Evlilik aşkı öldürüyor mu?

Bence öldürmüyor. Sizin tercihinizin yanlış olduğu çocuktan önce belliymiş sizin peşpeşe hatalı kararlarınız olmuş
 
Sizin simdi degil cocuktan once evliliginiz zaten ilk darbeyi almis sizi yavaşça yalnizliga tek.basiniza.yasamaya itmis bir adamdan bahsediyorsunz cocuk olunca ev isi cocuk sorumluluğu vs derken araniz iyice acilmis dogal olarak. Saglam temelli bir iliski olsa hic bisey olmaz. Ben yasadigim sehri bıraktım gurbete geldim burda 1 tane bile tanidigim yok.esim.arada arkadaslari ile gorusur tabi ama her zaman sunu savunur buraya seni gelin ettm bn hep tek basima gidip seni evde birakrsam vicdanim rahat etmez der sagolsn bnm ailem arkadasim esim herseyim oldu. Cocuk olunca.ister istemez sorumluluk artti bende yorgunluk uykusuzuluj sinir stres hergun tavan ama.halen de askin evlilikle ölecegine inanmiyorum. Aski evlilik degil bencil adam kendini düşünen adam esini yok sayan adam öldürür
 
Hanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.

Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.

Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.

Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.

Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Evlilik ve flört çok başka şeyler.Tabi ki bir şeyler değişecek.İlk önce bunun bilincinde olup sorunu ele almalısınız.Biz eşimle ne zaman kavga etsek kvme sürekli ama böyle değildi derdim.Kv güler(o zaman gıcık olurdum) kapat o defteri artık ikinizde o kişiler değilsiniz derdi.O zaman anlamadığımi şimdi anlıyorum.Evlilik aşkı öldürmüyor ama gerçekci olalım heyecanı,özlem hissini hatta merakı öldürüyor 🤷🙃 Ortak ilgilerimiz yok diyorsunuz bu mesela olmaz.Ortak bir şeyler bulacaksiniz.Ben böyleyim o böyle olmaz akışa bırakırsaniz zamanla zaten benzeşeceksiniz.Bebeginizde varmış bence önce eşinizle hisleriniz hakkında konuşmayı deneyin.Belki farkında değil.Belki de o kadar çok şey anlatıyoruz ki (ben öyleydim)en can alıcı noktayı kaçırıyordur.Zamanla her şey rayına oturacak pes etmeyin zamanında nasıl ikiniz siz olduysaniz şimdi de mümkün.Ama elinizden gelen her şeyi yaptıktan sonra siz sadece yıpranıyor karşı taraf anlamıyorsa yapacak bir şey yok zaten🤷
 
Hanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.

Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.

Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.

Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.

Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Aşkı öldüren çocuk bence. Ona koşturmaktan hiçbir şeye takat ve zaman kalmıyor. Tahammül de azalıyor
 
Bana göre evlilik aşkı öldürmüyor.
Doğru kişiyle o heyecan, o mutluluk devam edebiliyor.
Ama çocuk sahibi olmak illa ki biraz sarsıyor, büyük değişim çünkü. Çocuk küçükse normal.

Fakat şöyle birşey var. Erkek ailesine, erkek çevresine yakın oturulunca adam kendi hayatına kaldığı yerden devam ediyor. Kadın için zor oluyor bu da. Dengesizlik oluşuyor. Bunu gözlemliyorum burada.
Kadının bütün hayatı değişmişken adam aynı bekar yaşamına devam edince haliyle evlilik aşkı öldürür.
 
Hanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.

Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.

Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.

Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.

Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
işte bu yüzden diğer ülkelerde insanlar birlikte yaşıyorlar,birbirlerini tanıyorlar,emin olduktan sonrada evlenip çocuk yapıyorlar,yoksa bizdeki gibi mutsuz,uyumsuz,sonundada boşanmış bir çift ve ayrı anne babaların mutsuz çocukları kalıyor,kavuşursan meşk kavuşmazsan aşk olur demisler hiçbir duygu aynı yoğunluğuyla devam edemez,evliliklerin genel olarak zamanla geldiği nokta bu malesef,hayat rutinimiz çalışmak üzerine kurulu eğlenmek hep geri planda zaten çokta eğlenmesini bilen bir millette değiliz,eşinizin huyunu en iyi siz bilirsiniz,sanki sizdede bi soğukluk var,oturup bi çözüm bulmanız gerekiyor şimdi kime söyleseniz olur öyle şeyler der ama ileride iletişimsizlik,soğukluk ciddi sorunlara yol açabilir en başından çozmek en sağlıklısı
 
Birlikte hareket edince hayatın getirilerini birlikte göğüsleyince öldürmüyor ama bir taraf sorumlulukları diğerinin üzerine yıkıp hayatına devam etmeye çalıştığında yada bir taraf sorumluluklarından sürekli şikayetçi olduğunda evet öldürüyor.
Yaşadığın şey çoğumuzun başına geldi bekarken eve geldiğim gibi arardı gece iki gibi artık uyumam lazım diye zorla telefonu kapatırdım onada trip yapardı çocuk oldu bizimkisi mızmızmız bir şey söyle hemen defans ve manipüle ye geçsin o kadar yordu ki konuşmayı bıraktım kendi alemime çekildim
 
Kadınlar hiçbir zaman erkeklere istediklerini anlatamaz ki. Erkekler anlamak istedikleri kadarını anlarlar. Sorunlarınızı oturup uzun uzun konuşmak istiyor olabilirsiniz ancak erkeklerin kapasitesi buna yetmiyor maalesef. Ne istiyorsanız en fazla dört-beş kelimeden oluşan birkaç cümleyle ifade edin. Bir de bizlerde bazen fazla söylenebiliyoruz. Kadın beyni, erkek beyni aynı çalışmıyor işte. Bunu bir kabullenebilsek...
👏👏👏
 
Hanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.

Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.

Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.

Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.

Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Eşiniz sizi seviyormuş siz de onu önemli olan bu bence..Hayatin tekduzeliginden nasibini almamış hiçbir ilişki yok zaten..nişanliken herşey daha heyecanlı tabi ama evlilikte gerçek hayatın içinde yaşıyorsunuz,birbirinizi seviyorsunuz, işinde gücünde,size ev işlerinde bile yardımcı olan bir eş ve sınırlarını bilen kayınvalide ..bunlar çok olumlu taraflar..biraz siz onun ilgi alanlarına eğilmeyi deneyin,heyecan katın..ayrıldınız diyelim yeni kişi ile çok mu mükemmel olacak sanıyorsunuz..sahip olduğunuzun hayatın iyi taraflarını,güzelliklerini görüp daha iyi ilerleyebilirsiniz bence..
 
Evlilik değil ama çocuk öldürebilir. Evli değilim ama böyle düşünüyorum.

Bu arada benim de gençliğim tam olarak sizin gibi aşırı özgür geçti. Bir kelebek gibi. Avrupa turuna çıktım tek başıma 20lerimin başında, dağcılık yaptım; tırmanışlar, kamp yapmalar kızlı-erkekli. Ailem de sizin aileniz gibiydi aynı. Sizin gibi de mühendisim. Şuan 35 yaşındayım ve evli değilim. Çirkin olduğum için ya da kimse beni beğenmediğinden değil. Benimle ilgilenen erkeklerin bana alıştığım bu dinamik hayatı veremeyeceğini bildiğimden çok aşık da olsam ilişkimin ilerlemesine izin vermedim. Ben benim gibi özgürlüğüne düşkün, baba evinde gördüğümü koca evinde eksik etmeyecek, birlikte gezebileceğim, aile derdi yaşatmayacak, kültürel manada denk birini istiyorum. Bunu bana sağlayabilecek türk erkeğine rastlamadım. Yabancılarla şansımı deniyorum artık ama zaman da geçiyor- görüyorsunuz 35 yaşına geldim. Yine de beni boğacak bir evliliğin içine hapsolmaktan iyidir bekarlık. Bu sebeple sizin gibi bir özgür ruhun bunu düşünmeden aşığım diyerek mantığına uymayan bir seçim yapması sizi bu duruma sürüklemiş.
Eşiniz kesinlikle zor bir insan değil. Her gün burada okuyoruz; ne kötü erkekler ve evlilikler var. Saygısızlık ve şiddet kol geziyor. Siz ve eşiniz gayet seviyeli ve iyisiniz bence-okuduğum kadarıyla. Ama işte türk tipi evlilik ve aile yaşamı size uygun değilmiş. Bu saatten sonra sırf bu sebeple boşanın demek saçma olacaktır. Yapacağınız şey basit; Çocuğunuza bakıcı ve evinize yardımcı tutup; eşinizle bol bol ortak aktiviteler yapmak. Macera parklarına gidin, carting yapın vs… Kendinize zaman ayırın.

Siz artan yükünüz olan çocukla beraber bu türk tipi evliliği yaşadığınızdan aşkınız öldü sanıyorsunuz şuan. Henüz ölen bir şey yok, henüz… Kurtarmak sizin elinizde…
 
Anlattıklarınızı kendi hayatıma çok benzettim.Bizde kısa sürede evlendik.Evlenmeden önce hiçbir tartışmamız olmadı,hatta normalde ben çobuk sinirlenen biri olduğum için kendi kendime ‘’aaa ben hiç sinirli değilmişim,karşımdaki kişiden kaynaklıymış’’ demiştim 🤣Ben hareketliyim,eşim bütün hafta sonu yatakta yatabilecek kapasitede.Ben uzun,uzun konuşurum en sonunda küser,sıfır tepki ile arkasını dönüp giderdi.Bu zamana kadar hiçbir sorun yada tartışma çıkarmamıştır ama hareketsizliği,birşey dediğim zaman küsmeleri beni zaman için delirtmeye başladı.Bir dönem artık benim tahammülüm kalmamamıştı.O dönemde sevgimi,aşkımı çok sorguladım.Veee tabi tertemiz bi delirerek olayı ayrılmaya kadar getirdim.O zamandan sonra çok dikkat ediyor,ben çabasını gördükçe daha sakinledim,bir dönem piskolog desteği aldım.Olaylara farklı açıdan bakmaya başladım.Ona yaklaşımım değiştikçe oda değişti.Bence destek alın.
 
Bilimsel arastirmalara gore erkekler icin 5 dk dan sonrasi çöp,zaten detayli dusunemiyorlar siz birde anlatayim anlasin moduna gecince hepten kapatiyor bence kendini.Konusmayin (tartisma/uzun anlatma anlaminda) veya bir cumle kurun susun ,baya gizemli takilin o merak etsin yani bildigim kadariyla ogrenen degil ogreten olmayi seviyorlar yerinizde olsam bunlari denerdim


Acikcasi hayat kisa esinizde olsa yormayin kendinizi anlamak isteyen anlar ,fikrimi soyler cekilirim kenara
 
Başlığa istinaden, evet evlilik aşkı öldürüyor. Biz bilmem kaç yıllık evliyiz hala aşığız diyenlere asssla inanmıyorum. Aşk midede kelebekler uçuran bambaşka birşey. Evlilikte yaklasik 2 3 yil sonra aşkın yerini sevgi alır.
Ne olursa olsun ilk başta kayınvalide ile aynı apartmanda yaşamayı kabul etmemeliydiniz, ister istemez evliliğe yansır huzursuzluk. Eşinizde evliligin ilk baslarinda sizi evde yalnız bırakarak nasıl biri olduğunun sinyallerini vermiş aslında.
 
Son düzenleme:
Evli değilim fakat uzun ilişkim var nişanliyim. Hiçbir şey ilk günkü gibi kalmaz, o yanlış bir beklenti olur. Ama ilişkiye heyecan katılabilir zaman zaman. Yeter ki sevgi saygı baki kalsın. Bence birbirinizi seviyorsunuz, sadece hayat kosusturmasi sorumluluklar çocuk vs derken birbirinizi biraz ihmal etmissiniz. Küçük kacamaklara ihtiyaciniz var. Şimdi havalar ısınıyor birlikte küçük de olsa farklı şeyler yapın. Piknik yapmak, birlikte yürüyüşler ya da mümkünse çocuğunuzu birkaç gün ailenizden birine bırakıp bir yerlere gitmek.. evdeyken de aksam rutinleriniz olsun bence, mesela ne kadar yorgun ve yoğun olursak olalım bir çay kahve eşliğinde günü konuşmak sohbet muhabbet etmek veyahut kısa yürüyüşler vsvs. En olmadı çift terapisi. Çok büyük bir probleminiz yok cozebilirsiniz🙏🏻 sevgiler
 
Hanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.

Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.

Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.

Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.

Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Bu konuda bir fikri olan yol yordam gösterecek olan varsa lütfen bana da versin aynı durumdayım 🙄
 
Evlilik değil çocuk aşkı öldürüyor bence.Böyle çocuk olduktan sonra biz tamamlandık mutluluğumuz taçlandı vs diyorlar ben anlayamıyorum onları.İki çocuğum var,ilk çocuğumun sağlık sorunlarından ikinci çocuğumun huysuzluğundan öyle yorulduk ki aşk meşk hak getire bizde
 
X