Ayrılıkla baş etmek kolay, peki ya anılar?
Işık hızıyla geri geldi seninle geçirdiğimiz 1,5 ayın hatıraları... Ben hepsini tam da unutmuşken. Unutmamışım işte, bir mesajınla canlanıcak kadar tazeymiş meğer... mafoldumben
İlk karşılaşmamızı hatırladım önce. Köydeki ilk günümüzü. Daha doğrusu senin ilk günün, ben çoktan dönmüştüm memlekete. Eski sevgilimdin, değişmiştin, zayıflamıştın. Üstelik bir de sevgilin vardı. Benim de vardı evet, ama sen bilmiyordun... Hani o gün bahçeye indik, amcamın oğlu sen ben falan. Bahçedeki o an, hala fotoğraf gibi zihnimde. Tam beynimde şimşeklerin çaktığı zaman, o an işte. Sen telefonunla oynuyorsun, bizim sedir yeşili arabamıza yaslanmışsın bahçe önünde. Ben aklımdan sevgilisine mesaj çekiyor heralde diye geçiriyorum. Aramızda birkaç metre uzaklık var. Arabada da amcamın oğlu falan var. Ben de geçiyorum arabaya, sonra bir kırmızı kurdele buluyorum arabada. (katıldığımız bi sünnet düğününün havlusuna takılıydı, çıkardım.) Sonra alıp onu, hani bahçe kapısının sağ tarafında bir badem ağacı var ya, ona astım ben K. Sen görmedin ama. Ne dilediğimi de tek ben bileceğim...
....
Günler geçti, benim sana ilgim arttı. Aynı zamanda sevgilime olan (aslında olduğunu sandığım) sevgim bitti. Ayrıldık. Tam hatırlayamıyorum aslında, senin de sevgilinle aranızda olan problemleri bu zamanda mı anlatmıştın bana? Hani ayrılmak üzereyiz falan demiştin... İnan hatırlayamıyorum. Neyse.
Sonuç olarak ikimiz de yalnız kaldık. Dolayısıyla daha da yakınlaştık. Neyse, ne diyorduk? Anılar...
Size geldim hani ben bir gün. 5 dakikadan az uzaklıkta olan mesafede olan evinize bisikletimle geldim. Sonra bisikletimi evin bahçesine saklamıştık =) Ayakkabıları girişte çıkardık, ve ben iki katlı evinizin merdivenlerini çıkarken, sana hiç söylemedim ama, bir gün bu merdivenleri gelinliğimle çıkar mıyım diye düşünmüştüm K. Ne saçma değil mi?
Sonra... Kedim vardı benim, Leylak. Sen kedileri sevmezsin ama onu benim kedim olduğu için seviyordun =) Tamam ben de çok seviyordum onu ama bazı akşamlar sırf seni görebilmek için dışarıda onu seviyordum. Çünkü sen akşamları hep bizim eve çok yakın olan köyün kahvesinde oluyordun. Dinliyordum bazen de seni. Öylece durup dinliyordum, üşüyene kadar.
Hani sen bana sormuştun hatırlar mısın? 'Biz şimdi yeniden mi başladık, ne olacak bunun sonu' vs. gibi. Ben de 'Ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Nasılsa hiçbir şey insanın düşündüğü gibi olmuyor' demiştim. O halde okullarımıza dönene kadar yazı beraber geçirelim, sonra karar veririz dedin. Tamam dedim, ben kartlarımı açık oynamıştım K., senin hilebaz olduğunu bilemedim.
Ve... Her şey güzel giderken (yani ben öyle sanarken) bir gün, senin sevgilinle barıştığını öğrendim. Face saolsun! Onlarca kez baktım evet, öyle yazıyordu işte. X ile ilişkisi var! Hemen sana mesaj çektim.
-Sevgiline dönmüşsün hayırlı olsun.
-Saol da benim niye haberim yok?
-Face de öyle yazıyo?
-Allah allah emin misin, vb saçmaladın, ve ben ilk kez, tam o an, senden nefret ettim.
1 haftaydı sanırım değil mi? Aramadan durdum seni. İçim içimi yedi ama aramadım (nasıl gururluyumdur bilirsin). Sonra sen bana adım attın, hiçbir şey olmamış gibi abuk subuk mesajlar. Öyle ki, Leylak'ı vurdum falan diye saçmalamıştın yazıcak bir şey bulamayıp. Karşı koyamadım sana K., engel olamadım... Kan damarda durmadı!
Sonra... Bunun adı 'oyun' oldu. Tehlikeli bir oyun... Ben, sevgilin yokmuş gibi davranacaktım, nasılsa onu aldatıyordun değil mi? Ama ben o zaman bunun benim kalitemi düşüreceğinden habersizdim =(
Oyun, senin için eğlenceli, benim için tehlikeli bir biçimde devam etti. Ben günden güne sana bağlandım, bunu sen de fark ettin. Şu diyaloğumuz ise beynime kazındı:.
-Bana aşık olma sakın.
-Neden böyle dedin ki şimdi?
-Öyle bakıyorsun çünkü... Gidicem ben ve bu bir anı olarak kalıcak hafızalarımızda... Bana sakın aşık olma.
Karnıma tekmeler yedim ben bu sözlerinle K, sen bunu da hiç bilmedin =(
Ve son günümüz. Ben gece dışarı çıktım gizli gizli. Son kez öpüştük, ki yemin ederim ben kimseyi böyle içten öpmemiştim. Leylakta vardı, 'şahitimiz' dedin sen ona:) Ayrılık vakti gelince, benim gözlerim doldu. Son kez sarıldım... İki damla yaş aktı gözlerimden. Bilmiyorum fark etmedin mi görmezden mi geldin ama, hiçbir şey demedin.
Ertesi gün de arabadan el salladım sana... 'Leylak'a iyi bak' dedim. 'Tamam' dedin.
Bitti. Alışkanlıkla birbirimize çektiğimiz 'napıyorsun' mesajlarını saymıyorum. Benim gittiğim gün, bitti. Sonra sen de döndün zaten okuluna.
Yaşadığımız neydi, ben bir isim koyamıyorum. Ardından geçen onca ağrılı güne rağmen hala, pişmanım diyemiyorum! Özlüyorum seni K., çok özlüyorum...
Yine de ben buna 2. kez katlanamam, sana bu defa teslim olamam. Amacın ne, ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama, benden uzak dur n'olur.