hadi yarışarak zayıflayalım her pazar en çok zayıflayan 1. olsun

ben 2 kilo fazlam var onu veremiyorum... azminize hayran kaldım.. inşallah hepiniz ideal kilonuza erişirsiniz.. 167boy- 55 kiloyum... yıllar sonra 55kiloya çıktım ... ben de 2 kilo fazlalığımı vercem göbekten inşallahhh... bugün 40 dk tempolu yürüyüş yaptım... artık geceleri de yememeye çalışcam... kolay gelsin hepinize de hepimize de kızlarrrrr
 
EKSİK OLANLAR ADINI, VE KUTUCUKLARA GELECEK ŞEKİLDE BİLGİLERİNİ BANA VERİRLERSE SEVİNİRİM


ÇITIR HATUNLARYAŞ BOYBAŞ. KİLOŞUANKİ KİLO16 MART HEDEFVERİLEN CEZAGİDEN TOPLAM KİLO----------
sesili201032168cm8475,875,530 dk.8,2
jemi38168cm9788,7878,3
krep7737160cm736564100 dk8
ilkay8033174cm9386857
burcubilen23164cm6860,1598
bersemi533331165cm7872,271,25,8
snfgretmeni27281679487,586,56,5
zilola25162cm9290,889,5030 dk.1,2
missgamzeli27163cm91,587,786,73,8
derindrn1817882,670,26920 dk.12,4
edaaslan
fatmaaskın127146cm65585660 dk7
..........
.........


[tr]
[/QUOTE][/QUOTE]
 
bersemi duraklama dönemim geçti sanırım, bu hafta geçecem seni haberin olsun, ona göre çalış şekerim

ama grup olarak birici olmakta var haydi gayret. laf aramızda yine limonlu ılık su içmeye başladım, hızlı kilo vermeye başladım, tabi sporumuda bayağa artırdım onunda etkisi olabilir

AldığınızKalori Miktarı

0.50 x 1 Kibrit Kutusu Taze Kaşar (102 kcal)51 kcal
5.00 x 1 Adet (5gr) Acı Sivri Biber Turşusu (1 kcal)5 kcal
0.50 x 100gr Roka (31 kcal)16 kcal
0.25 x 1 Demet (60gr) Maydanoz (32 kcal)8 kcal
1.00 x 1 Adet Elma (60 kcal)60 kcal Sil
1.00 x 1 Adet Havuç (26 kcal)26 kcal Sil
1.00 x 1 Porsiyon Zeytinyağlı Taze Fasulye (200 kcal)200 kcal
0.50 x 100gr Yoğurt (Tam Yağlı) (68 kcal)34 kcal
1.00 x 1 Porsiyon (100gr) Yeşil Salata (Yağsız) (18 kcal)18 kcal
0.50 x 1 Porsiyon (150gr) İrmik Helvası (270 kcal)135 kcal

Alınan Kalori Toplamı535 kcal

YaktığınızKalori Miktarı
1.00 x 1 Saat Yürümek / Yürüyüş (Hafif Tempo) (200 kcal)200 kcal
0.25 x 1 Saat Eliptik Bisiklet Egzersizi Yapmak (500 kcal)125 kcal

Yakılan Kalori Toplamı325 kcal
 
Kişisel Gelişimle ilgilenmeye başladığım yıllardan beri bu soruyu hep okudum. Hemen hemen bütün kitaplarda aynı soru vardır.

- Altı aylık ömrün kalsa ne yaparsın?

Bu soruyu defalarca oturup düşündüm. Aslında harika bir soru. Hayatı öylesine boş yaşıyoruz ki sanki hiç bitmeyecek gibi. Başkaları hastalanabilir ama biz asla, başkaları ölebilir ama biz asla. Ölümün bazen çok yakınımızda olduğunu fark ederiz ama tehlike geçtikten sonra hemen unuturuz. Sanırız ki elimizde bitmek tükenmek bilmeyecek kadar çok zaman dilimi var. Nasıl olsa isteklerimizi yapacak zamanımız olacaktır. Oysaki o bitişin ne zaman olacağını hiç birimiz bilemeyiz. Belki yarın, belki bu gece. Ama yarın öleceğiz diye kendimizi bırakmak için değil aksine çok fazla hayata sarılmak için yazıyorum bunları. Planlarımızı hiç ölmeyecekmişiz gibi yapıp ama hiç vaktimiz yok gibi de uygulamak için acele etmeliyiz. Düşünün bir kere 6 aylık ömrünüzün kaldığını, ne yaparsınız? Bu dünyadan gitmeden önce neler yapmak isterdiniz? Onları neden yapmıyorsunuz?
 
Bir zamanlar bir psikoloji kitabında okuduğum bir bölüm vardı.Hayatın ve getirilerinin kıymetini anlamak için tavsiye edilen bir metot vardı içinde. Deniyordu ki; "arada bir, çok bunaldığınızda, hayatın sizin için çekilmez hale geldiğini düşündüğünüzde kendinize 10 dakika ayırın ve kendi cenaze töreninizi düşünün"... Cümleyi ilk okuduğumda çarpılmıştım...

Ben girişin akabinde pozitif bir gelişme ve tavsiye bekliyordum...

Ama " kendi ölümümüzü ve cenazemizi " düşünmemiz tavsiye ediliyordu... Tüylerim diken, diken oldu ve yazarın saçmaladığını düşündüm o an... Ama önyargı düşmanı biri olarak okumaya devam ettim... Diyordu ki; " bunları düşündüğünüzde dünyadaki yerinizi, dünyayı terk ettiğiniz de oluşacak boşluğu, sevdikleriniz ve sizi sevenler için öneminizi anlayacaksınız... Özellikle insanların sizin için neler söyleyeceklerini, onlar için ne ifade ettiğinizi hissetmeye çalışın... O andan geriye dönme şansınız olmadığını, hayat denen kredinizin bittiğini ve onlara yanıt verme şansınız olmadığını düşünün Tekrar sarılma, bir kez daha öpme ihtimalinizin bittiğini hissedin... Dünyadaki küslüklerin, ayrılıkların, kavgaların yanında bu acının ve geri dönülmezliğin korkunç çaresizliğini yaşayın... Bırakın canınız yansın, bırakın alevler içinde kavrulsun tüm ruhunuz... Orada, o musalla taşında düşünün kendinizi...

Seyredin şu an çevrenizde olanların yüz ifadelerini... Akıllarından ve yüreklerinden geçen cümleleri hayal edin... Kitaba devam etmeden bıraktım kenara ve gözlerimi kapatıp aynen düşünmeye başladım... Eşimi, oğlumu, annemi, babamı, kardeşlerimi ve diğer tüm çevremi oturttum tek, tek kendi cenaze törenimdeki yerlerine... Birer, birer yerleştirdim tabutumun çevresine hepsini... Hayatımda çok nadir bu kadar canım yanmıştı... Görüyordum işte "babaaaa..." diye ağlayan biricik oğlumu... Eşim kucağında "ağlayan emanetimle" ayakta durmaya çalışıyordu Per perişan... Koca çınar babacığım, belli belirsiz dualar okuyordu, o gözümden hala gitmeyen vakur duruşuyla...

Annem, ciğerinden bir parça canlı, canlı koparılmış gibi

Hem içine hem dışına akıtıyordu gözyaşlarını... Kardeşlerim, akrabalarım

"çok erken gitti, doyamadı oğluna." diyordu acıyan ses tonlarıyla...

Ve dostlarım... Onlar da şaşkındı.Bazısı "daha dün birlikteydik, nasıl olur.." diyordu...Bunları seyredip onlara "hayır ölmedim, buradayım.."

Demek istedim hayal olduğunu unutup... Sonra anladım yazarın ne demek istediğini daha devamını okumadan kitabın...

Farkındalık önemli bir kavramdır psikolojide... Belki de hiç aklımıza gelmeyen ve gelmeyecek bir farkındalığı göstermek istemişti yazar...

Kitabı okumaya ne gücüm kalmıştı, ne de isteğim...

Almam gereken dersi ve mesajı almıştım...

Şimdi ne kitabın adını ne de yazarı hatırlamıyorum...

Şu an bunları yazarken bile çok kötü oldum...

Bu olayda tek farkındalık da yok üstelik...

Biraz kendime geldikten sonra devam ettim

Hayatımın en zor hayaline...

Sırada çevremdekilerin ölümümün akabinde

Neler söyleyecekleri vardı.

Usulen ve nezaketen söylenenlerin dışında...

Onlarda bıraktığım izleri,

Yaşananları ve yaşanamayanları elden geçirerek

ben konuşturacaktım hayalimde...

İçlerini okuyacaktım, senaryo bana ait olarak...

Yaşarken neler yazmıştım, ölümümle neler okuyacaktım...

Gerçek duygularıydı ulaşmaya çalıştığım, ölüm acısının etkisiyle girilen duygusal mod değildi, deşifre etmem gereken metin...

Canım oğlumun söyleyecek çok şeyi yoktu...

Özleyecekti, yokluğumu hissedecekti..

Ağlayacaktı aklına geldikçe...

Belki ölümün ne anlama geldiğini hissedecek yaşa gelinceye kadar

Sıradan bir üzüntünün ötesine geçmeyecekti duyguları...

Ama hayal bu ya, 18–20 yaşına getirdim 2 saniyede oğlumu... "hayal - meyal hatırlıyorum be baba seni... Keşke şimdi yaşıyor olsaydın da erkek erkeğe sohbet etseydik seninle... Bak mezuniyet törenimde de babasızdım... Askere giderken kimin elini öpeceğim senin yerine... Diyecek canı yanarak bir köşede...

Sevgili eşim... Benim muhteşem hatunum...

Nasıl dayanır bensizliğe? O ki, benim için her şeyini feda edip koşmuştu bana... Hayatının tek adamı şimdi toprak olacaktı... Bir daha " Seni seviyorum " diyemeyecekti... Bir daha hevesle açamayacaktı çalan kapıyı... Ve her gelen gece bensizliğini haykıracaktı yüzüne... Her sabah da bensiz başlayacaktı koca gün... Tek cümlesi takıldı o an içime;

" Oyunbozanlık yaptın be böceğim, hani beraber ölecektik ?"

Babam-annem, o bugüne kadar evlat olarak

Mutlu edecek hiçbir şey yapamamanın acısıyla

Kahrolduğum güzel insanlar... Helaldi şüphesiz hakları...

Bilerek hiç kırmamıştım onları...

Üzerine titredikleri evlatları onlardan önce göçmüştü işte önlerinde ve dualarına muhtaçtım.

Kaç anne ve babanın çekebileceği bir acıydı ki evladının cenazesinde bulunmak... Herhalde insanın uzun yaşadığına üzüldüğü nadir anlardan olsa gerek...

Diğerlerine geçmiyorum... Bu yazıyı şu an yazıp sizlerle paylaştığıma göre "diğerlerine" artık sizler de dahilsiniz.

Düşünün, bir gün bir mail ulaşıyor mail-boxınıza "ölmüş“ diye... Sizler kim bilir neler düşünür ve yazardınız...

Eşim şu an yanımda ağlıyor, sanki gerçekmiş gibi...

Oysaki yazarın amacı "Yaşamanın ve hala nefes alıyor almanın kıymetini" göstermekti... Benim de öyle...

Lafı çok uzattım farkındayım... Ama dediğimiz çözümü zor süreç 2 satırla özetlenemeyecek kadar girintili çıkıntılı... Ben o gün kurduğum o hayalle, canımın tüm yanmasına rağmen

YENİDEN DOĞDUM...

Bilgisayar diliyle "format attım hayatıma"...

Sahip olduklarımın farkına vardım ve hala nefes
alıyor olduğum için şükrettim...

Gözlerimi açtığım anda o kötü ve acı sahne bitmiş,
oyun perde demişti...

Peki ya hayal değil de, gerçek olsaydı ve perde bir daha açılmamak üzere kapansaydı...

İşte bu final bu yazıyı buraya kadar okumanıza değmiş olmalı...

Belki gerildiniz, kötü oldunuz ama devamını
getirirseniz buna değer bence...

Ben bu akşam melankoliğim ve biraz abartmış olabilirim...

Hani sanatçı ve şairiz ya ondandır belki...

Bence bu yazıyı sadece okuyarak bırakmayın...

LÜTFEN ARADA BİR,

BURADAN ALDIKLARINIZI TARTIN,

DÜŞÜNÜN VE HAYATINIZI GÖZDEN GEÇİRİN...

Ölümün kime ve ne zaman geleceğini

Yüce Allah' tan başka bilen yok...

İşte bu yüzden hazır yaşıyorken ve

Nefes alıyorken yapabileceklerinizi yapın,

Ertelemeyin...CAN DÜNDAR
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Kızlar paylaşımlar için üzgünüm ama okuduğumda okadar etkilendim ki sizinlede paylaşmak istedim.burada bir aile gibiyiz.
 
Günaydın melike sabah. Sabah beni de ağlattın eminim ki okuyan herkes ağlayacaktır kendinî ve ailesini düşünerek keşke hayallerimizi gerçekleştirebilsek imkanların verdiği kısıtlılık, hayat koşturmamıza sebep oluyor 6 aylık ömrüm kalsa bile önce diyeti bırakırım gitmek istediğim şehirler olabilir ama nasıl olcak ki herkesin işi gücü var işten çıksa bile ben öldükten sonra onların düzenleri bozmak istemem elîmden geldiği kadar ailemle ve sevdiklerimle güzel zamanlar piknîkler, kahvaltılar , akşam yemekleri şuan acıktım galiba hep yemekler oooffff bilmiyorum düşünmek istemiyorum şimdi sizler fikir verirsiniz bu hafta doğumgünüm var biraz pozitîf olmaya ihtiyacım var herkese sağlıklı günler :)))
 

kusura bakma canım zor bir dönem geçiriyorum ama şaşılacak şey yemek yemek yada çikolata istemiyorum neyse ağladık yeter ben kıyamam size ağlamayın.senin doğum günü ne zaman
 
Kızlar canınız sıkılınca yada üzgünseniz ne yapıyorsunuz.
 

Eklentiler

  • $1970849_481028232024211_1957897236_n.jpg
    42,5 KB · Görüntüleme: 43
Son düzenleyen: Moderatör:
iyi öğlenleeeer kızlar, yemekleri fazla kaçırmayıııın
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…