Evlilik yıldönümünde çeyrek altın takacakmış.

Niye bildirim geldi bu konudan acaba bilen var mi 'kadinlar ne ister' adiyla..
Ya konu sahibi istemiştir yada kazen kkadinlarin isteklerini yazmaları için bildirim göndermiştir bence güzel herkes fikrini yazar belki ama belki bir ihtimal bı erkek okurda karısına karşı daha özenli olur :-)
 
Aynı benimkide bir sefer 200 tl vermişti evlilik yıl dönümü hediyesi oysa kendi bana 5 tllik kendi seçtiği beğendiği bir şeyi alsaydı 200 tlden kıymetliydi hepsi birer odun


odunda demek istemiyorum ama ilgileri azalıyor bence evlenmeden önceki heycanları kalmıyor zaten aldım eşim artık modundalar . :KK43:
 
Evet evet tam da anladığınız gibi başlık. Algınızın ayarlarıyla oynamayın, bırakın serbest kalsın.

Efenim yarın benim evliliğimin 4. Yıl dönümü. Toplamda 7 yıldır birlikte olduğum, 4 yılını da aynı evde geçirdiğim muhterem, yarın için muhteşem planlar yapmış. Öncelikle aşkımızın kaktüsünü, kendisine bakmaya çok gönüllü olan, adeta yeğenim geliyor diye sevinç naraları atan halasına iteleme kararı aldık. Zira romantik yıldönümü akşamında "yavrum ketçabı sıkma gözüne çocuğum" bağrışmaları olsun istemedik. Zaten aynı fikirde olduğumuz tek husus da budur beyimle.

Sevgililik dönemi de dahil, hiçbir zaman romantik bir çift olmadık. Ben, "hacı ota çiçeğe para verme bana gelirken bir paket cigara al hayrına" derdim, o da sağolsun bu durumu kabullenmeye pek hevesli olduğundan buluşmalara fıstıklı çikolata, bir paket sigara ve en sevdiğim karikatür dergisinin o haftaki sayısını alarak gelirdi. Buluşma ritüeli haline gelmişti bu durum. Romantizm beklentimiz olmadı ikimizin de. Ayağımı taşa çarptığımda yolun ortasında önümde eğilip kanı temizlemesi ve pansuman yapması romantizm ihtiyacımı fazlaca karşılardı. Zaten o lanet inceliğin ardından evlenme teklifini kabul ettim. Bu adam vicdanlı, bundan olur dedim. Fikrimi eşekler tepseydi, tatlı su romantiği olduğumu gollum kulağıma fısıldasaydı keşke.

Velhasılı oğlum doğana kadar nispeten iyi olan evliliğim, oğlumun doğumuyla birlikte faciaya dönüştü. Doğduğundan beri zor bir çocuktu, hala zor. Çok zor...
Sıklıkla boşanma mevzusunun açıldığı, paylaşımın bittiği, can acıtıcı sözleri iki tarafın da rahatlıkla sarf ettiği bir evliliğin ortasında bulduk kendimizi. Şiddetli tartışmalar esnasında, ikimiz de evliliğin sadece çocuk için sürdüğünü, sevginin kalmadığını da söyledik. Maalesef ki bizi en çok yıpratan durum bu oldu.

Bittabi bu karmaşa içinde cinsellik de ciddi manada sekteye uğradı. Öylesine yapılan, uzun süreler akla gelmeyen, bazı zamanlarda da eziyete dönüşen bir eylem oldu. Ki evvelinde bu hususta zerre sıkıntımız yoktu.

Geçtiğimiz günlerde maalesef annem bu tartışmalardan birine şahit olup, hakemliğe soyundu. Bu arada hiçbir zaman bağırmalı, çevre tarafından bilinen tartışmalarımız olmadı. Öylesine koptuk ki zaten, tartışmak bile gelmiyor içimizden. Oğlumu sebep göstermek istemiyorum ama oğlum dolayısıyla o kadar yıprandık ve yorulduk ki, ben sürekli şikayet eden ve surat asan bir kadına, o da biraz kafa dinleyeyim diyen bir adama dönüştü. He annem diyordum, annem ortada büyük bir sorun olmadığına, evliliğin kurtarılabileceğine kanaat getirerek ikimizin de hiç içinden gelmediği halde bazı atraksiyonlar ile canlanacak bir halde olduğumuzu dile getirdi. Bu konuşma, tam da yıldönümüne yakın gerçekleştiği için bir adım atalım dedik.

Evet hiçbir zaman romantik bir tip olmadım ama incelikler de her daim beni cezbetti. Pahalı hediyeler yerine benim gerçekten neyi sevdiğimi bilen ve buna göre hareket eden bir adam istedim her daim. İlk zamanlar öyleydi ama sonra... 31 yaşın bana getirisi olan beklenti içine girme durumundan mütevellit, mevcut halimiz beni daha da yıprattı.

Bu akşam yarınla ilgili konuşurken tam da başlıkta yazdığım cümleyi sarf etti benim koca. Ben de "olur tabi, sonraki yıldönümlerinde de yarım ve tam takarsın, hepsini bozdurup kendime burma bilezik alırım." dedim.Öylece baktı yüzüme. Şaka yapmış meğersem. Nasıl komik, nasıl eğlenceli bir eş. Küçük bir mümin latifesi işte. Gecemize renk kattı.

Biliyorum ki, böyle bir tepki vermesem hakikaten çeyrek alabilecek bir adam. Bozdurup ihtiyaçlarımı karşılarım. Hatta toki kurasına katılırsak ileride, minnak sevimli bir adım olur bu çeyrek. Yaşlılığımızda torunlarımıza anlatır ağlarız.

Neye sinir oluyorum biliyor musunuz? Ben gerçekten fazlaca romantizm beklentisi olan bir hatun değilim. Ancak boka sarmış, hatta sona gelinmiş bir evliliği kurtarma çabasında iken bu tür gerzek hareketler beni iyice dibe çekiyor. Daha da soğuyorum her şeyden.

Esasında evliliğimle ilgili yazacak çok şey var lakin bu kadarı bile gözüm kanadı diyecek arkadaşlara fazla oldu. Belki gerçekten merak eden ve yardımcı olmak isteyen zatlar olursa detay yazarım.

Şimdi ben ne yapayım? Zerrece içimden gelmediği halde, çaba sarf etmek adına uğraştığım bugünlerde çeyrek altınımı yastık altına mı saklayayım? Yoksa inceldiği yerden kopsun mu diyeyim.

Mevzuyu çeyrek altınla sınırlı tutup buna mı takıldın diyecek arkadaşlar, lütfen beni yormayın. Şimdiden teşekkürler efem.




Bizi yazdınız sandım bi an okuyunca :) her evlilikte çocukla birlikte bunlar olacak diye uyaran ablalarımız olsun keşke benimkilerden de Allah razı olsun binkere belkide bitecek derecede gergin iki insanı hem kendimi hem eşimi bi şekilde sakinleştirecek küçük şeyler yapmasam bahsettiğiniz sizdekinin birebir aynısı çocuk evremiz daha kötü olabilirdi sizin içinde kader bi şans tanımış küçük şeyler büyük adımların başlangıcı olabilir hem anlatımınızdan anladığım kadarıyla sizinle ömür güzel geçer eşinizi sizden mahrum etmeyin sevginiz ve saygınız çocuğunuzun duygusal gelişimi için çok önemli aynı yaşta aynı sürede flört ve evlilik yaşadığımız için söylüyorum benim oğlum çok hassas bir çocuk olduğu için belkide biz birbirimize dahada bi bağlandık 5-6 aydır eminimki sizde öyle olursunuz :)
 
Son düzenleme:
ya memmunıyetsizlikten ziyade aslında çiçek alır yada yollar ama eskiden sevgilyken kendi bana parfum tsört veya kolye alan bırı olduğundan beklentım hep oluyo bu yuzdende ılgısızlıkten hoslanmıyorum şahsi fikrim yani :)
Yok bende ilgisizlikten hoslanmam. Maddi olarak baska ihtiyaclarim varken bana cicek yollamasindan hoslanmiyorum. Bir parfumu cok istiyordum ama ilerisi icin soyluyordum. Almis bana o parfumu :) ama bana bu sikintida gereksiz geldi. Parfum ucup gidiyor. Keske baska bir sey alsaymis dedim :) seni bilmemde ben memnuniyetsizim ama caktirmiyorum. :) kocam icin uzuluyorum:süslü:
 
Bana kalırsa malesef siz yapmışsınız biraz da güçlü kadin rolü erkeklerde biraz ne olursa olsun naif canlılar olduğumuz algısını bitiriyo bi zamandan sonra ve böylece kadin olduğumuzu unutup butun incelikleri bir köşeye atiyolar. Yazdığınız yazı muazzam aci ve huzun barındıran normalde film yahut dizi olsa kadınlarımızın biraz sinir biraz da kendini bularak izlediği dram senaryosu olabilir ama siz bunu tatli bir dille yazmissiniz o yüzden konunun derinde cok ciddi bi konu olduğu anlasilmayabilir. Yani bence biraz değiştirin kendinizi ne biliyim siz de otu böceği seven tatlı sürprizlerden hoşlanan eline iğne batsa nazlanan kavanozun kapağını acamayan bi kadın olun biraz. "Erkekler kendine ihtiyaç duyulmasindan hoşlanırlar" diye okumuştum bi yerde bu duyduğum en dogru cümlelerden biri bence. Bu algıyı malesefki esinize karşı siz yaratmışsınız yani onda "ya Ben hatuna şöyle romantik bi süpriz yapsam da o oyle şeylerden hoslanmaz" algısı tamamiyle sizden dolayı oluşmuş. Evliliğinize heyecan arıyorsanız bence öncelikle kendinizi degistirmeniz gerekli anladigim kadarıyla sorunlar çocukla alakalı değil öncelikle kafanizi rahatlatıp düşüncelerinizi davranislarinizi degistirirseniz esinizin de değişeceğini düşünüyorum. Yani umarim değişir, umarim gec kalmamışsınızdır :)
 
Evet evet tam da anladığınız gibi başlık. Algınızın ayarlarıyla oynamayın, bırakın serbest kalsın.

Efenim yarın benim evliliğimin 4. Yıl dönümü. Toplamda 7 yıldır birlikte olduğum, 4 yılını da aynı evde geçirdiğim muhterem, yarın için muhteşem planlar yapmış. Öncelikle aşkımızın kaktüsünü, kendisine bakmaya çok gönüllü olan, adeta yeğenim geliyor diye sevinç naraları atan halasına iteleme kararı aldık. Zira romantik yıldönümü akşamında "yavrum ketçabı sıkma gözüne çocuğum" bağrışmaları olsun istemedik. Zaten aynı fikirde olduğumuz tek husus da budur beyimle.

Sevgililik dönemi de dahil, hiçbir zaman romantik bir çift olmadık. Ben, "hacı ota çiçeğe para verme bana gelirken bir paket cigara al hayrına" derdim, o da sağolsun bu durumu kabullenmeye pek hevesli olduğundan buluşmalara fıstıklı çikolata, bir paket sigara ve en sevdiğim karikatür dergisinin o haftaki sayısını alarak gelirdi. Buluşma ritüeli haline gelmişti bu durum. Romantizm beklentimiz olmadı ikimizin de. Ayağımı taşa çarptığımda yolun ortasında önümde eğilip kanı temizlemesi ve pansuman yapması romantizm ihtiyacımı fazlaca karşılardı. Zaten o lanet inceliğin ardından evlenme teklifini kabul ettim. Bu adam vicdanlı, bundan olur dedim. Fikrimi eşekler tepseydi, tatlı su romantiği olduğumu gollum kulağıma fısıldasaydı keşke.

Velhasılı oğlum doğana kadar nispeten iyi olan evliliğim, oğlumun doğumuyla birlikte faciaya dönüştü. Doğduğundan beri zor bir çocuktu, hala zor. Çok zor...
Sıklıkla boşanma mevzusunun açıldığı, paylaşımın bittiği, can acıtıcı sözleri iki tarafın da rahatlıkla sarf ettiği bir evliliğin ortasında bulduk kendimizi. Şiddetli tartışmalar esnasında, ikimiz de evliliğin sadece çocuk için sürdüğünü, sevginin kalmadığını da söyledik. Maalesef ki bizi en çok yıpratan durum bu oldu.

Bittabi bu karmaşa içinde cinsellik de ciddi manada sekteye uğradı. Öylesine yapılan, uzun süreler akla gelmeyen, bazı zamanlarda da eziyete dönüşen bir eylem oldu. Ki evvelinde bu hususta zerre sıkıntımız yoktu.

Geçtiğimiz günlerde maalesef annem bu tartışmalardan birine şahit olup, hakemliğe soyundu. Bu arada hiçbir zaman bağırmalı, çevre tarafından bilinen tartışmalarımız olmadı. Öylesine koptuk ki zaten, tartışmak bile gelmiyor içimizden. Oğlumu sebep göstermek istemiyorum ama oğlum dolayısıyla o kadar yıprandık ve yorulduk ki, ben sürekli şikayet eden ve surat asan bir kadına, o da biraz kafa dinleyeyim diyen bir adama dönüştü. He annem diyordum, annem ortada büyük bir sorun olmadığına, evliliğin kurtarılabileceğine kanaat getirerek ikimizin de hiç içinden gelmediği halde bazı atraksiyonlar ile canlanacak bir halde olduğumuzu dile getirdi. Bu konuşma, tam da yıldönümüne yakın gerçekleştiği için bir adım atalım dedik.

Evet hiçbir zaman romantik bir tip olmadım ama incelikler de her daim beni cezbetti. Pahalı hediyeler yerine benim gerçekten neyi sevdiğimi bilen ve buna göre hareket eden bir adam istedim her daim. İlk zamanlar öyleydi ama sonra... 31 yaşın bana getirisi olan beklenti içine girme durumundan mütevellit, mevcut halimiz beni daha da yıprattı.

Bu akşam yarınla ilgili konuşurken tam da başlıkta yazdığım cümleyi sarf etti benim koca. Ben de "olur tabi, sonraki yıldönümlerinde de yarım ve tam takarsın, hepsini bozdurup kendime burma bilezik alırım." dedim.Öylece baktı yüzüme. Şaka yapmış meğersem. Nasıl komik, nasıl eğlenceli bir eş. Küçük bir mümin latifesi işte. Gecemize renk kattı.

Biliyorum ki, böyle bir tepki vermesem hakikaten çeyrek alabilecek bir adam. Bozdurup ihtiyaçlarımı karşılarım. Hatta toki kurasına katılırsak ileride, minnak sevimli bir adım olur bu çeyrek. Yaşlılığımızda torunlarımıza anlatır ağlarız.

Neye sinir oluyorum biliyor musunuz? Ben gerçekten fazlaca romantizm beklentisi olan bir hatun değilim. Ancak boka sarmış, hatta sona gelinmiş bir evliliği kurtarma çabasında iken bu tür gerzek hareketler beni iyice dibe çekiyor. Daha da soğuyorum her şeyden.

Esasında evliliğimle ilgili yazacak çok şey var lakin bu kadarı bile gözüm kanadı diyecek arkadaşlara fazla oldu. Belki gerçekten merak eden ve yardımcı olmak isteyen zatlar olursa detay yazarım.

Şimdi ben ne yapayım? Zerrece içimden gelmediği halde, çaba sarf etmek adına uğraştığım bugünlerde çeyrek altınımı yastık altına mı saklayayım? Yoksa inceldiği yerden kopsun mu diyeyim.

Mevzuyu çeyrek altınla sınırlı tutup buna mı takıldın diyecek arkadaşlar, lütfen beni yormayın. Şimdiden teşekkürler efem.

Belki eşiniz sizin hediye beklentiniz olmadığını düşünüp şaka yapmak istemiştir? Evlilik yıldönümümde çeyrek altın hediye etse ben çok gülerdim. Erkekler de böyle sıkıntılı durumlardan absürdlükler yaparak çıkmaya çalışıyor çoğu zaman.
Siz de ona komik birşeyler hediye edin. Filli boxer gibi

Şaka bir yana, kısa bir tatil size iyi gelebilir. Çocuk konusunda birşey diyemem, tecrübem yok. Ama çocuğum yorucu bir faktör olduğunu görüyorum. Bu konuda bir uzmandan destek almanızı tavsiye ederim. Anneniz tabi ki iyi bir yönlendirici olabilir ama gerçeği tarafsız görmek için bir uzman daha faydalı olacaktır.
 
Yok bende ilgisizlikten hoslanmam. Maddi olarak baska ihtiyaclarim varken bana cicek yollamasindan hoslanmiyorum. Bir parfumu cok istiyordum ama ilerisi icin soyluyordum. Almis bana o parfumu :) ama bana bu sikintida gereksiz geldi. Parfum ucup gidiyor. Keske baska bir sey alsaymis dedim :) seni bilmemde ben memnuniyetsizim ama caktirmiyorum. :) kocam icin uzuluyorum:süslü:



elimizden birşey gelmiyo ama memnunıyetsizde olsak pek umurlarında oldugunu dusunmuyorum ben...
 
odunda demek istemiyorum ama ilgileri azalıyor bence evlenmeden önceki heycanları kalmıyor zaten aldım eşim artık modundalar . :KK43:
Yok vallahi benimki nişanlıyken bir çiçek bile getirmedi bir iki kere benim dilimden kurtulmak için çiçek aldı bu sırf hediyeyle alakalı değil adam birçok konuda aynı benle konuşurken bazen çok kaba konuşur ben düzgün konuş diyorum ben böyleyim kaba konuşurum diyor evet orda burada telefonlarda başkalarıyla kibar konuşmasını biliyorsun diyorum adam bu sefer dönmüş ben herkese kaba konuşmam sadece sevdiklerime konuşurum diyor
 
Sen romantik degilsin ama ondan mi bekliyosun? Esim bana ceyrek taksa valla bozulmam :) ciddiyim.. zira gectigimiz dvlilik nisanlilik nikah tarihlerimizi ne esim hatirladi ne de ben:) bu durumne kadar vahim onu dusuniim bi:))

Evet cocuklar cok etkiliyo evliligi ama tek sorun onlar degil, adamda kadinda bozuksa bozuktur. Zaten cocuk ilk bi kac senede oluyo ee derken esimizide daha hixlandirilmis bi sekilde taniyoz. Ee insan degisiyoda zamanla... 10 yil once asla dedigim birseye olabilir dedigim oluyo..bizim cocuk sayisi seninkinin 3 kati yani durumu sen hayal et:)) sukret yani beterin beteri vardir:)
 
Evet evet tam da anladığınız gibi başlık. Algınızın ayarlarıyla oynamayın, bırakın serbest kalsın.

Efenim yarın benim evliliğimin 4. Yıl dönümü. Toplamda 7 yıldır birlikte olduğum, 4 yılını da aynı evde geçirdiğim muhterem, yarın için muhteşem planlar yapmış. Öncelikle aşkımızın kaktüsünü, kendisine bakmaya çok gönüllü olan, adeta yeğenim geliyor diye sevinç naraları atan halasına iteleme kararı aldık. Zira romantik yıldönümü akşamında "yavrum ketçabı sıkma gözüne çocuğum" bağrışmaları olsun istemedik. Zaten aynı fikirde olduğumuz tek husus da budur beyimle.

Sevgililik dönemi de dahil, hiçbir zaman romantik bir çift olmadık. Ben, "hacı ota çiçeğe para verme bana gelirken bir paket cigara al hayrına" derdim, o da sağolsun bu durumu kabullenmeye pek hevesli olduğundan buluşmalara fıstıklı çikolata, bir paket sigara ve en sevdiğim karikatür dergisinin o haftaki sayısını alarak gelirdi. Buluşma ritüeli haline gelmişti bu durum. Romantizm beklentimiz olmadı ikimizin de. Ayağımı taşa çarptığımda yolun ortasında önümde eğilip kanı temizlemesi ve pansuman yapması romantizm ihtiyacımı fazlaca karşılardı. Zaten o lanet inceliğin ardından evlenme teklifini kabul ettim. Bu adam vicdanlı, bundan olur dedim. Fikrimi eşekler tepseydi, tatlı su romantiği olduğumu gollum kulağıma fısıldasaydı keşke.

Velhasılı oğlum doğana kadar nispeten iyi olan evliliğim, oğlumun doğumuyla birlikte faciaya dönüştü. Doğduğundan beri zor bir çocuktu, hala zor. Çok zor...
Sıklıkla boşanma mevzusunun açıldığı, paylaşımın bittiği, can acıtıcı sözleri iki tarafın da rahatlıkla sarf ettiği bir evliliğin ortasında bulduk kendimizi. Şiddetli tartışmalar esnasında, ikimiz de evliliğin sadece çocuk için sürdüğünü, sevginin kalmadığını da söyledik. Maalesef ki bizi en çok yıpratan durum bu oldu.

Bittabi bu karmaşa içinde cinsellik de ciddi manada sekteye uğradı. Öylesine yapılan, uzun süreler akla gelmeyen, bazı zamanlarda da eziyete dönüşen bir eylem oldu. Ki evvelinde bu hususta zerre sıkıntımız yoktu.

Geçtiğimiz günlerde maalesef annem bu tartışmalardan birine şahit olup, hakemliğe soyundu. Bu arada hiçbir zaman bağırmalı, çevre tarafından bilinen tartışmalarımız olmadı. Öylesine koptuk ki zaten, tartışmak bile gelmiyor içimizden. Oğlumu sebep göstermek istemiyorum ama oğlum dolayısıyla o kadar yıprandık ve yorulduk ki, ben sürekli şikayet eden ve surat asan bir kadına, o da biraz kafa dinleyeyim diyen bir adama dönüştü. He annem diyordum, annem ortada büyük bir sorun olmadığına, evliliğin kurtarılabileceğine kanaat getirerek ikimizin de hiç içinden gelmediği halde bazı atraksiyonlar ile canlanacak bir halde olduğumuzu dile getirdi. Bu konuşma, tam da yıldönümüne yakın gerçekleştiği için bir adım atalım dedik.

Evet hiçbir zaman romantik bir tip olmadım ama incelikler de her daim beni cezbetti. Pahalı hediyeler yerine benim gerçekten neyi sevdiğimi bilen ve buna göre hareket eden bir adam istedim her daim. İlk zamanlar öyleydi ama sonra... 31 yaşın bana getirisi olan beklenti içine girme durumundan mütevellit, mevcut halimiz beni daha da yıprattı.

Bu akşam yarınla ilgili konuşurken tam da başlıkta yazdığım cümleyi sarf etti benim koca. Ben de "olur tabi, sonraki yıldönümlerinde de yarım ve tam takarsın, hepsini bozdurup kendime burma bilezik alırım." dedim.Öylece baktı yüzüme. Şaka yapmış meğersem. Nasıl komik, nasıl eğlenceli bir eş. Küçük bir mümin latifesi işte. Gecemize renk kattı.

Biliyorum ki, böyle bir tepki vermesem hakikaten çeyrek alabilecek bir adam. Bozdurup ihtiyaçlarımı karşılarım. Hatta toki kurasına katılırsak ileride, minnak sevimli bir adım olur bu çeyrek. Yaşlılığımızda torunlarımıza anlatır ağlarız.

Neye sinir oluyorum biliyor musunuz? Ben gerçekten fazlaca romantizm beklentisi olan bir hatun değilim. Ancak boka sarmış, hatta sona gelinmiş bir evliliği kurtarma çabasında iken bu tür gerzek hareketler beni iyice dibe çekiyor. Daha da soğuyorum her şeyden.

Esasında evliliğimle ilgili yazacak çok şey var lakin bu kadarı bile gözüm kanadı diyecek arkadaşlara fazla oldu. Belki gerçekten merak eden ve yardımcı olmak isteyen zatlar olursa detay yazarım.

Şimdi ben ne yapayım? Zerrece içimden gelmediği halde, çaba sarf etmek adına uğraştığım bugünlerde çeyrek altınımı yastık altına mı saklayayım? Yoksa inceldiği yerden kopsun mu diyeyim.

Mevzuyu çeyrek altınla sınırlı tutup buna mı takıldın diyecek arkadaşlar, lütfen beni yormayın. Şimdiden teşekkürler efem.
Sevgili meslektaşım evliliğinize önerim yok zira kelin ilacı olsa başına sürerdi sizden daha kötü durumdayım çünkü.Yazınızı anlatım şekliniz çok eğlenceli, belki de branşınızla alakalıdır bilemedim keşke bir yerlerde yazsanız kitap, köşe yazarlığı vs. ben de sizi okusam bol bol demeye geldim sadece. Allah yardımcınız olsun.Sevgiler...
 
Siz nasıl samimi bir insansınız yahu. Söylemeden geçemedim :) çok teşekkür ederim içten yaklaşımınıza, merak etmenize.
Seni o kadar iyi anliyorum ve üzüldüm ki anlatamam canım...
Bende eşime set çektiğimi farkettim senin konunla birlikte...
Dün yatarken bana dönmüştü bende elini tuttum....
Adam nasıl değişti anlatmama bana dokunmayan adam sarılıp durdu uyurken hayret ettim...
Hemen affedemiyoruz işte onlar gibi odun değiliz bizim duygularımız var canım...
Sitem ediyoruz kırılıyoruz olan bize oluyor ay ne bileyim bende bazı şeyleri düzeltme derdindeyim bakalım...
 
Tamam ya kızma :) hakikaten ben niye çocuğu bırakıp çıkmadım ki. Neden ağlarken "babası sinirli şimdi çocuğa bağırır ben yanıma alayım hem karnı da aç zaten" diye düşündüm ki. Kötüydüm epey, salsam kimse bir şey demezdi. Deseydi bile önemli değildi.

Sahiden güç gösterisi mi bu. Ben anlam veremiyorum çünkü bu durumuma. Şimdi sen yazınca fark ettim neden bu seçeneği kullanmadığımı.
Evet canim güç gosterisi bende yaptum aynısını ve yapiyordum 1 haftaya kadar...
Esime de diyordumki senin bütün görevleri de ben yapiyorum sen olmasanda olur...
Buarada cinsellik konusunda da eziyorum ben adamı(galiba ona gore istekliyim olmayinca da sinirli oluyorum)...

Geçen hafta annemle kardeşim cafeye gidiyorlarmis dedimki beni de alın babasi minige bakar. :KK53:
Esim ani bir şok geçirdi benden beklemediği için...
Oh be dunya varmış baba oğul napiyorsaniz yapın dedim o kadar mutlu oldumki ne kadar stres altındaymışım....

Işte sende bunu yapmalısın...
Birak biraz ya biz olsak da olmasak da herşey olup gidiyor canim....
 
Eşini hödük hale sen getirmişsin.
Senin içinde naiflik yok bence,zira çocuğundan bile aşkımızın kaktüsü diye bahsediyorsun...
Ben romandık değilim ama incelikten de hoşlanırım diye bise var mı? Bence yok...
Sen de biraz çabalasan iyi olacak..
 
Evet evet tam da anladığınız gibi başlık. Algınızın ayarlarıyla oynamayın, bırakın serbest kalsın.

Efenim yarın benim evliliğimin 4. Yıl dönümü. Toplamda 7 yıldır birlikte olduğum, 4 yılını da aynı evde geçirdiğim muhterem, yarın için muhteşem planlar yapmış. Öncelikle aşkımızın kaktüsünü, kendisine bakmaya çok gönüllü olan, adeta yeğenim geliyor diye sevinç naraları atan halasına iteleme kararı aldık. Zira romantik yıldönümü akşamında "yavrum ketçabı sıkma gözüne çocuğum" bağrışmaları olsun istemedik. Zaten aynı fikirde olduğumuz tek husus da budur beyimle.

Sevgililik dönemi de dahil, hiçbir zaman romantik bir çift olmadık. Ben, "hacı ota çiçeğe para verme bana gelirken bir paket cigara al hayrına" derdim, o da sağolsun bu durumu kabullenmeye pek hevesli olduğundan buluşmalara fıstıklı çikolata, bir paket sigara ve en sevdiğim karikatür dergisinin o haftaki sayısını alarak gelirdi. Buluşma ritüeli haline gelmişti bu durum. Romantizm beklentimiz olmadı ikimizin de. Ayağımı taşa çarptığımda yolun ortasında önümde eğilip kanı temizlemesi ve pansuman yapması romantizm ihtiyacımı fazlaca karşılardı. Zaten o lanet inceliğin ardından evlenme teklifini kabul ettim. Bu adam vicdanlı, bundan olur dedim. Fikrimi eşekler tepseydi, tatlı su romantiği olduğumu gollum kulağıma fısıldasaydı keşke.

Velhasılı oğlum doğana kadar nispeten iyi olan evliliğim, oğlumun doğumuyla birlikte faciaya dönüştü. Doğduğundan beri zor bir çocuktu, hala zor. Çok zor...
Sıklıkla boşanma mevzusunun açıldığı, paylaşımın bittiği, can acıtıcı sözleri iki tarafın da rahatlıkla sarf ettiği bir evliliğin ortasında bulduk kendimizi. Şiddetli tartışmalar esnasında, ikimiz de evliliğin sadece çocuk için sürdüğünü, sevginin kalmadığını da söyledik. Maalesef ki bizi en çok yıpratan durum bu oldu.

Bittabi bu karmaşa içinde cinsellik de ciddi manada sekteye uğradı. Öylesine yapılan, uzun süreler akla gelmeyen, bazı zamanlarda da eziyete dönüşen bir eylem oldu. Ki evvelinde bu hususta zerre sıkıntımız yoktu.

Geçtiğimiz günlerde maalesef annem bu tartışmalardan birine şahit olup, hakemliğe soyundu. Bu arada hiçbir zaman bağırmalı, çevre tarafından bilinen tartışmalarımız olmadı. Öylesine koptuk ki zaten, tartışmak bile gelmiyor içimizden. Oğlumu sebep göstermek istemiyorum ama oğlum dolayısıyla o kadar yıprandık ve yorulduk ki, ben sürekli şikayet eden ve surat asan bir kadına, o da biraz kafa dinleyeyim diyen bir adama dönüştü. He annem diyordum, annem ortada büyük bir sorun olmadığına, evliliğin kurtarılabileceğine kanaat getirerek ikimizin de hiç içinden gelmediği halde bazı atraksiyonlar ile canlanacak bir halde olduğumuzu dile getirdi. Bu konuşma, tam da yıldönümüne yakın gerçekleştiği için bir adım atalım dedik.

Evet hiçbir zaman romantik bir tip olmadım ama incelikler de her daim beni cezbetti. Pahalı hediyeler yerine benim gerçekten neyi sevdiğimi bilen ve buna göre hareket eden bir adam istedim her daim. İlk zamanlar öyleydi ama sonra... 31 yaşın bana getirisi olan beklenti içine girme durumundan mütevellit, mevcut halimiz beni daha da yıprattı.

Bu akşam yarınla ilgili konuşurken tam da başlıkta yazdığım cümleyi sarf etti benim koca. Ben de "olur tabi, sonraki yıldönümlerinde de yarım ve tam takarsın, hepsini bozdurup kendime burma bilezik alırım." dedim.Öylece baktı yüzüme. Şaka yapmış meğersem. Nasıl komik, nasıl eğlenceli bir eş. Küçük bir mümin latifesi işte. Gecemize renk kattı.

Biliyorum ki, böyle bir tepki vermesem hakikaten çeyrek alabilecek bir adam. Bozdurup ihtiyaçlarımı karşılarım. Hatta toki kurasına katılırsak ileride, minnak sevimli bir adım olur bu çeyrek. Yaşlılığımızda torunlarımıza anlatır ağlarız.

Neye sinir oluyorum biliyor musunuz? Ben gerçekten fazlaca romantizm beklentisi olan bir hatun değilim. Ancak boka sarmış, hatta sona gelinmiş bir evliliği kurtarma çabasında iken bu tür gerzek hareketler beni iyice dibe çekiyor. Daha da soğuyorum her şeyden.

Esasında evliliğimle ilgili yazacak çok şey var lakin bu kadarı bile gözüm kanadı diyecek arkadaşlara fazla oldu. Belki gerçekten merak eden ve yardımcı olmak isteyen zatlar olursa detay yazarım.

Şimdi ben ne yapayım? Zerrece içimden gelmediği halde, çaba sarf etmek adına uğraştığım bugünlerde çeyrek altınımı yastık altına mı saklayayım? Yoksa inceldiği yerden kopsun mu diyeyim.

Mevzuyu çeyrek altınla sınırlı tutup buna mı takıldın diyecek arkadaşlar, lütfen beni yormayın. Şimdiden teşekkürler efem.[/QUOTE Benim esimde ilk evlilik yıldönümümüzde hediye olarak selülit kremi almisti. Ihtiyac görmüş heralde
 
İkinizin de evlilik adına çaba sarf ettiğini düşünmüyorum.
Bu evliliği sadece çocuk içi sürdürüyoruz dedikten sonra iki taraftan da ciddi bir adım atmasını beklemek, yıldönümünde romantik girişimler içinde bulunmak zaten saçma. Ki öncesinde de fazlasıyla antiromantik hareketler içine girilmiş.
Zaten iş bir kere "ne olacaksa olsun, incelediği yerden kopsun" a gelince sonrasında toparlamak öyle kolay olmuyor. O saatten sonra adam ne yapsa batıyor, kadın ne dese küfür gibi oluyor.
Aklı başında bir insana benziyorsunuz. Hiç böyle anne tavsiyesi vs. İle hiç uğraşmayın. Bir evlilik danışmanına gidin. Çok büyük problemler yok. Toparlanacağına inanıyorum.
"Boşanmadan önce bir gideyim bakalım, Zaten boşancaz da hemen pes etti olmasın" dediğin danışman evliliğimi kurtardı. Bence her çift gitmeli. Hele ki bu şekilde sorunlar yaşayanlar mutlaka gitmeli.
 
Ne diyeyim bilemedim. Ama ben zaten evli değilim, yorum yapmamak en iyisi de 4. senede biraz erken yıpranmış evliliğiniz gibi geldi.
 
X