Şimdi anlıyorumki eşiniz ile evlenmeden öncede bu çizgideymiş. Siz o zamanlar kendisine ayak uydurup, mevcut durumda yaş aldıkça, olgunlaştıkça kişiliğinizi keşfedip aynı şeyleri yapmaktan keyif almamaya başladınız sanıyorum. Kaç yaşında evlendiniz diye sorsam? Gerçi kendini bulmanın yaşla da ilgisi yokta.Merhaba, yakınlarımın şımarıklık olarak düşündüğü bir konuyu beni hiç tanımayan sizlere sormak istiyorum..
10yıllık bir ilişkim var, 3 yıllık evliyiz. Bu süreçte ben üniversite bitirdim doktora yaptım. Güçlü bir mesleğim var. Eşim lise mezunu. Bunu uzunca bir zaman sorun olarak görmedim ta ki evlendikten sonrasına kadar. Eşim ve ailesi ise beni mesleğimden ötürü onları ezmemin önüne geçmek istercesine zorbalığa maruz bıraktılar. Bence ben onların el üstünde tutması gereken biriyken(mesleğim+kişiliğim+maddi olanaklarım oğullarının yararına olan şeyler) sen okudum diye iş yapmayacağını sanıyosan yanılıyosun kalk şunu getir bunu götür gibi saçma sapan anadolu adetlerine maruz kaldım.(yardım etmeyi, benden büyüklere hizmet etmeyi, insanlara sevdikleri yemekleri pişirmeyi vs severim ama kalk, getir, yap gibi zorbalıklar olunca istemeyerek de olsa yaptım, artık yapmak istemiyorum) Tanıştığımızda aynı görüşte aynı inançta insanlardık fakat artık öyle değiliz. Bu ilişki başladığında nelerden hoşlanırım, nasıl biriyim, gerçekten neye inanırım bilmiyordum. Ben kendimi keşfettikçe onunla hayat görüşlerimiz farklılaşmaya başladı. O nasıl bir ortamda doğduysa öyle ölmeyi düşünen, evinde mutlu huzurlu günler yaşamak isteyen, ailesiyle arkadaşlarıyla mangal keyfi ardından çay keyfi yapmak isteyen biriyken ben bunlardan hiç hoşlanmamaya, hayatın bu kadar anlamsız olmaması gerektiğini düşünmeye başladım. Onun değer verdiği şeylerle benimkiler çatışmaya başladı. Ben arkadaşlarımla yılda 1 kez de olsa edebimle 2 bardak alkol alıp keyif yapmak isterken o bunu asla istemedi, bize yakışmaz, günah vb nedenlerle. Onu anlıyorum, sonuçta en başında nasıl biriyse öyle kaldı, sorun bende, benim değişimimde. Ama bu engel olabileceğim bir şey değildi.
Birbirimizi çok seviyoruz, özellikle ben garip bir şekilde o yanımda olmayınca mutlu dahi olamıyorum, ya aşktan ya alışkanlıktan. Takıntılıyım ona karşı. Ama sevgi yeter mi? Yakın zamanda çocuk istiyor, ama ben bu çocuğu nasıl büyütücem? Benim hayat görüşümle onunki farklı. Çocuğum olsa neyi giyip giymeyeceği konusunda bile kavga etmekten korkuyorum. Çoğu zaman bana doğru gelen şeyler ona yanlış geliyor, ortada bir çocuk olsa kimin doğrusunu öğrenecek? Bu gibi sebeplerle şuan çocuk düşünmesem de ilerisini düşünerek hata mı yapıyorum diyorum. İlerde bu ilişki her iki tarafın da beklentisini karşılayamazsa birbirimize harcadığımız emeklere yazık olmaz mı? Kısacası şimdi olmasa ilerde boşanırız diye korkuyorum. Evet bundan korkuyorum ama kendimi de değiştirmek istemiyorum hayata 1 kez geliyoruz. Bana bir keresinde bi daha şort giyersen boşanırız buna katlanamam dedi. Daha önce 1kere bile ayrılığı dile getirmemişti. Bence bir evlilik ne giydi ne içti gibi sebeplerle sallantıya girecekse yıkılsın gitsin. Bu sözü duyduktan sonra her gün boşanmayı düşünür oldum. İlerde benim kişiliğim yüzünden boşanacaksak şimdiden neden birbirimize emek harcıyoruz diye sordum. ‘Ben seni sıkmamaya çabalıyorum, değişen kişi sensin, sen de biraz eskisi gibi olmaya çalış’ dedi.
Şimdi size soruyorum: kendimi iyi hissettiğim kişiliğimi baskılayıp, onun istediği gibi biri olmayı başarırsam, evliliğimde mutlu olabilir miyim?
Buraya kadar okuyanınız varsa teşekkür ederim..:) daha o kadar fazla yazmak istediğim şey var ki.. ama onları terapi seanslarımda dile getireceğim
Merhaba, yakınlarımın şımarıklık olarak düşündüğü bir konuyu beni hiç tanımayan sizlere sormak istiyorum..
10yıllık bir ilişkim var, 3 yıllık evliyiz. Bu süreçte ben üniversite bitirdim doktora yaptım. Güçlü bir mesleğim var. Eşim lise mezunu. Bunu uzunca bir zaman sorun olarak görmedim ta ki evlendikten sonrasına kadar. Eşim ve ailesi ise beni mesleğimden ötürü onları ezmemin önüne geçmek istercesine zorbalığa maruz bıraktılar. Bence ben onların el üstünde tutması gereken biriyken(mesleğim+kişiliğim+maddi olanaklarım oğullarının yararına olan şeyler) sen okudum diye iş yapmayacağını sanıyosan yanılıyosun kalk şunu getir bunu götür gibi saçma sapan anadolu adetlerine maruz kaldım.(yardım etmeyi, benden büyüklere hizmet etmeyi, insanlara sevdikleri yemekleri pişirmeyi vs severim ama kalk, getir, yap gibi zorbalıklar olunca istemeyerek de olsa yaptım, artık yapmak istemiyorum) Tanıştığımızda aynı görüşte aynı inançta insanlardık fakat artık öyle değiliz. Bu ilişki başladığında nelerden hoşlanırım, nasıl biriyim, gerçekten neye inanırım bilmiyordum. Ben kendimi keşfettikçe onunla hayat görüşlerimiz farklılaşmaya başladı. O nasıl bir ortamda doğduysa öyle ölmeyi düşünen, evinde mutlu huzurlu günler yaşamak isteyen, ailesiyle arkadaşlarıyla mangal keyfi ardından çay keyfi yapmak isteyen biriyken ben bunlardan hiç hoşlanmamaya, hayatın bu kadar anlamsız olmaması gerektiğini düşünmeye başladım. Onun değer verdiği şeylerle benimkiler çatışmaya başladı. Ben arkadaşlarımla yılda 1 kez de olsa edebimle 2 bardak alkol alıp keyif yapmak isterken o bunu asla istemedi, bize yakışmaz, günah vb nedenlerle. Onu anlıyorum, sonuçta en başında nasıl biriyse öyle kaldı, sorun bende, benim değişimimde. Ama bu engel olabileceğim bir şey değildi.
Birbirimizi çok seviyoruz, özellikle ben garip bir şekilde o yanımda olmayınca mutlu dahi olamıyorum, ya aşktan ya alışkanlıktan. Takıntılıyım ona karşı. Ama sevgi yeter mi? Yakın zamanda çocuk istiyor, ama ben bu çocuğu nasıl büyütücem? Benim hayat görüşümle onunki farklı. Çocuğum olsa neyi giyip giymeyeceği konusunda bile kavga etmekten korkuyorum. Çoğu zaman bana doğru gelen şeyler ona yanlış geliyor, ortada bir çocuk olsa kimin doğrusunu öğrenecek? Bu gibi sebeplerle şuan çocuk düşünmesem de ilerisini düşünerek hata mı yapıyorum diyorum. İlerde bu ilişki her iki tarafın da beklentisini karşılayamazsa birbirimize harcadığımız emeklere yazık olmaz mı? Kısacası şimdi olmasa ilerde boşanırız diye korkuyorum. Evet bundan korkuyorum ama kendimi de değiştirmek istemiyorum hayata 1 kez geliyoruz. Bana bir keresinde bi daha şort giyersen boşanırız buna katlanamam dedi. Daha önce 1kere bile ayrılığı dile getirmemişti. Bence bir evlilik ne giydi ne içti gibi sebeplerle sallantıya girecekse yıkılsın gitsin. Bu sözü duyduktan sonra her gün boşanmayı düşünür oldum. İlerde benim kişiliğim yüzünden boşanacaksak şimdiden neden birbirimize emek harcıyoruz diye sordum. ‘Ben seni sıkmamaya çabalıyorum, değişen kişi sensin, sen de biraz eskisi gibi olmaya çalış’ dedi.
Şimdi size soruyorum: kendimi iyi hissettiğim kişiliğimi baskılayıp, onun istediği gibi biri olmayı başarırsam, evliliğimde mutlu olabilir miyim?
Buraya kadar okuyanınız varsa teşekkür ederim..:) daha o kadar fazla yazmak istediğim şey var ki.. ama onları terapi seanslarımda dile getireceğim
Oluyor maalesef.Hayat herkesi farklı değiştiriyor, dönüştürüyor tabi ki yollarinız ve hayatlarinız ayrılabilir. Ben suraya takıldim 10yılda bir insan nasıl değişmez, hayat herkese iyi kötü bir şeyler öğretiyor, bir seyler katıyor. Konuya geleyim olmuyorsa da olmuyor ben olsam zorlamazdım boşanırdim
Hiç böyle düşünmüyorum Mery ya. İnsanın yanindaki eşinin de kendiyle gelişim göstermesi gerekir . Babam biz büyürken iki üniversite okudu şimdi önemli bir mevkide . Annem de ortaokuldan başlayıp bildiğin üniversite kazandı . Şimdi bir işte çalışıyor . Eğitmen/öğretmen gibi . Hayat belirli bir yerde sabit durmuyor . Okuyan , dinleyen , araştıran insan değişir . O yüzden burada da kadınlara hep aynı şeyi söylüyorum çalışın , geliştirin diye. Evli iki insan birbirini taşıyabilmeli bence . İkisi de birbirini ekonomik ve kültürel olarak geliştirmeli. Yoksa aynı yataga girdiğin kişiyle aynı dili konuşamıyorsan bir manası kalmaz kiÖyle geliştirseymiş keşke ama kadın bu adamı böyle beğenmiş sevmiş. Yani parayı bulunca ya da 2-3 kademe iş pozisyonu atlayınca ev hanımı karısını beğenmeyen erko tipi gibi. Ona nasıl kızacaksak bu da kızılacak bir konu bence. Pozitif ayrımcılığa gerek yok
İnan bazilari daha da geriye gidiyor . Çevremde örneği çokHayat herkesi farklı değiştiriyor, dönüştürüyor tabi ki yollarinız ve hayatlarinız ayrılabilir. Ben suraya takıldim 10yılda bir insan nasıl değişmez, hayat herkese iyi kötü bir şeyler öğretiyor, bir seyler katıyor. Konuya geleyim olmuyorsa da olmuyor ben olsam zorlamazdım boşanırdim
Doktora yapmış bir kadın ile lise mezunu bir erkeğin aynı frekansi yakalaması zor. Yeni evlisiniz. Seks vs. bunlarin heyecanıyla yürür gider. Bir zaman sonra bunun heyecanı geçince yavas yavas sorgulamaya başlayacaksınız. Sizi çok iyi anlıyorum. Çünkü ben de doktora yaptım. Yeni de docent oldum. Eşim de hekim. Şimdi düşünüyorum. Yapabilir miydim lise mezunu bir beyle diye. Sanırım yapamam. O zamanla kendini eksik hissedecek. Eksik hissettikce de size yaptığı baskılar artacak. Sakın çocuk yapmayın. Sakın ama sakın. Çocuk olduktan sonra boşanmak 10 kat zor. Hatta şort bile giymenizi istemeyen biri boşanmak da istemeyecektir.Merhaba, yakınlarımın şımarıklık olarak düşündüğü bir konuyu beni hiç tanımayan sizlere sormak istiyorum..
10yıllık bir ilişkim var, 3 yıllık evliyiz. Bu süreçte ben üniversite bitirdim doktora yaptım. Güçlü bir mesleğim var. Eşim lise mezunu. Bunu uzunca bir zaman sorun olarak görmedim ta ki evlendikten sonrasına kadar. Eşim ve ailesi ise beni mesleğimden ötürü onları ezmemin önüne geçmek istercesine zorbalığa maruz bıraktılar. Bence ben onların el üstünde tutması gereken biriyken(mesleğim+kişiliğim+maddi olanaklarım oğullarının yararına olan şeyler) sen okudum diye iş yapmayacağını sanıyosan yanılıyosun kalk şunu getir bunu götür gibi saçma sapan anadolu adetlerine maruz kaldım.(yardım etmeyi, benden büyüklere hizmet etmeyi, insanlara sevdikleri yemekleri pişirmeyi vs severim ama kalk, getir, yap gibi zorbalıklar olunca istemeyerek de olsa yaptım, artık yapmak istemiyorum) Tanıştığımızda aynı görüşte aynı inançta insanlardık fakat artık öyle değiliz. Bu ilişki başladığında nelerden hoşlanırım, nasıl biriyim, gerçekten neye inanırım bilmiyordum. Ben kendimi keşfettikçe onunla hayat görüşlerimiz farklılaşmaya başladı. O nasıl bir ortamda doğduysa öyle ölmeyi düşünen, evinde mutlu huzurlu günler yaşamak isteyen, ailesiyle arkadaşlarıyla mangal keyfi ardından çay keyfi yapmak isteyen biriyken ben bunlardan hiç hoşlanmamaya, hayatın bu kadar anlamsız olmaması gerektiğini düşünmeye başladım. Onun değer verdiği şeylerle benimkiler çatışmaya başladı. Ben arkadaşlarımla yılda 1 kez de olsa edebimle 2 bardak alkol alıp keyif yapmak isterken o bunu asla istemedi, bize yakışmaz, günah vb nedenlerle. Onu anlıyorum, sonuçta en başında nasıl biriyse öyle kaldı, sorun bende, benim değişimimde. Ama bu engel olabileceğim bir şey değildi.
Birbirimizi çok seviyoruz, özellikle ben garip bir şekilde o yanımda olmayınca mutlu dahi olamıyorum, ya aşktan ya alışkanlıktan. Takıntılıyım ona karşı. Ama sevgi yeter mi? Yakın zamanda çocuk istiyor, ama ben bu çocuğu nasıl büyütücem? Benim hayat görüşümle onunki farklı. Çocuğum olsa neyi giyip giymeyeceği konusunda bile kavga etmekten korkuyorum. Çoğu zaman bana doğru gelen şeyler ona yanlış geliyor, ortada bir çocuk olsa kimin doğrusunu öğrenecek? Bu gibi sebeplerle şuan çocuk düşünmesem de ilerisini düşünerek hata mı yapıyorum diyorum. İlerde bu ilişki her iki tarafın da beklentisini karşılayamazsa birbirimize harcadığımız emeklere yazık olmaz mı? Kısacası şimdi olmasa ilerde boşanırız diye korkuyorum. Evet bundan korkuyorum ama kendimi de değiştirmek istemiyorum hayata 1 kez geliyoruz. Bana bir keresinde bi daha şort giyersen boşanırız buna katlanamam dedi. Daha önce 1kere bile ayrılığı dile getirmemişti. Bence bir evlilik ne giydi ne içti gibi sebeplerle sallantıya girecekse yıkılsın gitsin. Bu sözü duyduktan sonra her gün boşanmayı düşünür oldum. İlerde benim kişiliğim yüzünden boşanacaksak şimdiden neden birbirimize emek harcıyoruz diye sordum. ‘Ben seni sıkmamaya çabalıyorum, değişen kişi sensin, sen de biraz eskisi gibi olmaya çalış’ dedi.
Şimdi size soruyorum: kendimi iyi hissettiğim kişiliğimi baskılayıp, onun istediği gibi biri olmayı başarırsam, evliliğimde mutlu olabilir miyim?
Buraya kadar okuyanınız varsa teşekkür ederim..:) daha o kadar fazla yazmak istediğim şey var ki.. ama onları terapi seanslarımda dile getireceğim
Aşağılık kompleksleri var çünkü. Benzerlerini ben yaşadım evet eşim tahsilli görmüş geçirmiş insan ama akrabaları makyaj, cafe, bar vs işlerle pek haşır neşir olmaktan okuyup kendi emeklerini ortaya dökememişler. Bakın mali güç olmaz ya da zeka gücü yetersiz kalır vs anlarım ama sizin kayın ormanları da benimkiler gibi ( birkaçı hariç yine de ) ego tatmini derdindeler. Bana da sen bize gelinlik ne yaptın demişti teyzesiMerhaba, yakınlarımın şımarıklık olarak düşündüğü bir konuyu beni hiç tanımayan sizlere sormak istiyorum..
10yıllık bir ilişkim var, 3 yıllık evliyiz. Bu süreçte ben üniversite bitirdim doktora yaptım. Güçlü bir mesleğim var. Eşim lise mezunu. Bunu uzunca bir zaman sorun olarak görmedim ta ki evlendikten sonrasına kadar. Eşim ve ailesi ise beni mesleğimden ötürü onları ezmemin önüne geçmek istercesine zorbalığa maruz bıraktılar. Bence ben onların el üstünde tutması gereken biriyken(mesleğim+kişiliğim+maddi olanaklarım oğullarının yararına olan şeyler) sen okudum diye iş yapmayacağını sanıyosan yanılıyosun kalk şunu getir bunu götür gibi saçma sapan anadolu adetlerine maruz kaldım.(yardım etmeyi, benden büyüklere hizmet etmeyi, insanlara sevdikleri yemekleri pişirmeyi vs severim ama kalk, getir, yap gibi zorbalıklar olunca istemeyerek de olsa yaptım, artık yapmak istemiyorum) Tanıştığımızda aynı görüşte aynı inançta insanlardık fakat artık öyle değiliz. Bu ilişki başladığında nelerden hoşlanırım, nasıl biriyim, gerçekten neye inanırım bilmiyordum. Ben kendimi keşfettikçe onunla hayat görüşlerimiz farklılaşmaya başladı. O nasıl bir ortamda doğduysa öyle ölmeyi düşünen, evinde mutlu huzurlu günler yaşamak isteyen, ailesiyle arkadaşlarıyla mangal keyfi ardından çay keyfi yapmak isteyen biriyken ben bunlardan hiç hoşlanmamaya, hayatın bu kadar anlamsız olmaması gerektiğini düşünmeye başladım. Onun değer verdiği şeylerle benimkiler çatışmaya başladı. Ben arkadaşlarımla yılda 1 kez de olsa edebimle 2 bardak alkol alıp keyif yapmak isterken o bunu asla istemedi, bize yakışmaz, günah vb nedenlerle. Onu anlıyorum, sonuçta en başında nasıl biriyse öyle kaldı, sorun bende, benim değişimimde. Ama bu engel olabileceğim bir şey değildi.
Birbirimizi çok seviyoruz, özellikle ben garip bir şekilde o yanımda olmayınca mutlu dahi olamıyorum, ya aşktan ya alışkanlıktan. Takıntılıyım ona karşı. Ama sevgi yeter mi? Yakın zamanda çocuk istiyor, ama ben bu çocuğu nasıl büyütücem? Benim hayat görüşümle onunki farklı. Çocuğum olsa neyi giyip giymeyeceği konusunda bile kavga etmekten korkuyorum. Çoğu zaman bana doğru gelen şeyler ona yanlış geliyor, ortada bir çocuk olsa kimin doğrusunu öğrenecek? Bu gibi sebeplerle şuan çocuk düşünmesem de ilerisini düşünerek hata mı yapıyorum diyorum. İlerde bu ilişki her iki tarafın da beklentisini karşılayamazsa birbirimize harcadığımız emeklere yazık olmaz mı? Kısacası şimdi olmasa ilerde boşanırız diye korkuyorum. Evet bundan korkuyorum ama kendimi de değiştirmek istemiyorum hayata 1 kez geliyoruz. Bana bir keresinde bi daha şort giyersen boşanırız buna katlanamam dedi. Daha önce 1kere bile ayrılığı dile getirmemişti. Bence bir evlilik ne giydi ne içti gibi sebeplerle sallantıya girecekse yıkılsın gitsin. Bu sözü duyduktan sonra her gün boşanmayı düşünür oldum. İlerde benim kişiliğim yüzünden boşanacaksak şimdiden neden birbirimize emek harcıyoruz diye sordum. ‘Ben seni sıkmamaya çabalıyorum, değişen kişi sensin, sen de biraz eskisi gibi olmaya çalış’ dedi.
Şimdi size soruyorum: kendimi iyi hissettiğim kişiliğimi baskılayıp, onun istediği gibi biri olmayı başarırsam, evliliğimde mutlu olabilir miyim?
Buraya kadar okuyanınız varsa teşekkür ederim..:) daha o kadar fazla yazmak istediğim şey var ki.. ama onları terapi seanslarımda dile getireceğim
Bu ilişkinin sonu eninde sonunda boşanmak.Siz gelismissiniz, o geride kalmış.Zaten bu saatten sonra onun fikirleri size komik gelecek.Ve saygı duymaya başlayacaksınız.Sevgi de aşka da adı herneyse bitecek.Cocuk yapmayın sakın.Cok mantıklı söylediğiniz şeyler.Merhaba, yakınlarımın şımarıklık olarak düşündüğü bir konuyu beni hiç tanımayan sizlere sormak istiyorum..
10yıllık bir ilişkim var, 3 yıllık evliyiz. Bu süreçte ben üniversite bitirdim doktora yaptım. Güçlü bir mesleğim var. Eşim lise mezunu. Bunu uzunca bir zaman sorun olarak görmedim ta ki evlendikten sonrasına kadar. Eşim ve ailesi ise beni mesleğimden ötürü onları ezmemin önüne geçmek istercesine zorbalığa maruz bıraktılar. Bence ben onların el üstünde tutması gereken biriyken(mesleğim+kişiliğim+maddi olanaklarım oğullarının yararına olan şeyler) sen okudum diye iş yapmayacağını sanıyosan yanılıyosun kalk şunu getir bunu götür gibi saçma sapan anadolu adetlerine maruz kaldım.(yardım etmeyi, benden büyüklere hizmet etmeyi, insanlara sevdikleri yemekleri pişirmeyi vs severim ama kalk, getir, yap gibi zorbalıklar olunca istemeyerek de olsa yaptım, artık yapmak istemiyorum) Tanıştığımızda aynı görüşte aynı inançta insanlardık fakat artık öyle değiliz. Bu ilişki başladığında nelerden hoşlanırım, nasıl biriyim, gerçekten neye inanırım bilmiyordum. Ben kendimi keşfettikçe onunla hayat görüşlerimiz farklılaşmaya başladı. O nasıl bir ortamda doğduysa öyle ölmeyi düşünen, evinde mutlu huzurlu günler yaşamak isteyen, ailesiyle arkadaşlarıyla mangal keyfi ardından çay keyfi yapmak isteyen biriyken ben bunlardan hiç hoşlanmamaya, hayatın bu kadar anlamsız olmaması gerektiğini düşünmeye başladım. Onun değer verdiği şeylerle benimkiler çatışmaya başladı. Ben arkadaşlarımla yılda 1 kez de olsa edebimle 2 bardak alkol alıp keyif yapmak isterken o bunu asla istemedi, bize yakışmaz, günah vb nedenlerle. Onu anlıyorum, sonuçta en başında nasıl biriyse öyle kaldı, sorun bende, benim değişimimde. Ama bu engel olabileceğim bir şey değildi.
Birbirimizi çok seviyoruz, özellikle ben garip bir şekilde o yanımda olmayınca mutlu dahi olamıyorum, ya aşktan ya alışkanlıktan. Takıntılıyım ona karşı. Ama sevgi yeter mi? Yakın zamanda çocuk istiyor, ama ben bu çocuğu nasıl büyütücem? Benim hayat görüşümle onunki farklı. Çocuğum olsa neyi giyip giymeyeceği konusunda bile kavga etmekten korkuyorum. Çoğu zaman bana doğru gelen şeyler ona yanlış geliyor, ortada bir çocuk olsa kimin doğrusunu öğrenecek? Bu gibi sebeplerle şuan çocuk düşünmesem de ilerisini düşünerek hata mı yapıyorum diyorum. İlerde bu ilişki her iki tarafın da beklentisini karşılayamazsa birbirimize harcadığımız emeklere yazık olmaz mı? Kısacası şimdi olmasa ilerde boşanırız diye korkuyorum. Evet bundan korkuyorum ama kendimi de değiştirmek istemiyorum hayata 1 kez geliyoruz. Bana bir keresinde bi daha şort giyersen boşanırız buna katlanamam dedi. Daha önce 1kere bile ayrılığı dile getirmemişti. Bence bir evlilik ne giydi ne içti gibi sebeplerle sallantıya girecekse yıkılsın gitsin. Bu sözü duyduktan sonra her gün boşanmayı düşünür oldum. İlerde benim kişiliğim yüzünden boşanacaksak şimdiden neden birbirimize emek harcıyoruz diye sordum. ‘Ben seni sıkmamaya çabalıyorum, değişen kişi sensin, sen de biraz eskisi gibi olmaya çalış’ dedi.
Şimdi size soruyorum: kendimi iyi hissettiğim kişiliğimi baskılayıp, onun istediği gibi biri olmayı başarırsam, evliliğimde mutlu olabilir miyim?
Buraya kadar okuyanınız varsa teşekkür ederim..:) daha o kadar fazla yazmak istediğim şey var ki.. ama onları terapi seanslarımda dile getireceğim
Ya elbette öyle. Ama hayattaki tek gelişim yolumuz akademik yol mu? Yoo. Yani tabii ki adam hödük gibi bomboş yaşayan bir tipse konu sahibi de haklı ama adamın da illa ki geliştiği ilerlediği bi nokta vardır zaten. Belki de akademik olarak tercih etmemiştir sadece. Kim 10 yıl öncesiyle aynı kalıyor ki? Akıntıya karşı yüzmediyse zaten mecburen zaman değiştiriyor insanı.Hiç böyle düşünmüyorum Mery ya. İnsanın yanindaki eşinin de kendiyle gelişim göstermesi gerekir . Babam biz büyürken iki üniversite okudu şimdi önemli bir mevkide . Annem de ortaokuldan başlayıp bildiğin üniversite kazandı . Şimdi bir işte çalışıyor . Eğitmen/öğretmen gibi . Hayat belirli bir yerde sabit durmuyor . Okuyan , dinleyen , araştıran insan değişir . O yüzden burada da kadınlara hep aynı şeyi söylüyorum çalışın , geliştirin diye. Evli iki insan birbirini taşıyabilmeli bence . İkisi de birbirini ekonomik ve kültürel olarak geliştirmeli. Yoksa aynı yataga girdiğin kişiyle aynı dili konuşamıyorsan bir manası kalmaz ki
Şort giyersen seni boşarım diyen adam sence herhangi bir alanda kendini geliştirmiş olabilir mi?Ya elbette öyle. Ama hayattaki tek gelişim yolumuz akademik yol mu? Yoo. Yani tabii ki adam hödük gibi bomboş yaşayan bir tipse konu sahibi de haklı ama adamın da illa ki geliştiği ilerlediği bi nokta vardır zaten. Belki de akademik olarak tercih etmemiştir sadece. Kim 10 yıl öncesiyle aynı kalıyor ki? Akıntıya karşı yüzmediyse zaten mecburen zaman değiştiriyor insanı.
mantıklıydıŞort giyersen seni boşarım diyen adam sence herhangi bir alanda kendini geliştirmiş olabilir mi?