Kuantum büyüsünden bahsedince genelde gerçekten Kuantum ile ilgilenen, kafayı buna patlatan fizikçi arkadaşlarım pek bir kızıyorlar bana, ne kadar da basite alıyorsunuz asrın bilimini, çok alakasız bağlantılar kuruyorsunuz zorluyorsunuz diyorlar, ama ben edebiyatçıyım ve tam bir romantiğim. Kuantum yasasını popüler bilimlere indirgeyen kitapların çoğunu hatmettim. tamam gerçek anlamda etkilendiğim kitap sayısı çok çok azdı. çoğu da birbirini tekrar ediyordu. çevrem kişisel gelişim furyasıyla alay edenlerden oluşuyor, hep fen bilimleriyle çevrilmişim :)) pozitivizmden uzaklaşıp az biraz inançlarla yaşamaya ihtiyacım var.
desteğe ihtiyacım var, tamam fizik kurallarını, fizik bilimini bilmiyorum, ama kişisel gelişim kitaplarındaki bilimsel temellere dayandırma metotları hoşuma gidiyor ve gerçek fiziği öğrenmek istemiyorum, yoksa ben de sorgulayıcı olacağım ve içimdeki ateşi söndüreceğim.
her insanın hayatında geçiş dönemleri olmuştur, bu dönemler insanı derinden sarsar, artık kendini tanıyamaz olursun, belki bir psikoloğa gitsem her şey düzelecekti, ama maalesef bana o kadar yüksek fiyatlar söylediler ki, sadece bir seansı bu kadar ise ben nasıl her hafta gelebilirim dedim, devlet üniversitelerine ise hiç davranmadım randevuyu ne zamana verecekleri belli değildi,
ben de gittim kişisel gelişim furyasına katıldım fena mı ettim canım :)) kendi kendimin doktoru olayım dedim, yeterli olmayacak elbet ama gücüm bunlara yetiyordu ve gerçekten de çok etkili oldu. en büyük bunalımlarımı o verdikleri telkinlerle atlattım, defterlere yaza yaza, What the bleep is do we know ?! serilerini izleye izleye ayakta kaldım. Ama öyle bir şey ki insan atlatsa bile bir zaman sonra yine tükeniyor ve bağımlı hale geliyor, yeniden planlar, amaçlar yazılıyor, yeni bir defter alınıyor, hayatından pek çok şeyi kişiyi çıkartıyorsun, yeni bir başlangıç diyorsun, çok güzel, ama devam edemiyorsun. yarım kalıyor.
işte bu yeni başlangıç aşamasındayım, içimdeki ateşim gayet yüksek ve artık yeter, bir şeyler değişecek diyorum, artık o aldığım kararları uygulama vakti geldi diyorum.
en başta zayıflamak istiyorum, sonra yeniden çalışmaya başlamak istiyorum, vaktinde su gibi tıkır tıkır konuşup yazdığım ingilizce ve almancamı 4 sene boyunca yüzüne bakmadığım için unuttuğum altın bileziklerimi yeniden koluma takabilmek, tıkır tıkır yeniden konuşup yazabilmek istiyorum, bilen bilir yabancı dillere bir süre ilgi göstermezsen alır başını gider, nankördür.
o eski pınar gibi olabilmek zehir gibi çalışmak aklımı çalıştırmak, eskisi gibi sosyal birisi olmak istiyorum,
kilo almak o kadar çok etkiliyor ki, eskiden beni tanıyanlar bilenlerle karşılaşınca yüzlerindeki o garip ifade, ne oldu sana şaşkınlığı, amma şişmişsin yahu yorumlarını duyunca daha da bir eve gömülüyorum. hiç çıkasım gelmiyor. kendine olan güvenimi inancımı da aldı götürdü bu yağlar :)) üniversite bitti, istediğim gibi bir iş bulamadım, saçma sapan işlere girdim köreldim, enerjim tükendi, bari yüksek lisansa gireyim dedim, orada da umduğumu bulamadım..
anlayacağınız derdim çok, mesajımı okuma nezaketini gösteren arkadaşlara çok teşekkür ediyorum.. konunuzu çok beğendim aboneliklerime aldım, buradan çıkmam artık :))