Canım vazifesi , olması gereken diye bakarsak zaten adamın benim yanımda olmak da vazifesi yada bir evlilikte olması gereken. Yahut sevgi aşk gibi duygular da evlilikte olması gereken ama adamda yok..Ada'm neden sevdiğinden kaçsın ki bu Ada'mda bi sıkıntı var çalışan kadına erkeğin yardım etmesi lütuf değil birinci vazifesi de değil birincisi sana sahip çıkıyo mu ona bak
xpreiaZ günaydın öncelikle.
Konunu, başlığı görünce nedense şaşırdım. Burdaki birçok konuda yorumlarına denk gelmiştim. Oldukça kendinden emin duruşunu hissettiğimde evliliğinin çok iyi olduğunu düşünüp senin adına sevinmiştim içten içe. Fakat durum öyle değilmiş.
Konuna yazılan birçok yorumu ve senin cevaplarını okudum. Genel olarak anladığım senin eşini seviyor olman. Yeni bir hayat kurmak zor olsada sevdiğin için bekliyor ve ayrılmak için girişimde bulunmuyorsun. İçinde umut var bir şeylerin değişebileceğine dair. Yalnız atladığın bir şey var eşinle duygularınız aynı seviyede değil... Bunu yazdıklarından çıkardım. Tanımadan, çok hızlı şekilde evlenmiş olmanız bunun bahanesi olamaz. Daha geçenlerde bir arkadaşım 1.5 ay içinde tanışıp evlendi ve inanılmaz mutlu. Sürekli dipdibeler. Diyeceğim o ki eğer bu duruma göz yumabileceksen devam et evliliğine.
Diğer taraftan empati yaptım okurken. Sevildiğimi hissetmediğim, sevişirken bile bu hissi yakalayamadığım, sürekli benden kaçacak delik arayan, cimri bir adamla yapamazdım. Eminim evli olmasan sende dk durmazdın. Fakat bunlar zamanla değişecek şeyler değil. Yapman gereken tek şey hemen ayrılık kararı alamıyorsan aylarca ondan uzak kalmak. Keşke eşin buraya yazdıklarını okusa, ne hissettirdiğini görseÜzülüyorum bu gibi durumlara.
İnşallah en doğru kararı verir ve mutlu olursun. Daha çok gençsin. En güzel yıllarını bu şekilde heba etmeni istemem. Sevgiler
xpreiaZ daha önce de benzer bir konu açmıştın değil mi?
sen çok naif bir insansın, eşin de senin tam tersin.
bir de şöyle bir şey fark ettim, ilişkinizin yolunda gittiği bir evre olmamış, hani evlenince değişti, taşınınca değişti gibi bir durum da yok, eğer öyle olsa kaybedilen şeyi ara bul derdim.
Ama öyle değil, bu evlilik senden sürekli bir şeyler çalıyor, en önemlisi de zaman,
ki ne kadar çocuk istediğini de biliyorum, belki de tutunmaya çalışmanın bir sebebi de budur...
Canım benim sana tavsiyem evliliğini kurtarmaya çalışma, bitir.
üzgünüm.
evet çocuk konusu da etkili tabi.. Şimdi 7 sülale biliyor çocuk isteğimi, 3 düşük yaptım , millet darısı başınalar ile geziyor.. Çocuk haberi yerine boşandık demek tabi ki zor.. Ama evlenirken çocuk isteyerek evlenmemiştim, 2-3 sene kesinlikle istemiyorum sonra bakarız diyordum, düğünden 2 ay önce sıkı sıkı korunmaya başlamıştım hatta ...
Baştan beri böyle olan bir adam bu , ama ben de baştan beri bunu kabullenemiyorum, onun sevgiyi göstermek yaradılışında yoksa benim de sevgi görmek var yaradılışımda... Tüm dünyası ben olayım benden başka hayatı olmasının peşinde değilim.. Ama hiç değilse eve gelip yatmaya kadar geçen 1-2 saatinde bir aşk dolu bakış, sevgi dolu sarılış olsun diyorum...
Belki de seviyordur yapısı budur ama bu beni tatmin etmiyor işte.. Ben duygusuz yapamıyorum...
çok çok benzer bir adamdan 1 ay önce boşandım.
tüm olumsuz huyların yanında sevgisizlik ilgisizlik
kalıyorsan ben böyleyim gitmek istersen sen bilirsin dedi
gram mücadele etmedi,
Evet içimde umut vardı dün gece taa 2 sene önce açtığım konuyu okuyuncaya kadar.. Hiçbirşey değişmemiş olduğunu görmek bu umudumu yok etti.. Benim ona hiç güvenim olmaması da sevgisini hiç bir zaman hissedemeyişimden.. Yani şu an ayrılsak ben beni özlemeyeceğinden yada keşke çaba gösterseydim biraz demeyeceğinden eminim.. Belki maddi kaygıları olurdu ama artık onu bile sanmıyorum...
Şu sıra zaten çok yoğun, beni gün içerisinde bir dakika bile düşündüğünü zannetmiyorum.. Ki bu biz flört ederken de böyle idi.. Polis okulunda dersi8 de bitiyorsa benle konuşmadan önce 10 A kadar spora giderdi, hiç bir gün "seni özledim bugün spora gitmeyeceğim senle konuşalım " dediği olmadı. Kendinden hiç taviz vermedi..
Okul bitecek şurda kaç ayı kaldı dedim sabrettim, sonra işe başladı yine geceli gündüzlü nöbetler.. Yorgun da ondan ilgisiz dedim.. Aynı eve geçince değişir dedim balayına abisi yengesi kuzeni yeğeni ile birlikte gittik...
Sonra annesini çağırdı 1 ay öyle geçti annesi gitsin ilgilenir dedim. Sonra hop dükkan çıktı kendi işi zaten geceli gündüzlü nöbetle doluyken her boş anında dükkana koştu, o sene zaten ne kadar sinir krizi geçirdim ben bile sayamadım.. Kendimi bir sene boyunca kullanılmış hissettim.. Dükkanda çalışan kızdan rahatsız olup sonunda "ya dükkan ya ben " dedim dükkanı devretmeye ikna oldu. Bir sene boyunca kuruş getirmdiği gibi bizi 20-25 milyar zarara uğratan dükkan konusunda başarısızlığını hala kabul etmez. Giden para olsun huzurumuz yerinde olsun dedim ordan ayrıldıktan sonra bir kere bile lafını etmedim.
Buraya gelince de işte bir yüksek lisans çıktı 20 gün onla uğraştı tez için, bitiremedi raporu bitince bıraktı, sonra sınav çıktı yıllık izinle gitti... Şimdi yeniden sınav açılmış ama benim artık hiçbirşeye tahammülüm kalmamış... Eve zaten yorgun argın gelip kitapların başına geçtiğini görünce "buna da mı sabredeceksin " diyorum kendime.. Bu bitince başka birşey çıkacağını bilmiyor musun diyorum... Ki bu adam benim sınava hazırlanmama izin vermedi emrivaki tayin ile...sadece 1 sene işten ayrılıp hazırlanacak, hayallerimi ben de gerçekleştirmek için çabalayacaktım, ama sınava hazırlık zorlu bir süreç evliliğimize zarar vermesin dedim ve anında vazgeçtim....
O vazgeçmiyor... Olmuyor, kendini her zaman sadece kendini düşünmekten vazgeçmiyor...
temyiz süresinin dolmasına az kaldıBitti mi tamamen tatlım, kendi derdime düştüm yazamadım
Bir insan eşinden gizli ne konuşur mesajları niye siler? Ya bir kadın var eski sevgili gibi erkek arkadaş diye kandırıyor ya da aklıma fethullah geldi polis olması bakımından deşifre olmamak için böyle yapıyor.
İlişkiniz konusunda 10 yıldır birşeyler oturmamışsa bundan sonra düzeleceğini zannetmiyorum.Çocuk falanda yokken önünüze baksanız ne güzel olur.
Benim eşimde sizin eşinize çok benziyor maalesef hala sevip sevmediğinden emin olamıyorum.18 yıl geçti zaman zaman acaba ben aşık olarak evlendim onun ki sadece hoşlanma ya da arzumuydu diyorum.Y ada para için mi evlendi diyorum daha rahat hayat yaşarım diye mi düşündü.Bunu çok hissettirdi bana maalesef .
Yedirecek parası var mı ki yedirsin, eşin sanki layloylom yaşıyor hayatı Yaşadığınız şeyin içini doldurmuyor anlatmandan öyle anladım.Özet: eşimin sevgisini hissedemiyorum, bu tek başına boşanma sebebi mi karar veremiyorum....
nerden başlasam bilemiyorum kızlar... eşimle alakalı bazı sorunlardan bahsetmiştim daha önce. gittikçe uzaklaştığımı hissediyorum kendisinden. evlendiğimizden beri benden uzaklaşmak için hep bahane aradı sanki..
eşimin bazı mide bulandırıcı durumlarını da nikahımız yapıldıktan sonra faceinin şifresini kırarak öğrendim, o zaman başımdan aşağı kaynar sular aktı bu nasıl bir adam böyle diye.. o konuyu da bilenler var.. ama işte basiret bağlanması mı ne , "benden önce olmuş hepsi" dedim ve kapattım konuyu o zaman, nikah yapılmamış olsa sevgili olsak trilyon kere ayrılırdım ondan eminim... O olayla eşimin aşk sevgi adamı olmadığını anladım, kadınlara yaklaşımı maalesef ki berbat durumda...
evlendik evimize gideli 1 hafta olmadan ısrar kıyamet annesini çağırdı yanımıza (ailesine hiç düşkün biri değil oysa) , 1 hafta 10 gün kalır döner diye sesimi çıkarmadım ama annesi gitmek istedikçe hele dur daha yeni geldin dedi durdu. 20. gün ben "benden bu kadar çabuk mu sıkıldın niye göndermiyosun anneni" diye ağlama krizine girince "yaa ayıp olur diye göndermedim niye sıkılayım senden" dedi ve sonraki gün ben annesini de alıp memlekete döndüm , tayin için evrakları bahane ederek, ve sonra tekrar eşimin yanına gittim.
evliliğimiz aşırı hızlı oldu bilenler var, tanıştık 5 ay sonra nikahımız yapılmıştı tayin işi için, nikahtan 3 ay sonra da düğün oldu zaten. eşimi flört ve nişanlılık döneminde sadece günde yarım saatlik tlf konuşmalarından tanıyorum , onlar da "seni çok özledim keşke yanımda olsan"lardan ibaretti. ben o dönem de hep şikayetçi idim durumdan. seni hiç tanımıyorum bırakalım bu özledim sevsem öpsem muhabbetlerini başka konu yok mu konuşacak, paylaşımımız yok hiç diye şikayet ederdim , eşim "evlenince zaten herşeyi senle paylaşıcam merak etme" diye konuyu kapatıyordu.
eşimi tanımıyordum, o da beni tanımıyordu hiç. bu da bende benle acaba maddiyatı düşündüğü için mi evlenmek istiyor sorusunu ister istemez düşündürttü. ki keza arkadaşlarına "nasıl biri ?" diye sordurttuğum arkadaşlarım hep "maddiyatçı , çıkarcı, bencil, eşşeği alnından öpüyorsun" diye tarif ettiler eşimi. (bu arada ben de holding sahibi falan değilim sadece benim maaşım onunkinin 3 katı) ben de bunlar üzerine eşimin yaklaşımını anlamak için "evlendikten sonra 1-2 sene işten ayrılmayı düşünüyorum, sınava hazırlanıp şansımı deneyeceğim" dedim. eşim de "sen bilirsin ben sana çalış da diyemem çalışma da diyemem, çalışmazsan her türlü ihtiyacını da elimden geldiğince karşılarım" tarzı konuştu ve ben de "nasıl böyle kötü düşünebildim ne kadar ayıp ettim" diye kendi kendimi yedim. tayin istedim çıkarsa çalışayım yea , çıkmazsa da sınava çalışırım bir sene diye düşündüm. o dönem sülalesinin yüreğine iniyordu, annesi babası sanki çok vahim bir olaymış gibi vah vah tüh tühlerini eksik etmedi ve eşim tayinimin çıkması için bakanlıkların kapısında saatlerce koşturdu, araya birilerini sokmaya çalıştıben şok içerisinde izledim sadece ve tayinim onun yanına çıkmayınca ortak nokta olarak avuç kadar bir şehre geldik ikimizde....
ve eşim buraya yerleşir yerleşmez ticarete atılma heveslerine kapıldı. ben istifa edicem zaten yük olmayayım ona diye evlenirken hiçbir talepte bulunmadığım gibi mobilyalarımı inanılmaz uygun fiyatlara aldım. perdelerimi pazardan seçtim düşünün! eşim alelacele girdi ticarete , benim bir senelik maaşı kredi çektirdi bana, dükkan ödeyecek borcu hiç düşünme dedi. benden gizli de gitti kredi çekti, yakaladım, kavga gürültü... o dönem 6 ay bir sene kadar her boş saniyesinde dükkana koştu, avuç kadar şehirde ne arkadaşım var ne arkadaş edinebileceğim bir çevrem var ne de bir sosyal aktivitem.. kafayı yiyordum. her ay eşşek gibi gidip maaşımı yatırdım dükkanın kredisine! o ise kendi işi yeterince yoğun değilmiş gibi dükkana koştu her fırsatta.. bahanesi de boş bırakırsak çalışanlar para çalar vs idi.. neyse dükkan konusu zaten hayatımın en berbat olayı... sonunda ortağından kazık yedi yatırdığımız paranın yarısını alabildik devrettik ve ordan ilçeye tayin istedim ben geldik buraya...
bu sefer eşim sınava hazırlanıcam dedi, yıllık iznini aldı memlekete gitti ders çalışcam diye, sesimi çıkarmadım kazanamazsa bana patlamasın diye.. oysa evde çoluk çocuk yok pek rahat çalışabilirdi evde, ben zaten sabah 8 akşam 5 işteyim ev boştu...
o bitti çocuk konusu ile ilgili ameliyat oldu 20 günlük raporunu yine memlekette geçirdi bensiz(3. günde ayağa kalkmıştı öyle yatak döşeklik durumu yoktu) burda da bahanesi yüksek lisansımı tamamlayacağım olmuştu(oysa evlenmeden önce bana yüksek lisansını bitirdiğini söylemişti)
memlekete ne zaman gitsek, birlikte gezme teklifinde bulunsam ,bir saatin var ona göre derdi, sonra dakika sayardı 43 dakikan kaldı haberin olsun gibi.. benim bütün hevesim kaçar , git sen deyip yollardım arkadaşlarının yanına..
benden her fırsatta kaçtı , uzaklaştı... bin kere benle zaman geçirmekten hoşlanmıyorsan bitsin diye boşanmayı teklif ettim asla razı olmadı. ve ben şu anda zerrece sevildiğimi hissetmiyorum... hiç umrunda değilim onun sanki... kendi halinde yaşıyor... bu arada ne yüksek lisansı bitirdi, ne sınavı kazandı o dönemlerde. şimdi yeniden sınav açılmış ve her boş anında ders çalışcam diye gidiyor yanımdan.. izinler kapalı ama açıldığında ilk fırsatta izin alıp ders çalışcam diye gideceğinden de eminim...
bu sevgisizlik hissi her geçen gün daha çok evliliğimi sorgulatıyor.. yatakta da hissediyorum bunuhani şöyle bir bakış olur aşk dolu, ne bileyim bir okşayış, bir kokumu içine çeksin... yok böyle şeyler... afedersiniz film çekiyor sanki!! İlişkiden sonra kendimden bile nefret ediyorum o kadar aşktan sevgiden uzak oluyor ki...
Şimdi düşünüyorum işte.. Bu evliliği neden devam ettireyim ki diye... Yuva kurmak zor yıkmak kolay tamam da ben evliliğimi yuva olarak tarif edemiyorum ki...
Eşimin iyi huyları da var yemek temizlik olayına evde ise %80-90 yardım eder, eğer ki evde yoksa ve ben yapmamışsam hiç dert etmez niye yemek yok yada niye ev dağınık diye.. Ütüsünü kendi yapar, ailesi için benle hiç tartışmaya girmedi, ailesine para yedirme derdi yok, kıskanç yada kısıtlayıcı değil, sadakatsizliğini yakalamadım...
Kafam çok ama çok karışık
Bu adam sizi hasta eder. Sonra da dönüp kendine bakmaz"benim yüzümden mi oldu acaba" diye. İyi düşünün böyle hayat çok zor ve gittikçe daha da zorlaşacağa benziyor
Canım orda da yine sevgisizliği ana konuydu, ben adamın kadınlara ne gözle baktığını yani karakterinin bir parçasını anlatmak babında face olayından bahsettim ama sonra konuşma tamamen onun üzerine döndü, ben o olayı yemiş gibi yapıp kapattım ama karakterini de anlamış oldum o açıdan. Yani adamın ondan sonra bir kadın ilgisini sezmedim, yakalamadım konu da başka kadınlara yaklaşımı değil benim mevcut evliliğim idi... O yüzden face olayından devam etmek istemedim fikir almaya, hani keşke o zaman nikah iptali diye birşey olduğunu bilseydim, bilmiyordum boşanıcaz daha evlenmeden diye düşündüm.. Bu kadar birikmemiş ki göze alamadım keşke alsaymışım...Diğer konunu açtığında beni de kibarca uyarmıştın konumuz 300 kadın muhabbeti değil diye.
Yanlış anlama ama evlenmeden önce de yapmış olsa bu hareket onun karakterini gösterir.
Ve bırak soğutmaya bana buz tutturur öyle bir adam.
Saydığın özelliklerin hepsi de tiksindiğim şeyler.
Adam kayırma, torpil v.s v.s
Sen düzgün bir kadına benziyorsun.Ortak ne özelliğiniz olabilir ki aklım almadı.
Senin ruhunu temizlemeyen adam evi temizlese ne olur?
Ha bu arada ayrılsam beni aramaz diye düşünme.
Benim bir sevgilim vardı ben şöyleyim böyleyim hiçbir eski kız arkadaşımı aramam filan diyen.
Bitirdim. 1 ayda peşimde kene oldu.
Mesaj ayrı arama ayrı.
Evli değilim ama gözümde evlilik hayatı paylaşmaktır.
Ama senin eşinde öyle bir şey görmedim.
Ya bir de bir zahmet evlilik adamı olmayan adamlar evlenmesin...
Benim aileden durumu bilen bir kişi bile yok..temyiz süresinin dolmasına az kaldı
ailemin yanındayım canım, ben durumu kabul ettimde bizimkiler özellikle annem kabul edemiyor işte.
adamın tüm olumsuzluklarını bilmesine rağmen, benim mutsuzluklarımı bilmesine rağmen
işte anne yüreği ilerde yalnız kalırsın, anne olamazsan fln diyor.
Allahım gelecek günlerin hayırlısını nasip etsin
annem hayat geç kalmışım gibi davrandıkça moralim yerlere düşüyor.
sen nasılsın canım
Canım orda da yine sevgisizliği ana konuydu, ben adamın kadınlara ne gözle baktığını yani karakterinin bir parçasını anlatmak babında face olayından bahsettim ama sonra konuşma tamamen onun üzerine döndü, ben o olayı yemiş gibi yapıp kapattım ama karakterini de anlamış oldum o açıdan. Yani adamın ondan sonra bir kadın ilgisini sezmedim, yakalamadım konu da başka kadınlara yaklaşımı değil benim mevcut evliliğim idi... O yüzden face olayından devam etmek istemedim fikir almaya, hani keşke o zaman nikah iptali diye birşey olduğunu bilseydim, bilmiyordum boşanıcaz daha evlenmeden diye düşündüm.. Bu kadar birikmemiş ki göze alamadım keşke alsaymışım...
O gün faceini kırıp gördüğümde gece saat 12 idi neye uğradığımı şaşırdım, okuyamadım tek başıma hepsini arkadaşıma gittim hemen laptopu kapıp.. Saatlerce oturduk başında tek tek okudum mesajları... "Buket ben ne yapıcam ???? Evlendim ben bu adamla! Bu Nasıl bir adam böyle " diye saatlerce ağladım... Herşey olacağına varır dedim kalktım eşimin yaşadığı şehre gittim.. Bunlar ne böyle diye önüne attım tlfu face açık halde.. Ben yapmadım arkadaşımdı dedi gülme krizine girdim, Nasıl bu kadar salak görünüyorum acaba diye.. Sonra işte benim de yazdığım bir iki tane vardır belki, dalga geçmek amaçlı yaptık arkadaşla, tanımıyorum hiçbirini falan anlattı.. O zaman düşündüm işte daha düğün yapmadan boşanmak mı yoksa yok saymak mı.. Ve yok saydım. Hatalıyım ama süreç o Zaman maalesef öyle işledi..
Bu arada o dönem birçok kadın arkadaşımdan faceden bana da yazmıştı diyenler çıktıbenden 10 yaş büyük çocuklu bir bekar kadın arkadaşıma bile yazmış.. Ama o mesajlarda yoktu, belki başka hesapları vardı bilmiyorum. Benle olan konuşmaları da orda yoktu mesela..
Benim aileden durumu bilen bir kişi bile yok..Seninkiler bildiği halde böyle ise kendi ailemi düşünmek bile istemiyorum... O yüzden dava açıp sonuçlanana kadar da kimseye bahsetmeyi düşünmüyorum
temyiz süresinin dolmasına az kaldı
ailemin yanındayım canım, ben durumu kabul ettimde bizimkiler özellikle annem kabul edemiyor işte.
adamın tüm olumsuzluklarını bilmesine rağmen, benim mutsuzluklarımı bilmesine rağmen
işte anne yüreği ilerde yalnız kalırsın, anne olamazsan fln diyor.
Allahım gelecek günlerin hayırlısını nasip etsin
annem hayat geç kalmışım gibi davrandıkça moralim yerlere düşüyor.
sen nasılsın canım
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?