- 14 Ağustos 2018
- 19.272
- 72.235
- Konu Sahibi arcticfox_
- #21
Bence öldürmüyor. Sizin tercihinizin yanlış olduğu çocuktan önce belliymiş sizin peşpeşe hatalı kararlarınız olmuş
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Evlilik ve flört çok başka şeyler.Tabi ki bir şeyler değişecek.İlk önce bunun bilincinde olup sorunu ele almalısınız.Biz eşimle ne zaman kavga etsek kvme sürekli ama böyle değildi derdim.Kv güler(o zaman gıcık olurdum) kapat o defteri artık ikinizde o kişiler değilsiniz derdi.O zaman anlamadığımi şimdi anlıyorum.Evlilik aşkı öldürmüyor ama gerçekci olalım heyecanı,özlem hissini hatta merakı öldürüyor Ortak ilgilerimiz yok diyorsunuz bu mesela olmaz.Ortak bir şeyler bulacaksiniz.Ben böyleyim o böyle olmaz akışa bırakırsaniz zamanla zaten benzeşeceksiniz.Bebeginizde varmış bence önce eşinizle hisleriniz hakkında konuşmayı deneyin.Belki farkında değil.Belki de o kadar çok şey anlatıyoruz ki (ben öyleydim)en can alıcı noktayı kaçırıyordur.Zamanla her şey rayına oturacak pes etmeyin zamanında nasıl ikiniz siz olduysaniz şimdi de mümkün.Ama elinizden gelen her şeyi yaptıktan sonra siz sadece yıpranıyor karşı taraf anlamıyorsa yapacak bir şey yok zatenHanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.
Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.
Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.
Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.
Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Aşkı öldüren çocuk bence. Ona koşturmaktan hiçbir şeye takat ve zaman kalmıyor. Tahammül de azalıyorHanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.
Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.
Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.
Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.
Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Tıpkı burda yazdığınız gibi davranmaya devam edilseydi sevginiz katlanarak artardiBirbirimize karşı çok özenli davranıyorduk.
işte bu yüzden diğer ülkelerde insanlar birlikte yaşıyorlar,birbirlerini tanıyorlar,emin olduktan sonrada evlenip çocuk yapıyorlar,yoksa bizdeki gibi mutsuz,uyumsuz,sonundada boşanmış bir çift ve ayrı anne babaların mutsuz çocukları kalıyor,kavuşursan meşk kavuşmazsan aşk olur demisler hiçbir duygu aynı yoğunluğuyla devam edemez,evliliklerin genel olarak zamanla geldiği nokta bu malesef,hayat rutinimiz çalışmak üzerine kurulu eğlenmek hep geri planda zaten çokta eğlenmesini bilen bir millette değiliz,eşinizin huyunu en iyi siz bilirsiniz,sanki sizdede bi soğukluk var,oturup bi çözüm bulmanız gerekiyor şimdi kime söyleseniz olur öyle şeyler der ama ileride iletişimsizlik,soğukluk ciddi sorunlara yol açabilir en başından çozmek en sağlıklısıHanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.
Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.
Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.
Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.
Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Kadınlar hiçbir zaman erkeklere istediklerini anlatamaz ki. Erkekler anlamak istedikleri kadarını anlarlar. Sorunlarınızı oturup uzun uzun konuşmak istiyor olabilirsiniz ancak erkeklerin kapasitesi buna yetmiyor maalesef. Ne istiyorsanız en fazla dört-beş kelimeden oluşan birkaç cümleyle ifade edin. Bir de bizlerde bazen fazla söylenebiliyoruz. Kadın beyni, erkek beyni aynı çalışmıyor işte. Bunu bir kabullenebilsek...
Eşiniz sizi seviyormuş siz de onu önemli olan bu bence..Hayatin tekduzeliginden nasibini almamış hiçbir ilişki yok zaten..nişanliken herşey daha heyecanlı tabi ama evlilikte gerçek hayatın içinde yaşıyorsunuz,birbirinizi seviyorsunuz, işinde gücünde,size ev işlerinde bile yardımcı olan bir eş ve sınırlarını bilen kayınvalide ..bunlar çok olumlu taraflar..biraz siz onun ilgi alanlarına eğilmeyi deneyin,heyecan katın..ayrıldınız diyelim yeni kişi ile çok mu mükemmel olacak sanıyorsunuz..sahip olduğunuzun hayatın iyi taraflarını,güzelliklerini görüp daha iyi ilerleyebilirsiniz bence..Hanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.
Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.
Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.
Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.
Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Bu konuda bir fikri olan yol yordam gösterecek olan varsa lütfen bana da versin aynı durumdayımHanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.
Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.
Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.
Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.
Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…