Evlilikte bence en önemli unsur çocuk isteyip istemediğiniz. Çocuk istiyorsanız evlenmek zorundasınız, en azından bu ülkede öyle. Ha birlikte yaşamak istiyorsanız da bu ülkede genellikle toplumsal, ailesel ve çevresel baskılar nedeniyle evlenmek zorundasınız yine. Ama bence evlilik kararından ziyade çocuk sahibi olma kararı çok önemli, çünkü insanın hayatını kökten ve temelli değiştiren tek şey çocuk sahibi olmak. Evlilikte mutsuz olursan boşanırsın, yani çıkışı var. Evliliği çocuk faktöründen bağımsız olarak düşünecek olursak, çok iyi anlaşabileceğiniz bir insanla bile evliliği zor kılan faktörler bence yine toplumsal, ailesel ve çevresel. Evlilikte kadının omuzlarına yük olarak bindirilen şeyler hep ailesel ve toplumsal beklentiler, kadına ve erkeğe evlilikte biçilen rol ve görevler, gelin olma, hizmetçi olma, birlikte hareket etme zorunluluğu, vb, ta nişan ve düğün zamanından bile başlıyor bu beklentiler ve baskılar, erkek tarafı şunu yapacak, kız tarafı şunu, şöyle olacak böyle olacak vs. Tüm bunlar en iyi anlaşan iki insan için bile evliliği zehir edebiliyor.
Oysa bu evlilik ile ilgili , tabular mı deyim, geleneksel beklentiler mi desem, bilinçli bir şekilde berteraf edilebilir. Şöyle ki eşim ve ben (düğün de yapmadık bu arada), resmi olarak nikahlıyız, ama "evli" değiliz "takılıyoruz". İkimiz de özgür ruhlu insanlarız. Biz illa ki aynı saatte, ve birlikte yemek yemek zorunda hissetmeyiz kendimizi mesela, aynı şeylerden hoşlanmak zorunda değiliz, herşeyi birlikte yapmak zorunda değiliz, aynı saate veya aynı odada uyumak zorunda da değiliz, isteyen evi dağıtabilir, isteyen toplayabilir, yemek pişirmek bir kişinin görevi değil, isteyen istediği hobisi ile yalnız başına ilgilenebilir, istersek ayrı yerlere tatile gitmek de serbest. Hala flörtleşiriz, hala birbirimize iltifat ederiz, birlikte çok zaman da geçiririz, bekarmış gibi ayrı da. Bunu eleştirenler olur ama kime ne ki? Klasik anlamda "evlilik" bize göre değil, takılıyoruz biz, yanlış anlaşılmasın, namusumuzla takılıyoruz, kimseye de bir zararımız yok.