- Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.
Hayalleri Gerçekleştirmenin Büyüsü (Kuantum)
- Konu Sahibi BaiLeyS
- Başlangıç Tarihi
- 9 Haziran 2009
- 8.684
- 3.220
- 448
Amin canım, hayırlısı inşallah. Her şeyin hayırlısı. Evren bana "ALİ'Yİ" gönderdi mi ? Gönderdi :)
Bakalım :) Olur mu olmaz mı ? Orası kısmet, biraz da düşünce !
- 5 Temmuz 2011
- 11.803
- 8.937
- 448
hayırlı olsun canım :) :)
acaba bende yarın sevdiğimin yanındayken o benim sevgilim diye düşünsem olur mu böyle :) :)
- 9 Haziran 2009
- 8.684
- 3.220
- 448
Başkalarının duygularına etki edemeyeceğimizi.
Ancak kendi titreşim alanımızdalar ise, yanı aynı rezonans alanında isek etki edebiliyoruz diye biliyorum.
Yani düşünerek birine kendimizi sevdiremeyiz.
Ben sadece Ali diyerek ve var gibi yaparak, Ali olan herhangi birini çağırdım. :)
GERÇEK RİSK EYLEME GEÇEREK OLUR
Kaplumbağaya dikkat et!
Ancak kafasını çıkartıp risk aldığında ilerleyebiliyor.
James B.Conont
Sana çok basit bir temel gerçeği hatırlatarak başlamak istiyorum.
Bugüne kadar yaptığın şeyleri yapmaya devam edersen, bugüne kadar sahip olduğun şeylere sahip olmaya devam edeceksin.
Başka bir şey bekleme !
Eğer farklı şeylere sahip olmak istiyorsan, farklı şeyler yapmalısın.
Tekrar tekrar aynı şeyi yapıp, farklı sonuçlar beklemek... İşte bu kişisel gelişimde deliliğin tanımı olarak bilinir!
Daha önce hiç duymuş muydun?
Bizler hareket kabiliyetlerimizi kısıtlayıp, bir alana sıkıştırmak zorunda değiliz. Ne de olsa yaşadığımız çağ tam anlamıyla bir “ALTERNETİFLER ÇAĞI”.
Bu açıdan bakıldığında günümüz insanının ne kadar şanslı olduğunu bilmem söylemeye dahi gerek var mı?
Şu sözü daima hatırla: “ilerlemenin motoru, risk almaktır”.
Eli kolu bağlı, çaresizlik içinde oturmak risk almak değildir.
Onun adı olsa olsa tembellik olabilir.
Risk almaktan korkmayan kişi gün gelir “Değirmen taşının altından diri çıkar”
Risk almaktan korkansa başkalarına göre var olmaya, başkalarına bağımlı olmaya mahkûmdur.
BAYRAM TAŞCI
NLP MASTER PRACTİTİONER
KİŞİSEL GELİŞİM UZMANI
YAZAR
info@bayramtasci.com
BAYRAM TAŞCI | Nlp Master Practitoner | Kişisel Gelişim Uzmanı | YAZAR
Kaplumbağaya dikkat et!
Ancak kafasını çıkartıp risk aldığında ilerleyebiliyor.
James B.Conont
Sana çok basit bir temel gerçeği hatırlatarak başlamak istiyorum.
Bugüne kadar yaptığın şeyleri yapmaya devam edersen, bugüne kadar sahip olduğun şeylere sahip olmaya devam edeceksin.
Başka bir şey bekleme !
Eğer farklı şeylere sahip olmak istiyorsan, farklı şeyler yapmalısın.
Tekrar tekrar aynı şeyi yapıp, farklı sonuçlar beklemek... İşte bu kişisel gelişimde deliliğin tanımı olarak bilinir!
Daha önce hiç duymuş muydun?
Bizler hareket kabiliyetlerimizi kısıtlayıp, bir alana sıkıştırmak zorunda değiliz. Ne de olsa yaşadığımız çağ tam anlamıyla bir “ALTERNETİFLER ÇAĞI”.
Bu açıdan bakıldığında günümüz insanının ne kadar şanslı olduğunu bilmem söylemeye dahi gerek var mı?
Şu sözü daima hatırla: “ilerlemenin motoru, risk almaktır”.
Eli kolu bağlı, çaresizlik içinde oturmak risk almak değildir.
Onun adı olsa olsa tembellik olabilir.
Risk almaktan korkmayan kişi gün gelir “Değirmen taşının altından diri çıkar”
Risk almaktan korkansa başkalarına göre var olmaya, başkalarına bağımlı olmaya mahkûmdur.
BAYRAM TAŞCI
NLP MASTER PRACTİTİONER
KİŞİSEL GELİŞİM UZMANI
YAZAR
info@bayramtasci.com
BAYRAM TAŞCI | Nlp Master Practitoner | Kişisel Gelişim Uzmanı | YAZAR
http://www.kadinlarkulubu.com/kisis...y-buluyor-quotdiyenler-icin.html#post10810377
her şey beni buluyor diyenlere
her şey beni buluyor diyenlere
hoşgeldinnteşekkür ederim paylaşımın için..her zaman farklı bakış açıları ve olayları farklı
yönlerden ele alan başka başka hayatlar bize yol gözterici oluyor farklı kapıları açmak adına..
sayfaların başlarına baktığımızda , geçen yıllarda pek çok değişim yaşayanlardan biri de benim sanırım..
konu sahibimiz yok ama o dönem birlikte çok şeyler paylaştık aynen siz gibiydim..içinde dediğin gibi
yanan bir ateş fakat bir türlü ateşleyen şeyi bulamamaktı belkide benimki...ben çok fazla saplanamadım,
takip edemedim açıkçası kuantum ve seri kitapları..evet aldım,ama bir süre sonra sıkıldım..bir dönem -yine
o sıralar- farklı kitapları okurken buldum kendimi..normal romanlardı bu ama okumayı sevdim..elimden kitap düşmez
oldu..o sıralar işsizdim bende..başlatmam ve her geçen gün süresi dolan bir staj durumum vardı..ne hayallerle girmiştim..
ilk kez bir sınavı kazandığım için neredeyse çığlık atabilirdim ,öss de bile kazandığımda hoplayıp zıpmamamıştım..
işten çıkarıldım,sonrasında iş arayışları...aşkta yoktu zaten..kapıldım gidiyordum bahtımın rüzgarına yani...:26:
içinizdeki o inancın bitmemesi gerekiyor,HAK ' ka tam teslimiyet gerekiyor gerçekten...sonra o dönem işe girdim,
yine çıkarıldım ,şaka gibi...derkennn bir yılı aşkındır kafamda kurduğum bir ofiste çalışıyorum..çok şükür kendi çabamla
hemde..
sayfalar çok fazla tabi arasından bulmanız zor olabilir ama gönül işleri için şöyle bir şey yapmıştık o vakit..
herkes hayalini kurduğu adamı yazacaktı bir kenara..samimi olmam gerekirse işte buna pek inanmıyordum ben..
hani 25-30 madde sıraladım ama hepsi bir birinden fevkaledeehem osu hem busu...zordu ama bakıp öle iç geçiriyordum
işte..unutmuşum tabi ben onu..geçn pazar,yazdığım defteri karıştırınca o sayfayı buldum..2010 da yapılmış..aldım
elime kalemi tek tek artı koydum yanlarına acaba hangileri oldu diye,-şuan biriyle birlikteyim bu arada- bir veya iki tanesi
açıkta kaldı..
yani aslında şunu demeye çalışıyorum biraz; bu yolcuğun bir süreç olduğunu bilmek en önemli şart..yağmur bile
hemen yağmıyor..biz farkında olmadan pek çok aşamadan geçiyor yağmur büklü bulutların yeryüzüne inişi..şurada
şu satırlarda bile dile getirmek istekleri,belki bir şeylerin olduğunu görmek sen ve diğer arkadaşlarımı da heycanlandırıp
depar atmaları için bir sebep olucak bu koşuda..zamanla bunu görüceksiniz zaten...bir kaç ay sonra sen güzel bir işte
olucaksın mesela..o istediğin altın bileziklerini takmak için çalışıyor olucaksın...haa bak tek başaramadığım şey şu
zaman zarfında sen gibi kilo vermek.. o da sanırım ciddi manada üzerinde durmadığım için..kilo ve boy arasında yaklaşık
15-20 fark kadar var..gerek sağlık şartları gerekse ihmal etmem buna sebep..birde azimli biriyimdir ben..hırslı asla değil..
burada gorumda değişik sayfalarda pek çok kilo verme yöntemleri ve uygulamalar mevcut ama hiç birine başvurmadım açıkçası..
biraz tembellik işte..onun da üzerinde duracağım vakit gelecek ama o eski halimi ben de merak ediyorum gerçekten,herkesin o
bahsettiği incecik belime kavuşmayı bende istiyorum..kilo almak etkiliyor ama dediğin gibi insanı ,hele sürekli birileri farkında olsun
ya da olmasın, hassasiyetini bilsin ya da bilmesin bu konu hakkında yorum yapıyorlarsa bir şekilde..ama aşacağız onudaaa
biz teşekkür ediyoruz,bizimle paylaştıkların için ve her zaman burada görmek istiyoruz..gelişimi burada takip edelim,her birimiz için...
hoşgeldin zeboşş..
sen de ne var ne yok bakalım? nedir ne değildir?
neler yaptın da bu vakte kadar oldu ya da olmadı?
az çok yaptıklarımızdan bahsediyoruz burada..yaz gönlünden geçenleriiii
öncelikle yorumunu geç gördüğüm için özür dilerim
bi süredir düşünüyoruum ne yaptım, ne istedimde oldu diye. istediklerimin çoğu oldu aslında.iş, okul, özel hayat. mesela bazen yoğunlaşıyorum şu kişi arayacak diye, patt arıyor. yani çok isteyip hissedersem oluyor. buraya kadar sorunum yok...
asıl sorunum ben uzun süredir bi konu hakında düşünüyorum olmuyor, olması bi yana her şey kötüye gidiyor ben istedikçe
sağlık sorunum bu...çok ama çok üzülüyorum, gizlice ağlıyorumbir bunu beceremedm, yardım edersen belki aşarım bu karamsarlığı:26:
:44::44::44:......
Aşkı sayesinde hayatı ıskalamadı
Filiz Özbek, üç aylık hamileyken beyin kanaması geçirdi. Bebeğini almak zorunda kaldılar. Kafatasının yarısı 25 gün doku tankında kaldı. Ameliyattan sonra hatırladığı tek kişi olan sevgilisi Arda, iki yıl boyunca her şeyi, hayatı yeniden öğretti sevdiği kadına...
Bu hikâyede aşk var, ölümün kıyısından dönüş var, kaybedilen bir bebek ama daha da ötesinde geleceğe dair umut var. Ve olay iki yıl önce başlıyor...
Filiz Özbek ile erkek arkadaşı Arda Büyükkoyuncu aynı reklam ajansında çalışıyordu ve evlenmeye karar vermişlerdi.
Filiz üç aylık hamileydi, ancak son günlerde başı ağrıyordu. Gebeliğin migren ataklarını tetiklediğini, bulantı ve kusmalarının da hamilelik ve migrenden kaynaklandığını düşünüyordu.
Filiz ve Arda, ailelerine evlilik kararını açıklamak üzere Avşaya gitti. Ancak Filizin baş ağrıları dayanılmaz bir boyuta ulaşınca çift soluğu İstanbulda, hastanede aldı.
Kürtaj iznini ablası verdi
Nörolog muayenesinin ardından evin yolunu tuttular. Ancak Filizin konuşması peltekleşmeye başladı. Acil servise kaldırıldı Filiz... Şuuru da gidip gelmeye başlamıştı. Beyin kanaması geçiriyordu. Ayrıca damar tıkanıklığı tespit edildi. Sabah olduğunda Filiz hiç kimseyi hatırlamıyor, kimseyi tanıyamıyordu... Sevgilisi Ardadan başka...
Doktorlar Filizin acilen ameliyata alınması gerektiğini söylüyor, hamileliğinin sonlandırılması için izin istiyordu. Filizin ablasına ulaşıldı, önce kürtaj ardından beyin ameliyatı gerçekleştirildi.
Zorlu ameliyatın ardından kafatasının yarısı çıkarıldı ve 25 gün boyunca eksi 196 derecede doku tankında saklandı. Filiz yoğun bakımda 8 gün kaldı. Kafatasındaki boşluk bir maddeyle kapatıldıktan sonra itinayla sarıldı. 25 gün sonra beyindeki ödemi indikten sonra tanktan alınan kafatası parçası, yeni bir ameliyatla yerine kondu.
Filiz, birkaç ay boyunca hiç konuşamadı. Hafıza problemleri vardı. Ancak doktorların umduğundan daha hızlı iyileşti. İyileşmesinde sevgilisinin rolü de büyüktü. Filizi bir an bile bırakmayan Ardanın aşkı, o günlerde hastanede dilden dile dolaştı. Öyle ki hastanede "Leyla ile Mecnun" diye anılır olmuşlardı.
Arda, önce harfleri, sonra kelime ve cümleleri sıfırdan öğretti senaryo yazarı sevgilisine. O güne kadar işi kelimelerle olan Filiz, hastaneden çıktığında cümle kurabiliyor ama okuyamıyordu. Çok iyi konuştuğu İngilizcesi de sıfırlanmıştı.
İki yılın ardından Filiz, artık okuyabiliyor, bol bol bulmaca çözüyor. Hatta anlamlarını bilmese de yeniden İngilizce cümle kurabiliyor. İstemsiz kurduğu İngilizce cümlelerin tercümesini Arda yapıyor ve böylelikle yabancı dilini de tekrar öğrenmeye çalışıyor.
Ameliyatı yapan Florence Nightingale Hastanesi beyin cerrahı Prof. Orhan Barlas, bunun normal olduğunu, hafıza fonksiyonlarının yavaş yavaş geri geldiğini söylüyor.
arşivlerimden bulduğum bir azmin öyküsü,paylaşmak istedim..
en kötü zamanlarımda hayat hikayelerine takılırım,çok zor durumda olanların nasıl mücadele verdiklerini görür kendime pay çıkartırım..
Filiz Özbek, üç aylık hamileyken beyin kanaması geçirdi. Bebeğini almak zorunda kaldılar. Kafatasının yarısı 25 gün doku tankında kaldı. Ameliyattan sonra hatırladığı tek kişi olan sevgilisi Arda, iki yıl boyunca her şeyi, hayatı yeniden öğretti sevdiği kadına...
Bu hikâyede aşk var, ölümün kıyısından dönüş var, kaybedilen bir bebek ama daha da ötesinde geleceğe dair umut var. Ve olay iki yıl önce başlıyor...
Filiz Özbek ile erkek arkadaşı Arda Büyükkoyuncu aynı reklam ajansında çalışıyordu ve evlenmeye karar vermişlerdi.
Filiz üç aylık hamileydi, ancak son günlerde başı ağrıyordu. Gebeliğin migren ataklarını tetiklediğini, bulantı ve kusmalarının da hamilelik ve migrenden kaynaklandığını düşünüyordu.
Filiz ve Arda, ailelerine evlilik kararını açıklamak üzere Avşaya gitti. Ancak Filizin baş ağrıları dayanılmaz bir boyuta ulaşınca çift soluğu İstanbulda, hastanede aldı.
Kürtaj iznini ablası verdi
Nörolog muayenesinin ardından evin yolunu tuttular. Ancak Filizin konuşması peltekleşmeye başladı. Acil servise kaldırıldı Filiz... Şuuru da gidip gelmeye başlamıştı. Beyin kanaması geçiriyordu. Ayrıca damar tıkanıklığı tespit edildi. Sabah olduğunda Filiz hiç kimseyi hatırlamıyor, kimseyi tanıyamıyordu... Sevgilisi Ardadan başka...
Doktorlar Filizin acilen ameliyata alınması gerektiğini söylüyor, hamileliğinin sonlandırılması için izin istiyordu. Filizin ablasına ulaşıldı, önce kürtaj ardından beyin ameliyatı gerçekleştirildi.
Zorlu ameliyatın ardından kafatasının yarısı çıkarıldı ve 25 gün boyunca eksi 196 derecede doku tankında saklandı. Filiz yoğun bakımda 8 gün kaldı. Kafatasındaki boşluk bir maddeyle kapatıldıktan sonra itinayla sarıldı. 25 gün sonra beyindeki ödemi indikten sonra tanktan alınan kafatası parçası, yeni bir ameliyatla yerine kondu.
Filiz, birkaç ay boyunca hiç konuşamadı. Hafıza problemleri vardı. Ancak doktorların umduğundan daha hızlı iyileşti. İyileşmesinde sevgilisinin rolü de büyüktü. Filizi bir an bile bırakmayan Ardanın aşkı, o günlerde hastanede dilden dile dolaştı. Öyle ki hastanede "Leyla ile Mecnun" diye anılır olmuşlardı.
Arda, önce harfleri, sonra kelime ve cümleleri sıfırdan öğretti senaryo yazarı sevgilisine. O güne kadar işi kelimelerle olan Filiz, hastaneden çıktığında cümle kurabiliyor ama okuyamıyordu. Çok iyi konuştuğu İngilizcesi de sıfırlanmıştı.
İki yılın ardından Filiz, artık okuyabiliyor, bol bol bulmaca çözüyor. Hatta anlamlarını bilmese de yeniden İngilizce cümle kurabiliyor. İstemsiz kurduğu İngilizce cümlelerin tercümesini Arda yapıyor ve böylelikle yabancı dilini de tekrar öğrenmeye çalışıyor.
Ameliyatı yapan Florence Nightingale Hastanesi beyin cerrahı Prof. Orhan Barlas, bunun normal olduğunu, hafıza fonksiyonlarının yavaş yavaş geri geldiğini söylüyor.
arşivlerimden bulduğum bir azmin öyküsü,paylaşmak istedim..
en kötü zamanlarımda hayat hikayelerine takılırım,çok zor durumda olanların nasıl mücadele verdiklerini görür kendime pay çıkartırım..
leonela hayırlı olsun canım
benim beğendiğim biri var. adı X olsun diyelim. X*i yanımdaymış, evliymişiz, bi konu hakkında konuşuyormuşuz gibi mi hayal edeyim?
nasıl olacak pek anlayamadım
- 14 Ağustos 2011
- 27.128
- 3.089
- 448
leonela hayırlı olsun canım
benim beğendiğim biri var. adı X olsun diyelim. X*i yanımdaymış, evliymişiz, bi konu hakkında konuşuyormuşuz gibi mi hayal edeyim?
nasıl olacak pek anlayamadım
ben şu olsun dediğim her kişide yanıldım..
sonra hayırlısı olsun dedim..biri var beni düşünen hissediyorum derdim..
ismi cismi yok..tamamen Hakka eslim olmak çok güzel..zaten o her taşı yerine
koyuyor...siz sadece istediğinizi düşünün,sonra hiç ummadığınız anda geliyor..
şöyle örnek vericem; mektup yazıyorsunuz..tüm dilek ve düşüncelerinizi..postaya veriyorsunuz..
o istediğiniz yere varmasını sağlıyor..nasıl olsa geri dönüş olacak değil mi? her gün kapı önünde
beklerseniz hayat nasıl devam edicek? zevk alabilcek misiniz o hayattan? bırakın zaten zamanı gelince
size geri dönüş oluyor..
ben şu olsun dediğim her kişide yanıldım..
sonra hayırlısı olsun dedim..biri var beni düşünen hissediyorum derdim..
ismi cismi yok..tamamen Hakka eslim olmak çok güzel..zaten o her taşı yerine
koyuyor...siz sadece istediğinizi düşünün,sonra hiç ummadığınız anda geliyor..
şöyle örnek vericem; mektup yazıyorsunuz..tüm dilek ve düşüncelerinizi..postaya veriyorsunuz..
o istediğiniz yere varmasını sağlıyor..nasıl olsa geri dönüş olacak değil mi? her gün kapı önünde
beklerseniz hayat nasıl devam edicek? zevk alabilcek misiniz o hayattan? bırakın zaten zamanı gelince
size geri dönüş oluyor..
hayırlısını istemek en doğrusu... şimdi daha iyi anladım, teşekkür ederim
2 kere deneme yapmıştım olan
kalp atışımı karşıdakinin ses tonuna kadar hissettim planladım ve içime olucak diye bir his geldi ve ikiside oldu (olan olmayan bir sürü var ama bunlarda çok gerçekçi imgeleme yaptım)
maddi şeylerde zaten allaha şükür durumum iyi olduğu için istediğim çoğu şeyi alabilirdim ama o an param olduğu halde alamıyordum..tam istediğim telefonu düşündüm onun tuşlarına dokunduğumu mesaj yazdığımı vs. ve aldım ..
ama şunu biliyorum kitaplarda çok isteyin diyor evet doğru ama aşırıda isteyince daha çok beklentiye giriyorsunuz olmayınca üzülüyorsunuz.. istemek yetmiyor inanmak lazım imgelemek lazım..çok istediğim şeyler olmazken bir başkasının dileği için yaptım hani olsada olmasada banane gibisinden.. ve oldu :)
aklım takıldı bu dinle olan ilişkisine.. bir sürü şey var .. hani Allah tan isteyince zaten verir diyorlar ya.. tamam o verirde..niye hani hep ondan istiyoruz? allahım araba istedim araba ver eş istedim eş ver demekle de olmazki...bence asıl o saçma..hem ondan isteyip hemde bizimde çabalamamız lazım.. maddi olarak demiyorum manevi olarak... allahım eş ver eş ver diyip aşka inanmıyorum ,ben evlenemem gibi şeyler derseniz niye versin ki ?
bence bu açıdan bakılmalı
ve de odak noktanız haline getirmeyin arada oynadığınız bir oyun gibi düşünün
kalp atışımı karşıdakinin ses tonuna kadar hissettim planladım ve içime olucak diye bir his geldi ve ikiside oldu (olan olmayan bir sürü var ama bunlarda çok gerçekçi imgeleme yaptım)
maddi şeylerde zaten allaha şükür durumum iyi olduğu için istediğim çoğu şeyi alabilirdim ama o an param olduğu halde alamıyordum..tam istediğim telefonu düşündüm onun tuşlarına dokunduğumu mesaj yazdığımı vs. ve aldım ..
ama şunu biliyorum kitaplarda çok isteyin diyor evet doğru ama aşırıda isteyince daha çok beklentiye giriyorsunuz olmayınca üzülüyorsunuz.. istemek yetmiyor inanmak lazım imgelemek lazım..çok istediğim şeyler olmazken bir başkasının dileği için yaptım hani olsada olmasada banane gibisinden.. ve oldu :)
aklım takıldı bu dinle olan ilişkisine.. bir sürü şey var .. hani Allah tan isteyince zaten verir diyorlar ya.. tamam o verirde..niye hani hep ondan istiyoruz? allahım araba istedim araba ver eş istedim eş ver demekle de olmazki...bence asıl o saçma..hem ondan isteyip hemde bizimde çabalamamız lazım.. maddi olarak demiyorum manevi olarak... allahım eş ver eş ver diyip aşka inanmıyorum ,ben evlenemem gibi şeyler derseniz niye versin ki ?
bence bu açıdan bakılmalı
ve de odak noktanız haline getirmeyin arada oynadığınız bir oyun gibi düşünün
Allahtan istiyoruz cunku ınancımız o yonde.. Allahtanda kasıgozu su olsun bu olsun demek zaten yanlıs...hayırlısını dılıceksınki ,herseyı bilen Rabbim tamda senın gonlunden gecen birini kafa kafaya uyustugunuz birini karsına cıkaracak..
Allaha karsı soruları yanlıs soruyosun oyuzden sana sacma gelıyor yanı mantıgına ters gelıyor..
birde ben evlenmıcem dedim durdum daha oncekı ılıskılerımden bide ben evlılık kadını değildim en uzun ılıskım 1aydı yanı (yay burcu oldugum içindir belkıde bılmıyorum) nolduuu bılıyomusunnnn Rabbim öyle birini karsıma cıkardkı okuldakı arkadaslarımdan ilk önce ben evlendım.. arkadaslarım şoka gırdı hanı evlenmeye nıyetın yoktu diye.. ee öyleydi ama evlenmeye hiç nıyetım yoktu hemde hiç..
yani kaderımızde ne yazılıysa onu yasıyoruz bız... tabii kadere inancın varsa...
birde ben bu kuantumu hiçbi zaman cozemedim..cunku ben çok karamsar melonkolık bi insanım ,kendımı uzecek bişiler bulurum ıllaki.. sevdıgım muzıklerde böle damar sarkılardır.. ve bılıyomusun mesela dıyelım eve surahı alıncak..bunu sadece 1kez aklımdan gecırırım ,carsıya cıkınca alayım derım... aksama mısafır gelır elınde surahı
ilk zamanlar şok oluyordum ama sımdı alıstım .. sanslıyım dıyorum artık...bazı ınsanların sanslı doğduklarına inanıyorum yani..doğustan gelen bişey...
Benzer Konular
