Hayatı zehir edenler...



Arkadaşım senin konunu okumadım(göz atacağım) ama eşin yanında ise hiç kimseyi takma derim.
 
sagol canım.esım herzaman yanımda sagolsun.dun aksam kayınpedere bıraz konustum esımde yanımdaydı.bugun dedım esıme sımdı baban benı sevmez hanı kotu gelın oldum dedım.ben senı sevıyorum kım ne derse desın onemlımı dedı....sagolsun.ama kuzu bu noktaya gelmesı ıcın coooooooooook caba verdım.anlatsam roman olur...benı hıc ıstemedıler...
 
bende altlı ustlu oturuyorum arkadasım.ılk aylar bızımde boyleydı.ama ınan senın sabrınla bunlar duzelır bır gun.ben hep esımle paylastım derdımı.ama ona aılen soyle boyle demedım.ben soyle olmasını ıstıyorum...boyle olsa senınle cok daha mutlu olurdum gıbı sozlerle yaklastım ona..kac kere ınıp onlarla konusacagım demesıne ragmen hıc bırakmadım ellerını..esme aılesıne karsı cıkmasını ıstemedıgımı sadece arkadas gıbı derdımı one anlattıgımı belırttım..oda sakınce hep benı dınledı...
sende oyle yap canım.esınle bır arkadasınla dertlesır gıbı anlat.onlar cocuk gıbıler.herzaman nazıkce sevılmek sayılmak ısterler..zamanla sana cok baglanıp senle daha cok vakıt gecırmek ısteyecektır...
benım ucuncu yılım.cok sukur baya duzeldı.artık haftanın bır gunu beraber yemek yıyoruz okadar.herkes evınde kımse kımseyı rahatsız etmıyor..
senınde zamanla duzelıcek merak etme canım..ama sakın esını kendınden sogutma.nasıl baslarsa oyle gıdıyor cunku evlılık...
 

Yalnız ben eşimle ailesi konusunda konuşamıyorum.Bırakın ailesi ile konuşmayı normal bir konu üzerinde konuşurken bile ilk 30. saniyesinde bağırmaya başlayan insan ki, oturup ona arkadaş gibi birşeyler anlatayım.Bir konu olsun konuşmak isteyeyim hemen bana karşı çıkıp bağırarak beni bastırmaya çalışan biri malesef.ıyi,kötü,mantıklı,mantıksız mı olup olmadığına bakmaz. 30. saniyeye kadar anlattığım cümlelerin içinden bir kelimesine takılmayı başararak hemen agresif hareketler sergilemeye başlar.Ve bende ister istemez konuyu kapatıyorum.O gün içerisinde yada bir gün sonrası anlatmak istediğimi mesajla anlatmaya çalışıyorum.En azından anlatmak istediğimi bu şekil anlatıyorum.Bu şekil yaptığımda az birşeyde olsa işe yarıyor.Birbirimize son zamanlarda derdimizi mesajlarda anlatmaya başladık...

ıleride herşeyin düzeleceğini umarak, beklemedeyim.
 
Son düzenleme:
Bir kaç gündür eşimle konuşmuyoruz.Bir evin içinde yabancı gibiyiz.Bu durumu nasıl atlatacağım??? Kendimi çaresiz hissediyorum...

konuşmama durumunu sen mi başlattın o mu başlattı bir tartışmamı oldu??
birde eşin şuanda senin zayıf noktandan vurmaya çalışıyor.. sen tek başına kalacaksın dayanamayıp herşeye tamam deyip sarılacaksın ona bunu bekliyor.. ama sen de sakın gücünü kaybetme ve haklı olduğun durumu savunmaya devam et.. pes etme.. özledim diye gitme.. sen özlediysen oda özldi bunu aklından çıkarma kim ilk gelirse o herşeyi kabul etmiş olur.. eğer eşin gelirse seni dinlemeye yanaşacaktır.. bazen konuşmamak bile çözüme giden yollardır.. biz bazen 3 gün konuşmazdık.. sonra ben dayanamaz sarılırdım ona özledim derdim.. oda bunu yapma şunu yapma diye bana sen geldin kabul edeceksinleri uyguladı baktım her gidişimde kabullenen ben oluyorum.. dayandım ve gitmedim.. gerekirse yatağımda ağlaya ağlaya uyuduğum geceler oldu 2 gün birbirimizin yüzüne bakmadık.. birgün baktım oda dayanamayıp geliyor tıpış tıpış ben dayanamıyorum küs durmayalım diye.. o zaman ben başladım şunu yapma bunu yapma diye.. şimdi sırf o şartnameler olmasın diye hiç küsmüyor hiç sırt dönmüyor en fazla yarım saat surat asıp sonra bişey olmamış gibi davranıyor..



unutma eşinin yapmak istediği şeyde senin kendini çaresiz hissedip ona muhtaç olduğunu görmendir.. oysaki hayat öyle değil muhtaç değiliz sadece bağlılıklarımız bize böyle hissettiriyor..
 
konu sahibi arkadaş ne çekmişsen kayınvaliden yüzünden değil eşin yüzünden çekmişin. işin zor yani Allah yardımcın olsun.
 
Aslında konuşmama şu şekil başlıyor.Eşim bana mesajlar yazıyor ailesi ile ilgili niye böyle yapıyorsun ,neden böyle wb. bende birşeyler yazıyorum.Ama bir bakıyorum eşim yine celallenmek üzere bende, bence daha fazla bu konuyu uzatmayalım diyerek konuyu kapıyorum.O konu kapandığında da konuşmama olayımız başlıyor.
Eşim beni tanıyor.Güçlü bir insan olduğumun kendisi de aileside farkında.Ne istediğini bilen, ayakları üzerinde durabilen, aklı başında bir insanım.O belkide benim bu şekil olmamı istemiyor. Dediğim gibi haksız konuma düşmemeye çalışıyorum.Ve çoğu zamanda haklı olduğum için ilk gelen eşim oluyor.(benimde haksız olduğum zamanlar oluyor tabii ama aile konusunda değilde eften püften şeyler)Ama geldiği halde hiçbirşeyi kabullenmiş olmuyor.Yada aile işini tatlıya bağlayalım diye bir şey düşünmüyor.Bence bunu ilk gelen herşeyi kabullenirle bağlamayalım.Eğer öyle olsaydı eşimle çoookk iyi olurduk.
 
Son düzenleme:
Valla eşinle aranızda sorunlar var anladığım kadarıyla. Eşin seni bağırıp çağırarak susturmaya çalışıyor. ıyi düşün. Fikirlerini özgürce söyleyemediğin ve sürekli tartışma içindeki bir evlilikte mutlu olabilecek misin?Mutlu olamayacaksan niye bebek nerde yatsın diye düşünüyorsun? Mutsuz kavgalı gürültülü ve senin isteklerinin kale alınmadığı bir aileye bir de çocuk mu vereceksin?
 


Eşimle aramızdaki sorun kayınvalidemden kaynaklanıyor.Kayınvalidem talimatı veriyor eşimde yapıyor yada yaptırmaya çalışıyor.O bağırırken susmamdaki sebep daha da alevlendirmek istememem.Eşim bağırıyor çağrıyor ama ben düşüncelerimi söylüyor ve yapıyorum.Onların istediği şekil hareket etmediğimden dolayı sorunlar çıkıyor
Yapılacak tek şey olabildiğince kayınvalidemden uzaklaşmak.Uzaklaştığımızda eşimin, annesinin baskısından kurtulacağını düşünüyorum.Aile olduğunun farkına varacak.Annesi ile benim ,onda ki yerlerimizin farklı olduğunu görecek.Evde tartışma yaşanmayınca herşeyin önceden beri bu şekil olması gerektiğini , ailesini , kendi ailesine müdahale ettirmesinin yanlış olduğunuı anlayacak .(inşallah)Ve daha önce yapmamız gerektiğini düşünecek.
Eğer bu şekil bir ortamım olduktan sonra tabiki istiyorum bir bebek.(ama şuan aklımın ucundan geçmiyor, Allah isteyene versin)
 
of canım ya
yani ne bileyim bizde bu durum oluyordu tabiki her çift bir değil..
sanırım senin eşin biraz egoist.. annesinin dediklerini yaptıramayınca egolarını tatmin edemiyor.. sen nasıl olurda onun sözünü dinlemezsin diye bir şey oluşuyor kafasında.. oysaki sana dinletmeye çalıştığı kendi sözü değil annesinin sözleri..
 
eşimle eşin kardeş olmasın bu kadar benzerlik olur canım ya. benimde oğlum var büyük nonuşmak istemiyorum ama annelerin evlatlarına sürekli ben senin annenim deyip onları yönetmelerinden nefret ediyorum...
 
her gün halime sükrediyorum ki ben kaynanam ve eltilerimle yasamiyorum, hepsi bir apartmana tasindilar altli üstlü ysiyorlar,
bende burada esimle yanliziz, karismiyorlarmi evet karisiyorlar ama bir yan yana olmak var birde uzakta olmak var,
sen ne yapip et ikna et esini baska yere tasinin, söyle ben mutsuzum tasinalim tatli dille anlat
 
canım benim hiç çaba gösterme çünkü ben aynı anlattığın hayatı beş yıl yaşadım sonrada şutladım..bence ömrünü çürütme örümcek beyinliler için ..yinede bol şanslar sana..biraz agresif yazdım ama kusura bakma okurken yazdıklarını aynı şeyleri yaşadım sanki..
 



Eşim şimdi bir şey istese benden, benim ile ilgili hemen aklıma kayınvalidem geliyor.O istemiştir ve eşime söyletiyor diye aklıma geliyor.Belkide gerçekten eşim istiyor ama bende o piskoloji oluştuğu için eşiminde kendi istekleri yapılmamış oluyor...
 
Son düzenleme:

aynı bende senibn gibi düşünüyorum.hımmm nerden çıktı şimdi bu kimden duydun gibi şeylerle sorgulamaya başlıyorum.annenmi dedi,ablanmı dedi hemen aklıma onlar geliyo.demekki ben yalnız değilmişim.keşke hiç böyle şeyler olmasa bizde başka konular bulsak kendimize oooooofffffffffffff
 



İnan ,eşimle kendi aramızda sorunlar olsa onlara çözüm bulabilirim.Ama işin içinde eşimin ailesi olduğundan ve eşimde bu konuda yanımda olmadığı için elim kolum bağlanmış hissediyorum.
Benim şuan ki durumumu daha önce başından geçirmiş yada hala da o durumda olan kişilerle sohbet etmek yada tavsiye almak, iyi hissetmemi sağlıyor...
O yüzden buradayım:teselli:
 
benimde bazen aklıma gelirdi ( ben kayınvalidemle beraber oturuyorum) annesi istiyor sanırdım bazen annesi de isterdi.. ama paranoyak hale gelmiştim en ufak şey istese.. annnen mi söyledi falan diye celallenirdim.. okadar abartmıştım.. sonra nasıl odlu ama aştım bu psikolojiyi.. çok konuştum eşimle çok.. onun sözlerinin benim için ne kadar değerli olduğunu anlattım.. ama kendisinin istekleri dışında başklarının isteklerini yaptırmak için kullanılmasının kötü olduğunu söyledim..
annesinin hep böyle onu aracı olacağını mı sordum.. dedim ki.. hep bu şekilde mi olacvak ben sana itiraz etmiyorum diye herşeyi senden mi söyletecek bana dedim..
bana söylesin yapıyorsam yapıyorumdur.. yapmıyorsam sebebini söylüyorumdur dedim.. baktım artık annesinin sözlerini bana getirmiyor ve annesine bana niye söylüyosun nilüfer orda git ona söyle demeye başladı eşim.. baktım ki artık direkt gelip bana söylüyor.. artık eşimin arada söz iletmediğini bildiğim için eşim ne isterse yapıyorum ve eşimde ben ne istersem yapıyor.. çok iyi anlaşıyoruz.. kayınvalidem benim oğlum değişik yemek yemez diye bana yemek yaptırtmazdı.. benim eşimse değişik şeyleri yemeyi denemeyi çok seviyor.. ve annesinin eski usul yemeklerinin çoğunu yemiyor :)) artık eşim ortada bana diyor şunu yapsana güzel oluyor.. bunu yapsana sen güzel yapıyorsun.. kaynanamda artık şunu demeye başladı yaşlandım ben eskisi gibi güzel yapamıyorum eskiden çok iyi yapardım

bu duruma gelince bende kalbi kırılmasın diye ona sen şunu güzel yapıyorsun ben onu hiç beceremem falan dedim.. yavaş yavaş eridi buzlar..

yani biz 1 yılda aştık bu sorunu ama bizim ayrı yaşama gibi bir lüksümüz yok.. bırak başka mahalleyi ben karşı daireye razıyım keşke evim ayrı olsa diye ama olmuyor işte.. 5 çocuğu var 3 erkek 2 kız.. en küçüğü benim eşim ve bizde kalıyor.. öbürüne gitde denmiyor.. eşi öldüğü için yalnız bırakılmıyor 65 yaşında kadın.. off off. kendi dertlerimi hatırladım ya sancı girdi valla.. kaynanam bizde diye haftada 4 gün evde misafir kaynıyor akşam 11 lere kadar..büyük eltimin oğluna 2 gün bizde bakıyor kayınvalidem.. eşyaların yerini değiştirtmiyor.. yeni birşey aldırmıyor eskiyi aldırtmıyor..

bunlar yüzünden 1 yıl her gün ağladım... resmen 7 kilo kaybettim ve zaten çok zayıfım..ama 1 aydır eşimle aramız okadar iyiki..

yaz tatilinde ayrılma kararı aldık 3 çanta elbiselerimi toparlayıp ankaraya gittim ayrılacaktık... 3 gün 4 gün konuşmadık telle.. sonra eşim aradı ayrılmak istemediğini söyledii veee zincirler kırıldı işte ozaman.. onun için ne kadar değerli olduğumu ve absürük tartışmalar ve annesi yüzünden beni kaybedeceğini anladı.. son kez denemek için birleştik yeniden.. eşim süt dökmüş kuzu gibi oldu.. halıyı silemiyorum yardım et desem hemen gelip yardım ediyor.. anneside o ne erkek halı silermiymiş ben istesem hayatta silmezdi.. sen iyi ikna ediyon diye bakıyo.. ..

yani diyeceğim o ki herşey hemen olmuyor zaman zaman ve sabr.. bazen böyle bitme noktasına gelebiliyor.. bazen de başından herşey halloluyor..
bizim tek sıkıntımız eşimin işi.. artık sağa sola heryere bakıyoruz.. işni düzene koyduğunda herşeyi benim istdiğim gibi değiştireceini annesini okadar dinlemeyeceğini biliyorum..


bak belki eşine şunu sorabilirsin.. sen onun hayatında ne ifade ediyorsun.. allah korusun başına birşey gelse ne hisseder.. veya ne bileyim ayrılsanız sensiz ne yapar.. seni kaybetmekten korkuyor mu ?? belki içinde ki seni ve seni kaybetme korkusunu ortaya çıkarsan biraz daha ehlileşir.. (bunu şu sebepten söylüyorum.. benim eşim tahmin edemeyeceğiniz kadar sinirliydi asabiydi çabuk parlıyordu etrafındaki herkes bunu bilir ve ona göre hareket ederdi bana da çok çabuk sinirlenir bağırırdı ve asla kabul etmezdi hiçbirşeyi..
şimdi şunu diyor ve bana karşı asla sinirlenmiyor.. tartışsak ve ben kızsam bile susuyor sonra bana gelip sinirlenme lütfen sıkma canını diyor.şunları söylüyor bana da hayat çok kısa ve birbirimizi bulmuşkan bukadar hoyratça davranıp mahvetmeyelim sevgimizi. yarın ne olacağını bilemeyiz.. zamanım ve birlikte olduğumuz anların keyfini çıkaralım diyor..)
 
bak belki eşine şunu sorabilirsin.. sen onun hayatında ne ifade ediyorsun.. allah korusun başına birşey gelse ne hisseder.. veya ne bileyim ayrılsanız sensiz ne yapar.. seni kaybetmekten korkuyor mu ?? belki içinde ki seni ve seni kaybetme korkusunu ortaya çıkarsan biraz daha ehlileşir.. (bunu şu sebepten söylüyorum.. benim eşim tahmin edemeyeceğiniz kadar sinirliydi asabiydi çabuk parlıyordu etrafındaki herkes bunu bilir ve ona göre hareket ederdi bana da çok çabuk sinirlenir bağırırdı ve asla kabul etmezdi hiçbirşeyi..
şimdi şunu diyor ve bana karşı asla sinirlenmiyor.. tartışsak ve ben kızsam bile susuyor sonra bana gelip sinirlenme lütfen sıkma canını diyor.şunları söylüyor bana da hayat çok kısa ve birbirimizi bulmuşkan bukadar hoyratça davranıp mahvetmeyelim sevgimizi. yarın ne olacağını bilemeyiz.. zamanım ve birlikte olduğumuz anların keyfini çıkaralım diyor..)[/B][/COLOR][/QUOTE]


Allah mutluluğunuzu daim etsin inşallah.
Belki sen bu anlattıklarını zamana yayılmış bir şekilde yaşadın ve canına tak etti eşinden uzaklaştın.Benim evliliğim daha çok yeni (ama yaşadıklarım eskimeye başladı) nasıl resti çekebilirim ki?Şimdi eşim için savaşımı vereyim eşimde mutlaka görecek bunları ve farkına vardıktan sonrada hala aynı tutumuna devam ederse....
.Eşimden uzaklaşmaya kalksam kayınvalideme gün doğar.Belkide düşündüğü yada söylediği bir çok şeyi haklı çıkarmış olurum onuda yapmak istemiyorum...
 
seni o kadar iyi anlıyorum ki canim.... anlattıklarının çok daha fazlasını yaşadım ben.. eşimle ayrılma noktasına kadar geldik. eşini karşına alıp rahatsız olduğun şeyleri anlatman hiç bir işe yaramayacak inanki. çünkü eşin seni dinlerken sana hak verecek ama annesini dinleyince de annesini hakli bulacak....
Ben bir çok yazı okudum bu konularla ilgili netten araştırırsan sen de bulursun canım.Bu davranşların çok derin psikolojik boyutları var. Bazı anneler çocuklarını kendıne bağımlı kılmak için elinden geleni yapıyormuş o yüzden eşini çok iyi anlamaya çalış. Aşağıdaki yazıyı oku istersen belki bazı şeyleri daha iyi anlarsın.

Anne bağımlısı olarak yetiştirilen gölge tipler neden mutlu olamıyorlar? Bu kişiler ne gibi psikolojik sorunlar yaşarlar?
Evlilik sorunlarının bilinmeyen nedenlerinden birisi de bağımlı çocukların evlilikleridir. Çocuğundan kopamayan bağımlı anneler hem oğluna hem de onun eşine neler yaşatıyorlar? Mutluluk hülyası ile başlanan evlilikler bağımlı annelerin hangi davranışları nedeniyle kabusa dönmektedir? Eşi ve annesi arasındaki rolünü doğru belirleyemeyen erkeklerin ruh dünyalarında neler yaşanır? Anneler neden gelinlerini çocuklarından kıskanır ve neden sürekli gözden düşürmeye çalışır? Eş ve anne ile sağlıklı ilişki nasıl kurulur doğru iletişim nasıl sağlanır?

Tüm bu soruların cevaplarını Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi'nden psikiyatri uzmanı Dr. Barış Önen Ünsalver cevapladı.

- Anne bağımlısı kişiler evliliklerinde de neden aynı alışkanlıklarını sürdürürler, annelerinden kopamazlar?
Çünkü başka türlü bir hayatı bilemezler. Anne, hayatlarında hep birinci sıradaki yerini korumuştur ve annelerinin yerini bir başkasına bırakabileceği söz konusu olamaz. Anneleri adeta kişiliklerinin bir parçasıdır. Annenin onayı olmadan kendi başlarına karar vermeleri neredeyse imkansızdır. Verseler bile anneden gelecek tepki korkutucudur.
- Anneler çocuklarının evliliklerine müdahil oluşlarından dolayı mutsuz olmalarından neden rahatsız olmuyorlar?
Anneler çocuklarının mutsuz olduğunun ya farkında değildir, ya da yaptıkları müdahalenin doğruluğundan o kadar emindirler ki çocuklarının kendilerini anlayacağını ve hatta teşekkür edeceğini bile düşünebilirler. Bu anneler hala çocuklarını gerçek bir yetişkin gibi görememektedirler ve küçük bir çocuklarmış gibi onların hayatını düzenleme hakkını görürler kendilerinde.
- Anneler ikinci kadın olarak mı görüyorlar gelinlerini?
Yanıtı biraz zor bir soru bu aslında Uğur Bey. Bilinçli olarak anneler ya da babaların çocuklarına cinsel duygular beslemesi kabul edilemez bir tabudur. Ama anne için bilinçdışında oğlu bir sevgili gibiyse gelin de "ikinci kadın" olarak görülebilir. Hatta bu nedenle oğullarının seçtiği gelin adayını bir türlü beğenmeyebilirler. Bunun yanı sıra eşleriyle ilişkilerinde duygusal doyum yaşayamayan bazı kadınlar oğullarını eşleri yerine koymuş olabilirler ve bu durumda oğullarının da kendilerini terk ettiği hissine kapılıp gelinlerini bir rakip gibi görebilirler.
- Oğlu ve gelininin arasında yatan annelerin de varlığını duyuyoruz. Durum bu kadar ileri boyutlara varır mı gerçekten?
Ne yazık ki varabiliyor. Az önce bahsettiğim anne oğul sevgili ilişkisi her ne kadar bir tabu olsa da bazen bu durumun bilinçdışına atılamadığını görüyoruz. Bazen de sevgili ilişkisinde farklı olarak anne hayat boyu oğlunun ruhsal gelişimini o kadar çok engelliyor ki oğlu ruhsal yapı olarak adeta bir bebek gibi kalıyor. Nasıl bir bebek her şey için annesine ihtiyaç duyarsa o da kocaman bedenine rağmen bir bebek gibi davranıyor.

- Anne bağımlılığı nedir tam olarak? Tanımlar mısınız?
Yetişkin bireyin sorumluluklarını yerine getirememe ya da yerine getirmesi gerektiğinde yoğun sıkıntı bunaltı yaşama ve kendi başına karar alamama, böyle durumlarda çözümü hep anneden bekleme tablosuna anne bağımlılığı denebilir. Hem kadın hem de erkekte olabilir. Aslında "anne" ile kastedilen her zaman biyolojik anne olmayabilir. Bebeklikten itibaren birincil bakıcıdan bahsedilmektedir. Doğumdan itibaren çocuk annesine bağımlıdır, bu bağımlılık bağlılığa geçemediğinde anne bağımlılığı oluşuyor.
- Anne bağımlılığı nasıl oluşuyor?
Ortalama üç yaşına kadar çocuk anneye bağımlıdır. Üç yaştan itibaren çocuk yavaş yavaş anneden ayrılarak birey olmaya başlar. Artık annesi sürekli orada yanında olmasa da, anneye duyduğu özlem ve rahatsızlığa rağmen anneden ayrı olarak hayatını sürdürebilir. Bu döneme kadar doğumdan itibaren bebeğin yanında olma, ihtiyaçlarını karşılama, yani bebekle olumlu, doyurucu ve tutarlı bir ilişki kurmanın sonucu olarak çocuk anneden ayrılmayı başarabilir. Böylece anne yanında olmadığında ondan nefret etmez. Kendi başına oyun oynayabilir. Arkadaşlık ilişkisi kurmaya başlayabilir. Bu aşamalarda sorun yaşanmışsa, yani anne özellikle ilk üç yıl yeterince doyurucu olmamışsa çocuk anneden uzaklaşmaktan korkuyor. Ayrıca bebeğin ayrılmasında annenin verdiği tepki de önemli. Anne ne kadar doyurucu bir anne olursa olsun, eğer bebeğinden ayrılmaya hazır değilse ve bebeğin kendinden uzaklaşıp kendi dışındaki dünyayla tanışmasını engelleyen bir tavır sergiliyorsa gene anne bağımlılığı oluşuyor. Mesela çocuğu düşüp yaralanmasın diye sokağa çıkmasını engelleyen ya da hasta olmasın diye başka çocuklarla oyununa izin vermeyen anne çocuğun hayata karışmasını engelliyor. Böyle anneler "yapamazsın, beceremezsin" diyerek çocuğun becerilerinin gelişimini köstekliyorlar. Bazen de aşırı doyurucu bir anne çocuğun başka kişilere merak duymasını kendi sınırlarını zorlamasını engellemiş oluyor. Çocuğun her işini onun yerine yapıldığı, daha dile getirmeden istekleri anlaşılıp yerine getirildiği zaman çocuğun kendi başına bir şeyleri başarmak için arzusu olmuyor, bu yüzden de yalnız kalınca eli ayağına karışıyor.
- Bu durumda yanlış eğitimin etkisi nedir?
Yanlış eğitimin pek bir rolü yok. Çünkü bu annenin kendi kişiliği ve eşiyle kurduğu ilişkiden etkilenen bir durum.
- Anne bağımlısı erkeklere gölge tipler diyebilir miyiz?
Evet diyebiliriz rahatlıkla. Annelerinin gölgeleri ya da annelerinin bir uzantısı. Birey olamamış kişiler.
- Hem anneyi hem de eşini idare etmek zorunda kalan erkek neler yaşıyor?
Sürekli yetersizlik, gerginlik, suçluluk duyguları yaşıyor ve bunlara tepki olarak kolay sinirlenme ve huzursuzluk gelişiyor.
- Anne bağımlısı erkeklerde sanırım özgüven sorunu yaşanıyor? Neden burada dik duramıyor dersiniz?
Hayatta bir şeyleri kendi başına yapmasına izin verilmemiş kişi elbette ki kendine güvenemez. Dik durmanın kabul edilemez olduğu, öğretilmediği ve teşvik edilmediği yerde boyun eğmekten başka davranış beklememek gerekir.
- Bu çocuklar neden eşine değil de annesine yönelerek mutsuzluğu seçiyorlar?
Anneyle kurulmuş olan bu sağlıksız ilişkide kendi başına var olamamış erkek adeta halen annesinden beslenmeye devam ediyor. Böyle olunca anneden ayrılmak ölüm demek olur. O halde yaşayabilmek için annesini seçmekten başka çare yoktur. Mutsuz da olsa bildiği tek yaşama biçimi budur.
- Anne bağımlısı olan erkeklerin sık yaşadığı evlilik sorunları nelerdir?
Eşle sık sık tartışmalar, evlilikte mutsuzluk, cinsel ilişki sorunları olabiliyor.
- Çocuğunu kendine bağımlı eğiten anneler baskın karakteri olan kişilerden mi çıkmaktadır?
Baskınla kastedilen müdahaleci, herkese kendi istediğini yaptırmaya çalışan, tüm dünya kendi etrafında dönüyormuş gibi hisseden kişilerse, evet böyle anneler kendilerine bağımlı erkekler yetiştirebiliyor. Bununla birlikte, kendi annelerinden yetersiz ilgi görmüş, evlenince de kocasından ilgi görememiş kadınlar anne olduklarında mağduriyetlerini sızlanarak, hasta olduklarında sıkıntılarını abartarak çocuklarının ilgisini alan geri plandaki kişiler de olabilir.

- Bu anneler çocuklarına davrandıkları gibi eşlerine de davranmakta mıdır?
Çoğunlukla hayır. Zaten eşlerinden yeterli ilgi göremeyen kadınlar ilgiyi oğullarına aktarmaktadırlar denebilir. Kendisi de kendi kararını verme becerisine sahip olamamış anne ancak çocukları adına karar vererek neredeyse yetişkin bir insan gibi olur.
- Oğlunu kendine bağımlı yetiştiren annelerin bazı korkuları olduğunu düşünebilir miyiz?
Yalnız ve ilgisiz kalma korkusu olabilir. Zaten çoğunlukla çocukluklarında kendi anneleriyle doyurucu olmayan bir ilişkisi olan kişilerdir.
- Sevgi açlığı yaşamış olmanın bu yaklaşımda bir etkisi var mıdır?
Evet. Az önce söylediğim gibi anneyle babayla doyurucu bir ilişkisi olmayan kişi kendini güvenli hissedemez. Hayata bağlanması güvensiz biçimde olmuştur. Anne de aslında yetişkin olamamıştır.
- Bir yandan da kendisini oğlu olmadan eksikli görme eğilimi var gibi geliyor bana ne dersiniz?
Elbette, anne olan kadın oğluyla birlikte bütün bir insan olabilmiştir çünkü. Oğlu onun eksik parçalarını tamamlama işlevi görmüştür hep.
- Burada erkeğe düşen nedir? Bu durumu nasıl düzeltebilir?
Erkek, eşini ön plana almalıdır. Anneyi dışlamamalı, ama ona sınırlarını göstermelidir.
- Bağımlılık ilişkisinde bir mesafe sorunundan bahsedilebilir mi o halde?
Elbette, bağımlı olunan kişiyle sınırlar karışmış gibidir. Anne çocuğunu halen karnındaki bebek gibi görmekte ve çocuk da hala annesinin bir parçası sanmaktadır kendisini.
- Oğlu ile bağımlılık yaşayan anneler, çiftlerin cinsel yaşamlarına da olumsuz bakıyorlar mı?
Bazen gelinlerine karışan, tavsiyelerde bulunan, cinsel ilişkiyi sorgulayan anneler olduğunu duyuyoruz. Gelinine iç çamaşırı alan ya da dolaplarını karıştıran anneler olabiliyor. Oysa mahrem bir konu olan cinsel hayat sadece karı kocanın meselesi olarak kalmalıdır.
- Anne bağımlısı erkeklerle evli olan eşler sanırım büyük bir yıkım yaşıyorlar?
Evet kesinlikle. Evlilik doyurucu olamıyor. Eşlerin kendilerine olan güveni sarsılıyor. Eşlerine duydukları saygı ve sevgi sarsılıyor. Çoğu zaman klinik depresyon ya da konversiyon bozukluğu denilen psikiyatrik tablolar gelişiyor ve tedavi görmeleri gerekiyor.
- Onlara neler önerirsiniz? Neler yapmalılar?
Eşlerinin yaşadığı zorluğu, çaresizliği görüp, bu durumun kendileriyle ilgili olmadığını anlamaya çalışmalılar öncelikle. Buradaki sorunun anne-oğul ilişkisinde olduğunu düşünürlerse kendilerini sorundan dışlayabilirler. Eşlerine destek vermeye çalışmalılar. Ancak, eşlerine yaşanan sorunu da gösterip eşlerinin de "artık" bir yetişkin gibi sorumluluk alıp annelerine sınır koyma konusunda teşvik etmelidirler. Eşler kendi sınırlarını koyarak hep müsamahalı olamayacaklarını anlatmalılar.
- Burada size göre tedavi gerekiyor mu?
Bağımlılığın derecesi ve yarattığı sorunların şiddetine göre evet tedavi gerekli olabiliyor.
- Tedavide kimin destek alması gerekiyor? Anne mi, erkek mi? Yoksa her üçü mü?
Bence her üçü mutlaka psikolojik destek almalıdırlar. Profesyonel yardım zorunludur.
- Sessiz kalınarak mutlu olunabilir mi?
Hayır. Sessiz kaldıkça zaman içerisinde kadınlarda depresyon gelişebilir, ya da boşanmaya kadar gidilebilir. Burada önemli olan çıkan sesin ne şiddette çıktığıdır. Yapıcı olmayan ve özellikle eşe karşı "hep annenin yanındasın" tarzında suçlayıcı yaklaşımlar işe yaramayacaktır
Alıntıdır
 
Son düzenleme:

bu yazı için teşekkürler okurken kendimden o kadar çok şey buldumki anlatamam benim ayrıldığım sözlümde tam bir anne bağımlıısydı...Arabasına belediye otobüsü çarpınca ilk annesini aramıştıkafamçokkarıştıo kadar şaşırdım ki anlatamam annesi olmadan kendini bi hiç gi bi görüyordu aannesinin aldığı eşyaları kullanıyor işe giderken annesinin seçtiği pantolon ve gömleği seçiyordu ve ona göre giyiniyordu..Hatta şunu sölim söz için ikimiz bana elbise bakarken diydiğim bir elbise için ne düşünüyorsun diyue sorduğumda annemi arayım telefonda elbisenin modelini tarif ediyim bakalım ne dicek demişti banadelikafadulden tabi ben delirdim bunun gibi 1000 tane daha örnek sayabilirim ve sonunda annesi yüzünden ayrıldık daha doğrusu o ayrılmak istediğini söyledi tabi ayrılma ile ilgili kararı annesi aldı buda uyguladı..............Gelde delirme..........:uhm:
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…