Ya bu konuya 105. kere yorum yazisim ve begenmedim gelebilir haklilar da buna ama konu beni cok etkiledi. Sabah toplantiya girdik mesela ve dikkatimi veremedim bile bu konuyu dusunmekten. Neden bilmiyorum. Cunku sanirim evliligin dogasi ile ilgili... Ondan sorgulamalara yol acmis olabilir bende.
Konu sahibi, ben evli degilim ama evlilik ve iliskiler hakkinda cok dusunen biriyim, bu yuzden belki size yardimci olabilir gozlemlerim...
Evliligin su anki varsayilan seklinde biri icin digerlerinden vazgecmek var, her ne kadar benim annem gibi eski kusaktan kadinlar "babandan baskasiyla asla olamazdim, midem almazdi, igrenc" dese de ve zihnen kendilerini tamamen kapatsalar da gunumuz Tinder toplumunda aslinda insan dogasiyla ve secenekleriyle cok da uyumlu olmayan evlilikler icindeyiz.
Neden insan dogasina uygun degil diyorum? Cunku evlilik ezelden beri bu sekilde islemiyor. Sadakat yukumlulugunun ahlaki boyutu dinden gelmiyor mesela, oyle olsa musluman toplumlarinda erkekler cok esli olmazdi, veya evlilik her zaman tek esli romantik ask uzerine kurulmamisti cok yakin zamana kadar, oyle olsaydi benim anneannem dedemle gorucu usulu evlendirilmezdi ve simdi cok dindar bir adam olan dedem zamaninda Ankara pavyonlarinda paralari ezmezdi.
Su anki sadakat yukumlulugunun ahlaki boyutunu romantik aska, durustluge, ahde vefaya ve karsindaki insanin kiskanclik, guvensizlik ve yetersizlik hislerini tetikleyerek ona "zarar vermeme ilkesine" dayandirabiliriz...
Bunlar iyilikle ve kotulukle alakali. Insan iyi veya kotu olmayi secer. Bu secimi yapmasi icin psikolojik olarak guclu olmasi gerekir. Insan evlenirken bir yola giriyor. Bu yola girince zaaflari yok olmuyor bir anda. Mesela capkinlik, flort, heyecan bunlar ihtiyac ve evlenince zaaflara donusuyorlar. Bazi insanlar bunu tamamen kapatabiliyor. Bazilari da bu zaaflarin varligina ragmen, esine olan sevgisinden dolayi aldatmamayi seciyor. O yuzden aldatan eslere "karaktersiz" denmesine katilmiyorum. O kisi kotuluk yapti, ama karakterini toptan cope atmak bence mantikli degil. Vicdan azabi duymadigi ve surekli yaptigi zamanlar haric, o zaman da o kiside bir sosyopatlik filan vardir diye dusundum, yani bir sekilde vicdan kalibresi arizalidir...
Siz de bu zamana kadar esinizi aldatmamissiniz ve hatta belki de bu zaaflari hissetmiyordunuz bile.
Burada acilan "esimi aldattim nolur yargilamayin, evli adamla beraberim yargilamayin, eskiden asla yapmam derdim, cok kinardim" konularinda bence uyeler samimi. Asla yapmam derdi cunku kim kendine "ben birini bile bile kirarim, kendi ihtiyaclarima baskasini kirmak pahasina oncelik veririm, ben kotuluk yapabilecek kalibrede bir insanim" der. Bunu hicbirimiz demeyiz. Ama cogumuz da kendimizi yeterince tanimiyoruz. Farkli durumlarda ne tepki verirdik bilmiyoruz. Jung'un dedigi gibi "golge tarafimizin" farkinda bile degiliz, cunku golgemizi ortaya cikaracak gun isigina hic maruz kalmadik.
Bu durumlarda evlilik terapistleri heyecan ve yenilik arayislarini farkli alanlara, hobilere, kariyere, adrenalin iceren sporlara, esle beraber yapilan yeni aktivitelerin cogaltilmasina, esle olan paylasimin kuvvetlendirilmesine yonlendirmeyi oneriyorlar. Internette okudugum sabun kopugu bir makaleden veriyorum bu tavsiyeyi ama bence dogru bir tavsiye... Cunku evliliginizi surdurmek istiyorsunuz, esinizi seviyorsunuz, zaaflariniz evliliginize agir basmamis, pismansiniz.
Olanlara gelince, verecegim tavsiye hic durustce olmayabilir hatta baya baya kotucul ama ben olsam sanirim oyle yapardim, ki siz de "soylemeyecegim" dediginiz icin bunu yaziyorum: unutmak. Tamamen yasanmamis kabul etmek. Hatta bu siteye yazili bir kanit birakmaniz bile iyi olmamis. Eger unutursaniz esinize karsi davranislariniz da normallesir gibime geldi, yani iletisiminiz kopmaz, uzaklasmazsiniz manasinda. Ama cok zor bir durum. Yapilabilir mi bilmiyorum. Gerekirse bir psikologdan yardim alabilirsiniz. Cunku bazen yalan soylemenin vicdan azabi iliskide uzaklasmalara da yol acabilir, bilmiyorum. Umarim iyi olur sizin icin her sey...