istersen bunu da bi oku canım....
EŞı ANNESıNE BAĞIMLI KADIN NE YAPMALI?
Sevgiye dayalı bir ilişkide çiftler birbirlerini eğitebilir. Erkekteki anneye bağımlı kişiliği fark eden kadın, bu konuyu erkekle konuşmalıdır. Aynı zamanda, oğlu üzerindeki hakimiyeti kaybetmekten korkan kaynanaya, oğluyla ilişkisine zarar gelmeyeceğini söz ve davranışlarıyla göstermelidir.
Erkeğe annesinin psikolojik açıdan sağlıksız davrandığını anlatmak sonuçsuz bir çabadır; savunmaya geçer. Bunun yerine, erkeği annesinin şikayetlerine ortak çözüm geliştirme yolları aramaya davet etmek gerekir.
kayınvalideyle çatışmak yerine enerjisini eşine yöneltmelidir. Annesine bağımlılığını aşmasını sağlayacak şekilde, kişiliğini güçlendirici destek vermelidir.
Erkeğe bağımsız kişilik yapısını geliştirici destek vermek, sorumsuzca davranışlarını hoş görmek anlamına gelmez. Bağımlı erkekle annesi arasında sevgi ve nefret ilişkisi vardır. Erkek annesine duyduğu öfkeyi onunla özdeşleştirdiği kişilere, mesela eşine yöneltebilir. Buna izin vermemek gerekir.
YAŞANMIŞ GERÇEK HAYAT HıKAYELERı
Beni de havaya kaldır diyen anne
Tüm üyeleri yüksek eğitimli bir aile. Batı Anadolu’nun bir kentinde yaşıyorlar. Kadın her gün, akşamüstü en güzel giysilerini giyiyor, makyajını yapıyor ve eve dönen eşini bu şekilde karşılıyor. Adamın karısına jesti ise onu belinden kavrayıp havaya kaldırmak, öpmek. Bu sırada kaynana da yakınlarında bulunmaya özen gösteriyor. Ve ‘Beni de kaldır, beni de kaldır’ diyor oğluna.
Balayını üçü aynı odada geçiriyor
Orta halli bir memur ailesinin tek oğlu evleniyor. Kaynana nikah boyunca çiftin yakınında. Balayı konuşması açıldığında, o da yeni evli çiftle gitmek istiyor. Oğul da, annesinin bu talebini kabul ediyor. Birlikte yola düşüyorlar. Tatil yapacakları otele geldiklerinde, anneye bir oda, genç çifte bir oda veriliyor. Fakat anne bu duruma da çok alınıyor. Çifte kırgınlığını açıkça ifade ediyor ve balayı boyunca onların odasında kalıyor.
Bir süre yatakta onu rahat bırak
Erkek, alanında duayen kabul edilen, tıp dünyasında saygı gören bir profesör. 60’a merdiven dayamış. Doktor olan eşinin ne dediğine aldırmadan evini annesine açıyor. Kayınvalide kendi evi olduğu halde zamanının büyük bölümünü oğlunun evinde geçirmeye ve evde pişecek yemekten, temizlik gününe kadar tüm ayrıntılara tek başına karar vermeye başlıyor. Bu arada bir yandan da oğlunun üzerine titriyor. Sürekli kilosunu kontrol ediyor, ne yiyeceğini söylüyor. Ve gün geçtikçe oğlunun üzerindeki etkisi artıyor. Günün birinde ciddi bir ifadeyle gelinini salona çağırıp, karşısına oturtuyor. ‘Bak kızım’ diyor, ‘Bizimki bugünlerde çok çalışıyor, güçsüz düştü. Elimden geleni yapıyorum kendini toparlaması için. Senden rica ediyorum. Bir süre geceleri yatakta onu rahat bırak...’
Torunlar oldu, kaynana vazgeçmedi
Oğlu, ona layık gördüğü, seçtiği ve sözlediği genç kız yerine, aşık olduğu kişiyle birlikte olunca kıyamet kopmuştu. Daha nişanlıyken ayırmak için elinden geleni yaptı. Ama eğitimli ve meslek sahibi çift, sevgileriyle sorunun üstesinden geldi. Evlendiler. Telefon tacizleri, ev baskınları, hakaretleri devam etti. Aradan yıllar geçmesine, torunları olmasına rağmen kaynana savaşı bitirmiyordu. Oğul, anneye tam anlamıyla karşı koyacak gücü gösteremiyor, gelin çok sevdiği eşini üzmemek için yaşadığı birçok şeyi ondan gizliyordu. Mesela bir gün kaynana, torununu kimseye haber vermeden kreşten almış ve ‘Anneni seviyor musun’ sorusuna ‘Seviyorum’ yanıtını aldıkça torununu dövmüştü.. ıkinci torunu doğduktan kısa süre sonra kaynana oğlunun evde olmadığı bir gün baskın yapıyor. Bu sefer gelini çocuklarının önünde dövüyor. Çocuklarını korumaya çalışan kadından hırsını alamayıp, kollarını, sırtını ısırıyor. Bu olay bardağı taşıran son damla oluyor. Çift birbirinden iyice uzaklaşıyor. Hatta erkek başka bir kadınla kısa süreli ilişki yaşıyor. En sonunda gelin, kaynanasıyla görüşmemeye karar verince çiftin sorunları çözülüyor.
Evlenmek istiyorum beni kliniğe yatırın
25 yaşında iyi eğitim görmüş, aydın bir genç psikiyatra başvuruyor. ‘Evlenmek istiyorum, ama daha öncesinde hastaneye yatıp derinlemesine bir psikiyatrik kontrolden geçmek, anneme karşı suçluluk duygusu duymadan evlenmek istiyorum’ diyor. Hekim, bu kontrolün hastaneye yatmadan da yapılabileceğini anlatıyor. Ama hasta ısrar edince sonunda hastanın isteği oluyor ve kliniğe yatırılıyor. Kendisiyle yapılan görüşmelerden sonra sıra ailesine geliyor. 38 yaşındaki bekar ağabeyi ve eşini genç yaşta kaybeden annesi çağrılıyor. Doktor huzurunda konuşmaya başlıyorlar. Ağabeye düşünceleri sorulduğunda, ‘Beni boşverin, hiç değilse kardeşim kendine bir hayat kurabilsin. Evlenme isteğini tüm gönlümle destekliyorum’ diyor. Küçük oğlunun evlenmek istediğini o gün öğrenen annenin ise rengi bembeyaz oluyor. ‘Peki öyleyse’ diyor. ‘Ben de bir huzurevine sığınırım.’ Ardından odayı terk etmek üzere ayağa kalkıyor ve düşüp bayılıyor.
Uzmanlar ne diyor
DR. ELıF ÜLKÜ GÜRIŞIK (Portman Kliniği / Londra)
Bazen anne çok verici görünür, oysa kaşığıyla verip sapıyla çocuğun gözünü çıkarmaktadır
Kadınlar farklı gerekçelerle oğullarıyla sağlıklı ilişki kuramayabilir. Göbekbağının kesilmesiyle, anne ve çocuk arasındaki fiziksel ilişki bitse bile bazı anneler bu bağ hiç kesilmemiş gibi davranır. Çocuğun bağımsız bir varlık olduğunu kabullenemeyen anneler, onu psikolojik açıdan kendilerine bağımlı kılmak için elinden geleni yapar. Beynini yıkayıp çocukta duygusal esaret yaratır.
Türkiye’de çocuklar küçük yaşlardan itibaren bağımsız davranış biçimine özendirilmesi gerekirken, anneler tarafından psikolojik kundağa sokuluyor. Örneğin kaşığı eline vermek yerine, yemek yedirilerek çocuk bağımlı ilişkiye yönlendiriliyor. Bazı kadınlar yoksunluklarını oğullarıyla gidermeyi dener. Oğlunu kaybettiği ya da anlaşamadığı eşinin yerine koyar. Hep annesiyle yatmak isteyen bir oğulun terapisi sırasında eşi iş seyahatine gittiğinde korktuğu için onu yatağına alan bir anne portresi çıkmıştı. 12-13 yaşındaki oğulla aynı yatağı paylaşmak, çocuğun kafasını karıştıracak bir hatadır. Temasla ereksiyon yaşayan çocuk kendini sorgular.
DOÇ. CEM ıNCESU (Acıbadem Hastanesi / ıst.)
Anneye aşırı düşkünlük cinsel sorun yaratır
Annesine aşırı düşkün erkekler evlilik ve cinsel yaşamda ciddi sorunlarla karşılaşıyor. Eşlerinin bu duruma gösterdiği tepki sonucu oluşan öfke, şiddet uygulamalarına uzanan çatışmalar, eşe ya da anneye yönelik suçluluk hissi yaratan arada kalmışlık duygusu erkeği zorlar. Annesine danışmadan karar alamaması evde iktidarın paylaşılmasını doğurur. Eşinin gözünde erkeğin imajı ciddi biçimde sarsılır. Terapiye başvuran kadınların, eşlerine yönelik cinsel isteksizlik, uyarılma ve orgazm yakınmalarında bu faktörün önemli payı olduğunu görüyoruz. Çünkü kadında cinsel uyarılmayı sağlayan erkeğin güçlülüğü, kararlılığı, mücadele azmi, gözüpekliğidir. Evde oluşan iktidar boşluğunu kadının doldurması daha ciddi sorunlar yaratır. Cinsel yakınmalara başvuran çiftlerde anne bağımlılığı ciddi sorun olarak ortaya çıkıyor. Çünkü annesine bağımlı kişilerde güven eksikliği, cinsel ilişkiden korkma, kaçınma, ereksiyonla ilgili kaygılar, performans anksiyetesi, çeşitli orgazm güçlükleri yaşanıyor.
Alıntıdır