D vitamini embriyonun rahme yerleşmesinde etkili
D vitamini vücudumuzda kalsiyum ve fosfor dengesini sağlayan, kemik yapılanmasında önemli rolü olan bir vitamin. Aynı zamanda steroid yapısında bir hormondur. Kemik ve vücut sağlığımız için yeteri kadar D vitamini alınması gerekliliği yüzyıllardır bilinmesine rağmen sağlıklı
gebelik ve üremedeki etkileri hakkındaki bilgilerimiz son yıllarda arttı.
D vitamini hormon salgısını ve bağışıklık yanıtını düzenler, hücre çoğalması ve farklılaşmasını kontrol eder. Bu fonksiyonu nedeniyle D vitamini yeterince alınmadığı takdirde bağışıklık sistemi kontrolsüz olarak aşırı çalışır, hücresel immünite ve otoimmmünite artar. D vitamini T halper 1 (Th1) lenfosit hücrelerin çoğalmasını baskılar, interferon gamma ve IL-2 ve TNF alfa gibi sitokinlerin üretimini kısıtlar. D vitamininin sağladığı bağışıklık düzenleyici etki sayesinde embriyonun rahme tutunduğu implantasyon süreci başarılı bir şekilde gerçekleşir.
D vitamini eksikliğinde hücresel immünite ve otoimmmünite artması sonucunda tekrarlayan düşükler, gebelerde preeklempsi (gebelik zehirlenmesi), erken doğum, gebelik diyabeti, bebekte gelişme geriliği gibi pek çok gebelik sorunu ortaya çıkabilir. Yeteri kadar D vitamini B hücre çoğalmasını ve fonksiyonunu düzenleyerek başarılı bir gebeliğin devamını sağlar.
D vitamini eksikliği üreme sorunları ve kemik erimesi dışında daha pek çok hastalığın ortaya çıkmasında risk oluşturur. D vitamini eksikliği ile meme, kalın bağırsak, yumurtalık kanserleri arasında ilişki saptandı, hatta bazı kanser türlerinde daha düşük D vitamini düzeylerinin daha kötü sonuçlara yol açtığı anlaşıldı. D vitamini eksikliği kardiyovasküler hastalık, metabolik sendrom gibi toplumda yaygın görülen hastalıkların yanı sıra sistemik lupus eritematozus, romatoid artrit, tip 1 diyabet, multipıl skleroz gibi otoimmün sistem hastalıkların oluşmasında da risk yaratır. D vitamini eksikliği olanlarda depresyon, inme ve hipertansiyonun daha sık olduğu saptandı.
D vitamini eksikliğini nasıl anlarız?
Serum 25 OH D3 düzeylerinin yıllık ölçümü D vitamini eksikliğini ortaya çıkarmada yardımcı olur. D vitamini kan düzeyleri 30 ng/mL üstünde olduğunda yeterli koruyucu yarar sağlayabilir. Günlük 1000-2000 IU D vitamini alınırsa normal kan düzeyi sağlanabilir. Güneşe direkt maruziyetin önlenmesi D vitamini eksikliği riskini artırır.
D vitaminin biyoaktif formu olan Vitamin D3 gıdalarımızda en çok balık (somon, tuna ve sardalya) yumurta sarısı ve karaciğerde bulunur. Cildin güneş ışığına maruz kalması (Ultraviyole B ışınlarına) vücutta D vitamini yapımı için gereklidir. Genelde haftada 3-4 kez yüz bacaklar ve kolların 10-20 dakika güneşe maruz bırakılması ve diyette D vitamininin artırılması eksikliği önler.
D vitamini eksikliği yaşlanmayı hızlandıran, yaşam sürecini ve üremeyi olumsuz etkileyebilen yaygın bir sorunudur. Beslenme ve giyinme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi, gerekirse D vitamini destek ürünlerinin kullanılması ile bu sorunun üstesinden gelinebilir.