Evlilik aşkı öldürüyor mu?

Arasıra olur böyle. Çocuk büyüdükçe değişirsiniz. Bu sefer de ikinci çocuk gelir... Bence evlilik değil çocuklar aşkı öldürüyor. Onlar büyüyünce bu durum da değişiyor. Aşılmayacak değişmeyecek probleminiz yok lütfen soğuyorum gibi kendinizi yönlendirip durmayın. Bu bir süreç ve geçici deyin .İnişli çıkışlı dönemler her zaman herkesle olur bu kocanızın yanlış insan olduğunu göstermez. Çabuk evlenmişsiniz diyenleri de anlamıyorum 5. yılımız da evlendik herşey süper mi? Arasıra Ahmet kaya Giderim şarkısını dinlerim sinirden :eğlence:
Ne sorun olusa olsun ille de erkek ille de erkek diyorsun yani 😂
 
Valla acı ama güldüm yorumunuza. Gerçekten de konunun özeti aslında biz standart aile moduna geçmişiz gerçekten 😁
Acı gerçekten ama içindeyken bunlar önemsiz oluyor artık. Ben okurken e ne var ki bunda oldum. İki tane bebeğim var en son ne zaman yayıla yayıla seviştiğimizi hatırlamıyorum. Mutlaka her gün bir şekilde kavga çıkıyor. Ama günün sonunda çayımı getiren iyi geceler dileyen iki insanız. Diyeceğim şu ki aşk dediğimiz şey dizilerdeki gibi olmuyor. Oluyor ben öyleyim senelerdir diyene de sözüm yok. Ha bu arada bin kere dünyaya gelsem yine kocamla evlenirim. Ama dört dörtlük bir evlilik tanımı çiçek böcek aşk meşk değil. Bunu öğrendim. bebeklerle olan meşguliyetten gün bitiminde yaptığı işten aldığı paradan tatmin olmak ilişkiyi sağlam tutan tek şey.
 
Evlilik aşkı öldürmüyor bence. Biz eşimle uzun bir sevgililik döneminin ardından evlendik. Hiç sıkılmadık birbirimizden. Birbirimizi çok iyi tanıdığımızı sanmamıza rağmen evliliğin ilk döneminde çok ciddi kavgalarımız olmuştu. Sonra birbirimizi anlamaya başladık. Nelerden hoşlanmadığımızı, nasıl beklentilerimiz olduğunu anlattık birbirimize. Şimdi ben gerilmeye başladığımda ben söylemeden eşim sebebini anlıyor, aynı şekilde ben de. Bizim sevgimizi canlı tutan, yaptığımız ve size de yapmanızı önerdiğim şeyler; o söylemese de siz ona sık sık sevdiğinizi söyleyin, güzel yönlerini vurgulayın, övün. Hoşlanmadığınız yönlerini daha yapıcı şekilde söyleyin. Espiriyle karışık olabilir ya da şöyle yapsan daha çok hoşuma gider gibi. Direk eleştirerek değil. Zamanla size karşılık verecektir.
Birlikte vakit geçirmek istediğinizi söyleyin. Arkadaşlarıyla da vakit geçirmeli ama eğer size göre abartıyorsa kavga çıkarmak, trip atmak yerine onu özlediğinizi, beraber bişeyler yapmak istediğinizi, bundan çok mutlu olduğunuzu söyleyin
Evde yardıma ihtiyaç duyduğunuzu söyleyin. Yapmasını istediğiniz şeyleri rica edin. Yapmadığında sabırla bir kez tekrar edin, yine yapmazsa yenilemeyin. Zaten bir kere söylediniz ne yapması gerektiğini biliyor. Tekrar tekrar hatırlatmayın, yapacak olsa zaten yapar. Israrla yardımcı olmuyorsa yapabileceği başka işler verin. Örneğin yemek yapmıyor, bulaşık yıkamıyor evi süpürsün, onu da yapmıyorsa çamaşırları toplasın, yerleştirsin. Evin alışverişini yapsın. Yapılacak işler arasında kendisi seçim yapsın o zaman. Böyle iş paylaşımı yapmayı deneyin
İş yükünüz hafiflediğinde, eşinizle vakit geçirebildiğinizde, size sevgisini dile getirdiğinde sorunlarınız çözülür gibi görülüyor. Sevginiz daim olsun
 
bu fikrime kim katılır kim katılmaz bilmiyorum sadece kendi düşüncemi söyleyeceğim ama ne kadar iyi biri olsa da kayınvalideyle yaşamak başlı başına sorun bana göre çünkü direkt olarak siz bi hayat kurmuyorsunuz eşinizin dibinde annesi oluyor ve siz eşinizin hayatına dahil olmuş oluyorsunuz büyük ihtimalle eşinize kavgaların anlamsız gelme sebebi onun açısından bi sorun olmaması çünkü o kendi rutininde hiç bir şey değiştirmeden sizi hayatına aldı ama siz bütün hayatınızı değiştirip eşinizin hayatına adapte olmak durumunda kaldınız ve sizin hayattan istekleriniz görmezden geliniyor ve bence 8 ay evlilik için çok kısa bi süre her ne kadar tanıdım desenizde bazen yıllarca yanımızda olan insanlar değişiyor 8 ay çok hızlı aşkın büyüsüne kapılmışsınız bence burdaki asıl sorun sizin iki kişi ortak bir hayat kurmak yerine eşinizin kendi rutininde hiç bir şey değiştirmeden sizi hayatına dahil etmeye çalışması eşinizi karşınıza alıp ciddi bi şekilde konuşun bence ve evlilik aşkı öldürmez aşkı özensizlik öldürür eşiniz konuşmanıza rağmen değişmezse eşiniz ve kendi hayatınız aranızda bi seçim yapmak durumunda kalırsınız ve size tavsiyem hiç bir şey için geç değil kendi hayatınızı seçin
Bu arada bazı insanların neden bu kadar kendini saldığını anlamakta güçlük çekiyorum.ben 30 yaşındayim ve bitmek bilmeyen bir enerjim, keşfetme, öğrenme, değişik yerler görme, değişik işler yapma isteğim var.memleketimi ziyaret etmekte bile güçlük yaşıyorum.yıllarca orada yaşamışım, öylesine bir bıkkınlık gelmiş ki artik.şuan 3 senedir başka şehirde yaşıyorum, buradan da oldukça sıkıldım.yetmiyor yetmiyor, sürekli yenilik, yeni keşifler, yeni insanlar, yeni ortamlar istiyorum.bu tarz insanları anlamakta zorluk çektiğim gibi, sinir de oluyorum.anasının, danasının dizinden ayrılmadığı gibi bir de hayattan bezmiş işten gelince yatıyormuş falan.ayy tam cinnetlik.konu sahibi bu kişiye mi aşık oldunuz allah aşkına.sizin gibi hayat dolu, benim gibi bir kadın bunu mu hakediyor şimdi.bekar kal daha iyi.size sonuna kadar katılıyorum.arkadaş acele etmiş.hem de çok.
Eski hayatını devan ettirmek, ananın dizinin dibinde olmak güzel birşey değil ki.bu durumu bozmak da fedakârlık değil bana göre.biz de kadınlar olarak bu durumu bozmak için canımızı dişimize takıyorum.dünya tersine dönmüş valla.asıl ailenin erkek çocuklarından şikayetçi olması gerekiyor bence.ilgisiz fazla vakit ayirmiyor falan diye.hani erkek dediğin başına buyruk olur, gezmeyi sever falan filan ya.dünyanın çivisi çikmiş.
 
Son düzenleme:
Acı gerçekten ama içindeyken bunlar önemsiz oluyor artık. Ben okurken e ne var ki bunda oldum. İki tane bebeğim var en son ne zaman yayıla yayıla seviştiğimizi hatırlamıyorum. Mutlaka her gün bir şekilde kavga çıkıyor. Ama günün sonunda çayımı getiren iyi geceler dileyen iki insanız. Diyeceğim şu ki aşk dediğimiz şey dizilerdeki gibi olmuyor. Oluyor ben öyleyim senelerdir diyene de sözüm yok. Ha bu arada bin kere dünyaya gelsem yine kocamla evlenirim. Ama dört dörtlük bir evlilik tanımı çiçek böcek aşk meşk değil. Bunu öğrendim. bebeklerle olan meşguliyetten gün bitiminde yaptığı işten aldığı paradan tatmin olmak ilişkiyi sağlam tutan tek şey.
Evlenmezsen ve çoluk çocuk yapmazsan dizilerdeki gibi oluyor valla.ben bu yüzden gerek görmüyorum bu tarz şeylere.çok mu rutinleşti, sinir mi bastı. Çok da değil 1 gün görüşmüyoruz.yine eski tutkuyla birbirimize sarılıyoruz.eee çocuk hayalim de yok.neden evlenip, ilişkimi tüketeyim ki.iki taraf da keyif alıyorsa ilişki neden bitsin zaten.kimsenin yaşam tarzına karışmak haddime değil ama bizim ülkedeki insanlar gereksiz bir şekilde evliliğe şartlanıyor gibi geliyor bana.illa olacak illa olacak diye bir algı var nedense.
 
O konfor alanı da bana göre konfor alanı değil ya. Koca koca adamlar bıkmıyor mu anasından, danasından, teyzesinden, emmisinden.çok garibime gidiyor benim.ben 25 sene memleketimde yaşadım.sonra atandım.ziyaretlerde bile için daralıyor, içime öküz oturuyor.öyle bıkmişım senelerce aynı yerde, aynı kişilerle yaşamaktan.biz akrabalardan kaçarız bunlar da dibine girer. Asıl bu şekilde birisi olacaksa ilişkide bu kadın olmalı.hani biz daha duygusalız sözde falan ya.kısaca aileci erkek kadar beni kudurtan başka bir özellik yok.bağırsa, çağırsa daha az tepki veririm.ne bu ya anaokulu çocuğu gibi.erkek dediğin biraz bağımsız olur, başına buyruk olur.tam tersi ailesi ilgisizlikten şikayet eder.sırf bu yüzden kaç kişiden ayrıldım.serseri adam bile daha sevimli bu tiplerin karşısında.en azından kendi kendine yetebiliyor adam.
%100 katılıyorum.
Çok yakın zamanda eşimin erkek kardeşi evlenecek adam 40 yaşında annesinin üst katında oturacak.

Yaw sen o yaşa geldin bir ayrıl bir birey ol.
Hayatını kur sevdiğin kadınla yok kolayına geliyor tabiki aynı binada oturursa kira ödemeyecek düzeni de bozulmayacak. Annesi dibinde bişey olsa koşacak annesinin dizinin dibine.

Hadi kaynım zekasız hadi anneci kıza ne demeli kız 40 tanda büyük ama oda kabul ediyor aynı binada oturmayı diyorum ya işlerine geliyor kira ödememek.

O zaman maalesef bu sorunlar oluyor ve evlilik kurumu zedeleniyor.
Ne kadar mutluyum dense de ben kayınvalide ile aynı binada oturup huzurlu olunabileceğini sanmıyorum.
 
Aşk zaten ömürlük değil ki? İlişki de bir noktadan sonra evlenmeseniz de aşk biter zaten, 1 sene, 3 sene sık sık görüşme halindeyken kalbiniz ilk buluşmadaki gibi heyecanla çarpmaz bence, 7/24 kalbiniz ağzınızda gezmezsiniz en basiti, yani yerini sevgiye bırakıyor. Evlenince de ne kadar çok sorun, o kadar çok tartışma, yıpranma olacağından insanları tahammülsüzleştiriyor maalesef, zamanla sevgi de bitiyor evet :KK14:
 
Cocugunuzun yasi kacti acaba sanirim evde olmanız esinize surekli sarmaniza neden olmuş farkinda olmadan ayni seyleri tekrarlayip konusmalar uzadigi icin kavga ediyorsunuz .bir sorun degil cozum odakli olun özgür yapiniz varmis cocugu birakip kahve icmeye gidecek arkdsiniz varsa gidin derim 1 2 saat cocuk büyünce artik evden calsimayin ofis ortami size daha iyi gelecektir .yaniniza yardimci alin .cocuk insani cok yorar yipratir farkinda olmadan .ciddi anlamda esinize sarmis olabilirsiniz siz sırtınızdaki sorumlulugu atmaya calisin ev isi mesela kadin tutun kurutucu alin robot supurge alin ev esyalari fazla kalabalik ise satin cocuga daha genis alan verin bence evde calisam cocuk ev işleri sizi bunaltmis siz özgür olursanız esiniz size daha farkli olur tabiki bu paradan geciyor umarim maddi imkanlarinizi bu asamada seferber edersiniz siz bi adimlarinizi degistirin baktiniz olmuyor ozaman ehh dersiniz aile apt gidebilrsenz 3 5 sokk oteye gidin
 
Hanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.

Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.

Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.

Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.

Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Hayır evlilik aşkı öldürmez sadece nişanlıyken ilişkinizdeki enerji akışı zaman geçtikçe azarlamaya başlıyor. Tekrardan birinizinizi önemsediğinizi , sevdiğinizi göstermeniz gerekiyor.
 
Ev iş iş ev çocuk derken eşinizle vakit geçirmeye vaktiniz kalmıyor stres altında iken de didişiyorsunuz birbirinize vakit ayırmalısınız kendiniz yazmışsınız yukarıda çocuğu bırakıp biraz baş başa kalınca ilişkimiz toparlanıyor diye

Evlilik aşkı öldürüyor ama sonrasında sevgi diriliyor eşiniz size saygısızlık yapmıyorsa hâlâ umut vardır siz biraz canlılık katmaya çalışın eşiniz de eşlik ederse size ne mutlu fikirlere gelince valla evliliklerin yüzde 80 ninde eşlerin fikirleri birbiriyle örtüşmez bunu bi kere kafanızda sorun etmeyin önemli olan ortak paydada buluşmak zaten erkekler kadınların A dediğini A demiyor ki 😄
 
Bilimsel arastirmalara gore erkekler icin 5 dk dan sonrasi çöp,zaten detayli dusunemiyorlar siz birde anlatayim anlasin moduna gecince hepten kapatiyor bence kendini.Konusmayin (tartisma/uzun anlatma anlaminda) veya bir cumle kurun susun ,baya gizemli takilin o merak etsin yani bildigim kadariyla ogrenen degil ogreten olmayi seviyorlar yerinizde olsam bunlari denerdim


Acikcasi hayat kisa esinizde olsa yormayin kendinizi anlamak isteyen anlar ,fikrimi soyler cekilirim kenara

Kim yapmiş bu bilimsel arastirmayi?
5 dakikadan sonrasini algilayamayan ve detay dusunemeyen biri yoktur eger zekayla ilgili problemleri yoksa. Saglikli biriyle işine gelmiyordur detay düşünmek.

Buradaki bazi kadinlarin erkek anlatimina baksak bu erkekler evden cikinca yolu nasil buluyorlar diye dusunecegim. Bu kadar dusuk düşünme yetenegine sahip bir insan yaptigi işte de başarili olamaz cunku.
 
kendinizi çok düzgün ifade etmişsiniz. birçok kadının yaşadığı şeyi özetlemişsiniz. eskisi gibi 26 yaşında özgür insan değilsiniz. artık eş ve annesiniz. o maceralar o dönemdi. şimdi boşansanız bile bebek var.spontane planlar geride kaldı.karda kamp bebek hasta olur.sıcakta güneye kaçmak çocuk hasta olur. bebeğin günler öncesinden maması yemeği uykusu düzeni planlama lazım. o yüzden eskiye özlem duymayın. anne olan insanlar artık sorumsuzca özgürce hareket edemez istese de yapamaz bu fedakarlığın ödülü de bir insan yetiştirmek onun yoğun sevgisi ile tatmin olmak sevimlilikleri ile evi ısıtması gerçek bir aile olmak. biz değişiyoruz arkadaşım. hayatımız 20 ler 30 lar 40 lar bölüm bölüm. siz aile olmayı severek isteyerek kabul ettiniz o dönemler gençlikti şimdi yetişkinsiniz. hoş bir hatıra olarak kalmalı. çünkü özgürlüğün de her zaman mutluluk getirmediği durumlar olabilir. insan bir noktada bağ kurmak isteyebilir. yaşla beraber enerji düşmeye başlar. en basit örneği kafelere bak.gece üçte açık olan yazlık mekanlara bak.yaşlar hep 20 belki 30ların başı. yaşla beraber bizim yaşıtlarımız sosyal hayattan ev ortamlarına geçiyor çocuğa uygun tatil köylerine geçiyor. bağ kurmak istemeyenlere ise saygım var çünkü bu da bir seçim. güçlü bir mizaç gerektiriyor.

eşinizin farklı karakterde olması aslında iyi bir şey. zıt karakterler birbirinden çok şey öğrenir. ilk başlarda birbirinizi ilgiyle dinlerken şimdi tahammülümüz kalmadı diyorsun. bunun nedeni hayat yorgunluğu. ev iş çocuk sorumluluk herkesi yorar. onu çok sık eleştirme mesela. arada onayla. mutlaka düzgün yaptığı şeyler vardır. birbinize konuşurken göz teması kurun. ilk zamanlar nasıl hayranlıkta baktığını hatırla. esprileri, stili, yüzü gözleri ne bileyim parfümü seni nasıl etkilemişti.öfkeyle bıkkınlıkta bakma. dövse aldatsa hakaret etse ailesine seni ezdirse bunları yazmam ama düzgün biri yazmışsın ondan yazıyorum.tartışmada dikkat süresi kısa ise direkt savunmaya geçiyorsa ona kendini ifade edebileceği alan yarat. medeni kavgalardan kaçmasın. tutumu pasif agresif. öyle öğretildi ise tartışma onu aşırı geriyordur. konularda sen haklı olsan bile. aile tatili mi istiyorsun ayarla ondan sürpriz bekleme. ev işlerinden mi bunaldın yardımcı tut. bir şey yapmasını mı istiyorsun sitemsiz, direkt bunu istiyorum diye söyle. neden yapmadın değil şunu yapmanı istiyorum de. onu neden çekici bulduğunu hatırla. ağırbaşlı olgun sadık vs.iyi gelebilir. birbirinizle hayallerinizi konuşun. ortak planlar yapın. ikinize uygun hobiler keşfetmeye çalışın. emek vermeyi dene en azından birkaç ay. belki iyi gelir.sevgiler.
 
Hanımlar merhabalar. Nereden başlasam bilmiyorum. Evliyim üç yıl oldu. Küçük de bir bebeğim var. Evlenmeden önce eşimle tanıştık ve kısa zaman içinde evlendik. Gerçekten çok çok aşıktık birbirimize. Buluşmalarımızda, ayrılmaya yarım saat kaldığında bana hüzün çökmeye başlardı. O kadar çok seviyordum eşimi. İşleri hızlandırdık bir an önce evlendik.

Evlenmeden önce çok rahat bir hayatım vardı. Ağırbaşlı ve aklı başında biri olduğum için ailem hiç karışmadı çok özgür yetiştirilerek büyüdüm. 20li yaşlarımın başında yurt dışına çıktım bir süre tek başıma, kafama göre arkadaşlarımla kamp yaptım, tatillere çıktım. Kısaca doyasıya gençliği yaşadım. Eşimle 26 yaşımda tanıştık. Sekiz ay içinde evlendik. Öyle çok sevdim ki eşimi, onunla vakit nasıl geçiyordu anlamıyordum. Birbirimize karşı çok özenli davranıyorduk. Gerçekten ‘eşimi’ bulduğumu düşündüm. Nişanlıyken hiç kavga etmedik. Hiç dargın günü bitirmedik. Bütün problemleri birbirmize adım atarak orta yolu bularak çözdük. Gerçekten üzerime titriyordu. Bu arada eşim 31 yaşında.

Evlenmeden önce eşim annesiyle yaşıyordu. Kayınvalidem eşini, eşim küçükken kaybetmiş. Eşim de annesine çok iyi bir evlattır. Aynı dairede, apartmanda veya yakın apartmanlarda oturmamızı istedi eşim. Normalde direkt hayır diyecekken, aynı apartmanda otururum dedim. Kayınvalidem tipik anadolu tipi kayınvalide. Zamanında kendi çok çekmiş. Kötü biri değil ama fazla samimiyet kurunca ilişkinizin zarar görebileceği türden biri. Neyse biz evlenince ben eşimin apartmanına, onun çevresine girmiş oldum ve gurbete girmiş gibi hissettim. Evliliğin ilk zamanları sürekli kayınvalidemin evinde yiyip içiyorduk. Eşimin çevresi orada olduğu için sürekli beni evde bırakıp arkadaşlarıyla takılmaya çıkıyordu. Eve gelince de benim onu beklememi istiyordu. Böylece benim deli dolu özgür bir ruh gibi yaşadığım hayatım birden kayınvalide, ev işi ve evde koca beklemeye dönüştü. Sonra eşimle konuştuk, kayınvalide ile yemekleri vs ayırdık eşim anlayışla karşılık verdi. Baştaki problemlerimizin çoğunu çözüme kavuşturduk ve evlilik daha iyi gitmeye başladı.

Üç yıl sonra bebeğimiz oldu. Benim canım. Şuan öğlene kadar çalışıyorum mühendisim ve eşimin de benim de çok yoğun hayatlarımız var. Eşimle çok bir araya gelemiyoruz. Benim akşama kadar ev işi, iş, çocuk bakımı derken pertim çıkmış oluyor. Eşim ev işlerinin bir kısmını yapar o da yoğun çalışıyor. Problem şu ki bizim artık birbirimize karşı tahammülümüz kalmadı. Sürekli tartışıyoruz. Eşim beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Ona her daim saygılı ve sevgili davrandım, iyi bir eş olmaya gayret ettim. Ama benim bütün ayarlarımla oynuyor resmen. Artık sağlıklı kalamıyorum onun yanında. Öyle şeyler söylüyor ki. Daha iki gün önce tartıştık ve ne zaman tartışsak ‘artık bıktım yeter ki sus’ modunda sürekli ‘hep ben haksızım tamam ben ne kötü bir insanım vs’ diyip konuyu kısır döngüye sokuyor. Hiçbir şekilde anlaşamıyoruz. Bazen gerçekten algısından şüphe ediyorum. Adama bir türlü demek istediğim şeyi anlatamıyorum. Benim kafamdaki şey bambaşka, söylediklerim onun için bambaşka. Başka başka zevklerimiz var. Nişanlıyken bir araya geldiğimizde ne bulup konuşuyorduk hatırlamıyorum bile. Ne yapıyorduk bilmiyorum. Birbirinin bakışından ne demek istediğini anlayan çiftler görünce halimize üzülüyorum. Biz çünkü ciddi anlamda hiç uyumlu gelmiyoruz bana. Ortak zevklerimiz yok. Hayat akışımız farklı. Ben enerjik dinamik biriyim. Eşim ise iş haricinde bütün gün evde yatmak istiyor.

Böyle biri değildim. Hayat dolu biriydim. Eşimin beni çok sevdiğini biliyorum. Ben de onu seviyorum fakat eskisi gibi değil. Nişanlılık dönemimizden bambaşka bir ikili olduk şuan. Ona bakınca artık eskisi gibi kalbim titremiyor. Çok mutsuz değilim ama bir şeyler eksik. Birlikte eğlenemiyoruz. Birbirimizi tamamlayamıyoruz. Ortak konuşacak konularımız yok. İlgi alanlarımız çok farklı. Bambaşka iki insanız gibi geliyor. Bu düşünce beni çok yıpratıyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl eski mutlu halimize döneriz? İlişkimiz acayip bir kısır döngüye girdi ve gittikçe eşime karşı olan hislerim azalıyor gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım önerilere açığım…
Evlilik değil de çocuk öldürüyor bence. Iyiki var kizım o ayri tabi ama çocuk buyuk sorumluluk ve çok yorucu. Haliyle yorulup kendine vakit ayiramayan insan mutsuz ve tahammülsüz oluyor bir noktada. Istedigim.zaman dus alamıyorum yahu. Geçen kardesim gelmişti kizımı ona birakip eşimle tiyatroya gittik. Arabadan indim hemen elimden tuttu yagmur vardı on kez ıslandın mı diye sordu falan çok şaşırdım. Sevgiliyken de boyleydi yeni evliykende. Esasen duşündüm çocuktan sonra değişti elbet ben de uykusuzluk ve yorgunlukla taammulsüz oldum. Tekrar bu ritmin düzeleceğini de sanmiyorum. Hep haliyle bebegimizleyiz ben de o da hep onu düsunuyoruz. Dışarı çıkımca da kendimizden vazgeçip o iyi mi uşüdü mü vs. Arkasımdan koşturmaca. Yani kızimı tabiki cok seviyorum sevgi ile alakalı bir durum da değil zaten ama evlilige etkisi de bu
 
Şimdi bana laf atacaklar ama buna rağmen inatla herkes yine de evleniyor.bu arada kıskanç falan değilim valla yemin ederim.biz kadınlar ne kadar çok aşk yaşamaya meraklıyız.dikkatimi çekti.aşkımız çok büyüktü, aşktan gözümüz kör olmuştu, hayatımın aşkını yaşadım, yok bizimki gibi aşk görülmemişti, yok eşimle dillere destan aşk yaşadık, aşktan geberiyorduk falan filan.... hayatımda bu kadar aşk kelimesini bu konuda okumamışımdır heralde.ya bu kadar kolay mı bu işler .kadınlar olarak inanmak istediğimiz tarzda çok abartılı şekilde yorumlar yapıyoruz bence hayata karşı.sonra da zorlanmaya başlayınca pembe bulutlardan düşüp aşağı çakılmış gibi oluyoruz.kendi kendimizi gazlayıp, gazlayıp, sonra da hayal kırıklığına uğruyoruz.bu araxa maşllah dillere destan, çok acayip aşk yaşamayan kalmamış sitede.aynen canlar aynen.Hiç toz kondurmayın, en büyük aşk sizinkiydi.😏madem hayata karşı bu kadar pozitif ve gerçeklerden kopuk bakmayı başarabiliyorsunuz neden şimdi de aynı şeyi yapmıyorsunuz?.adamın 30 yaşından sonra bambaşka birine dönüşecek hâli yok.o destansı aşkı(!) nızı yaşarken görememişsiniz belli ki.
Yeni hesabınla hoşgeldin ferhans. Mesajlardan direkt tanımıştım ama eski hesabınla şu anki hesabının bilgilerine bakınca emin oldum. İnsan bari doğum tarihini değiştirir. Öyle bir üslubun var ki kendini direkt ele veriyorsun.
 
X