Psikologum bana dedi. Bunlar annelerine göbekten bağlı olurlar. Çünkü anne de hasta dedi. Her sıkıştığında annesine gidiyordu. 1-2 hafta gelmediğini bilirim. Ne arardı ne mesaj atardı. Bı sessizlik... Sonra bişey olmamış gibi eve gelirdi.Ona da değineceğim, annesi de öyle ama kendisi annesinin narsist olduğunu asla düşünmedi.
Harika tanımlama aynen böyle. Ben hep şey derdim seni samimi bulmuyorum. Sanki böyle bı oyundasin gibiCok iyi davranirken, bir anda uzaklasmasi....
Ya da bir gun iyi iken ertesi gun kotu olmasi....
Sevisirken superken, bityikten sonra bir anda sana kizmasi...
Ne oldu, ne yaptim diye dusunup durursun.
Ben de oyle. Sanki onu tam olarak tanimiyordum.Harika tanımlama aynen böyle. Ben hep şey derdim seni samimi bulmuyorum. Sanki böyle bı oyundasin gibi
Gizli narsistlerle alakalı bildiğiniz bir kaynak var mı? İnternette bir ara çok araştırdım ancak bulamadım pek. Umarım siz de bu konuda yaşadıklarınızı anlatırsınız.Sizin anlattığınız açık narsisizm. Bunlar ilk etapta kendilerini belli etmiyorlar. Fazla ilgi gösterip öfkelerini belli etmiyorlar. O yüzden anlaşılmıyor. Ama narsizmin çeşitleri var. Bu anlattığınız büyüklenmeci narsist. Bir de gizli narsistler var. Bence bunlar daha tehlikeli. Çünkü ne yaptıkları belli olmuyor. Benim psikologum da eski eşime narsist kişilik bozukluğu teşhisi koydu. Ama sizin anlattiginizdan çok daha farklı. Belirgin özellikleri vardı. Sessizlikle cezalandırma,istediği olmayınca suçlama,hata görünce kafasında kurup bunun üzerinden suçlama, öfkesini belli etmemesi günler ya da haftalar sonra patlaması. Konuyla alakalı olmayan bir konuyu gündeme getirip seni huzursuz etmesi. Sürekli blöf yapması. Senin iyiliğin için deyip tatlı dille illa birşeyler yaptırmak istemesi sen itiraz edince tü kaka oluşun. Yani bunlar bir zincirleme...Uzun hikaye. O kişilerle yaşamak lazım. O kaostan çıkınca insan daha iyi anlıyor. Öbür türlü bir oyunun içinde hissediyorsun kendini. Oyun bitince aaaa ben bişey yaşamamışim ki benimki sevgi değilmiş. Sadece istekleri için yüzüme gülmüş diyorsun. Hepsi bu.
Haa evet mesela çok ilginç. Tartisiyorduk. Hani benim moralim bozuk. Tartismisiz sonuçta. O TV de güldür güldürü izleyip gülüyordu. Çok garipsiyordum. Şey algiliyordum herhalde tartışmayı büyütmüyor. Ama sonra da uykusu geliyordu uyuyordu.Ben de oyle. Sanki onu tam olarak tanimiyordum.
Bir gun tartismistik. Surati 5 karisti. O sirada telefonu caldi. Karsi tarafa kahkahalarla birsey anlatti, telefon bitince yine surati 5 karis oldu.
Ben kendimi cok iyi ifade eden biriydim onu tanimadan once. Oysa bosanirken avukata yasadiklarimi anlatamiyordum.
Sezer Ergör ve Kağan Ay hocanın videolarinin hepsini izleyin. Onlar size çokça yardımcı olur. Adeta narsistlerle yasamis gibi anlatiyorlarKonuyu takipteyim
Gizli narsistlerle alakalı bildiğiniz bir kaynak var mı? İnternette bir ara çok araştırdım ancak bulamadım pek. Umarım siz de bu konuda yaşadıklarınızı anlatırsınız.
Bizde de once terk etti. Zaten gitmeden once kendine esyali ev tutmus. Bana da mutsuzum dusunecegim dedi gitti. Ne aradi ne sordu. Gidis o gidis. 6 ay sonra cay bahcesi konusmak icin cagirdi. Ilk cumlesi cekiserek mi bosanacagiz ayrilarak mi oldu. Konusma bitti, masadan kalkarken bizden olmaz mi dedi. Ulan avukata gidip bosanma cesitlerine kadar ogrenmissin, oturdun bana evi bana birak, oglana su kadar nafaka veririm diye diye konustun, gider ayak iki timsah gozyasiyla bizden yeniden olur mu diye sorup yine kafa karistirip gitti.Tabii ki de anlatırım. Üzüntü dönemlerini geçtim. Şöyle bir tarzı var. Normal seven bir erkek ne yapar. Sorun yasarsaniz gönlünüzü alır o konu kapanır. Yani aniden öfkelenir. 5 dk sonra geçer. Bir şey olmamış gibi olur dimi. Bu öyle değil. Bildiğin kin besliyor içten içe. O kin geçmiyor. 2 gün sürebiliyor. Hiç konuşmuyor. İse gitse gün boyu aramıyor. Eve geliyor surat yine asık. Yani basit meselelerde bile böyle. İlla siz adim atmalısınız.Bicak kemiğe dayanmadikca sizin için asla bişey yapmaz. Dusunun ben evimden çıkıp anneme gidiyordum beni hiç durdurmuyordu. Yaa nereye gidiyorsun deme yok. O hep blöf yapıyor ya. Beni de öyle zannediyordu. Evden çıkınca peşinden gelme yok. Sadece telefon ediyor. İş ciddiye binince ağlamaya zirlamaya başlıyor. Ama bı sevgiden değil. Düzeni bozulacak. Hayalleri altüst olacak diye. Tabi bunu çok sonra anladım. Boşanma sürecim böyle idi. 1 hafta ağladı. 10 ay geçti ne aradı ne sordu. Hiç de zorlamadi. Eşyalarımı almaya gittim. Videomu çekti. Mahkemeye delil olması için. Düşünün normal bir insan hesap sorar. Sen nereye gidiyorsun der. Ya da şans ister. Bunda öyle birşey yok. 3 ay önce aldığım eti buzdolabından çıkarıp önüme koydu. Bunu sen almıştın bunu da götür dedi. Sonra dedi ki gitme.... Anlatabildim mi hayatı blöf... İstegi olmayınca siz kötüsünüz. Olması için de yuzunuze güler.
Empati yetenekleri yok ama muthis tiyatrocular ve korkunc yalancilar.Haa evet mesela çok ilginç. Tartisiyorduk. Hani benim moralim bozuk. Tartismisiz sonuçta. O TV de güldür güldürü izleyip gülüyordu. Çok garipsiyordum. Şey algiliyordum herhalde tartışmayı büyütmüyor. Ama sonra da uykusu geliyordu uyuyordu.
Geçen yaz evimize kadar geldi. Boşanmak istediğini abimin gözünün içine bakarak söyledi. Sebep olarak da Şeyma sofrada salatayı benden önce yiyor ve ben ise giderken uyuyor dedi. Abim şok geçirdi. Ve kurduğu cümle şu oldu. Bu tam bir tiyatrocu.Empati yetenekleri yok ama muthis tiyatrocular ve korkunc yalancilar.
Şu an boşanma aşamasında olduğum eşimi tarif etmişsiiniz. Ve şu an beni boşuna evi terketmemle suçluyor. Akladığı tek şey ailesi ve kendi tepkileri. Bana boşuna gittiğimi pişman olacağımı, kendi vicdanının çok rahat olduğunu söylüyor. Çünkü sebeplerim yeterli değilmiş. Süregelen evliliğimizde, ailesine yetersiz görüşü, sürekli onlara samimi olmadığım ile ilgili beni gözlemlemesi, hiç olmadık zamanda bunu açık etmesi, onun istediği gibi davranmam konusunda psikolojik baskısı, benim harici isteklerimde beni maddiyatı düşünmeyen hayata pembe gözlüklerle bakan çocuk muamelesiyle yaftalaması.. bunun gibi nice nedenlerim var. Ama öyle bir konuşuyor ki sanki ben sudan sebeplerle çıkmışım bu yola.Sizin anlattığınız açık narsisizm. Bunlar ilk etapta kendilerini belli etmiyorlar. Fazla ilgi gösterip öfkelerini belli etmiyorlar. O yüzden anlaşılmıyor. Ama narsizmin çeşitleri var. Bu anlattığınız büyüklenmeci narsist. Bir de gizli narsistler var. Bence bunlar daha tehlikeli. Çünkü ne yaptıkları belli olmuyor. Benim psikologum da eski eşime narsist kişilik bozukluğu teşhisi koydu. Ama sizin anlattiginizdan çok daha farklı. Belirgin özellikleri vardı. Sessizlikle cezalandırma,istediği olmayınca suçlama,hata görünce kafasında kurup bunun üzerinden suçlama, öfkesini belli etmemesi günler ya da haftalar sonra patlaması. Konuyla alakalı olmayan bir konuyu gündeme getirip seni huzursuz etmesi. Sürekli blöf yapması. Senin iyiliğin için deyip tatlı dille illa birşeyler yaptırmak istemesi sen itiraz edince tü kaka oluşun. Yani bunlar bir zincirleme...Uzun hikaye. O kişilerle yaşamak lazım. O kaostan çıkınca insan daha iyi anlıyor. Öbür türlü bir oyunun içinde hissediyorsun kendini. Oyun bitince aaaa ben bişey yaşamamışim ki benimki sevgi değilmiş. Sadece istekleri için yüzüme gülmüş diyorsun. Hepsi bu.
Tabii ki de anlatırım. Üzüntü dönemlerini geçtim. Şöyle bir tarzı var. Normal seven bir erkek ne yapar. Sorun yasarsaniz gönlünüzü alır o konu kapanır. Yani aniden öfkelenir. 5 dk sonra geçer. Bir şey olmamış gibi olur dimi. Bu öyle değil. Bildiğin kin besliyor içten içe. O kin geçmiyor. 2 gün sürebiliyor. Hiç konuşmuyor. İse gitse gün boyu aramıyor. Eve geliyor surat yine asık. Yani basit meselelerde
Anlattıklarınız çok iyi geliyor. Benim de hep blöf yaptığımı sandı, benim kararıma destek verir gibi yaptı hep boşanmayı konuştu restleşti bana s,,,r git dedi kavgalarda ama sonra şu an sadece ben boşanmayı istemişim gibi olan biteni izliyor. Anne babam ile konuştu onlara da bahsettiği şey ailesiyle ilgili asgari isteklerini dahi yapmamışım, bendem bir şey talep etse tersliyormuşum psikolojik şiddet diyormuşum..bile böyle. İlla siz adim atmalısınız.Bicak kemiğe dayanmadikca sizin için asla bişey yapmaz. Dusunun ben evimden çıkıp anneme gidiyordum beni hiç durdurmuyordu. Yaa nereye gidiyorsun deme yok. O hep blöf yapıyor ya. Beni de öyle zannediyordu. Evden çıkınca peşinden gelme yok. Sadece telefon ediyor. İş ciddiye binince ağlamaya zirlamaya başlıyor. Ama bı sevgiden değil. Düzeni bozulacak. Hayalleri altüst olacak diye. Tabi bunu çok sonra anladım. Boşanma sürecim böyle idi. 1 hafta ağladı. 10 ay geçti ne aradı ne sordu. Hiç de zorlamadi. Eşyalarımı almaya gittim. Videomu çekti. Mahkemeye delil olması için. Düşünün normal bir insan hesap sorar. Sen nereye gidiyorsun der. Ya da şans ister. Bunda öyle birşey yok. 3 ay önce aldığım eti buzdolabından çıkarıp önüme koydu. Bunu sen almıştın bunu da götür dedi. Sonra dedi ki gitme.... Anlatabildim mi hayatı blöf... İstegi olmayınca siz kötüsünüz. Olması için de yuzunuze güler.
Çoook doğru. En iyi yaşayan bilir. Bir narsisten kurtulmuş biri olarak, sizin de bundan sonraki hayatınızda çooook ma çoook mutlu bir hayat yaşamanızı dilerim. Çok çektik ama çok güçlendikBurada, başka kaynaklarda, çoğu yerde 'Eşim Narsist' söylemini okuyorum.
Yazdıkça güncelleyerek gideceğim, bir anda bitiremem çünkü yazarken bazen benim de ataklarım tutuyor.
Bu teşhisi sonunda bir uzman koyduğu için rahatım. Bu süreç için 1 yıldır şüphem vardı. Sayısız kaynak okudum, araştırdım.
Ne buradaki özelliklerle teşhis koyun ne de yazacağım on şeyden biri yok diye kafanızda onu aklayın. Unutmayın onlarca özelliğin bir kısmı ya da çoğu bozukluk demektir ve bazı farklılıklar gösteriyor olabilir. Narsistliğin de türleri var.
Bölüm 1
Geçenki bir konuda adını hatırlamadığım bir kullanıcı yazmamı istedi. Benim de aklımdaydı.
Ben gerçekten Narsistik Kişilik Bozukluğu olan biri ile sevgili oldum, yetmedi evlendim, boşanma konularım arşivde süreç devam ediyor.
Yazmak için biraz da iyi olmam gerekiyordu. Bilgilenmek isteyen için uzun bir konu olacak.
Birini unutmuş olup kırmamak için isim vermeyeceğim ama çok kullanıcıdan çok yorum okuyarak ben kendimi kurtardım. O yüzden elim, dilim döndüğünce size GERÇEK NARSİSTLİK nedir anlatacağım.
Arkadaşlar durun, NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU inanın ki burda açılan konu sayısı oranında değil.
Şunu da gözardı etmemek gerek tabii, hiç teşhis edilmeyen de çok. Ki psikolog arkadaşlar beni düzeltsin ama onlar bile teşhis koyana kadar çok emin olmak istiyor, bu aşamada terapiyi bırakan da çoktur.
Gelelim konuya;
Hiç işaret vermedi mi; 4 yıl sevgililik, 1 yılı aşkın nişanlılık, 5 aylık evlilik.
Başlarda vermedi sanıyordum, vermiş.
Şimdi bu noktada herkesin bir eksikliği var, ben de empat kişilik olduğum ve ilişkilerimde naif yapılı olup bir yandan da sevgiye aç olduğum için anlamamışım.
Nasıl derseniz; ailem ve arkadaşlarım beni hep çok sevdi, çevrem vardı, iyi bir şirkette yöneticiydim, orta üstü denecek gelirim vardı, elim yüzüm düzgün bir tipim, Türk değilim. (Burada kendini övme yok, neden beni seçtiğini anlayacaksınız daha sonra, yoksa salağın tekiymişim.)
Ama ailemde hiç fiziksel sevme, yumuş yumuş sözler görmedim. Bizim aile sevgi dilimiz dostluk, destekler.
Love Booming konusu; bu konu narsistlik ile ilgili tüm kaynaklarda birkaç ay, bir yıl gibi aşırı ilgi, hediye, şatafat gibi geçiyor.
İşin aslı o değil. Love booming sizi elde ettiğinden emin olana kadar. İster inanın ister inanmayın 4 yıl tek kötü söz duymadım. Trafikte sinirlense şahit olduğum için özür dikerdi. 365 günden çarpsanız 1460 gecede 2 kez gece benle konuşmadan uyudu. Sesini duymadan uyuyamam diye.. Bu kısım da aklımızda kalsın, sonradan göreceğiz.
Romantizm benim tarzım değildi ama yüzlerce gece, bu sevgiye alıştım. Yetmezdi de ben uyurken defterler tutardı, her yılın sonunda verirdi.
Şimdi yine gelelim bu 4 yıla, birkaç haftasonu hariç (10'u geçmez) her haftasonu benle olmak ister, iş seyahatine gitse yanına çağırır, kaçamak tatil için gün sayardı.
Bu booming biz nişanlanana kadar sürdü.
Gün içinde en az iki kez arar, çişe gitse haber verirdi.
Evlilik yaklaştıkça 'sürekli telefonda mı konuşacağız, her dakika görüşelim mi' lafları başladı.
Günlük haberleşmeler kesilip, 'ben her yaptığımı sana söylemek zorunda mıyım'lar başladı. Ve tabii yalanlar; işe gidiyorum diye oraya buraya gitmeler.
Başkarda salak ben; 'ben de sana söylemem o zaman' diye ket vurmaya çalıştımsa da sonradan 'söyleme banane' demeye bağladı.
Ben konulara gire gire bunu asla bitiremem.
Maddelere döneyim;
Bendeki model atama sorunu, onun buhranı derken 2 yıl çalışmadı.
Tatil, harcama, araba vs. aklınıza ne gelirse ödedim.
Ben işten ayrıldığım anda (ki bu evliliğe denk geldi) anında gözünde söndüm ve hiçbir maddi/manevi destek görmedim.
Bazı maddeler çakışabilir ama Borderline Kişilik Bozukluğu özelliklerini de taşıdığı için bazı bulgular çakışabilir. Özellik diyorum çünkü herkes bazı kişilik bozukluğu özellikleri taşır. Buna bozukluk demek için çoğunu, sürkeli taşıması gerek.
-Kendisinde ne eksikse sizi onun için hayatında tutar. Yalnız dikkat, sizi asla bunla övmez.
Kendini över. Sadece sizden faydalanmak istiyorsa egonuzu okşar.
Örnek;
Anadil seviyesinde İngilizce biliyorum, kendisi o dönemde kursa gidiyordu. Yanında defalarca telefon görüşmesi yapmama rağmen hiç iyi olduğumu söylemedi. Kendisi işe başlayacakken benim çok iyi olduğumu, kendisiyle pratik yapmamı ve bazı işlerini yapmamı isteyene kadar.
Sonrasındaki süreçte kendisi bir seviyeye gelince İngilizce'den başka bir b*k bildiğin yok diye beni aşağılayacaktı...
Salaklığım burada, işsiz kaldığım arada öyle manipülasyonlar yedim ki dil bilgimi test ettim, onca diploma, sertifika, ödülü şansa aldığıma inanıp internetten al-sat işine başladım. Buraya manipülasyonlarda gireriz.
-Siz, ailesi, arkadaşları ve kimi tanıyorsa onun isteklerini yerine getirdikçe iyidir. Aksi durumda öfkelenir, aşağılar mümkünse zarar verir.
Yalnız bunu yaparken asla belli etmez. Çünkü gerçekten kim olduğu değil, nasıl görünüyor olduğu çok önemlidir.
Asla kimi gerçekten sevdiğini anlamadım sanıyordum, bizim anladığımız gibi bir sevgi ile kimseyi sevmiyormuş ki. Anlamamam normal.
Düşkün olması sevdiğini göstermiyor. Faydası olmadan sevdiği kimse yoktu. Bilenler ikincil faydayı da düşünsün burada..
Of bu kısım çok detaylı, örnekli.. Nasıl anlatsam..
Anne babasını ağzından düşürmez lafta sözde çok düşünür ama sadece bana inat olsun diye onlara para harcar, inatlaşmıyorsa nasıl sömüreceğini düşünürdü. Buraya da yine döneceğiz çünkü bir dönem adeta nefret ediyordu..
Bana gelince de sorsanız beni çok merak eder ama araba ve kendisi evde uyurken ben karda işe taksi ile gittiğimde beni aramaz, paran var mı demezdi.
Ailemin ve arkadaşlarımın yanında çilek canı isterse çalışır deyip yalnızken işsizliğimi aşağılardı.
-Ailesi baskın, amiri otoriter ise veya herhangi bir sebeple sizden önceleri palazlanmadıysa narsistik özelliklerini ortaya çıkaracağı ilk ortam sizseniz o da bu güçten hem haz alacak hem de bunu yadırgayacak. Narsistlik de seviyelere ayrılıyor. Bizimkinin ilk ortamı benmişim.
Bir süre sonra 'nasılsa gerçek yüzünü görmüş ve gitmemiş olduğunuz' için kavga ederken size küfretse 'senin yüzünden küfrettim, konu komşuya rezil olduk' diyecek, sizin gözünüzde kim olduğunu ASLA umursamayacaktır.
Hayır, onun vicdanı yok.
Onun tüm hatalarının sebebi sizsiniz.
Evet buna sığınıp rahatlıyor ve hiç üzülmeden devam ediyor. Sizi kullanabildiği sürece asla peşinizden koşmayacak.
Umut edenler bu noktada ayrılıkla adam etmeyi düşünmeyin, garantiye tekrar aldığında doz korkunç noktalara ulaşacak. Buraya da dönüp size boğazıma dayanan bıçakları anlatacağım..
Sonanda, anlattıkların eşime o kadar uyuyor ki.Cok iyi davranirken, bir anda uzaklasmasi....
Ya da bir gun iyi iken ertesi gun kotu olmasi....
Sevisirken superken, bittikten sonra bir anda bir seye kizmasi...
Ne oldu, ne yaptim diye dusunup durursun.
Yetmezdi de ben uyurken defterler tutardı, her yılın sonunda verirdi.
Korkmadım çünkü içerikleri sapkınca değildi, mesela örneklersem; xx tarihi günlük gibi; bugün ilk kez konuşmadan uyuduk sevgilim, her gün yanyana konuşarak uyumak dileği ile gibi...çok güzel ve faydalı bir konu olmuş en azından şüphesi olanlar karşılaştırma yapabilir.
ben şuna takıldım konun özü bu değil ama merak ettim o ilk defterde korkmadınız mı?
Bunu noktası virgülüne kadar aynen yaşadım. Aynı cümlelerle.Şu an boşanma aşamasında olduğum eşimi tarif etmişsiiniz. Ve şu an beni boşuna evi terketmemle suçluyor. Akladığı tek şey ailesi ve kendi tepkileri. Bana boşuna gittiğimi pişman olacağımı, kendi vicdanının çok rahat olduğunu söylüyor. Çünkü sebeplerim yeterli değilmiş. Süregelen evliliğimizde, ailesine yetersiz görüşü, sürekli onlara samimi olmadığım ile ilgili beni gözlemlemesi, hiç olmadık zamanda bunu açık etmesi, onun istediği gibi davranmam konusunda psikolojik baskısı, benim harici isteklerimde beni maddiyatı düşünmeyen hayata pembe gözlüklerle bakan çocuk muamelesiyle yaftalaması.. bunun gibi nice nedenlerim var. Ama öyle bir konuşuyor ki sanki ben sudan sebeplerle çıkmışım bu yola.
Muhattap oldukça kendimi suçlu bulacağım resmen