Kızlar yeni bir başlık açıp, kalabalık yapmak istemediğim için yine kendi konumdan devam etmek istiyorum. Her şey prosedürlere uygun ilerlerken, ailecek oturup sohbet ettiğimiz bir akşam, benim sevgili annem, beni isteyen ve söz düşündüğümüz uzaktan akrabalarımızdan, daha dogrusu damat adayının kendisinden elektrik alamadığını itiraf etti.
Ben zaten ailenin düşüncelerine çok önem veren, dolayısıyla ebeveynlerimin tam rızasının olmasını isteyen ve bu bağlamda hep mantığıyla hareket etmeye calısan bırı olarak allak bullak oldum annemin bu itirafıyla...
Daha evvel de belirttiğim gibi öyle aman aman bir aşk ve sevgi yok. Sadece bir beğeni hoşlanma durumu söz konusu. Bunu soyluyorum cunku gozumu karartıp da " illa da O" diyecek bir kıvamda değilim. Ama yine de annemin elektrik alamadığını (ki bu elektrık almak kavramından annem de bende nefret ederız
) soylemesıyle içime bir ateş düştü sanki, üzüldüm. Demek ki deli gibi sevsem bu olayın üzerine yataklara düşerim herhalde
Neyse, sebebini sordum anneme. "Benim göremediğim, senin gördüğün, farkettiğin, hissettiğin ne var? Ne oldu da , ne dendi de sende böyle bir antipati oluştu?" diye.
Cevap yok. Bilmiyorum diyor. Sebebi yok diyor. Ailesi iyi, tanındık bilindik bir aile. Cumhurun görüşü olumlu bu aile hakkında. Ama annem elektrk alamamıs (!). Daha evvel kı konularımda da bahsetmıştım bırazcık. Muhafazakar bır aıleyız bız. Ama damat adayı çok hassas degıl bu konuda. Örnek vermek gerekirse, annemin tek şartı, İslamiyeti tam anlamıyla yaşamaya çalışmak. Bu bağlamda da 5 vakıt namazında bırı olsun ıstıyor damat olarak. Bu damat adayı da namaz kılıyor ama işi nedeni ile şehir dışına gidip gelmek zorunda olduğundan bazı vakitleri kaçırıyor. Bize geldiklerinde annemin bu husustakı sorusu uzerıne verdıklerı cevap boyleydı. Sanırım annemi bu mutmain etmedi.
Tabi kendi de farkında, başlarda ibadetleri eda etmek adına 4 4luk dıye nıtelendırılebilecek insanların, sonraları 180 derece degısebılecegını, barlardan, ordan burdan cıkmadıklarını. Ama herhalde içinin rahat olması için ilk etapta bu konuda tam güvence verebilen, onu mutmain edebilecek bir cevap almak isterdi.
Şuanki endişeleri sadece ihtimaller üzerine. " Ya namazı bırakırlarsa, ya butun vakıtlerını tv başında geçirirlerse, ya gaflete düşerlerse" diye. Boyle dusunmesıne sebep olan damat adayının kaçırdığı, kaçırmak zorunda kaldığı namazlar, evimize geldiklerinde giydiği dar pantolon ve gömlek, biraz artist olduğuna dair söylemler diyebilirim.
Anlayacağınız yine kafam karıştı. Bu kadar çabuk aklım karıştı çünkü annem gercekten akıllı bır kadın. Hisleri kuvvetli. Bu vakte kadar hangı konuda ne soyledıyse ne dusunduyse hep soyledıgı ve dusundugu gıbı oldu. BIz ya da bır baskası annemın dedıklerını dınlemeyıp kafamıza gore hareket ettıgımız her konuda dönüp dolaşıp annemın lafına geldık. Bu yüzden bu kadar etkilendim annemin itirafından...
Sizce annemin bana somut bir gerekçe göstermeden, ihtimaller üzerine kendisinde hasıl olan endişelerden dolayı "elektrık alamadım, sen kararını ver, nasıl ıstersen oyle olsun" demesını göz önünde bulundurmalı mıyım?