- 30 Kasım 2013
- 1.805
- 1.943
- 333
- Konu Sahibi Kalbinin sesini dinle
- #41
Erkek işte hepsi aynı sorsan en dertli odur sen ne biliyorsun ki olur boşver takma bence değişmiyorlar onların beyni bizim gibi değil düz bakiyolar her olaya
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
Dünya kadar hayal ve umut dememin sebebi 5 yıldır aklımdan geçen her şey.Dünya kadar hayal ve umut demissiniz de ondan sordum. O zaman abartı sanatını fazlasıyla kullanmışsınız .Aslında çok zor şeyler istemiyorsunuz ama eşinizin işine ve yoğunluğuna da bağlı bir şey bu. Bir de içten gelmeye
Şöyle; ben aslında hep onun gibi birisiyle evlenmek istedim. Çalışkan, kendini geliştiren, azimli ve daha bir sürü özelliğin hepsi onda var.Hayat görüşünüzün, keyif aldığınız şeylerin uymasıyla alakalı. Karakter meselesi. Erkekler böyledir diyemem çünkü ben de eşim de sizin gibiyiz mesela. Ama muhakkak sinyalleri olmuştur öncesinde. Bazen evlilik büyüdüyle görmezden mi geliyor insanlar bilmiyorum…
Hayır genellemek doğru mu ?İyi geceler herkese,
Bir konuda fikirlerinizi merak ediyorum. Benim yaşadıklarımı yaşayan var mı ben anormal miyim merak ediyorum.
Konum eşimle ilgili. Eşimle tanıştığımız zaman fikirsel olarak ve hayat beklentisi olarak uyuştuğumuzu düşünüyordum. Evlilikten önce de bu düşüncem sabitti. Evlendikten sonra ise kişiliklerimiz arasındaki fark beni şaşırtmaya başladı.
Ben iflah olmaz bir romantik,hayalperest,ince düşünceli,duygusal bir insanım. Eşim ise tam tersim. Aşırı işkolik, realist, biraz acımasız ve hayal kurmak hiç ona göre değil. Yani onun hayatında boş şeylere hiç yer yok. O sadece çalışmalı, para kazanmalı, kendini geliştirmeli.
Hayata çok farklı bakıyoruz. Ben ona bir filmden, müzikten, manzaradan ne kadar etkilendiğimi anlatırken onun böyle şeylerden hiç etkilenmediğini görüyorum. Yani ilişkimiz aşırı hassas bir insanla hiç hassas olmayan bir insanın ilişkisi.
Şu an çalışmıyorum. Bu yüzden de bazen diyorum ki ben şımarıklık mı ediyorum. Yani o hayat mücadelesinde tek başına. Tabi ki daha sert olacak benim gibi olmayacak. Hayal kurmaya vakti mi var falan filan.
Mesela tatile çıkma planımız vardı. Ben o kadar heyecanlıyım ki. Araştırıyorum neler yaparız ne yeriz şunu mu giysem vs diye. O ise 0 heyecan. Gidicez işte denize girip gelicez modunda.
Birde bazen onu aşırı severken bazen bu tarz olaylardaki bakış açısı yüzünden ondan aşırı derecede soğuyorum. Kendime diyorum ki o beni hiç anlamıyor ne hissettiğimi hiç fark etmiyor.
Sizlere sorum: Erkekler genelde böyle midir? Ben anormalsem nasıl daha vurdumduymaz, nasıl katı, nasıl hissiz olabilirim ? Bu şekilde olmak bana çok acı veriyor. İçime dünyalar kadar umudu, hayali sığdırmaktan çok yoruldum.
Tabi onun açısından bakarsak belki o da benden memnun değildir. Ama birisi sizinle ilgili kurduğu hayallerden bahsettiğinde siz mutlu olmuyor muydunuz?Ben daha ziyade esiniz gibi bir insan oldugum icin onun dusunce ve yasam biciminin daha dogru oldugunu dusunuyorum. Romantizm, hayalperestlik oek bana gote degil, tahammul edebilecegim seyler de degil. Eski esim sizin gibiydi![]()
Hayir hic mutlu olmuyordum, o surekli toz pembe hayaller icerisindeydi. Bana cok sacma ve cocukca geliyordu. Sizi kirmak icin yazmiyorum bunlari, ben cok realistim ve eski esimi dinlerken icim bayilirdi, bitse de gitsek diye dusunurdum hep. Bana siir falan yazardi, ne kadar bunaldigimi size tarif bile edememTabi onun açısından bakarsak belki o da benden memnun değildir. Ama birisi sizinle ilgili kurduğu hayallerden bahsettiğinde siz mutlu olmuyor muydunuz?
Hayat zaten çok zor. Bütün gün çalışıp geldikten sonra ben en çok gelecekle ilgili hayal kurarak öbür gün işe gitme motivasyonu buluyordum.
Kız arkadaşlarımın çoğu aynı şeylerden yakınıyor ondan biraz genelledim sanırım.Hayır genellemek doğru mu ?
Tüm erkekler böyle değildir elbette
Benim eşim bazen böyle bazen değil gördüğünüz gbi tüm erkekler böyle değil.
Ben Mesela eşiniz gibiyim
Ben eşiniz gibiyim ya hani şimdi tüm kadınlar böyle mi diye genellesek yanlış olur, siz böyle değilsiniz örneğin.
+++100000... ilk paragrafta bahsettiğiniz özellikler zaten romantik insanlarda pek bulunmaz. Sonuç odaklı, işkolik, mantığı ön planda tutan kişiler böyledir. Tam da diğer paragrafta anlattığınız gibi. Ben de öyle tuttuğunu koparmasından, zekasından, çalışkanlığından etkilenmiştim. Edebiyattan anlamadığını, kitap şiir okumadığını, romantik olmadığını anlayamamışımŞöyle; ben aslında hep onun gibi birisiyle evlenmek istedim. Çalışkan, kendini geliştiren, azimli ve daha bir sürü özelliğin hepsi onda var.
Şunu gözden kaçırdım. Bu şekilde olan insanların genelde hiç zamanları olmuyor. Biz buluştuğumuzda bile telefonları mailleri hiç susmazdı. Ben bunu öngöremedim. Bu adamın bu kadar yoğunluğu arasında benimle incelikle ilgilenebilecek zamana ve isteğe sahip olmayacağını.
O konuda evet tecrübesizlikten belki anlayamadım.
Olabilir. Yok kırılmadım farklı bakış açılarını duyduğuma sevindim.Hayir hic mutlu olmuyordum, o surekli toz pembe hayaller icerisindeydi. Bana cok sacma ve cocukca geliyordu. Sizi kirmak icin yazmiyorum bunlari, ben cok realistim ve eski esimi dinlerken icim bayilirdi, bitse de gitsek diye dusunurdum hep. Bana siir falan yazardi, ne kadar bunaldigimi size tarif bile edemem![]()
Belki şu yaşımda birisiyle tanışsam evet az çok anlardım. Ama hayat tecrübesi az ve çok ilişkisi olmamış bir insan anlayamıyor.+++100000... ilk paragrafta bahsettiğiniz özellikler zaten romantik insanlarda pek bulunmaz. Sonuç odaklı, işkolik, mantığı ön planda tutan kişiler böyledir. Tam da diğer paragrafta anlattığınız gibi. Ben de öyle tuttuğunu koparmasından, zekasından, çalışkanlığından etkilenmiştim. Edebiyattan anlamadığını, kitap şiir okumadığını, romantik olmadığını anlayamamışım![]()
İllaki onun yada sizin değişmeniz mi gerekiyor?İyi geceler herkese,
Bir konuda fikirlerinizi merak ediyorum. Benim yaşadıklarımı yaşayan var mı ben anormal miyim merak ediyorum.
Konum eşimle ilgili. Eşimle tanıştığımız zaman fikirsel olarak ve hayat beklentisi olarak uyuştuğumuzu düşünüyordum. Evlilikten önce de bu düşüncem sabitti. Evlendikten sonra ise kişiliklerimiz arasındaki fark beni şaşırtmaya başladı.
Ben iflah olmaz bir romantik,hayalperest,ince düşünceli,duygusal bir insanım. Eşim ise tam tersim. Aşırı işkolik, realist, biraz acımasız ve hayal kurmak hiç ona göre değil. Yani onun hayatında boş şeylere hiç yer yok. O sadece çalışmalı, para kazanmalı, kendini geliştirmeli.
Hayata çok farklı bakıyoruz. Ben ona bir filmden, müzikten, manzaradan ne kadar etkilendiğimi anlatırken onun böyle şeylerden hiç etkilenmediğini görüyorum. Yani ilişkimiz aşırı hassas bir insanla hiç hassas olmayan bir insanın ilişkisi.
Şu an çalışmıyorum. Bu yüzden de bazen diyorum ki ben şımarıklık mı ediyorum. Yani o hayat mücadelesinde tek başına. Tabi ki daha sert olacak benim gibi olmayacak. Hayal kurmaya vakti mi var falan filan.
Mesela tatile çıkma planımız vardı. Ben o kadar heyecanlıyım ki. Araştırıyorum neler yaparız ne yeriz şunu mu giysem vs diye. O ise 0 heyecan. Gidicez işte denize girip gelicez modunda.
Birde bazen onu aşırı severken bazen bu tarz olaylardaki bakış açısı yüzünden ondan aşırı derecede soğuyorum. Kendime diyorum ki o beni hiç anlamıyor ne hissettiğimi hiç fark etmiyor.
Sizlere sorum: Erkekler genelde böyle midir? Ben anormalsem nasıl daha vurdumduymaz, nasıl katı, nasıl hissiz olabilirim ? Bu şekilde olmak bana çok acı veriyor. İçime dünyalar kadar umudu, hayali sığdırmaktan çok yoruldum.
Beni anladığınıza çok sevindim.Bu arada burcunuzu çok merak ettim:)
Yalnız o saydığıniz şeyler ıvır zıvır değil. Ikisini dengelemek gerek biri olmadan diğeri zaten olmaz. Öncelik insanın kendini sağlama almasıdır başka türlüsü düşünülemez bile. Aileden zengin değilse başka türlü de sağlama alamaz. Ben şahsen konu sahibinin eşi nasıl konu sahibini anlamıyorsa kendisinin de eşini anladığını hiç sanmıyorum. Büyük ihtimalle eşi de onun gibi düşünüyordur şimdi.. hele anlattığı gibi realist ise daha rayına oturtarak düşünüyordur. Belki de anlattığı kadar mantık insani da değildir ama konu sahibinin yanında öyle kalıyordur.Ben sizin ne demek istediğinizi gayet iyi anladım , sizi de şımarık bulmadım. Bir çok konuda ben de sizin gibiyim. Şu rezil dünyaya gelip de yaşıyorsak bazı şeylerin hazzını mutluluğunu tatmak bizim de hakkımız, öyle de olmalı. Her şey para, iş, gelecek kaygısı vs vs ıvır zıvır olmamalı. İnsanın ruhu doymayınca gerçek anlamda mutlu olabileceğine pek inanmıyorum ben, mutlaka bir yerde bir sorun oluyor :)
eşinizle orta yolu bulmanız tek çareniz.
Oluyor tabi o şekilde de. Biraz daha birbirimize benzesek bence daha kaliteli zaman geçirebiliriz.İllaki onun yada sizin değişmeniz mi gerekiyor?
olduğunuz gibi birbirinizi kabullenip yaşasanız olmuyor mu?
İnsanın enerjisini sömürüyorlar yahu. Ruhum çekiliyorÖzellikle son zamanlarda aynı şeyden muzdaribim hatta zaman zaman kendimin bayağı anormal olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Koca zaten öyle de çevremdeki insanlara göre oldukça tuhafım zaten.
Arkadaş mis gibi bir dolunay var, kızıl doğuyor adeta, ben kitlenip izliyor onlara bunu gösteriyorum, hıı deyip geçiyorlar.
Ya da gece dağda bir yerde yolumuzu kaybettiğimizde kocam da dahil herkes ah vah, ben samanyolu seyrediyorum, insan gözüyle böyle bir şeyi görebildiğim için sevinç naraları atıyorum.
Teker patlar, kocam söver ben içecek alınacak yer ararım, e keyif yaparız biraz zaten bekleyeceğiz diye.
Bir yemek yeriz, ben mest olmuşum ağzım yüzüm kaymış üzerine sohbet döndürüyorum ‘evet güzeldi’ sadece bunu duyuyorum.
Çoğu insan için kriz anları ya da yaşamın partları, bana ayrı bir zevk veriyor
Romantik de değilim halbuki ama evrene farklı bir heyecanım var.
Bilmiyorum kısaca, dünyayı sadece madde üzerinden görmek ya da bir çarkta dönmek yerine tadını çıkara çıkara adeta kanırtarak yaşamayı seviyorum.
Buna ortak olamayanlar ise üzmek yerine artık sinirimi bozuyor.
Evet sanki etrafınızdaki herkes yetişkin onların çok önemli sorunları ve işleri var bir tek siz çocuk kalmışsınız ve önemsiz işlerle uğraşıyormuşsunuz gibi bir his.Özellikle son zamanlarda aynı şeyden muzdaribim hatta zaman zaman kendimin bayağı anormal olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Koca zaten öyle de çevremdeki insanlara göre oldukça tuhafım zaten.
Arkadaş mis gibi bir dolunay var, kızıl doğuyor adeta, ben kitlenip izliyor onlara bunu gösteriyorum, hıı deyip geçiyorlar.
Ya da gece dağda bir yerde yolumuzu kaybettiğimizde kocam da dahil herkes ah vah, ben samanyolu seyrediyorum, insan gözüyle böyle bir şeyi görebildiğim için sevinç naraları atıyorum.
Teker patlar, kocam söver ben içecek alınacak yer ararım, e keyif yaparız biraz zaten bekleyeceğiz diye.
Bir yemek yeriz, ben mest olmuşum ağzım yüzüm kaymış üzerine sohbet döndürüyorum ‘evet güzeldi’ sadece bunu duyuyorum.
Çoğu insan için kriz anları ya da yaşamın partları, bana ayrı bir zevk veriyor
Romantik de değilim halbuki ama evrene farklı bir heyecanım var.
Bilmiyorum kısaca, dünyayı sadece madde üzerinden görmek ya da bir çarkta dönmek yerine tadını çıkara çıkara adeta kanırtarak yaşamayı seviyorum.
Buna ortak olamayanlar ise üzmek yerine artık sinirimi bozuyor.