Evlilik aşkı öldürüyor mu?

Hanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.

Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.

Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.

Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.

Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Dönemezsiniz,cicim ayı bitti,çocuk da oldu. Erkeklerin 0/90 böyle olur. Kod 'ları böyle ne yazıkki. Ama dışarıda etrafa enerji yayarlar. Sabır,sabır hiç kimsenin dört, dörtlük evliliği yok.
 
Hanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.

Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.

Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.

Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.

Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Hanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.

Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.

Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.

Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.

Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Konunuz o kadar benimkine benziyor ki okurken kendime de size de üzüldüm. Benim daha iki yılım tam dolmadı bile. bizde aile apartmanında oturan ve yemek vs bir olan bir çiftiz. Cidden nişanlıyken saatlerce konuştuğum adamın ağzı bazen bıçak açmıyor. Özellikle küs olduğumuzda o kadar sorguluyorum ki bizi acaba doğru insanlar mıyız diye. Evet bende çok seviyorum o da çok seviyor beni aramız iyiyken çok iyiyiz ama kötüyken ben mi abartıyorum bilmiyorum çok farklı insanlara dönüyoruz. O sürekli arkadaşlarıyla olup onlarla vakit geçirmek istiyor. Kız kardeşleri varken sadece onlarla vakit geçirip gezip tozalım eşimle ayrı bişey yapayım yok. Kız kardeşi gelince onunla her şeyini paylaşıyor hatta tartışınca bile her şeyi ona anlatıyor o kadar diyim. Üzgün olduğum zamanlarda napmalyım bende bazen bilmiyorum tek yapabildiğim ailemin yanına gidip 1 hafta kalmak ondan bir nebze de olsa uzaklaşmak düşüncesi oluyor tâbi bunu da ne kadar süre yapabilirim bilmiyorum. Daha yeni yeni hamileyim bazen hassas dönemlerimi abartıyorum gibi algılıyor. Ya yazarken bile o kadar dolu hissediyorum ki kendimi çok tuhaf geliyor. Sanırım evlilik gerçekten aşkı öldürüyor. Eşlerimiz bir çok şeyin farkına varmadıkları için özür dilerim sizin konunuz altına da bu kadar kendimle ilgili yazdım ama okurken sizi çok iyi anladım bian içimi dökmek istedim sanırım..
 
bu fikrime kim katılır kim katılmaz bilmiyorum sadece kendi düşüncemi söyleyeceğim ama ne kadar iyi biri olsa da kayınvalideyle yaşamak başlı başına sorun bana göre çünkü direkt olarak siz bi hayat kurmuyorsunuz eşinizin dibinde annesi oluyor ve siz eşinizin hayatına dahil olmuş oluyorsunuz büyük ihtimalle eşinize kavgaların anlamsız gelme sebebi onun açısından bi sorun olmaması çünkü o kendi rutininde hiç bir şey değiştirmeden sizi hayatına aldı ama siz bütün hayatınızı değiştirip eşinizin hayatına adapte olmak durumunda kaldınız ve sizin hayattan istekleriniz görmezden geliniyor ve bence 8 ay evlilik için çok kısa bi süre her ne kadar tanıdım desenizde bazen yıllarca yanımızda olan insanlar değişiyor 8 ay çok hızlı aşkın büyüsüne kapılmışsınız bence burdaki asıl sorun sizin iki kişi ortak bir hayat kurmak yerine eşinizin kendi rutininde hiç bir şey değiştirmeden sizi hayatına dahil etmeye çalışması eşinizi karşınıza alıp ciddi bi şekilde konuşun bence ve evlilik aşkı öldürmez aşkı özensizlik öldürür eşiniz konuşmanıza rağmen değişmezse eşiniz ve kendi hayatınız aranızda bi seçim yapmak durumunda kalırsınız ve size tavsiyem hiç bir şey için geç değil kendi hayatınızı seçin
Çok doğru ve çok güzel bir yorum
 
Son düzenleme:
Yeni hesabınla hoşgeldin ferhans. Mesajlardan direkt tanımıştım ama eski hesabınla şu anki hesabının bilgilerine bakınca emin oldum. İnsan bari doğum tarihini değiştirir. Öyle bir üslubun var ki kendini direkt ele veriyorsun.
Amacım saklanmak değil ki.telefonum kirıldı.eski hesabı açamadım
 
kendinizi çok düzgün ifade etmişsiniz. birçok kadının yaşadığı şeyi özetlemişsiniz. eskisi gibi 26 yaşında özgür insan değilsiniz. artık eş ve annesiniz. o maceralar o dönemdi. şimdi boşansanız bile bebek var.spontane planlar geride kaldı.karda kamp bebek hasta olur.sıcakta güneye kaçmak çocuk hasta olur. bebeğin günler öncesinden maması yemeği uykusu düzeni planlama lazım. o yüzden eskiye özlem duymayın. anne olan insanlar artık sorumsuzca özgürce hareket edemez istese de yapamaz bu fedakarlığın ödülü de bir insan yetiştirmek onun yoğun sevgisi ile tatmin olmak sevimlilikleri ile evi ısıtması gerçek bir aile olmak. biz değişiyoruz arkadaşım. hayatımız 20 ler 30 lar 40 lar bölüm bölüm. siz aile olmayı severek isteyerek kabul ettiniz o dönemler gençlikti şimdi yetişkinsiniz. hoş bir hatıra olarak kalmalı. çünkü özgürlüğün de her zaman mutluluk getirmediği durumlar olabilir. insan bir noktada bağ kurmak isteyebilir. yaşla beraber enerji düşmeye başlar. en basit örneği kafelere bak.gece üçte açık olan yazlık mekanlara bak.yaşlar hep 20 belki 30ların başı. yaşla beraber bizim yaşıtlarımız sosyal hayattan ev ortamlarına geçiyor çocuğa uygun tatil köylerine geçiyor. bağ kurmak istemeyenlere ise saygım var çünkü bu da bir seçim. güçlü bir mizaç gerektiriyor.

eşinizin farklı karakterde olması aslında iyi bir şey. zıt karakterler birbirinden çok şey öğrenir. ilk başlarda birbirinizi ilgiyle dinlerken şimdi tahammülümüz kalmadı diyorsun. bunun nedeni hayat yorgunluğu. ev iş çocuk sorumluluk herkesi yorar. onu çok sık eleştirme mesela. arada onayla. mutlaka düzgün yaptığı şeyler vardır. birbinize konuşurken göz teması kurun. ilk zamanlar nasıl hayranlıkta baktığını hatırla. esprileri, stili, yüzü gözleri ne bileyim parfümü seni nasıl etkilemişti.öfkeyle bıkkınlıkta bakma. dövse aldatsa hakaret etse ailesine seni ezdirse bunları yazmam ama düzgün biri yazmışsın ondan yazıyorum.tartışmada dikkat süresi kısa ise direkt savunmaya geçiyorsa ona kendini ifade edebileceği alan yarat. medeni kavgalardan kaçmasın. tutumu pasif agresif. öyle öğretildi ise tartışma onu aşırı geriyordur. konularda sen haklı olsan bile. aile tatili mi istiyorsun ayarla ondan sürpriz bekleme. ev işlerinden mi bunaldın yardımcı tut. bir şey yapmasını mı istiyorsun sitemsiz, direkt bunu istiyorum diye söyle. neden yapmadın değil şunu yapmanı istiyorum de. onu neden çekici bulduğunu hatırla. ağırbaşlı olgun sadık vs.iyi gelebilir. birbirinizle hayallerinizi konuşun. ortak planlar yapın. ikinize uygun hobiler keşfetmeye çalışın. emek vermeyi dene en azından birkaç ay. belki iyi gelir.sevgiler.
Çok teşekkür ederim değerli yorumunuz için. Gerçekten de dediğiniz gibi hayat yorgunluğu ve eski özgür günleri yaşayamamanın verdiği öfkeyle birbirimize patlıyoruz sanırım.

Buradan herkese teşekkür etmiş olayım. Çok güzel cevaplar geldi. İlk defa konu açıyorum gerçekten daha farklı yönden bakmaya başladım 😊 eşimle konuştuk. O da aynı şekilde benim düşündüğüm gibi ilişkimizin nasıl bu hale geldiğini sorguluyormuş. Hayatımızı kolaylaştıralım daha fazla vakit geçirelim dedik bundan sonra. bakalım tatlıya bağlandı konu şimdilik 😌
 
Bence evlilik aşkı öldürmüyor. Siz yanlış eş seçimi yapmışsınız. Aşık olduğunuz kişiyle aşktan gözünüz kör evlenmişsiniz. Bu insanla bir ömür anlaşabilir miyim sorusunu gözardı ettiğinizi düşünüyorum. Ortak ilgi alanlarınızın olmaması evlilik için çok ciddi bir sorun. Bu sevgiliysen tolere edilebilir ama evliyken olmaz. Eşim beni evde bıraktı arkadaşlarıyla gitti olayında ise size katılmıyorum. Ne yapsın adam çocuğu gibi sürekli sizi mi beklesin? Hayatınızı ev kayınvalide ev işi çerçevesinde yaşamanız sizin tercih ettiğiniz bir durum. Bunun sorumlusu olarak eşinizi görmeyin bence. 26 yaş aslında evlilik için erken bile sayılabilir bocalamanız ilk zamanlar için normal. Karı koca birbirinize tahammülünüz kalmamış şu an evlilik terapisi denemenizi öneririm size
 
Daha yeni evliyken bile sürekli dışarı çıkması ve sizi yalnız bırakması da bi tuhaf. Kimsenin ilişkisini bi başkasıyla kıyaslamak doğru değil tabiki ama biz eşimle evleneli 1 sene oldu. 2 sene beraberliğin sonunda evlendik, 2 sene iş yerlerimiz birbirinden çok uzak olmasına ve iş saatlerimiz ters olmasına rağmen her gün görüştük. Şimdi aynı evin içinde 1 yıl geçti hala birbirimize doyamıyoruz. Bir kaç arkadaşımında öyle. Diğer 1-2 arkadaşımında eşleri ya çok geç gelir eve ya sürekli kendi annesine götürür kendileri dışarı çıkar. Yani demek istediğim eğer doğru kişiyle evliysen evlilik aşkı öldürmez, alevlendirir.
 
Hanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.

Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.

Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.

Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.

Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Sadece sıZın düzeltmeye calısmanızla olmaz karsı tarafında çabası gerekıyor
 
Hanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.

Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.

Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.

Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.

Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Nisanliyken bir sürü yasayip nişanı attım hala acaba iyi olur muydu perileri yokluyo arada ama bunu okuyunca nisanliligi böyle güzel geçenler bile sorun yaşıyorken mutlu olmam mümkün değilmiş bir kez daha görmüş oldum. Şu tartışirken ben haksizim ben kötüyümler çoktan başlamıştı bizde. Umarım siz de biran önce eski nesenizi sevginizi yeniden kazanırsınız.
 
eşini ailesine, annesine ezdiren, eşine değer vermeyen, ailesini eşinden üstün gören, anne baba olmadan büyük kararlar alamayan, bakımsiz, ilgisiz, anlayışsız, bir küçük hediye almayı akıl etmeyen ya da önemsemeyen, çocuk gibi davranan, olgun olmayan, idare etmeyi bilmeyen, kadın sinirlenince kuması gibi bidı bidi yarışına giren, yani kısaca olmamış erkekler aşkı da, evliliği de, kadını da ölduruyor, pardon, surunduruyor!
 
Hanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.

Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.

Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.

Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.

Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Malesef erkeklerin çoğu bu şekilde sanırım evlenip aynı evin içine girince her şey onlara göre şekil alsın istiyorlar haksız oldukları konularda bile tavırları ile haklı konuma geçme çabaları var. Bu kez kadın aman tatsızlık uzamasin diye alttan alıp adım atan taraf oluyor.. ailelere çok yakın oturmayi da sağlıklı bulmuyorum çünkü çok etkiliyorlar hele ki erkek anneci bir erkekse eş ikinci planda kaliyor. Aşk biter mi bilemiyorum ama sevgi ve saygının bitmemesi için çaba göstermelisiniz ve bu tek taraflı olmayacak bir şey. Ve naparsan yap insanları memnun etmek o kadar zor ki o yüzden önce kendni sonra bebeğini sonra eşini düşün. Önceliği kendinden başkasına verince her zaman zararlı çıkmış olursun. Erkeklere bı kere yelkenleri indirince bu senin görevin gibi görüyorlar üzgünüm ama çoğu bu konuda aşırı bencil..
 
Nisanliyken bir sürü yasayip nişanı attım hala acaba iyi olur muydu perileri yokluyo arada ama bunu okuyunca nisanliligi böyle güzel geçenler bile sorun yaşıyorken mutlu olmam mümkün değilmiş bir kez daha görmüş oldum. Şu tartışirken ben haksizim ben kötüyümler çoktan başlamıştı bizde. Umarım siz de biran önce eski nesenizi sevginizi yeniden kazanırsınız.
Canım hayatta her şey nasıl kısmet. Bazı şeyleri yaşamamız gerekiyorsa önüne hiç bir şey gecemiyor ve gerçekleşiyor. Evlenip pişman olmaktansa en başından üzülüp sonra yoluna devam edebilmek en sağlıklı olanı. Ama evlenince de oluyor o ben kötüyüm zaten ben hep haksizim zaten çıkışları sadece olayların üzerine ekstra şeyler ekleniyor ve alınan sorumluluklar insanı bı yerden sonra yoruyor. Aynı evin içinde her kavgada hadi küstüm gidiyorum bitti diyemiyosun denilen evliliklerden de pek hayır gelmiyor aynı evin içinde mutsuz insanlar olarak yaşıyorlar.. her zaman hayırlısını işte umarım bundan sonrasi güzel olur senin için
 
Canım hayatta her şey nasıl kısmet. Bazı şeyleri yaşamamız gerekiyorsa önüne hiç bir şey gecemiyor ve gerçekleşiyor. Evlenip pişman olmaktansa en başından üzülüp sonra yoluna devam edebilmek en sağlıklı olanı. Ama evlenince de oluyor o ben kötüyüm zaten ben hep haksizim zaten çıkışları sadece olayların üzerine ekstra şeyler ekleniyor ve alınan sorumluluklar insanı bı yerden sonra yoruyor. Aynı evin içinde her kavgada hadi küstüm gidiyorum bitti diyemiyosun denilen evliliklerden de pek hayır gelmiyor aynı evin içinde mutsuz insanlar olarak yaşıyorlar.. her zaman hayırlısını işte umarım bundan sonrasi güzel olur senin için
Evet evlenince de olur illa ki ama toplam birlikteligimiz 4 buçuk ay sürdü ve bu süre zarfında bunları ve daha fazlasını duymak doğru yolda olmadığıma inandırdı beni. Senin dört ayda duyduğun lafları 28 senede duymadım ben dedi annem nişanı attığım zaman. İnşallah dediğiniz gibi herşey çok daha güzel olur
 
Ben bekarım ve sizin yaşantınızı da bilmiyorum o yüzden gördüğüm bildiğim kadarıyla teorik olarak yorum yapıcam. Şimdi biz Türk milleti olarak saygısızlığı samimiyet zanneden bir milletiz zaten. Sadece aşk ilişkilerinde değil arkadaşlık, akrabalık vs. ilişkilerinde de böyle. Konu aşk olduğu için gönül ilişkilerinden yola çıkayım: sevgiliyken dudağının kenarına salça bulaşsa utanan insanlar aynı evin içine girdikten sonra birbirinin yanında zort zort ossuruyor şapır şupur yemek yiyor burnunu karıştırıyor vs. (Uzun süreli sevgililiklerde de bu böyle anladığım kadarıyla). Lanlı lunlu konuşmalar, popoya kasa demeler, neler neler. Elaleme gösterdikleri nezaketi birbirlerine göstermiyorlar. Eee bu aşk nasıl sevgiye dönüşecek? Ben çiftlerin seksi bile bir süre sonra ihtiyaçtan dolayı yaptıklarını düşünüyorum. Büyük konuşmayayım ama karşımda zort zort ossuran öküz gibi geğiren kişiye cinsel arzu duyacağımı zannetmiyorm. Dediğim gibi ben bekarım ve teorik olarak fikrimi belirttim. Kusurum olduysa affolla…
 
Evet evlenince de olur illa ki ama toplam birlikteligimiz 4 buçuk ay sürdü ve bu süre zarfında bunları ve daha fazlasını duymak doğru yolda olmadığıma inandırdı beni. Senin dört ayda duyduğun lafları 28 senede duymadım ben dedi annem nişanı attığım zaman. İnşallah dediğiniz gibi herşey çok daha güzel olur
Ay bu yazdiklarindan sonra emin ol çok doğru bir karar vermişsin senelerin heba olabilirdi devam etseydin. En başından böyleyse evlenince nasıl olsa artık evlendik diyip daha kötü şeyler yasatabilirdi. Bazen bizi üzen şeyler aslında hayrimiza oluyor. Seni bekleyen daha güzel şeyler var demek ki ❤️
 
Ay bu yazdiklarindan sonra emin ol çok doğru bir karar vermişsin senelerin heba olabilirdi devam etseydin. En başından böyleyse evlenince nasıl olsa artık evlendik diyip daha kötü şeyler yasatabilirdi. Bazen bizi üzen şeyler aslında hayrimiza oluyor. Seni bekleyen daha güzel şeyler var demek ki ❤️
Çok teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için. İnşallah ben de inanıyorum çok daha güzel biri çıkacak ki karşıma bununla imtihan etti beni Rabbim
 
Çok teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için. İnşallah ben de inanıyorum çok daha güzel biri çıkacak ki karşıma bununla imtihan etti beni Rabbim
Kesinlikle öyle ilerde bunu daha iyi anlayacaksin. En önemlisi senelerini vermekten kurtuldun böyle düşün çünkü geçen zamanı geri alamiyorsun telafisi olmayacaktı
 
O konfor alanı da bana göre konfor alanı değil ya. Koca koca adamlar bıkmıyor mu anasından, danasından, teyzesinden, emmisinden.çok garibime gidiyor benim.ben 25 sene memleketimde yaşadım.sonra atandım.ziyaretlerde bile için daralıyor, içime öküz oturuyor.öyle bıkmişım senelerce aynı yerde, aynı kişilerle yaşamaktan.biz akrabalardan kaçarız bunlar da dibine girer. Asıl bu şekilde birisi olacaksa ilişkide bu kadın olmalı.hani biz daha duygusalız sözde falan ya.kısaca aileci erkek kadar beni kudurtan başka bir özellik yok.bağırsa, çağırsa daha az tepki veririm.ne bu ya anaokulu çocuğu gibi.erkek dediğin biraz bağımsız olur, başına buyruk olur.tam tersi ailesi ilgisizlikten şikayet eder.sırf bu yüzden kaç kişiden ayrıldım.serseri adam bile daha sevimli bu tiplerin karşısında.en azından kendi kendine yetebiliyor adam.
Bir arkadaş daha yazmış erkeklerle bizim beyin yapımız bile farklı. Biz değişime gelişime daha çabuk adapte olan insanlarız. Ama erkeklere yazılım güncellemesi gelmiyor anacım😂
 
Bence öldürmüyor. Tam tersi gereken emegi iki taraf da veriyorsa hisler daha da kuvvetleniyor. Sahsen esimi evlendigim günden daha cok seviyorum bugün. Ama dedigim gibi iki tarafin hayat kosturmaca icinde birbirini kaybetmemesi gerek. Is hayati yogunsa ve cocuk varsa daha zor oluyor tabi
 
X