- Konu Sahibi Kalbinin sesini dinle
- #21
İkiniz birbirinizden farklısınız. Senin hissettiklerini hissetmesini bekleme. Beklentini düşük tutmalısın. 5 yılda birbirinize çoktan alışmış olmalısınız.
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
Size hayallerimden değil de beklentilerimden bahsedeyim.Mesela ne gibi hayaller kuruyorsunuz? Bana ikiniz de anormal geldiniz bu arada, normali ariyormussunuz ya
Bizde sarılma öpme olur ama her zaman için en sıkı ve uzun sarılan benim tabi ki :)Aynı benimkiodunun önde gideni ne sarılır ne öper. 6 yıldır değişmedi sürekli de derim
Beklentilerimi çook düşürdüm. Alıştım da. Sadece bazen çok etkiliyor.İkiniz birbirinizden farklısınız. Senin hissettiklerini hissetmesini bekleme. Beklentini düşük tutmalısın. 5 yılda birbirinize çoktan alışmış olmalısınız.
Evet işte yalnız hissediyorsunuz. Bu insanın canımı acıtıyor.Ben de eşimle aynı şeyi hissediyorum bazen.
Benim heyecan duyduğum şeye o normal tepki verirken güzel bir cihazı indirimli bulunca çocuklar gibi sevinebiliyor.
Şahsen ben boyle farklı olmamıza üzülüyorum.
Kendimi bir süre sonra yalnız hissetmeye başlıyorum.
Bunların hepsini yapıyorum. Kalemim biraz iyidir. Benim yaşayamadığım her şeyi yaşayabilen bir karakterin hikayesini de yazacağım yakında. :)Bence gidin güzel aşk romanları alın, romantizmi öyle yaşayın. Sohbetini seveceğiniz kadın arkadaşlar edinin, beraber heyecanlanın güzel şeylere. Sosyal medyayı da kullanabilirsiniz tatil planı detaylarınızın takdiri ve kalıcılığı için. Ama iskolik bir adamdan bunları beklemeyin. Ben beklememeyi öğrendim.
İşte bazen insanlar diyor ya evlenmeden fark etmedin mi. Etmedim.Sizin gibi bana da hiç yansıtmamıştı. Ben ne dersem neyden hoşlanırsam ondan hoşlanan bir insan vardı karşımda. Bunun erkeklerin bir taktiği olduğunu sonradan öğrendim.Biz de böyleyiz maalesef ,evlenmeden önce böyle yansıtmamıştı ama evlendikten sonra tamamen zıt olduğumuzu farkettim ..
Bir filme bakarken ,bir konuda konuşurken ,ya da bir plan yaparken aynı şeyleri düşünmüyoruz ..
İnsan bi süre sonra yalnız kaldığını düşünüyor paylaşımlar eksik kalıyor ,sanki içe dönüyorum , ilgi alanlarını dibine kadar paylaşıp karşılıklı konuşmak fikir almak istiyorum ama olmuyor
Ben de duygusal kıpır kıpır tezcanlı sempatik biriyim ,eşim de tam tersi sessiz ,genelde uyum sağlayan , hiç bir zaman planı olmayan hep benim dediklerime yönlenen birisi ve aşırı sıkıcı ..
Gerçekten zor![]()
Bende sizin gibi biri değilim. Garanticiyim daha çok. Hayal kurmak banada boş gelir esimlede her dk romantik olmak istemem eşimde ilgi manyağıdir sürekli biseyler ister benden malesef yapım değil bu kişilikle alakalı 7yildir eşim gibi biri olamadım sizde olamazsınız bence anca ayak uydurma tarzında işte olabilirİyi geceler herkese,
Bir konuda fikirlerinizi merak ediyorum. Benim yaşadıklarımı yaşayan var mı ben anormal miyim merak ediyorum.
Konum eşimle ilgili. Eşimle tanıştığımız zaman fikirsel olarak ve hayat beklentisi olarak uyuştuğumuzu düşünüyordum. Evlilikten önce de bu düşüncem sabitti. Evlendikten sonra ise kişiliklerimiz arasındaki fark beni şaşırtmaya başladı.
Ben iflah olmaz bir romantik,hayalperest,ince düşünceli,duygusal bir insanım. Eşim ise tam tersim. Aşırı işkolik, realist, biraz acımasız ve hayal kurmak hiç ona göre değil. Yani onun hayatında boş şeylere hiç yer yok. O sadece çalışmalı, para kazanmalı, kendini geliştirmeli.
Hayata çok farklı bakıyoruz. Ben ona bir filmden, müzikten, manzaradan ne kadar etkilendiğimi anlatırken onun böyle şeylerden hiç etkilenmediğini görüyorum. Yani ilişkimiz aşırı hassas bir insanla hiç hassas olmayan bir insanın ilişkisi.
Şu an çalışmıyorum. Bu yüzden de bazen diyorum ki ben şımarıklık mı ediyorum. Yani o hayat mücadelesinde tek başına. Tabi ki daha sert olacak benim gibi olmayacak. Hayal kurmaya vakti mi var falan filan.
Mesela tatile çıkma planımız vardı. Ben o kadar heyecanlıyım ki. Araştırıyorum neler yaparız ne yeriz şunu mu giysem vs diye. O ise 0 heyecan. Gidicez işte denize girip gelicez modunda.
Birde bazen onu aşırı severken bazen bu tarz olaylardaki bakış açısı yüzünden ondan aşırı derecede soğuyorum. Kendime diyorum ki o beni hiç anlamıyor ne hissettiğimi hiç fark etmiyor.
Sizlere sorum: Erkekler genelde böyle midir? Ben anormalsem nasıl daha vurdumduymaz, nasıl katı, nasıl hissiz olabilirim ? Bu şekilde olmak bana çok acı veriyor. İçime dünyalar kadar umudu, hayali sığdırmaktan çok yoruldum.
Dünya kadar hayal ve umut demissiniz de ondan sordum. O zaman abartı sanatını fazlasıyla kullanmışsınız .Aslında çok zor şeyler istemiyorsunuz ama eşinizin işine ve yoğunluğuna da bağlı bir şey bu. Bir de içten gelmeyeSize hayallerimden değil de beklentilerimden bahsedeyim.
Mesela eski iş yerimde erkek iş arkadaşlarım eşleri için yaptıkları planlardan bahsederlerdi. Bir tanesi eşiyle birlikte tren turu yapmak istediğini söylerdi. Diğeri eşiyle gideceği organizasyon biletleri için uygulama indirmişti hep kontrol ederdi. Bir diğeri eşiyle birlikte okuma listesi yapmıştı aynı kitapları okuyorlardı.
Ben de bu tarz bir ilişkim olsun isterdim. Biraz çocuksu belki ama. E bunun için siz ne yaptınız diyebilirsiniz. Ben başlarda çaba gösterdim ama sonra insanın içinden gelmesi gerektiğini fark ettim onu kendi haline bıraktım.
Evet o zaman karşımda beni etkileyen bir tablo vardı ,elde etmek ve evet dedirtmek için türlü türlü romantiklik yapan duygusal adam vardı ..İşte bazen insanlar diyor ya evlenmeden fark etmedin mi. Etmedim.Sizin gibi bana da hiç yansıtmamıştı. Ben ne dersem neyden hoşlanırsam ondan hoşlanan bir insan vardı karşımda. Bunun erkeklerin bir taktiği olduğunu sonradan öğrendim.
Paylaşımlar eksik kalıyor evet. Neden “biz” olamadık diye sorguluyorsunuz kendinizi ve ilişkinizi.
Siz ne derseniz ve neyden hoşlanırsanız karşımda öyle bir insan vardı demissiniz. Bana evlenmeden önce de çok plan yapan ya da kendi hoşlandıklarını söyleyen biri gibi gelmedi. Bu da dikkatinizi çekmeliydi aslında.İşte bazen insanlar diyor ya evlenmeden fark etmedin mi. Etmedim.Sizin gibi bana da hiç yansıtmamıştı. Ben ne dersem neyden hoşlanırsam ondan hoşlanan bir insan vardı karşımda. Bunun erkeklerin bir taktiği olduğunu sonradan öğrendim.
Paylaşımlar eksik kalıyor evet. Neden “biz” olamadık diye sorguluyorsunuz kendinizi ve ilişkinizi.
İkiz kişilik olmasını istemezdim tabi o zaman sıkıcı bir ilişki olurdu. Sadece benzer şeylere heyecan duymak ve kendimi yalnız hissetmemek isterdim.Ben evli insanların aynı heyecanlarla coşan, aynı yoğun duygusallıkla yoğrulan, ikiz kişilikli insanlar olduğunu düşünmüyorum.
Mesela bir sevgilim basit bir konuda çırpına çırpına sevinişime biraz da şaşkın bir şekilde "nasıl bu kadar coşabiliyorsun böyle basit bir şeye ya, harikasın" diye gülmüştü. Sonra birbirimize bakıp birlikte gülmüştük :))
Ben küçük şeylerle mutlu olurken veya heyecan duyarken yanımdaki adam neden benim gibi duygulanmıyor, aynı şekilde coşup taşmıyor diye düşünmek ve bunu sorun etmek aklıma bile gelmez benim.
Açıkcası bir erkeğin de benim kadar minnak şeylere coşkulu sevinçler duymasından, duygularını abartmasından, tatilde onu mu giysek bunu mu yesek heyacanlarına kapılmasından , oleyy tatile gidiyoruuzzz modunda sevinmesinden de hoşlanacağımı hiç sanmıyorum. Laf aramızda ben daha çok ağır abi tiplemesini erkeksi bulduğumdandır belki :)
Yani o benimle birlikte olacağı tatil ayarlasın (ya da benim ayarladığımı kabul etsin) ben coşkuyla mutlu olayım, benim bayıldığım şarkıya gülümseyerek başını sallasın, ben film izlerken ağlayınca mendil uzatsın yeter bana. Sevinç krizlerine girmesine, aynı müziğe bayılmasına, filmde benimle birlikte ağlamasına hiç gerek yok, o kısımları bana kalsın, böyle duygusal ve coşkulu olmak bana yakışsın
Bence sevdiğinizi olduğu gibi sevmeyi tercih edin. Duygusal ve tepkisel olarak sizinle aynı olmasını beklemeyin. Bana normali bu gibi geliyor
Sizinki de tam tersiymiş evet :) tabi ki hayatta her şey birlikte hayal kurmak değil.bu kadar uc olmasa da biz de nisanlimla boyle farkliyiz. ama durum tam tersi. bizde o daha duygusaldir ben degilim.
mesela tatile cikiyoruz o iste erken uyanip gun dogumunu izleyelim diyor, ben de ne alaka zaten gece icicez sabah uyanmak eziyet olur diyorum. o gelecekle ilgili planlardan bahsediyor cocuk mocuk ben dinliyormus gibi yapiyorum acikcasi. bazen o da sakaya vuruyor cok ilgini cekti bu konu dimi diye
ama hep de ayni dongude degiliz yani. birlikte de cok sey paylasiyoruz. hayatta her sey oturup hayal kurmak, plan yapmak degil ki. iki zit karakter ne kadar orta yolu bulabilirse o kadar bulmaya calisin bence.
esiniz muhendis mi?Sizinki de tam tersiymiş evet :) tabi ki hayatta her şey birlikte hayal kurmak değil.
Onun ruhsuzluğu, hissizliği beni sinirlendiriyor. Ya bir insan bundan da mı etkilenmez yuh artık diyorum. Robotlaştığını düşünüyorum bazen. Sonra da üzülüyorum ona. Yani hayatım zaman zaman ona zaman zaman kendime acımakla geçiyor.
Çekmedi. Kendim gibi biriyle tanıştığımı sandım ve çok sevindim.Siz ne derseniz ve neyden hoşlanırsanız karşımda öyle bir insan vardı demissiniz. Bana evlenmeden önce de çok plan yapan ya da kendi hoşlandıklarını söyleyen biri gibi gelmedi. Bu da dikkatinizi çekmeliydi aslında.
Hayır. Teknik bir kafa ama tespit doğru.esiniz muhendis mi?![]()
Hayat görüşünüzün, keyif aldığınız şeylerin uymasıyla alakalı. Karakter meselesi. Erkekler böyledir diyemem çünkü ben de eşim de sizin gibiyiz mesela. Ama muhakkak sinyalleri olmuştur öncesinde. Bazen evlilik büyüdüyle görmezden mi geliyor insanlar bilmiyorum…İyi geceler herkese,
Bir konuda fikirlerinizi merak ediyorum. Benim yaşadıklarımı yaşayan var mı ben anormal miyim merak ediyorum.
Konum eşimle ilgili. Eşimle tanıştığımız zaman fikirsel olarak ve hayat beklentisi olarak uyuştuğumuzu düşünüyordum. Evlilikten önce de bu düşüncem sabitti. Evlendikten sonra ise kişiliklerimiz arasındaki fark beni şaşırtmaya başladı.
Ben iflah olmaz bir romantik,hayalperest,ince düşünceli,duygusal bir insanım. Eşim ise tam tersim. Aşırı işkolik, realist, biraz acımasız ve hayal kurmak hiç ona göre değil. Yani onun hayatında boş şeylere hiç yer yok. O sadece çalışmalı, para kazanmalı, kendini geliştirmeli.
Hayata çok farklı bakıyoruz. Ben ona bir filmden, müzikten, manzaradan ne kadar etkilendiğimi anlatırken onun böyle şeylerden hiç etkilenmediğini görüyorum. Yani ilişkimiz aşırı hassas bir insanla hiç hassas olmayan bir insanın ilişkisi.
Şu an çalışmıyorum. Bu yüzden de bazen diyorum ki ben şımarıklık mı ediyorum. Yani o hayat mücadelesinde tek başına. Tabi ki daha sert olacak benim gibi olmayacak. Hayal kurmaya vakti mi var falan filan.
Mesela tatile çıkma planımız vardı. Ben o kadar heyecanlıyım ki. Araştırıyorum neler yaparız ne yeriz şunu mu giysem vs diye. O ise 0 heyecan. Gidicez işte denize girip gelicez modunda.
Birde bazen onu aşırı severken bazen bu tarz olaylardaki bakış açısı yüzünden ondan aşırı derecede soğuyorum. Kendime diyorum ki o beni hiç anlamıyor ne hissettiğimi hiç fark etmiyor.
Sizlere sorum: Erkekler genelde böyle midir? Ben anormalsem nasıl daha vurdumduymaz, nasıl katı, nasıl hissiz olabilirim ? Bu şekilde olmak bana çok acı veriyor. İçime dünyalar kadar umudu, hayali sığdırmaktan çok yoruldum.