiğim için.

Bana deney yapma imkânı verdiği için.
İstediğim kişi olma imkânını verdiği için.
Bazen kadın, bazen erkek.
Bazen zengin, bazen fakir.

Deneyebildiğim için.
Bana bu deneyleri yapacak bir alan,
Dünya ve yaşam verdiği için.

Benle birlikte gelişen yol arkadaşlarım için.
Onlar olmasaydı kendimi tanıyamazdım.

Bana yardımcı olan melekler için.
Çevremdeki binlerce çeşit hayvan için.

Biz onlarla birlikte bu yolculuğu yapıyoruz.
Kediler, Kuşlar,böcekler, atlar ve diğerleri için.

Düşünebildiğim için. Gülebildiğim için.
Ağlayabildiğim için.
Kahkaha atabildiğim için, çünkü böylece
herşey birden anlam kazanıyor.
Ağlayabildiğim için, çünkü böylece
kirlerimden arınıyorum.

acılarım ve sevinçlerim için, çünkü onlar
benim kalbimin güçlü olmasını sağlıyorlar.
Ailem için, çünkü onlarla yalnızlığımı
paylaşıyor ve kendi benliğime
anlam veriyorum.

Gözlerim için, onlarla çevremi açık, berrak
ve renkli görüyorum.
Yanlışlarım için şükrederim,
çünkü onlar sayesinde öğreniyorum.

Kıyafetlerim için, kitaplarım için,
seyrettiğim filmler için, güzel gösteriler
için şükrederim.
Çocuklar için şükrederim, onlar bana
hayatı sevdiriyorlar.

Yeteneklerim için şükrederim, onlar
kendime saygı duymamı sağlıyorlar.
Aptallıklarım için şükrederim, onlar beni
akıllı yapıyorlar.
Şükredebildiğim için şükrederim.

Bana acı veren insanlar için şükrederim,
onlar sayesinde kendimi tanıyorum.

Ellerim için, kollarım için, ağzım ve
burnum için şükrederim.
Onlar benim harika araçlarım.
Ayaklarım için, onlar beni istediğim
yere götürüyorlar.

Dostlarım için şükrederim, onlarla acıları
küçültüyor, sevinçleri çoğaltıyoruz.
Bana düşmanlık yapanlar için şükrederim,
onlar bana kirlerimi gösteriyorlar.

Şükrettikçe çevremde yüksek nitelikli bir
alan yaratıyor ve bütün yüksek nitelikli
araçları kendime çekiyorum.
Mutluluğu, gücü, sevgiyi, neşeyi
yaratacak araçları kendime çekiyorum.

Şükrettikçe sağlıklı oluyorum ve
gücüm artıyor.
Ve yine şükrettiğim için, şükrediyorum.
Rüzgâr için, yüzümü yalayıp-geçen esintiye
şükür. Ağaçlar için. Yüce dağlar ve
küçük tepeler için.

Güneşin sıcaklığı için, içimi ısıtan,
aydınlatan güneş ve ay için.
Toprağa bastığımda onun yumuşaklığı için.
Bulutlar için ve masmavi
gökyüzüne şükürler.

Tadabildiğim için. Koşabildiğim
ve oturabildiğim için. Her bir eylemi
yaparken hissettiğim özgürlük duygusu için.

Etrafımdaki insanlar için. Onların yüzleri,
sesleri ve orada oluşları bile
anlamlı benim için.
Hepsi ayrı bir dünyanın kapılarını
açıyor bana. Hepsi bana bir şey öğretiyor.

Üzerinde rahatça dolaştığımız dünya için.
Varolduğum için bir kez daha.
Hata yapabildiğim için. Seçebildiğim
için ve seçimlerimin sonuçlarını
yaşadığım için. Duygularım için.
Ağladığım ve güldüğüm için şükrederim.

Özel yeteneklerim için. Farkına
vardıklarım ve varmadıklarım için.
Ve şükrederim, şükredebildiğim için.

Alıntı.

Kaynak: R.ŞANAL Beyin Kuantum Olumlama Kitabı.
 

aynen ben de böyle düşünüyorum. beni sevecek biri varsa o biri beni zaten bulur diyorum...

sadece inanıyorum onun beni bulacağına. bir de hoşlandığım ve benden hoşlanan kiişiyi düşününce daha güzel oluyor.

bakalım çekim gücüm işe yarayacak mı:97:
 

Sen kendini sevmeye ve sevilmeye açtığın zaman nerede olursan ol gelecek o enerji sana.

Ben mesela bi ara sürekli aşk istiyorum diye tutturmuştum fakat bir şeyler tersti sanki.
Bir türlü olmuyordu hiçbir şey. Hiçbir kıpırtı. Sevemiyordum kimseyi.
Sadece istiyordum ama içi boştu bu isteğin.
Yani hayatıma o sıralarda gerçekten biri girse, onunla bir ilişki yürütebilme kapasitesine sahip değildim.
Bunu fark edince nerede hata yaptığımı anladım.
Ve kendimi hayatımda aşk olursa nasıl bir ruh halinde olurum, neler yaparım, nasıl düşünürüm, kendimle nasıl ilgilenirim gibi sorulara yönelttim.
Ardından istediğim insan nasıl biri olmalı diye düşündüm.
İyi kalpli, düşünceli, anlayışlı, mantıklı, donanımlı, akıllı, zeki, yakışıklı, tertemiz, mis gibi kokan vs. bi adam isterdim hep.
Her insanın istediği gibi... Sonra dedim ki tamam sen bunları istiyorsun da, sen karşındakine ne vereceksin?
Zaten çok şükür çok iyi bi bölümde okuyorum, kendime göre bilgim kültürüm var elbet, çok bakımlıyımdır falan ama yine de gelişmeye çalıştım.
Daha çok şey öğrenmek için çabalamaya başladım. Kendimi daha çok sevmeye ve kusurlarımla barışmaya yöneldim.
Özgüven konusunda yapmam gereken ne varsa uğraştım ve uğraşmaktayım hala...
Bunları yapınca kısa sürede etrafımda aşk kelebeği insanlar çıkmaya başladı.
Bıkmıştım hep birilerinden yakınan, şanssız olduğunu düşünen mutsuz insanlardan. Demek ki benim yayadığım frekans da oydu o zamanlar...
Müthiş ilişkiler yaşayan arkadaşlarım oldu. İmrenilecek bi sürü ilişki ve çiftle karşılaştım.
Resmen hayat bana artık sen aşka hazırsın, bu ilişki örnekleri de senin hevesine tuz biber olsun.
İnsanlar harika aşklar yaşıyor. Sen de onlardan biri olabilirsin artık diyordu.
Bu güzel beraberlik haberlerinden ve bizzat deneyimlediğim aşk kokan ortamlara girip çıktıktan kısa süre sonra aşık oldum zaten birine. Şu anlık aşk sevgi saygı karşımı değişik bir his içindeyim.

Bu çok güzel bir getiri oldu bana. Devamı gelir mi meçhul olsa da biliyorum ki ben kendimi istediğim şeye göre ayarladığımda o istek yola çıkıyor bana gelmek için. Sonuç olarak şimdi bu istediğim insan hayatıma girmese dahi ben bu enerji meselesine gönülden inandığım için asla umudumu kaybedip, karalar bağlamam. Ağlarım, üzülürüm tabi ki ama biter gider.
Çünkü hayat bolluk bereket içinde. Bir tek aşk yok ki. Başka erkekler de çıkacak karşıma.
Doğru insansa zaten bizim bir araya gelmemize hiçbir şey mani olamaz.

Böyle düşünmek lazım.
 
Son düzenleme:

bunu ben de soruyorum kendime ama cevap bulamıyorum. biliyor musun çook uzun zaman oldu kimseyle çıkmayalı...

bu benim tercihimdi, birisi çıkınca -ki bu genelde arkadaş çevremdi, hislerini açıkça söyleyenler de oldu- ben istemiyordum

evet bu çocuklar da aradığım özelliklerin bazıları var ama bir şey eksik? aşk yok ben de mesela onlara karşı, kendi aşklarıının iki

kişiye yeteceğini mi, yoksa arkadaş olarak iyiyiz sevgili olarak süper oluruzu mu düşünüyorlar anlamış değilim

artık incinmekten korkuyorum. özel birine nasıl davranılırı unuttum sanırım... ben de yanlış bi şeyler var orası kesin zaten-ama ne?

kimseyi kendne yakıştırmamak mı? ne istediğini bilmemek mi?

ya da aşksızlık mı?

bir de şu aralar ruh halim biraz karıışık. hissettiklerimi dökemedim yazıya, öyle işte
 
Şuan okadar çok değiştirdiki bu yazılar duygularımı benimkine biraz Pis öff duygusu içindeydim. İnan şimdi bebebğimm diye gidip sevcem saçlarını ya Biraz rahatlatıcı sevgiye meğilleyici şeylere ihtiyacımz var hepimizin.. Yoksa bazen gerçekten nefretm ediyorum acaba diorum.. Teşkkürler paylaşım için çok güzel ve GEREKLİ bir paylaşım olmuşşş
 
Merhaba kızlar
ne zamnadır pek bakamıyordum topiğe ama bugun kendimin bile inanamayacağı kadar mutlu, sevgi ve umut dolu, pozitiftim hatta akşam balkona çıktım yıldızları seyrettim şükrettim Allaha... öyle huzurluydum ki...
ve herşeye karşı inanılmaz bir sevgi hissediyorum
hayatımda aşk yok, evdeyim, işim de yok ama bunların hiçbiri şu an önemli gelmiyor ve biliyor musunuz sanki aşk kısa sürede karşıma çıkacak gibi hissettim hiç bir neden yokken...
saçımı tararken aynaya baktım ay ne güzel kızım dedim aynaları da severim bu arada
bir mutluluk perisi gibi hissettim kendimi...
şimdi göz ucuyla yazılanlara baktım ama gerçekten hepsini okumadım aynen benim içinde bulunduğum ruh halinin yazıya dökülmüş hali gibi geldi.
inşallah herşey yolunda gider, sizinle paylaşmak istedim sevgili yol arkadaşlarım
hepinize sevgiler
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…