Gezi Parkı eyleminin sonuçları ;

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
"MSÜ'den meslektaşım Osman Erden bir kadına taciz edenleri engellerken gözaltına alınmış. Sadece Türkiye'de olur bunlar!" Ferdan Ergut
 
amerikayı fethetmişiz demek ki :))) çöp arabasının yanındaki aracın plakası türk plakası :)))
amerikaymış

Oruçtan olsa gerek... :)Ya da nasıl saldıracağınızı şaşırdınız.

Ben Amerika mı dedim? :) Kendi paylaştığın haberi okumadın anlaşılan...:) Olay İstanbul'da geçiyor ve kadın turist. Fotoğraf burada çekilmiş yani... Ertesi gün Amerikaya geri dönüyor.

Çöp aracını toma ile karıştırınca öyle dedim.

(bak noktasından virgülüne kadar açıklıyorum. Herkese yapmam).

 
"Taksim 10 gün halkın kontrolüne geçti o esnaf paraya para demedi. Polis geldi isleri kesildi. Esas muhatabiıa diklenemeyen korkak esnaf..." Eren Eğilmez
 
Gezi Parkı protestolarının ilk gününden itibaren sahada olan çevik kuvvet memuru A.B (25) anlatıyor: “Polis vahşi! Bize saldırdı” demek yerine o emirleri verenleri sorgulamak lazım. İdarecilere kırgınız, kafamıza göre iş yapmadık”

Zeynep Bilgehan

Fotoğraf: Levent Kulu


Bizi hataya sevk ettiler

Sizin gözünüzden 31 Mayıs 2013 Cuma sabahı Gezi Parkı’nda ne yaşandı?

Park, belediye arazisi içinde olduğundan aslında bizim sorumluluk alanımızda değildi. Ama toplumsal olaylarda, grupların güvenliğini sağlamak da görevlerimizden biri. Beklerken eylemciler bize “Siz inşaat bekçisi misiniz?”diye laf atıyordu.

Taş atanlar da oluyordu ama tolere edebileceğimiz seviyedeydi.

Sonra “Zabıta çadırları yaktı” haberi geldi. Zabıta ikna yoluyla onları gönderebilecekken olaylar bu noktaya geldi. Müdahalenin şekli yanlıştı ve emir demiri kesti. Zabıtanın görev alanı polise yıkılmaya çalışıldı.


Siz hangi noktada devreye girdiniz?

20 kişilik bir grup olarak bekliyorduk. Tam bir belirsizlik hakimdi. Amirlerimiz bize “Gerekeni yapın” dedi. Bu, çok yuvarlak bir laftır. Polisi kaderiyle baş başa bıraktılar. “Gerekeni yapın” da... Ne yapacağız? Emir açık olmadığı için istismara ve insiyatife çok müsaitti.



Bunun üzerine gaz atmaya mı karar verdiniz?

Müdahale edilen yere “Gaz atın veya atmayın” denmedi. Gazın hangi şartlarda nasıl kullanılacağını biliyoruz. O şartlar olduğunda gecikmek sakıncalı bir haldir. “Gerekeni yapın” emrinin doğurduğu bir sonuç oldu. Gerekenin bu olduğunu düşündük.





Gaz hangi şartlarda kullanılır?

Size karşı bir saldırı veya dağıtmanız gereken bir grup olduğunda biber gazı garantili bir yöntemdir. Çünkü grupla aranıza mesafe koyarsınız. Aradaki mesafe azaldığından birebir müdahaleyi engellemiş olursunuz. Orada da bir hengame oldu.



Parktaki eylemcilerin barışçıl olduğunu bilmiyor muydunuz?

Görev öncesi bize bilgiledirme yapılsaydı böyle olmayabilirdi. Çok farklı gruplarla karşı karşıya geliyoruz. Karşımıza gelene kadar bu grupların ne olduğunu bilmeden gerekeni yapmam söyleniyor.

Bu insanların neden orada olduğunu söylemediklerinden bireysel insiyatif ve hatalara kayılıyor. Bu da Çevik Kuvvet’in idari yapısından ve memurun önemsenmemesinden kaynaklanıyor.

Bizi hataya sevk ettiler.




Ama bunun sonucunda olaylar gelişti...

Yaşananları sonradan gördük ama o andan itibaren bir anlamı kalmadı. Parkı muhafaza altına aldık. Sonra Gümüşsuyu’na gönderildim ama o esnada kıyamet kopmaya başladı ve gün kavramımız kalmadı.

Sadece “Grup geliyor hazırlanın” deniyordu. Kask ve maskeyle sadece koşuyorduk, nerede olduğumuzu bile bilmiyorduk.

Hep bitsin de evimize gidelim diye düşündüm. 48 saat hiç uyumadan görev yaptım.

Molalarda Beşiktaş vapur iskelesinin önündeki banklarda uyudum.




Normal mi bu kadar uzun saat çalışmak?

Devlet memuruna işkencedir bu. Çalışma saatlerinin düzenlemesi var ama bazı idareciler kendilerini kanundan üstün görür.

Haftada 40 saatten fazla çalışmamamız gerekirken tek seferde 100 saati deviren arkadaşlarımız oldu.



Bu durum psikolojinizi nasıl etkiliyor?

Müdahalenin dozajını artıran nedenlerden biri de buydu. 48 saattir görevdeyim, hiç uyumamışım, yorgunum, tuvalete gidememişim, yemek yiyemişim; tüm bunların bende yarattığı etki sarhoşlukla aynı.

Mantıklı düşünce ve otokontrol yeteneğim kayboluyor. Karşımdaki insanın kim olduğunu, demokratik hakkını mı savunduğunu düşünemiyorum. Anlatmaya çalışsalar dinleyecek haliniz yok. Agresifleşiyorsunuz. Bu agresifliğin vatandaşa yansımaması imkansız.



Öyle de olsa bu kadar sert müdahale şart mıydı?

“Kafama göre vatandaşa şöyle müdahale edeyim” şeklinde olmadı. Bana öyle emir geldi. Müdahalede orantılık ilkesi vardır. Direnç artınca müdahale de orantılı şekilde artırıldı.

Halkın çok tepki vermesinin nedeni de çadırların yakılmasıydı. Biz de bu olaydan rahatsız olduk. Sistem, “Emir geldi, bari hepsini kullanayım” diye işlemiyor. Burada mesele bir kişinin çok gaz atması değil aynı anda bir çok kişinin gaz atmasıydı.




Böyle bir durumda görevi reddetme seçeneğiniz yok mu?

Karşılığında gelecek ihraç ve soruşturma gibi yaptırımları göze alabiliyorsak reddederiz. Ya itaat et ya terk et mantığı var. “Gaz atmıyorum” derseniz aklınıza gelmeyecek baskıyla karşılaşıyorsunuz.

Dışlanıyorsunuz, sürülüyorsunuz.

Sizi intihar bile ettirirler. “Ben yapmayacağım” demeyi çoğu kişi göze alamıyor. Kendi kendimize isyan ediyoruz. Zaten söyleseniz de bir şey değişmiyor.

Bir idareci bana ‘Beğenmiyorsan, geç karşıya taş at!’ dedi.



Şu an polise çok öfkeli bir kuşak var. Bu durum nasıl düzelecek?

İnsanların polise olan bakışını düzeltmek istiyorsanız teşkilatın kendini düzeltmelisiniz. Çok çalıştırdığınız, parasını vermediğiniz, sosyal hayatı olmayan, psikolojisini bozduğunuz insanlardan vatandaşa iyi görünmesini bekleyemezsiniz. Tüm yanlışların üzerine bu yanlış olunca çok uzun süre imaj düzeltilemeyecek.



Hayat şu an sizin için zor olmalı...

Polis, Türkiye Cumhuriyet tarihi boyunca zaten hiç sevilmedi ama halk bizi sevsin diye bir derdimiz yok. Sadece başımızdaki idarecilere kırgınız. Kafamıza göre iş yapmadık. Bu süreçte Emniyet Genel Müdürü’nün tek bir açıklaması bile olmadı.

“Polis vatandaş değil mi? Biz de halkı ama eylemi desteklesek bile üniformayı giydiğimiz anda devletin ete kemiğe bürünmüş haliyiz ve her an bunu düşünmek zorundasınız.

Olaya ‘Yeter ki çözülsün’ diye bakıyoruz.”

Bizi hataya sevk ettiler / 1 - Foto Analiz Haber
 

Tweetin orjinalinde yazan kelime"k...na" imiş.
Ne yazdığını bilmediğimiz için hakaret içeren birşey yok demiştik.
Bu tweette Türk kadınına yapılan bir terbiyesizliktir.
Yazıklar olsun, bu kadar mı değersiziz biz kadınlar bu ülkede.
Milletvekili özür dilemiş, neyin özrü bu Allah aşkına,Türkiye Cumhuriyeti nin milletvekillerine bakın; kadını koydukları yere, yaptıkları terbiyesizliğe...
Biri kadın gazetecilere küfür eder, diğeri bir kadına.
Yazıklar olsun hepsine!!
 
Türkiye'nin gündemle imtihanı...

Bu fotoğrafı çektirirken, ortak kederimiz, utancımız, yasımız olacağını hiç hesaplayabilir miydin be çocuk! Nerden bilebilirdi ki senin 19 yaşındaki yüreğin, insanların bu kadar zalim olabileceğini.
Nasıl tahmin edebilirdi ki; senin 19 yaşındaki dünyan, başına gelecek gaddarlığı. Endişelerinin ve korkularının bile insani, vicdani sınırları vardı senin. Geride bize onlarca şey bıraktın, her biri tonlarca ağırlıkta...
Ama en ağırı ne biliyor musun? Bir gün gözümüzü kapatsak bile göreceğimiz o gülüşün...

1- Adım Ali. 19 yaşındaydım. Anadolu Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği’nde okuyordum. Neden öldürüldüm?
a- Anayasal hakkını kullanmış, sivil ve barışcıl olan bir protestoya katılmıştın Ali!
b- Bir hukuk devleti olan ülkemizde polisten kaçıyordun Ali!
c- ‘Çapulcuydun’ eli sopalı hassas ‘kişilerce’ cezalandırıldın Ali!
d- Birilerinin ‘destan’ yazdığı günlerdi, sorunun yanıtını veremiyorum affet Ali!

2- Son bir ayda; 5 kişinin öldüğü, 11 kişinin gözünü kaybettiği, 104 kişinin kafa travması geçirdiği, 61’i ağır olmak üzere 8 bin 121 kişinin yaralandığı, 1 kişinin dalağının alındığı, 2 kişinin ise hayati tehlikesinin yaksek olduğu olaylar yaşayan ülke?
Şıklar zor farkındayım; o yüzden ipucu: Palayla saldırmanın meşru olduğu yer!
a- Fransa
b- Almanya
c- İngiltere
d- Türkiye

3- Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay geçen martta “Bizim dönemimizde faili meçhul yok” demişti. Hadi bir test edelim mi?
a- Gezi eyleminde ölen Abdullah Cömert’in katili nerede?
b- Gezi eyleminde ölen Ali İsmail Korkmaz’ın katilleri nerede?
c- Gezi Eyleminde ölen Mehmet Ayvalıtaş’ın katili nerede?
d- Şıklara ‘bulundu’- ‘bulunmadı’ yanıtı verin, sonuç neyse o!

4- Ünlü Rock grubu Redd’in prodüksiyon ekibi üyesi İTÜ öğrencisi Oğuz Tekin neden tutuklandı?
a- Elinde pala ile Talimhane sokaklarında gelene geçene saldırdığı için
b- Sokakta bir kadının sırtına tekme indirdiği için
c- Bir eylemciyi hedef gözeterek kafasından vurduğu için
d- Doğal havası artık biber gazı olan Taksim’de baret ve toz maskesi taşıdığı için.

5- İstiklal Caddesi’ne yer sofrası kuran, oruç tutantutmayan onlarca insan birlikte iftar açtı. Bu tarihi kardeşlik manzarasına karşı en ‘popüler’ tepki?
a- 28 Şubat’ta niye yapmadınız?
b- 28 Şubat’ta neredeydiniz?
c- 28 Şubat’ı unutmadık!
d- Vs. vs..
6- Aşağıdakilerden hangisi Başbakan’a bu hafta Başdanışman olan Yiğit Bulut’un kamuoyuyla paylaştığı bir söz değildir?
a- “Sistem artık ‘demokrasiden’ ‘faşizme’ doğru kayıyor. Tehlike çok büyük, AKP kapatılmalıdır.” - 2008
b- “Türkiye’nin içine girdiği yol ve Hitler Almanya’sının vardığı nokta. Başlangıç noktaları ve gelişimleri itibariyle aynı.” - 2008
c- “Birçok merkezde telekineziyle (düşünce gücü) Erdoğan’ın ölmesi için sürekli çalışma yapılıyor.” - 2013
d- “Jölem bitti”.

Haftanın unutulmaz açıklamaları...
1- Başbakan: Vatandaşa saygılı olan tencere tavayı mutfakta kullansın
2- Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin: Merkel’in (polis şiddetiyle ilgili) tepkisinin ardında, THY’nin Avrupa’da ilk sıraya oturmuş olmasının kıskançlığını görüyorum
3- Afyonkarahisar Devlet Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Doç. Dr. İlker Alat: Hastalara verilecek ilaçlara haram-helal uyarısı konulsun
4- AK Parti Milletvekili Zeyid Aslan’dan kadın gazetecilere: Ben sizin bacak aranızı çekip gazeteye bastırsam.

Haftanın ‘sempatik’ mevzuları
1- Eda Taşpınar’ın güneşlenmekten nihayet fırsat bulup denize girmesi.
2- Şarkıcı Kendi’nin ‘photoshopsuz fotoğraflarını internete koyarım’ diyen menajerini şikayet etmesi
3- Eski ikoncan Süreyya Yalçın’ın Çeşme’de havuz başına 6 lahmacun 14 porsiyon suşi sipariş edip 650 TL ödemesi
4- ‘Nişanı attı mı atmadı mı?’ sorusunun yanıtı için futbolcu Arda Turan’ın parmağının her gün haber olması.





CEVAP ANAHTARI
1-d 2-d 3-d 4-d 5-d 6-d

Türkiye'nin gündemle imtihanı

 
Son düzenleme:
15-20 kişilermiş…
Ellerinde sopalar, bıçaklar varmış!
Eskişehir’deki protestolarda hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ı anmak için Kocamustafapaşa’da forum yapanlara saldırmışlar.
Cumhuriyet’in haberine göre, militanların lideri olduğu öne sürülen kişi, “Yarın akşam gelirseniz, hepinizi keseriz. Kaç kişi ölür sayamazsınız!” diye bağırarak tehditler savurmuş.
Sonra da Facebook’taki hesabından Kocamustafapaşa Meydanı’ndaki Gezi Parkı eylemlerinin bittiğini ilan etmiş!
Ayrıca, elinde oyuncak tabanca bulunduran bir çocukla çektirdiği fotoğrafı da paylaşmış!
Fotoğrafın altına şu notları düşmüş:
“Ne yapacaksın?” dedim.
“Kemal Kılıçdaroğlu’nu vuracağım!” dedi.
“Niye?” diye sordum.
“Çapulcuların başı o!” diye cevap verdi.
“Doğru yoldasın yeğen!” dedim.
* * *
Çapulculara savaş açan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu hedef gösteren saldırganın Facebook’ta başka fotoğraf ları da var.
Bunlardan birinin AKP mitinginde çekildiği anlaşılıyor.
Ayrıca giysisinin üzerinde muktedirin resmi bulunuyor!
* * *
Muktedir durmaksızın kışkırtıyor!
Yalan üzerinden toplumu bölüp, kutuplaştırıyor.
Bir seçimi daha kazanabilmek uğruna, kardeş kavgasına zemin hazırlıyor.
Metinlerini yazan danışmanı “Aman ne yapıyorsunuz muktedirim, lütfen sakin olun!” diyeceğine, tam tersini söylüyor!..
“Şimdi her alanda taarruz zamanıdır!” diyerek, bindirilmiş kıtalara saldırı emri veriyor!
Gaza gelen sopalı, bıçaklı, palalı saldırganlar harekete geçiyor.
Forumlar basılıyor, tehditler savruluyor!
“Hepinizi keserim!” diyen saldırgan muktedirle, muktedir de yarattığı bu vandallık şaheseriyle (!) gurur duyuyor!..
Muktedirin oyuncağı haline gelen güzelim Türkiye, karanlık yarınlara doğru savruluyor!
Uğur Dündar
 
Son düzenleme:
25 Haziran 2013 Salı Saat: 10:18
TOMA'nın önünde neden durdum?
Siyahlı kadın artık ben değilim. O artık beni eve çekip limon veren adam, gururlu bir şekilde yürüyen anti-kapitalist Müslüman, inandıkları için ayağa kalkan ve sokaklara giden her bireydir.

İSTANBUL- İstanbul’daki Gezi Parkı gösterilerinin ilk günlerinde bir TOMA’yı karşısında durup kollarını açarak durduran kadın gösterilerin sembollerinden birine dönüştü. Üzerindeki siyah elbise nedeniyle ‘siyahlı kadın’ olarak adlandırılan kadının kimliğiyle ilgili farklı bilgiler veren haberler yayınlandı.‘Siyahlı kadın’ olarak bilinen Kate Mullen BBC Türkçe’ye kimliği ve gerçekleştirdiği eylemle ilgili konuştu.

TAZYİKLİ SUYA KARŞI KIPIRDAMADAN DURDU
Cullen, Avustralyalı bir öğrenci olduğunu söylüyor. Sydney’de sosyoloji okuyormuş. 21 yaşında bir Avustralyalı. Üniversitede okurken resepsiyonistlik gibi yarı zamanlı işlerde çalışıyormuş. İstanbul’a geliş nedeni ise eğitim.

2012 Eylül'ünde İstanbul’a geldiğini ve öğrenci değişim programı kapsamında Koç Üniversitesi’nde eğitim gördüğünü aktaran Cullen, ''Başlangıçta sadece bir sömestir kalmayı planlıyordum ama bu kentin, insanların ve kültürün içinde yaşadıktan sonra bir yıl boyunca kalmaya karar verdim.'' diyor.

‘Avustralya’da da eylemlere katılmıştım’
İlk eylemi değil Cullen'ın Gezi Parkı gösterileri. Cullen, Sydney’de birkaç gösteriye katıldığını, Avusturya'nın ''sığınmacıların ülkeye gelir gelmez gözaltına alınması politikasını'' protesto etmek için sokağa çıktığını, ayrıca Irak savaşı karşıtı gösterilere ve Sydney'deki Occupy - İşgal eylemlerine katıldığını anlatıyor.

Beni binaya sokup yardım edenlerden ilham aldım’
Peki Gezi Parkı eylemlerine nasıl yer almış Cullen? Mayıs ayı sonunda protestolardan haberdar olduğunu, bazı arkadaşlarının da eylemlere katıldığını anlatıyor ve şöyle devam ediyor:

''Mayıs ayı boyunca İstiklal Caddesi’nde kesinlikle şiddet içermeyen eylemlerde polisin göstericilere sürekli gazla müdahale ettiğini gördüm. Ben de bir akşam Cihangir’deki evime dönerken gaza maruz kaldım. Hayatımda hiç böyle bir şey yaşamamıştım. Acı gözlerimi yakıyordu ve nefes alamıyordum. Şansıma bir adam beni tutup bir binaya soktu. Binada bir grup insan vardı. Bana, gözlerime sıkmak için limon ve yanığı yatıştırmak için süt verdiler. Burası muhtemelen İstanbul’daki LGBT topluluğunun merkeziydi. Bana kim olduğumu sormadılar. Bana yardıma ihtiyacı olan bir insan olarak davrandılar. Tük veya yabancı, erkek veya kadın, eşcinsel veya heteroseksüel, Hristiyan veya Müslüman olmama bakmaksızın bana eşit bir şekilde sevgiyle yaklaştılar. Bu grubun iyiliğini, gücünü, kararlılığını deneyimimle gördükten sonra, ben de onlardan ilham aldım. Kendilerine çok minnettar olduğum bu insanlara dayanışmak ve gerçekten inandığım bir şey için ayağa kalkmak isteğim alevlendi.''

'Hayatımda hiç böyle bir ruh hali görmemiştim’
Cullen,daha sonra cuma, cumartesi ve pazar günkü gösterilere katılmış. Ocak ayından bileti varmış Orta Amerika seyahati için. ''Tencere ve tavalarla şarkılar söylemiş, gazlı müdahaleye maruz kalan eylemcilere limon yardımı yapmış.Hayatımda daha önce tanık olmadığı bir dayanışma, birliktelik ve iyimserlik duygusundan söz eden Cullen, şöyle devam ediyor:

''Beni en fazla etkileyen hayatın farklı kesimlerinden insanların gösterilere katılımıydı: Genç ve yaşlı, Beşiktaşlı ve Galatasaraylı, dindar (Üzerinde ‘Kapitalizme Karşı İslam’ yazan pankartı taşıyan bir grup başarötülü kadının yürüdüğünü ve Cihangir’deki cami önünden geçerken herkesin onları alkışladığını hatırlıyorum) ya da değil… Polis daha fazla gazladıkça ve daha fazla tazyikli su sıktıkça insanlar şiddete karşı şiddetsiz bir direniş için daha fazla birleşti ve kararlı hale geldi. Gerçekten öyle iyimser bir duygu vardı ki insanlar dayanışma içinde olmanın gücünü farkettiler.''
 
Amerika'da çöp aracı yokmuş. Biz öyle duyduk!

yazdığınız cümle aynen bu ....
ha bu arada regl dönemi olduğu için oruçlu değilim bak bu açıklamayı da herkese yapmam
bir de haberi asıl sizin doğru okumadığınız da ortada .. kadının milliyeti ile ilgili hiç bir açıklama yok ..sadece tomanın önünde kıpırdamadan duran kadından bahsetmiş ... bakınız haber metninin 1. kısmı ... kaldı ki kadının Amerikalı olması çok önemli değil .. hatta hangi milletten olması önemli değil ... madem bir eylem yapıyorsun onu da adam gibi yap değil mi?
 
Son düzenleme:
@teotdler: Antakya'da su sıkarken hedefi tutturamayan tomaya halk " sen yenisin galiba?" Şeklinde tempo tutuyor. #DirenAntakya

Buna çok güldüm
 
@: "Beni ne doktorlar, mühendisler, mimarlar, avukatlar istedi de hepsi göz altındalar! #direnTMMOB"

Çok hoş bu gençler.
 
Kizlar nasilsiniz?
tatilde oldugumdan dolayi cok giremiyorum, haberleri de cok takip edemedim acikcasi..

Ali korkmaz'in vefatina hala cok uzgunum..

Dun basbakanin "siddete siddetle karsilik verilir" sozune sahit oldum.. Hala da inanamiyorum nasil bir mantikla bir ulkenin basbakaninin boyle bir cumle kurabilmesine..
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…