Evlilik yıldönümünde çeyrek altın takacakmış.

Ay kirmizi gecelik alıp giyesim geldi :)
 
Bence incelik yok evliliğinizde. Bu da size sonradan koymaya başlamış, ama siz öyle istiyorsunuz diye eşiniz bir anda romantik bi adama dönüşebilir mi? Sizle arasında eskiden beri devam eden bi iletişim kurma biçimi mevcut, bunu değiştirmek bence artık çok zor. Siz ota çiçeğe para verme gelirken cigara al hacı şeklinde yaklaşmışsınız en başından. Bence eşinizi dönüştürme fikrinden vazgeçin. Bana çok normal geldi evlilik yıldönümünüzde çeyrek altın takma fikrinin olması açıkçası. Eskiden öyleydi ama şimdi kafam kaldırmıyor diyorsunuz ama eşinizden beklediğiniz değişim bir anda olabilecek bişey gibi gelmedi bana. Bence eşinizin sizle ilgili açıkça ifade ettiği şeyleri dikkate almalısınız. Sizi Mahmut abi gibi gördüğünü söylüyor. Siz Mahmut abi olmaktan vazgeçebiliyor musunuz? Zaten öyle değilim diyebilirsiniz ama kocanızın gözünde böylesiniz. Kocanızın gözündeki imajınızı Mahmut abiden yanında en huzurlu olduğu kişiye evirebilecek misiniz? Bence insanlar arasındaki en belirgin iletişim sorunu bu. Sorun var ve çözmek istiyorsak önce kendimize yönelmeliyiz diye düşünüyorum, çocuğunuz anlattığınız kadarıyla doğal afet, anlıyorum işiniz zor ama yapmanız gereken yine aynı. Eleştiriyi önce kendinize yöneltmelisiniz.( buradan siz suçlusunuz anlamı çıkmasın. Ben bi sorunu çözmek için sırayla ne yapılması gerektiğinden bahsetmeye çalıştım)
 
Şu başlıktan eşime bahsettim :) bizimde evlilik yıldönümüz yakın bu arada. Oda espiri olsun diye çeyrek alıym deyip duruyo :)
Bende ona dedim ki; tmm canım bende sana akşam yemekleri ve kahvaltıda 100 gramlık bi pasta verrim dedim.
Baya bonkörüm yani

Hediyenin önemi yok. Romantik bi akşam geçirelim yeterli.
 

Evet çocuktan sonra tek önceliğimiz oğlum oldu. Eşim aşırı pimpirikli bu hususta. Öyle ki çocuğun azıcık ateşi çıksa acile koşmak ister. Neyse ki dizginliyorum bu konuda onu.

Benim oğlanın durumu malum. Ciddi manada her daim gözüm üstünde ama yine de kazalar yaşanıyor. Geçen yıl düşüp alnını çarpmıştı masaya. Şişti epey. Ardından hemen kusunca korktuk acile gittik. Bir şey olmadığından emindim çünkü yüksekten düşmedi, düşerken alnını çarptı masaya. Yine de eşimin sinirli ve panik hali yüzünden gittik acile. Halini, tavrını görseniz boğazlarsınız adamı. Korkusundan söyleyemiyor ama biliyorum ki "neden dikkat etmedin bir çocuğa sahip çıkamadın" düşüncesi dilinin ucunda. Gergin hareketler, saçma sapan bir üslup. Hastane bahçesinde dayanamadım ve "bak bunu yapma bana. Bitiriyorsun bizi. Çocuk bu tabi ki kazalar olacak" dedim. Döküldü tabi tuttuğu düşüncelerini. Ben ağladım zaten çok gerilmiş ve üzülmüştüm. "şu an vicdan azabından ağlıyorsun" dedi. Benim şarteller attı. Hala suçlama peşinde. Sen insan değilsin, sana yemin ederim yetmiş yaşına da gelsem seni boşayacağım. Yalnız öleceksin çünkü hak ettiğin bu dedim.

Sonra bu davranışları arttıkça oğlum konusunda zaman zamann kendimi geri çektim. İstedim ki bizzat görsün çocuğun zaptedilmediğini. Zamanla azaldı beni suçlama hali. Lakin ruh hastalığı kıvamındaki pimpirikli hali devam ediyor.

Biz birbirimizi sözlerle çok yıprattık. Kim daha çok can acıtacak derdi ile kalp kırdık. Şimdi onların üzerini örtmek zor geliyor işte. Oğlumuzu olduğu gibi kabul edemedik bir de. Evet farklı bir çocuk ve çözüm üretmeliyiz demek yerine birbirimizi suçladık.

Elbette istiuorum eskisi gibi olmasa da daha huzurlu bir evlilik yaşamayı. Ama öyle bir kabuk var ki ruhumda, kırmakta çok zorlanıyorum.
 
Merhaba;
Şuan en bunaltıcı yoğunluğum arasında konuya dahil olup şu sayfaya kadar olan bütün yorumları okudum ve dayanamayıp yorum yazmak istedim.
Çok duygulandım nedense..Ağlıyor olmanız kesinlikle çok haklı bir tepki ama lütfen hırpalamayın kendinizi.Abartmıyorsunuz hatta bence aksine çok dirayetli ve güçlü bir kadınsınız.
Bunun yanı sıra eğlenceli,insanı saran modunu değiştiren bir konuşma/yazma üslubunuz var.Çok yönlüsünüz bu çok güzel bir şey aslında.Eşinizin yetersizliğine tahammülünüz yok.Aslında kibir değil bu beklentilerinizin karşılanmaması karşılığında verdiğiniz tepkiler.Ben anlamıyorum bazı arkadaşları eleştirmişler de.
Acaba kendileri bu şartlarda nasıl çok sağlıklı bir kişilik ortaya çıkarabileceklerdi..Nasıl bahsettikleri ''kusursuz'' insan olabileceklerdi.İnanın kendimi koydum yerinize.Gözlerim dolu dolu oldu.Sonra dışardan birisi olarak değerlendirmeye çalıştım.Olmadı yine doldu gözlerim.
Lütfen bu olanlara rağmen yine de o günkü tavrınızı devam ettirin.En azından bir süre daha.En son söylemeniz gereken şeyleri en başta söylemeden devam bir süre daha.
Anlatım şekliniz çok hoş.Bunu bile eleştiren insanlar olabiliyor da.Dümdüz uzun konuları gördükçe de benim içim bayılıyor ve bakmadan çıkıyorum e napıcaz şimdi? Zaten yazdığım cümleleri anlamayacak kapasite! sahibi insan da varsın okumasın yorumlamasın.Zor yok.
Aslında özünde çok samimi,ne istediğini bilen bir insansınız bence.
Sadece kişilere göre öne çıkarıyor veya geri plana atıyorsunuz.Çok güzel yorumlar çok iyi yerlere temas etmiş arkadaşlar var.Evet güçlü,herşeyini kendi yapan kadınları sevmiyor erkekler.Ve çoğunlukla benim evliliğimde bu sebeple bitti.Ama kendisine ait sorumlulukları yerine getirseydi eminim o bile yeterli olacaktı benim için.Bir insana en büyük saygı duyma sebebidir güçlü kalabilmesi..Rahat insanlardan hiç haz etmiyorum oldum olası..
İnsan kendi gibi bir insan görmek istiyor karşısında.Dolayısıyla beklentiler karsılanmadığında agresifleşiyorsun.Ama çözüm ne yazıkki sizin hoşunuza gitmeyecek şeyler olacak bazı arkadasların da yazmış olduğu şeyler gibi.
Dene be arkadasım bakalım sonuç nereye bağlanıyor.Biraz daha sabır,biraz daha gitme bakalım diyardan.
Mükemmel hayat arkadaşı yok.Birbirini idare edebilen sevgi saygı çerçevesinde sürdürmeye çalışan insanlar var.
Çocuğunuz bence büyüdüğünde çok akıllı,olgun,sakin ve bir başarılı bir adam olacak.Yaramaz çocukların içinden geleceğin dev adamları çıkıyor genelde :)
Uzun ve hızlı yazdım affola.Konu takibindeyim ve bu sayfadan sonraki yorumlara da göz atacağım daha sakin bir zamanda..
Bir değil binn ''ooohhh beee'' diyeceğiniz günler çarçabuk gelsin inşallah.
Sevgiler..
 
Son düzenleme:
Napim cana geliyorum diyorum elimde değil yoksa benim tembel totosunu kaldırmaz bacım.
 

Çok haklısınız. Oğlum kreşe başladığında ki eşim ısrarla çalışma bir süre kendine zaman ayır ve dinlen diyor. Çünkü sanırım kendime zaman ayırdığımda eski idrak olacağım konusunda umudu var. Bu gerçek olmazsa evet tamamen vazgeçebilir umut etmekten.

Ben eşime birçok konuda hak veriyorum Zaten. Ancak ona defalarca söylediğim "bak benim için üslup çok mühim. Ben saygıyı, ilgiden daha fazla önemsiyorum. Dediğim halde bunu hiç dikkate almadı. Saygısız bir üslup kullanmaya devam etti. Gerekçesi de," asker arkadaşı gibi davranırsan o şekilde karşılık bulursun" oldu. Evet insan olarak çok sakin ve saygılı konuşurum. Ancak kadın olarak herhangi bir naiflik mevcut değil. Bunun farkındayım.

Dediğiniz gibi oldukça baskıcı i, çevresine göre şekillenen ve şekillendirmeye çalışan bir ailede büyüdüm. Annem için mühim olan kendi ailesi ve onların fikirleriydi. Babam için de kendi çevresi. Öyle ki iş arkadaşının hakkımdaki fikri çok önemliydi. Bana sormadan onun söylediği bir mevzuya inanmış, kıyametler koparmıştı. O zaman ona sadece "keşke önce bana sorsaydın, evladına inansaydın" demiştim. Böyle bir aile işte. Evet şiddet görmedim ama psikolojik şiddetin alasını yaşadım. Anlatsam ki asla anlatamayacağım. İnsanların dehşete kapılacağı saçmalıklarla geçti hayatım.

Sekiz yaşındaydım kardeşimin sorumluluğunu üstlendiğimde mesela. Ve evin. Annem ağır bir hastalık geçiriyordu. Şikayetçi değildim halimden de, bir teşekkür bekledim. En azından memnuniyetsizlik ve her daim eleştiri olmasaydı mesela. Abim benden üç yaş büyüktür. Tuvalet penceresinden canavar geleceğini sanırdı eşek kadar çocukken. Neredeyse ergen iken. Kapısında nöbet tutardım tuvaletten çıkana kadar. Halbuki abi olan oydu. Çenem düştü çocukluğa indim yok yere :) hani bu burnum yere düşse eğilip almam durumunda ailemin ve yaşadıklarımın etkisi çok büyük elbette.

Geçenlerde çocukluğumda bana anlatmak istemediğim bir şey yaşatan bir akrabamın, yıllar sonra iftira diye anlattıkları aynı mevzu yüzünden mesleğinden men edildiğini, dava açıldığını duydum. 25 yıl sonra ilk kez anneme "beter olsun" dedim. Sebebini sordu, kısmen de olsa söyledim. "aman kim yaşamadı ki böyle şeyler" dedi. Ben de "işte bu yüzden anlatmamışım demek ki sana" dedim. Şimdi annem beni suçlar duvar gibisin benimle hiç anne kız diyaloğun yok diye. Sebebini söylesem kindar olurum. Hiçbir şeyi unutmuyor olurum. Öyle işte ne bileyim.
 

Evliliğin ilk zamanlarında asla böyle bir sorunumuz yoktu. Sonra bir gün bir kavga esnasında benim cinsellik le ilgili söylediğim bir şeyle ilgili çok çok ağır bir karşılık verdi. Yazmaya bile utanıyorum. Sonra özür diledi ama ben o sözden sonra tamamen uzaklaştım cinsellikten. Kendimi kötü hissediyorum... Bir psikolog arkadaşım "cinsellik karşılıklı ihtiyaçtır. Kavgada söylenen sözleri bu kadar içselleştirme. İhtiyaç gözüyle bak sadece" dedi ama ben bunu aşamadım...
 
Işte yetişme şeklimiz yaşadığımız olaylar derken birikip önümüze set oluyor işte canım...
Bende hem okudum hem çalıştım babam iflas etmisti kardeşim 9 yaş küçüktü benden erkek gibi büyüdüm hayat buna zorladı belki de....
Aman böyle işte oyuzden herseyi ben yaparım hallederim diye diye mükemmelliyetçi olduk çıktı ama noldu bütün dünyanın herşeyini sırtımıza yükledik...
Simdi de vücut error veriyor canım işte...
 
Doğrudur.
Hepimiz yeri geldiğinde ağır konuşup kırdık sevdiklerimizi.

Yabancı olsa affetmeyin.
Ancak karşınızdaki eşiniz, onu neden affetmiyorsunuz, geçmişi unutmuyorsunuz?

Eğer ben bu adamla bir ömür geçirmek istiyorum diyorsanız, affedip normale dönmelisiniz.

Yok affedemem diyorsanız, birbirinizi azad edin, yine kendi mutluluğunuz için.
 
Evlilikte beklenti içine girdin mi batıyorsun.
Eğer içinden gelmiyorsa ne yapsan eksik kalır eşin ne yapsa kusur bulursun çünkü bir süre sonra kusur bulmaya odaklanıyoruz.
Gerçekten içinden geliyorsa 1 günlük oğlunu annene bırak oglunun ne kadar zor bir çocuk olduğunu hatırlıyorum ama o 1 gün size iyi gelecektir
 
Peki bir de şöyle düşünelim;
Geçmişteki kötü yaşantınızın, sert karakterinizin sebebi eşiniz olmadığına göre asıl kabahatli kim?

Evliliğiniz sıkıntılı olabilir ve sebebi eşiniz olabilir, anlarım.
Ancak geçmişten gelen karakter yapınızda kaynaklı sorunlarda samimiyetle sorumluluk alıyor musunuz evliliğinizdeki sıkıntılarla alakalı?
 
Son düzenleme:
İşin şakası bir tarafa bunları onunla konuştunuz mu ? Adam zaten hep böyleymiş değişmiş mi ? Yazdıklarınızdan her zaman böyle biri olduğunu anladım.

Yok işte böyle biri değildi. Gayet ilgili, hatta bunaltacak ölçüde ilgiliydi. Bazen "bu kadar üstüme düşme" diye isyan ederdim.romantik bir çift asla değildik diyorum lakin bu karşılıklı memnun olduğumuz bir durumdu zaten. Konuda belirttiğim durum da, romantizm isteği değil ilgi ve incelik beklentisi. Öncesinde bu fazlasıyla vardı eşimde. Çocuktan sonra bitti. Tabi ki benim açımdan da aynı durum gerçekleşti. Konu açmama vesile olan sorun da, benim zor bir çocuk büyütüyor olmamdan kaynaklanan destek bekleme halim.

Yani diyorum ki keşke hemcinsleriniz "evi geçindiriyorum yoruluyorum daha ne yapayım" fikrinin, her durumda geçerli olduğunu sanmasa. Sorunlu ya da zor bir ortak çocuğunuz var ise, taviz vermek daha fazla çabalamak gerektiğini bilse. Zira tek taraflı çaba, görüldüğü üzere evliliği bitirme noktasına getiriyor. Eşim her daim "sen mükemmel bir annesin ama iyi bir eş değilsin" der. Ben de ona "sen her iki konuda da mükemmel değilsin" derim. Belki bana destek olan bir baba olsaydı, ilgisizlik bu denli beni yıpratmazdı. Bunları ona söyledim ama sakince değil. İletişim konusunda ciddi sorunlarımız var :)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…