Bazı insanlar kilo verirken ya da verdikleri kiloları korumaya çalışırken, sosyal hayattan kopabiliyor. Prof. Dr. Taner Damcı, zayıf kalmak için tüm zevk unsurlarından vazgeçmenin hata olduğunu söylüyor..
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı, Endekrinoloji, Metabolizma ve Diyabet Uzmanı Prof. Dr. Taner Damcı; diyet yaparak verilen kiloların geri alınmaması için yapılması gerekenleri açıkladı:
Verilen kiloları geri aldığımızda tekrar vermek zorlaşıyor mu? Metabolizma yavaşlıyor mu? Üç kere rejim yapan biri, dördüncüde tıkanıyor mu? Böyle bir döngü var mı?
Fazla kilonun, rejim veya diyet gibi bir tedavisi yoktur. Yaşam biçimi değişikliği ve bunun günlük yaşama adapte edilmesi gerekir. Fazla kilo tedavisine diyet olarak bakanlar, başarısızlığa uğramaya mahkumdur. Defalarca çeşitli diyetleri yapıp başarısızlığa uğramak, kişinin kendine ve tedaviye güveninde azalmaya yol açar. Yoyo diyetlerle verilen kiloları korumak imkansızdır çünkü kilo verip alma süreleri kısalır. Bu tür diyetler, kişiye vakit kaybettirir ve moralini bozar. Bu da; ileride uygulanacak tedavilerin başarı şansını azaltır. Burada engel büyük ölçüde psikolojiktir. Oysa defalarca başarısızlığa uğramış bir kişi bile, uygun tedavi ile olumlu sonuçlar alabilir.
HEP AYNI DİYET OLMAZ!
Verdiğimiz kiloyu korumak için hayat boyu aynı diyeti mi uygulamalıyız ?
Hayat boyu aynı diyet yapılmaz. Yaşamın her döneminde, insanların beslenme gereksinimleri farklıdır. Çocukluk, gençlik, yaşlılık, gebelik başka hastalıkların varlığı gibi faktörler beslenme düzenini etkiler. Akdeniz Diyeti herkes için en uygun diyettir çünkü içeriği, kişiye göre düzenlenebilir. Kilo verme dönemi ve kilonun korunması sırasında beslenme önerileri değişebilir. Verilen kiloların korunması döneminin yaşam boyu sürmesi gerektiğinden, burada insan vücudu için gerekli gıda unsurlarının nitelik ve nicelik olarak sağlanması önemlidir.
KENDİNİZİ ÖDÜLLENDİRİN!
Sonrasında kilomuzu koruyabilmek için nasıl bir zayıflama programı uygulamalıyız?
Bunu sağlamanın tek yolu; yaşamı değiştirmektir. Obezite genetik faktörlerce belirlense de, sağlıklı yaşayan biri fazla kilo sorunu çekmez. Beslenme ve egzersiz programları bireyselleştirilmelidir. Kişinin sağlık durumu, nelerden hoşlandığı, yaşam temposu değerlendirilmelidir. Herkese aynı önerilerin yapılması durumunda, bu küçük bir grup için doğru olacağından başarı şansı düşüktür.
Verdiğimiz kiloları geri almamak için sosyal hayatı rafa mı kaldırmalıyız? Kebap ya da pizzaya veda mı etmeliyiz?
Sosyal hayatın rafa kaldırılması kilolu kişilerin yapacakları en büyük hata olur. Bu; uzun süre uygulanamaz. Kişiye verilecek yaşam biçimi önerilerinde, onun mutsuz olması kabul edilemez. Yemek miktarının zevk verici unsur olmaktan çıkarılmaması ve fiziksel aktiviteden keyif alacak altyapının sağlanması şarttır. Kişi, sağlıklı olanı seçme ve kendini kontrol edebilme yetisini kazanmalıdır. Aktif ve mutlu olmak, kilo sorununda en büyük yardımcıdır. Her insan kendini arada ödüllendirmelidir. Ancak bunu yaparken küçük miktarları tercih etmelidir.
Hekimin yakın takibi gerekebilir
Bazı insanların kilo verdikten sonra, tıbbi takip altında tutulmaları gerekir. Örneğin diyabeti olan veya hafif şeker yükselmeleri yaşayan hastaların durumu, yakından takip edilmelidir. Bu; hipertansiyon, lipid yüksekliği ve hipotiroidi için de geçerlidir. Obezlerde bu bozuklukların oluşma riski yüksek olduğundan, bu faktörler hekim tarafından belli aralıklarla kontrol edilmelidir.
Kilonuzu korumak için bu önerilere kulak verin!
Beslenmeniz düzenli olsun. Öğün atlamayın. Günde üç ana ve üç ara olmak üzere, altı öğün yemek yiyin.
Hiçbir zaman doymak için yemek yemeyin. Tamamen doymadan sofradan kalkın.
Lezzeti nedeniyle, yemenin ölçüsünü kaçırmayın.
Gece kalkıp, yemek yemeyin.
Lokmaları uzun uzun çiğneyerek, yavaş yavaş yemek yiyin.
Yemek hazırlarken tadına bakmayın.
Tabaklarda kalan yemekleri ziyan olmasın diye tüketmeyin.
TATLININ TADINI UNUTUN
Yağ ve şekerde düşük; kompleks karbonhidrat, lif ve proteinde ise yüksek değerli besinleri tercih edin.
Yemeyerek, tatlının tadını unutun.
Kurubaklagil ve özellikle de yeşil mercimek tüketin.
Her acıkma hissi acıkma değildir. Yemek sonrası bir saatten önce gelen acıkma hissini, su içerek atlatın.
Kepek ve çavdar ekmeğini tercih edin.
YEMEĞE LİMON KATIN
Yemeklere limon katın. Bu; glisemik indeksi düşürecektir.
Kabızlık problemi olanlar için kabak, lahana, brokoli, ıspanak ve kepekli unlar iyi seçimdir.
Tereyağı yerine zeytinyağını tercih edin. Zeytinyağına ekmek banmayın. Kızartma ve yağ tüketimini azaltın. Onlar yerine, haşlamalara ve ızgaralara ağırlık vermeye çalışın.
Şekeri ve tuzu kesin.
KOLA YERİNE AYRAN!
Yemeğe salatayla başlayın. Salatanın yanında, yağ oranı düşük protein tüketin.
Her öğünde mutlaka proteine yer verin.
Salatada yağsız peynir kullanın.
Meyveleri kabuklarıyla tüketin. Aç karnına meyve yemeyin. Meyve suyu içmek yerine, çiğ meyve yemeyi tercih edin.
Bir şişe kola içerseniz, bir saat koşmanız gerekir. Kola gibi asitli içecekler yerine ayranı tercih edin. Ayrıca, bol bol su için.
Fast-food'dan uzak durun. Dışarıdan yemek sipariş etmeyin. Dışarıdan aldığınız sebze yemeklerine bile, lezzetli olsun diye çok fazla yağ koyarlar.
İŞE YÜRÜYÜN
Alkol acıktırır. Haftada bir gün alkol alın. Sigarayı ise hiç kullanmayın.
Televizyon karşısında beyaz leblebi, sarı leblebi, yağsız patlamış mısır ve badem tüketin. Bunların üzerine de bir-iki bardak su için.
Her gün 30-45 dakika egzersiz yapın. Yürüyüş, yüzme ve aerobik en uygun sporlardır.
Yemek yedikten 30-40 dakika sonra spora başlayın. Spora başlamadan önce bir bardak su için. Spor süresince de her 20 dakikada bir, bir bardak su için.
Asansöre binmeyin. Eğer mümkünse, işyerinize yürüyerek gidin.
Yaş ilerledikçe kilo vermek zorlaşır
Bir çocuğun verdiği kiloları geri almaması daha mı zordur?
Obez çocukların kilo vermesi yetişkinlere göre hem daha kolay, hem de daha zordur. Daha kolaydır çünkü çocukların bazal metabolizmaları yüksektir. Daha zordur çünkü kendilerini kontrol etmeyi çok iyi başaramazlar.
İlerleyen yaşlarda mesela 30'lu, 40'lı yaşlarda verilen kilolar daha mı çabuk geri alınır?
Kilo vermek her geçen yıl biraz daha zorlaşır. Yaş ilerledikçe, kilo almaya eğilim oluşur.
Erkekler verdikleri kiloları kadınlara göre daha mı geç alır?
Erkeklerin bazal metabolizmaları kadınlardan yüksektir. Ancak kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskleri de yüksek olduğu için bu avantajlarını kaybederler.