Merhaba bayanlar. "Zayıflamak istiyorum ama nereden başlayacağımı, nasıl yapacağımı bilmiyorum. Hem mecalim yok hem de sabrım." diyorsanız, doğru yerdesiniz çünkü bu yazıyı okuduktan hemen sonra yeme stilinizi değiştirip, hareketinizi biraz daha arttıracak ve anlamadan kilo vermeye başlayacaksınız...Pazartesi veya yarın değil, bu yazıyı okuduktan hemen sonra
Şimdi bugünü düşünün. Bugün nasıl bir gün olabilirdi biliyor musunuz, tartıda hep hayalini kurduğunuz kiloya kavuştuğunuzu görüp sevinçten havalara uçtuğunuz gün olabilirdi!! Aynanın karşısına geçip erimiş göbeğinizi ve basenlerinizi görüp sevinçten yerinizde duramadığınız o büyük gün olabilirdi bugün. Nitekim dünya üzerinde birkaç insanın eminim ki o günü, işte tam da bu günü!! Belki 6 ay önce beyinlerinde herşeyi değiştirip bu maratona başladılar. Belki 3 ay önce, belki de 1 yıl... Ama hedefledikleri , hep hayalini kurdukları o gün, yani bugün işte geldi de çattı! Muhtemelen kendilerini ödüllendirmek için mağaza mağaza dolaşıp bir dünya kıyafet aldılar. İncecik bedenli kıyafetlerin içine sığmanın hazzını yaşayıp içlerinden çığlık attılar. Mutluluktan ayakları yere değmedi ve belki de bir kuaför salonuna gidip saçlarının modelini ve rengini değiştirip kendilerini yenilediler ve ellerinde paketlerle evlerine geri döndüler. Evde tüm bu muhteşem kıyafetleri ve ayakkabıları giyip mini bir defile yapıp bol bol fotoğraflara gülümsediler. Kim bilir... Onlardan birinin yerinde olmak istemez miydiniz şuan? Kim istemez ki :)
Öyleyse neden "Birgün zayıflamaya başlarım" diye diye o 'ZAFER GÜNÜ' nü erteleyip duruyorsunuz? Eğer o gün bugün olursa emin olun ki zafer günü geldiğinde "Ne kadar çabuk geldi" diyeceksiniz, bunu da bilin..
"İyi de benim hiç birşeye zamanım yok ki!'...
Yemek yemeğe var, öyle değil mi? Lahmacun, pide, kebap, makarna, pizza mı yiyorsun acıktığında bilmiyorum. Ama fazla kilon varsa bedeninin ideal ölçülerinde değilsin ve bu yüzden bir şeyleri yanlış yapıyorsun demektir. Atıyorum, 5 dilim ekmek fazladan yiyorsun. Belki de içtiğin çaya 2 şeker atıyorsun. Sadece gün içinde 5 dilim ekmek azaltıp yada çayına tek şeker attığında, asansör yerine merdiven kullandığında 30 günde vücudun ne kadar çok kilo kaybedecek, hiç düşündün mü? Üstelik bunlar seni asla zorlamaz ve bıktırmaz. 2 gün yaptığında 3. gün otomatik olarak tekrarlayacaksın ama O GÜNe bu kadar basit şeylerle bile başlayamıyoruz işte... Günde sadece 100 gram versen -ki 100 gram yani :) - 1 ayda 3 kilo, 6 ayda 18 kilo vermiş olacaksın ama haberin yok :) Bu kadar büyütülecek birşey değilmiş demek ki 18 kilo verebilmek. Günde 100 gram vermek için çok da çabalamaya gerek yok. Ufak tefek değişikliklere karar verdik mi tamamdır bu iş.
Yardımcı olayım;
*Ne yersen ye ama akşam yemeğini en son 16:00'da ye, gece yatana kadar sadece su iç. Yatarken 20 mekik çek öyle yat. Bunu alışkanlık haline getir.
*Sabah ve öğlen istediğini istediğin kadar ye ama akşam (16:00) sadece 1 kase karbonhidrat içermeyen çorba iç. Gün içinde 3 litre limonlu su tüket, 5 dakika kesintisiz istediğin bir hareketi yap. (Zıpla, ip atla, mekik çek vs. )
*Gün içinde yediğin ekmeğin yerine haşlanmış tavuk göğsünü koy, bol su iç, geceleri yemeği kes.
*Öğlene ya da akşama kadar uyuyorsan sabah erken kalkıp hemen kahvaltı yapmaya kendini alıştır, çikolata yiyorsan kes, kola içiyorsan kes, öğünlerini 2 şer kaşık azalt.
Gördüğünüz gibi ne kadar kolay ve yapılası şeyler. "Ama bunlar beni tatmin etmez, daha kısa zamanda daha çok kilo vermeye ihtiyacım var" diyorsanız , öncelikle şunu bilin ki , beyin olarak hazırlanmadığınız sürece istediğiniz kadar başlayın, bi yerde canınıza tak edecek ve vazgeçeceksiniz. İşte ben de bu yazıyı bu yüzden yazıyorum. Esas kilit nokta "Kendimi bir türlü hazırlayamıyorum. Zevk alarak yediğim yemeklerden uzaklaşma duygusu beni korkutuyor"....
Yazımı okumaya devam edin...
Şimdi malesef biliyoruz ki bu dünyada sihirli değnek diye birşey yok. 1 günde 3 kilo aldıran çok aşırı kalorili bir yiyecek olmadığı gibi yine 1 günde bize 3 kg verdirecek sihirli bir formül de yok malesef. Bu kadar kiloyu 2 günde almadık ki 2 günde verelim? O yüzden bunca yıldır bu kilolarla nasıl yaşayıp bugüne geldiysek, bundan sonra da yavaş yavaş eriyerek 'o muhteşem gün'e geleceğiz arkadaşlar. Lütfen relax olalım. Sevdiğimiz yiyeceklerden asla vazgeçmiycez, böyle bir korkunuz olmasın. Canımız yumuşacık lavaş arası adana kebap mı istedi, gidip hemen doyasıya yiyeceğiz :) Yada belki çikolata pasta falan düşkünüsünüz, onu da yiyeceksiniz emin olun bundan. Ne istiyorsanız yiyeceksiniz. Ama tabi CANINIZ İSTERSE! :)
Bu ne demek mi oluyor? Şu demek oluyor; eğer rejime gireceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz demek oluyor :) Rejim psikolojisi insana "A noktasından Z noktasına varılan yola kelepçelerle sürünerek varıldığını, Z noktasından sonra da özgürleşerek binbir türlü yoldan her birine dilediğimiz gibi sapacağımızı" hatırlatır. Ah o yollarda ne şımarıklıklar yaparız ne şımarıklıklar... Eee hapis hayatı yaşadık bir nevi, kaybolan günlerimizin acısı çıkmalı değil mi :) Peki ya daha sonra?....
Bizim yürüyeceğimiz bu yolda Z noktası sadece O BÜYÜK GÜN olacak. Kelepçe yok, sürünmek yok, yasak yok. Z noktası hayat boyu sürecek. Bu yüzden bizim çıkacağımız bu yolculukta, bedenimiz akıllanacak ve canımız zararlı yiyecekleri yemek istemeyecek.
Ben kendimi bildim bileli kilo problemi yaşayan biriyim. Benimle aynı miktarda yiyen birçok arkadaşım tığ gibi incecik, bense hep kiloluyum.. Yemin ediyorum 1 ekmeği sandwiç haline getirip yiyen, bununla da doymayıp üzerine tıkınan arkadaşlarım oldu. Veya ben 1 tabak makarnayla doyuyorken onlar 2 tabakla doydular ama dediğim gibi hep fit vücutlulardı. Hareket çok büyük etken desem , bankada vb yerlerde oturarak çalışan arkadaşlarım da var. Hem maşallah iyi yiyorlar hem de hiç hareket yok. Peki neden almıyor bu insanlar kilo?? Hem benden çok yiyip hem de benden hareketsiz yaşayarak?? Neyse sonunda idrak ettim ki genetik yapı denilen birşey var. Kim ne derse desin böyle bir gerçek var! Kimi doğuştan ameliyatlı gibi bir buruna sahip olurken kiminin burnu doğuştan kemerli. Kimi mavi gözlü kimi kahve. Kiminin saçı keçe gibi kiminin ipek. Kiminin ses tonu itici kimininki kadife gibi.. Yani her insan farklı bir genetik yapıyla doğuyor. "Ne yersem yiyeyim kilo alamıyorum" diyen insanlar olduğu gibi , bizim gibi "Yemesem de alıyorum" diyenler de mevcut, ne yaparsın kader kısmet :) Biz de başka bir tarafımızın genetiği doğuştan güzel diye düşünüp mutlu olucaz :)
Ama üzülmeyin , bizim genetiğimiz bu anlamda şanssız diye kilo veremeyecek değiliz. Yada versek bile hep geri alarak mı geçireceğiz ömrümüzü? Hayır tabii ki de. Nasıl cildi sorunlu bir insan cildine bakım yapmadan düzeltemiyorsa, biz de fiziğimize bakım yapmadan onu düzeltemeyeceğiz
sadece bu.
Hep kilolu biriyim demiştim. Aslında şunu da söylemeliyim ki hareketsiz bir insanım ve yeme bozukluğum da var. Bütün bunlar yıllar yılı birikti ve artık mideme ciddi zararlar vermeye başladı. Reflü başlangıcı gibi bir durum başladı bende. Böyle sabah uyandığımda midemden gelen motorlu taşıt sesi gibi bişey..yok yok , kürekle çelik kazıma efekti gibi birşey..Aman Allahım midem yanıyorrr..kusmak istiyorum ama midem bomboş! Gün içinde de acımtırak bir su geliyordu ağzıma arada. Gastrit de başlamıştı Allahımmm içtiğim su bile gaza dönüşüyordu, sonu olmayan bir gaz üretiyordu bedenim. Tıpa var mı tıpa?
Neyse, yaşayan bilir. Fiziksel zorlukları hiç anlatmayacağım bile. Zaten hemen hepsi hepimizin ortak derdi....
Ben ne yaptım arkadaşlar? Artık dedim böyle beslenmeye sonnnn....! Evet baklavayı pastayı çok seviyor olabilirim. Evet gün içinde hiç birşey yemek istemeyen ben, geceleri kurabiye canavarına dönüşüyor olabilirim. Ama zevk veren herşey aslında bir hallüsinasyon, bir anlık zevk için kendi bedenimizi tahrip etmek! Yani bu kötülüğü kendimize biz yaptık kızlar, yine bedenimize iyi davranıp onu onarmanın tek yolu biziz. Bize kimse yardım edemez...
Bu işlenmiş gıdaların her birinin zararını bugün hepimiz biliyoruz, bahsetmeye bile gerek yok. Çok iyi biliyordum ki çok hızlı yemek yemem, geceleri yiyip yatmam artı bu sağlıksız yiyecekler beni öldürüyor. Ama yeni beslenme düzenine bir türlü geçmeye cesaret edemiyordum. Ben de dedim ki kendimi yavaş yavaş alıştırayım. Hergün gözlerimi kapatıp ayna karşısında, olmak istediğim gibi bir fizikte olduğumu hayal ettim. Kendime hayallerimde jean pantolonlar, kot ceketler, ayakkabılar tasarladım. Herkesin bana imrenerek baktığını hayal ettim. Katalog kızları gibiydim hayallerimde :)
Uzun uzun yaza giyeceğim mayokiniyi ve salına salına sahilde gezeceğim o daracık kıyafetleri hayal ettim. Her gün bunları düşünürken ,bir yandan da yediğim sağlıksız yiyeceklerden artık pişmanlık duymaya başladım. Elimdeki pastaya yada önümdeki pilava bakıp "Bunları yiyerek nasıl hayal ettiğim bene kavuşucam ki?" dedim..her öğün. İster istemez oldu bu. Hayal kurmayı asla bırakmadım. 7/24 aklımda yaza incecik olduğumun hayali vardı. Böylece günler geçtikçe lokmalar boğazımda dizilmeye başladı.
Hiç unutmuyorum 20 günün sonunda bir sabah uyandım ve "Bugün bir yerden başlıyorum artık!" Dedim. Nereden başlayacağımı hiç bilmiyordum. Gidip hemen boş mideyle tartıldım. Hassas terazim 99.700'ü gösterdiğinde beynimden dumanlar fışkırdı resmen! En son 94 kiloydum, ben ne zaman 100 kilo olmuştum!! Hayatımda 100 kiloyu bir tek hamileliğimde görmüştüm o yüzden bu günümü "Oh my God! Help me please!!
" modunda geçirdim...
Ne ? "Help me" mi? Hep birilerinden, birşeylerden yardım bekliyordum ama o yardım hiç gelmedi bu güne kadar. Bundan sonra da gelmeyecekti. Bana bu anlamda hiç kimse yardım edemezdi! Bu iyiliğe kendime sadece kendim yapabilirdim ve ne kadar çabuk başlarsam o büyük gün de o kadar çabuk gelecekti. Hemen koca bir şişe su doldurdum ve tezgaha koydum. Gidip gelip zorla içecektim. Bir de dedim çıkıp dışarıda azcık yürüyeyim. Çiftlik oyunları oynamaya zaman harcarken yürüyüş yapmayı unutmuşum, bacaklarım hamlaşmış... Hemen çiftlik oyunlarımın hepsini telefonumdan kaldırdım. Elimde su şişesi yürüyüşe çıktım. Bu kadar. Yemeğe devam ettim. En azından bir yerden başlamıştım işte...
Ertesi gün ekmek yemeyi bıraktım. Sonra da kahveme çayıma attığım şekeri yarıya indirdim. Bunlar otomatikman oldu çünkü yaptığım yürüyüşün boşa gitmesini istemedim. O yüzden diyorum size, bir yerden hemen başlayın, gerisi otomatik olarak gelecek zaten....
2. Günün akşamı eşim ve kızımla büyük bir alış veriş merkezine gezmeye gittik. Ben yine her zamanki gibi kitap reyonundayım. Gözüme ince bir kitap ilişti, zayıflama adına iç hastalıkları uzmanı doktor bir beyin yazdığı bir kitap. Elime alıp inceledim. "Doya doya yiyerek zayıfla" gibi yazılar vardı üzerinde. Baktım fiyatı da çok ucuz. Ben dandirik romanlara bile dünyanın parasını vermiş insanım, belki birkaç bilgi öğrenirim, belki atıyorum "havuç suyu iç, 3 kere hommm de, günde 1 kilo ver" gibi mucize birşeyle karşılaşırım belli mi olur, diyerek aldım kitabı. Eve gidip bir solukta okudum ve o kitap beni o kadar motive etti ki, neyi neden yapacağımı öyle güzel idrak ettim ki "Tamamdır bu iş!" Dedim. Gözlerim kapanıyordu. Yarın sabah kalktığımda kitaptaki bu bilgilere tamamen uyacak ve kesinlikle zayıflayacaktım! Aynen de öyle oldu arkadaşlar. Hayatımda hiç zorlanmadan ilk defa yaptığım uygulamalar (kesinlikle diyet değil) beni hızla zayıflattı. 2 ayda 15 kg verdim hiç anlamadan. Doya doya yedim üstelik. Açlık yok, sinir stres yok, ben normal ben...
Kısa bir süre sonra dünyaya yeniden geldiğimi hissettim resmen. Tüm şikayetlerim bitmişti. Gastrit, kalp teklemesi, bel ağrıları, reflü, aklınıza ne geliyorsa! Resmen bir bebeğinki gibi taze bir cilt ve iç organlara kavuştum. Yine zamanla anladım ki bu uyguladıklarım asla rejim değil, bir yeme tarzıydı işte, bu kadar basit. Yeme düzenimi bir kaç küçük değişiklikle anlamadan düzene sokmuştum aslında. Kesinlikle canım özel günlerimde dahi tatlı istemiyordu. Çok şaşkındım. Tatlı benim her şeyimdi! Tüm yaşamımdı, dünyamdı. Üstelik serbestti de. Ama canım hiç tatlı istemiyordu ki, neden yiyeyim dedim. Hayatımdan "Hayatım" dediğim şeyi çıkarmıştım. Üstelik bir de baktım çayı ve kahveyi artık hiç şeker katmadan içiyorum. Gerçekten hiç anlamadan oldu bunlar. Kararlı olup bir yerden başlamak işte, mucizenin ta kendisiymiş....
Aslında bu ve buna benzer bir kitap alıp okuyun ve neyi ne için yediğinizi, ne yerseniz zayıflayacağınızı, zayıflamanın içeride nasıl gerçekleştiğini, gece neler olduğunu, su içince içeride neler döndüğünü, nasıl yağlandığımızı çoook iyi anlayın da ona göre kararınızı verin diye ısrar etmek istiyorum. Neyi niçin yapacağınızı bilmek gerçekten çok etkili oluyor. Bu yüzden diyetisyenlere gitmek yerine bir kitap alıp okuyun. Karatayın dukanın yada benim okuduğum Fevzi Özgönül' ün kitabı olabilir. Sadece okuyun bakın nasıl herşey kendiliğinden gelişiyor, inanamayacaksınız. Ama yine de merak edenlere nasıl beslendiğimi de yazmak istiyorum. Hiç kitap okumasanız bile benim yediklerimi yiyip siz de hem doya doya yiyerek hem de hızlıca kilo verebilirsiniz. Mucize beklemeyin, mucize kendinizsiniz!!
SABAH
(Erken kalkılacak. Metabolizmanın erkenden çalışmaya başlaması ve çok kalori yakması için bu şart ama öğlen kalkıp yeseniz olmuyor mu? Eh bu kadar kilo veremeseniz bile hiç birşey yapmayacağınıza böyle yapın daha iyi.)
*1 veya 2 haşlanmış yumurta
*Sınırsız domates salatalık biber maydanoz vb çeşitli salatalar. Üzerine zeytinyağı ve limon gezdirin)
*Doyana kadar haşlanmış tavuk göğsü veya ton balığı.
*Bir avuç çiğ badem, çiğ fındık ve ceviz 3lüsü. Yada sadece biri, farketmez.
*Biraz peynir ve zeytin.
*Bir bardak şekersiz çay veya tarçınlı soğuk süt.
(Tatlı severlere 1 tatlı kaşığı reçel ve kahvaltının sonunda yenilmesi şartıyla bir adet meyve veriliyor)
(İki dilim kızarmış ekmek yeseniz olmuyor mu? Hızla kilo vermeyi beklemeyin ama hiç bir şey yapmayacağınıza böyle yapın daha iyi.)
(Kendinize koca bir tabak hazırlayın ve patlayana kadar yiyin. Zaten bitiremeyeceksiniz:) Tabakta yiyecek bırakmanın hazzını yaşayın!)
Öğünler arasında en az 4 en fazla 6 saatlik bir ara veriyoruz. Bu arada hiç birşey yemiyoruz, bir fındık tanesi bile. Kitapta bunun mantığı çok güzel anlatılıyor. Diyetisyenlerin 2 saatte bir verdiği ara öğünlere kanmayın. Bunlar aslında zayıflamayı önleyip yağ depolamaya sebep oluyorlar. Evet ilk başta zayıflanıyor ama diyeti bıraktığınızda tüm kilolar geri geliyor. O yüzden vücudumuza kalori yakmayı ve yediklerimizi sindirebilmeyi öğretmemiz için bu uzun ara şart. Zaten garanti ediyorum, en az 5 saat hiç acıkmayacaksınız. Su içmeye devam edin. İçine hatta limon sıkıp suyunuzu alkali hale getirip yağ yakımını hızlandırın...
5 VEYA 6 SAAT SONRA
(Ya da acıktığınızı hissettiğiniz herhangi bir zaman diliminde ama en az 4 saat sonra)
*Etli (tavuk,balık,kırmızı et,hindi),zeytinyağlı sebze yemeği. Yanında istediğiniz kadar yoğurt, salata ve karbonhidrat içermeyen 1kase çorba (çorba en son içilecek, ilk başta değil).
Veya;
*1 leğen dolusu salata ve ızgara et.
(Sınır yok)
(Tatlı severlere akşam saat 23:00 gibi bir kase sütlü tatlı veya 1 porsiyon sütlü (sade) dondurma veriliyor)
Su içmeye devam..
Düzenli saatlerde yemeye dikkat ediyoruz. Düzenli yemek kilo aldırır gibi yanlış bir bilgi dolaşıyor piyasada. Şuna bir açıklık getirelim, düzenli yediğimizde kilo da almıyoruz zayıflamıyoruz da. Düzenli yemek bedenimizi ideal ölçülerine kavuşturuyor arkadaşlar. Yani zayıfsanız düzenli yiyerek ideal kilonuza kavuşursunuz (kilo alımı). Şişmansanız düzenli yiyerek yine ideal ölçülerinize kavuşursunuz (kilo verimi). O yüzden hergün aynı saatlerde yemeğe çok dikkat ediyoruz!
Akşam için acıkmayacağınızı garanti ediyorum ama mideniz kazınır ve dayanamaz boyuta gelirseniz 1 kase yoğurt veya 1 bardak ayran veya 1 avuç fındık,ceviz,badem atıştırıp yavaş yavaş akşam yemeğini kesiyoruz. Buradaki en önemli formül zaten akşam yemeğini hayatımızdan çıkarmak. Ama size şöyle söyliyim, yazın günlerin en uzun olduğu dönemde bile ben ikinci öğünümü saat 15:00 te yedim ve gece 01'de yatana kadar asla acıkmadım. Çok nadir açlık hissettiğimde 1 bardak ayran , yanında 3 tane fındık ile açlığımı bastırdım. Bedenimin sesini dinledim; canım tatlı istemediği için yemedim. Çok nadiren yaz gecelerinde dondurma kaçamağı yapmış olabilirim :) Yatana kadar limonlu su içtim. Fırsat buldukça yürüyüş yaptım. Hepsi bu kadar.
Bu şekilde 1 ayda 7,5 kilo verdim. Diğer ay da 7-7,5 kilo verip hop hamile kaldım
Her ne kadar bu şekil beslenmeye çalışsam da canım aşırı hamur işi ve tatlı istedi hamilelikten kaynaklı. Götürdüm de götürdüm.. Şimdi bebişim 7,5 aylık ve kışın ortasındayız. Daha yaza 5 ay var. Yine aynı şekilde beslenmeye başlıyorum. Bunun için bebişten dolayı dışarıda yürüyüş yapabilmem mümkün değil. O yüzden 2 gün oldu Leslie 1 mile ile evde yürüyüş yapıyorum. Sabah ve akşam. Bu benim "bir yerden başlama nokta"m oldu. Sadece izliyim diye açtım, gaza gelip eşlik ettim :) Sonrasında alışverişe çıkıp dolaba sebzeleri etleri (tavuk-balık) stokladım. 2 ayda değil 15, 5 ayda 15 kilo bile versem yeter, ki daha fazlası zaten garanti...
Sizlere harika püf noktaları, extralar ve leziz yemek tarifleri vericem ama yazı gittikçe uzuyor. O yüzden arada sırada pörtleyip yeni şeyler yazabilirim. Siz de bildiğiniz işe yarar bilgileri paylaşın lütfen.
Bu yazıyı okuyup hâlâ motive olamadıysanız , kendinizi 1 güncük, sadece 1 güncük "deneme günü" ne sokun. Sadece yarın için bu listeyi uygulayın. Midenizin size teşekkür ettiğini hissedeceksiniz. Gece mideniz boş uyuduğunuz için ertesi güne zımba gibi dinç bir şekilde uyanacaksınız. Nefes alışınız bile rahatlamış olacak. Ne mide yanması ne gurultu, ne asit, hiç birşeyden eser kalmayacak! Bir de gün içinde Leslie 1 mile ı youtube tan açın ve sadece oturup izleyin. Öylece bakmak için, eşlik etmeyin.
Evet benimle birlikte bu yola baş koyacak birileri var mı arkadaşlar? Haftada 1 tartılıp kaç yüz gram vermişiz beraber yol alırız, birbirimize destek oluruz , ne dersiniz?