Biz birbirimize büyük harcamaları hep haber verirdik. Bir nevi haber vermek diyelim. Anneme sık gitmem, şehir dışındaki arkadaşlarıma gitmem,her istediğimi almam ailem tarafından çevre tarafından lüks sayıldığı için bende bir güzellik sayıyorum sanırım. Ama sen ve biaa üstünde durunca burnunda nimet olmadığını anladım. Etrafım sisli gibi inanın bazen gözümün önündekini göremiyorum. Her yer sisli de yolumu bulamıyor nereye gittiğimi göremiyor gibiyim.
Ailemden yokluk görmedim. Orta sınıf bir aileden geldim. Doğu görevinde doğuda gezmedik il bırakmadım. Çığ düşen yerlere çıldır gölünde kar motoru kullanmışlığımız vardır. Hayatımın en güzel günleri idi sanırım ve en enerjik olduğum zamanlardı. Sonra pandemi patlak verince çok uzun sürmedi saadetim. Olduğun gibi kabul edilmek etmek,içinden geldiği gibi davranmak o kadar güzeldi ki. Siz gezmekten bahsedince anımsadım hepsini. Şimdi ayağımda bir pranga var gibi. Bir yere gitsem bile ayağım beni geri çekiyor. Bağlı hissettiriyor.
Bisiklete binmeyi çok severim sahilde uzun uzun binmeye giderim. Spora gidiyordum bayramdan önce kendime psikolojik olarak çeki düzen verince yeniden başlayacağım. Kanviçe işlerim anneme bir tanesini tablo yaptıracaktım. Ama incelik isteyen bir şey bazen kafamı toplamakta zorlanıyorum belki onu tamamlarım.
Ama dönüp dolaşıp geldiğim yer bu ev olacak. Hayatı çok doğru yaşamaya çalıştım ben. Her şey zamanında oldu. Hiç ikilemedi. Şu yaşımda 5 senelik öğretmenim. Hayatımda herkesle her şey o kadar yolundaydı ki. Bazen düşünürdüm. Allah ım beni neyle sınayacaksın. Çünkü hep şükürle sınadı. Evliliğim olacağını tahmin etmiştim. Kendimce tedbirde almıştım. Buraya yazamayacağım tedbirlerde ama yinede yeterli gelmedi.
E ne güzel iste. Hayatı yaşamayı biliyorsun demek ki
Aynen böyle devam
Neden evlilik, hayatının keyifli kismina vurulmuş bir ket olsun ki?
Bak, eşin evlendi, bekar gibi sık sık eş dostuyla gece yarılarına kadar takılıyor. Hiç demiyor ki 'ay artık evlendim,prangam var'. Sen niye diyorsun?
Bence kendine yatırım yaptıkca, kendini mutlu hissettikce parildayacaksin, enerjin yerine gelecek ve evliliğin de rayına girecek. Çünkü mutlu kadın mutlu yuva demek:)
Bir de 'cevrem tarafından lüks sayıldı' diyorsun ama sen kendin dedin,çevremde çalışan kadın yok diye. Kendine aldığı şampuan, agda için bile kocasından para isteyen kadının her istediğini almasıyla aylık 9-10 bin lira kazanan kadının her istediğini almasi bir mi?
Onlar kocalarının parasını tirtikliyor, adamdan istiyor. Sen çalışıyorsun,devlet maaş kartına yatırıyor. kendi paranın da zaten çoğunu kocaya pasliyorsun, kalanıni harcamana ses etmedi diye şükür mü edeceksin
O parayı hak etmesen devlet zaten sana vermez. Çalışıyorsun ki kazanıyorsun.
Bizim toplumda bir de söyle yanlış bir algi var, işin normal mesaiden erken saatte bitiyorsa seni çalışmıyor gibi görüyorlar.
Benim yakın arkadaşım da her sabah evden 6da çıkar, ama eve de erken gelir. İş saati böyle. Erken geldiği için her şeyi o yapar. Kızın kendi ailesi ve özellikle kocasının gözünden 'senin işin iş mi yani? 4te eve geliyosun,tüm gün bilgisayardasin' diye bakılıyor. Bir de kocasının beden gerektiren işi var. Sanki adam calisiyor kadın yatıyor,yattığı için de maaş veriyorlar
madem tüm gün bilgisayarda olmak önemsiz bir şey, şirket salak mı bu kadına seninle aynı maaşı veriyor
ama işte, mantalite.
Bu arkadaşım mesela isyan bayrağını hiç acamadi. Bir iki açmaya çalıştı ama hem kocası surat asti,hem kaynanasını üstüne saldı falan. Arkadaşım her konuyu açtığında pişman olduğu için daha da artık açmıyor. Adama iş verince adam öyle kötü yapıyor ki kız bir de onla ugrasana kadar hiç bir şey söylememe kararı aldı. Çocukları var, kız hastanelik oldu. Adam kendi öz çocuğuna bakmaktansa götürmüş annesine bırakmış. Bu kadar uzak çocuğu oyalamaktan.
Arkadaşım her sabah 6da ise gidiyor, geldiği gibi çocuğunu alıyor, evi süpürüyor, çocuğu yediriyor,akşam yemeği yapıyor, çamaşırları yıkıyor, asıyor, utuluyor,haylaz çocuğunun peşinde dolaşıyor, akşam adama sofra hazırlıyor,kaldiriyor, çocuğa banyo yaptırıyor, uyumayan çocuğu bagris cagris uyutuyor,yatıyor,gece çocuk uyanıyor bir fasıl daha ilgileniyor, uyutuyor, sabah 5 gibi kalkıp kahvaltı yapıp çocuğu anneye bırakıp ise gidiyor. Maaşı aldığı gibi yarısını kredi için kocasının hesabına yolluyor. Bir de evin alışverişi ve çocuğun masrafi kadında/faturalar vs adamda. Böyle bir iş bölümü yapmışlar. O yüzden alışverişi de o yapıyor, "gelirken süt alir misin" diyince koca sinirleniyor, "bunu da bana kitledin" diye.
Boyle yazınca ütopik gibi geliyor ama çalışıp ev sorumluluğunu alıp maaşıni kocasına veren kadınların neredeyse tamamının hayatı bu . Siz de bu tartışmayı yaşamadaydiniz yaşayacağınız erkek hükümdarlığı aynen böyle olacaktı