Evliliğimdeki sorunlar çözülmez hale geldi. Ne yapmalıyım?

Tüm yorumlara cevap vermeye çalıştım. Sır konusunda "CİNAYET" yok. En azından ben öyle biliyorum. Çünkü cinayet olsa kısa süreli hapse girilmezdi. Aslolan yokluk var, fakirlik var, işlenen suç yüzünden (suç ne olursa olsun toplum dışlar bilirsiniz) dışlanma var, gururdan dolayı içe kapanma var. Bence bu yüzden kimse ayıplanamaz. Tabi ki suçlu cezasını çekmeli, çekmiş de. Ancak burada suçu ve suçluyu yargılamak değil amacım. Bu sebeple evlendim. Yaşını yalan söylemedi. Sadece ben aynı dönemde üniversiteye girmiş olduğumuz için ve lise vs hikayelerinden sonra aynı yaşta olduğumuzu düşündüm. O da o şekilde bunu sürdürmüş. Çünkü diyor yaşımı söyleseydim o aradaki 2 senenin ne olduğunu soracaktın. Onu sorduğunda da ben sana anlatmak zorundaydım ve anlatamıyordum.

Sucun ne oldugu soruldu size kimse ayiplamadi. Yas konusunu ve sirri yazan sizsiniz ama savunan da sizssiniz. O zaman konuya erzakla girip erzakla bitiricektiniz. O kadar yoklugun, fakirligin arasinda o kadar erzak ben var anlamamak. Bu kadar uzun konu yazip gereksiz butun ayrintilari siralayan da sizsiniz.

Esiniz evde bir isin ucundan tutmuyor ama siz hep cok mutlusunuz ve sorun erzak. Beynim yandi.

Size mutluluklar.
 
Buyurmuyor. Her gün bizi kendi evlerine mi çağırıyorlar, diye soruyorsanız hayır. Zaten yazları köydeler, şimdilik rahatız. Evimde ya da onların evinde ya da benim ailemin evinde babasıyla anlaşamıyoruz. Nerden bir laf çıkartıp bel altı vuracağı belli olmuyor. Telefonda dahi.
hmm ozaman nadir geliyorlarsa o aralari idare edeceksiniz.laf sokuyorsa ya cevab vereceksiniz yada duymazdan geelceksinz
Yani sıklık onemli.arada ise idare edilebilr surkeli ensenizde ise olmaz
 
Ben hiç bir şey ile eğlenmiyorum. Komşu yaralama, hakaret vb suçlar için kimseyi dışlamaz. Hadi dışladı diyelim çoktan unutulurdu basit bişey olsa. Ağır bir suç olmalı ortada , kısa süreli yattığı da yalan belki ve belki suçun içeriğini de size yalan söyledi. Neticede aile ile konuşmamışsınız bu konuyu. Sırrı bu kadar önemli noktaya getirip şimdi de ya çok önemli bişey değil aslında noktasına getirdiniz. Yaş mevzusu yalandı şimdi doğruyu söylememiş sadece dediniz. O zaman tek sorun kurufasülye zaten gaz yapar. Neyse ki kadın probiyotik kısmını da es geçmiyor.
Kusura bakmayın ama alaycı tavrınızla baştan beri pek sizi anlayamadım. Doğru düşünüyor olabilirsiniz. Belki de yıllarca yatmıştır. Ancak yaşını söylememesi ya da yalan söylemesi zaten farksız. Bir şeyi saklıyorsa aynı zamanda yalan söylemiş olmuyor mu? Çünkü doğumgünü kutluyorsunuz onca yıl, ben diyorum ki 27 oldun, tebrikler. 29 oldum diye düzeltmiyorsa yalandır. Şimdiye kadar zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Ancak anlayış gösteremiyorsanız bu başlıkta zaman geçirmenize gerek yok. Canım o kadar yanıyor ki şu an size derdimi anlatmak için kendimi çok yoramıyorum.
 
Uzun uzun yazdığınız mesajı okurken bile boğuldum kusura bakmayın, ayrıntılara çok fazla takıldığınızı düşünüyorum.
Erzak vs den ziyade babasının sizinle konuşma tarzı asıl mevzu. Eşinizin sizi kandırmış olması ve bence evlendikten sonra da buna devam ediyor ki ailesine düşkün olmayan biri ne oldu da birden aileci oldu, asıl sır bu bence.
 
hmm ozaman nadir geliyorlarsa o aralari idare edeceksiniz.laf sokuyorsa ya cevab vereceksiniz yada duymazdan geelceksinz
Yani sıklık onemli.arada ise idare edilebilr surkeli ensenizde ise olmaz
Başta sıktı. Ben normalde de biraz resmiyimdir. Sanırım o yüzden mesafeyi anlayıp biraz sınır çizdiler. Ancak yine de teklifsizlikleri devam ediyor. Yani ben artık onların nerede durup durmayacakları konusunda emin değilim.
 
Uzun uzun yazdığınız mesajı okurken bile boğuldum kusura bakmayın, ayrıntılara çok fazla takıldığınızı düşünüyorum.
Erzak vs den ziyade babasının sizinle konuşma tarzı asıl mevzu. Eşinizin sizi kandırmış olması ve bence evlendikten sonra da buna devam ediyor ki ailesine düşkün olmayan biri ne oldu da birden aileci oldu, asıl sır bu bence.
Sizce nedir peki? Farklı bir bakış açısı getirdiğiniz için soruyorum. Neden aileci olmuş olabilir?
 
Kusura bakmayın ama alaycı tavrınızla baştan beri pek sizi anlayamadım. Doğru düşünüyor olabilirsiniz. Belki de yıllarca yatmıştır. Ancak yaşını söylememesi ya da yalan söylemesi zaten farksız. Bir şeyi saklıyorsa aynı zamanda yalan söylemiş olmuyor mu? Çünkü doğumgünü kutluyorsunuz onca yıl, ben diyorum ki 27 oldun, tebrikler. 29 oldum diye düzeltmiyorsa yalandır. Şimdiye kadar zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Ancak anlayış gösteremiyorsanız bu başlıkta zaman geçirmenize gerek yok. Canım o kadar yanıyor ki şu an size derdimi anlatmak için kendimi çok yoramıyorum.
Canınız neden yanıyor tüm samimiyetimle soruyorum? Kurufasülye gönderdiği için mi, yoğurt yaptığı için mi , yufka ekmek gönderdiği için mi ? Canınız neden yanıyor ? Alay etmiyorum açıkça soruyorum .
 
Başta sıktı. Ben normalde de biraz resmiyimdir. Sanırım o yüzden mesafeyi anlayıp biraz sınır çizdiler. Ancak yine de teklifsizlikleri devam ediyor. Yani ben artık onların nerede durup durmayacakları konusunda emin değilim.
bendede böyle es ailesi var yuzsuzluk konusunda sınırları yok ama mesafeli olduğum icin aştım olayi
Tam aşılmıyor karsitaraf hadsizse anlıyorum
Ama enazindan gelme sıklığı azalıyor
Bende gelmesinler diye pek sık gitmedim acikcasi çünkü tahammulumu zorluyrolar fena sekilde
Sizde biraz zaman taniyin bakalim değişme olmazsa yolunuza bakarsiniz
 
Sizce nedir peki? Farklı bir bakış açısı getirdiğiniz için soruyorum. Neden aileci olmuş olabilir?
Sizden sakladığı bir mevzu vardır, ailesi size söyler diye çekiniyordur. Evlenmeden önce sizi onlardan uzak tutma çabası da bundan kaynaklı büyük ihtimalle.
 
Ben size açıkça sordum kv, kahveye geliyor diye gece yarısı oturup ağlıyorsunuz normal mi dedim, siz bana kaç yaşındasınız dediniz. Kim kiminle alay etmiş oluyor ? Size sorulan sorular hoşunuza gitmiyorsa görmezden geliyorsunuz hayatı genel olarak böyle yaşıyorsanız sorunlarınız çözüme kavuşmaz.
 
Merhaba, uzun süredir buraya yazmak istiyordum; ancak içimdeki problemleri daha fazla büyütüp üzülürüm diye yazmıyordum. Ancak artık paylaşmam gerek. Evliliğimin süresi 2 yılı geçti. Onun öncesinde de 12 yıllık sevgililik dönemimiz oldu. Eşimin ailesiyle problemleri vardı; ancak bunlar münakaşa şeklinde değildi. Benim gözlemlediğim daha çok geçmişe dair kırgınlıklardı. Bazen buluştuğumuzda annesiyle konuştuğunu ve onlardan bir şey beklemediğini söylediğini, söylüyordu. Ben de neden öyle diyorsun ki ailen olarak az da olsa katkı sağlamak isterler belki diyordum. İstemiyorum, diyordu hep. Ben de açıkçası çoğunda bu konuları didiklemiyordum. 12 yıl uzun değil mi vs diye sorabilirsiniz. 10 yılı geçtiğinde bir gün artık ayrılmayı düşündüğümü söyledim ama onu sevdiğim için bunun bana zor geldiğini ancak uzun süredir de bu düşünceden kurtulamadığımı... Bir şekilde bunun üzerine günlerce konuştuk. Birbirimizi sevdiğimiz için ayrılamadık. Bir baharda evlenelim, dedi, oturduk hesap kitap yaptık. Kararımızı verdik, ben sadece bu ailelerin tanışması vs için yazı beklemeyi önerdim. Yaz geldi, sonbahar başlangıcı oldu. Ne gelen, ne arayan ne de bir açıklama. Zaten yıllardır sinirimi bozan bu konu (yani ailesinin bir girişimde bulunmayışı) yine yanıbaşımdaydı. Ben ailesi haber versin, diye beklerken sevgilim bana bazı anlatacağı şeyler olduğunu söyledi ve geçmişine dair merkezinde babasının olduğu bazı sırlar açıkladı. Bunun üzerine dedim gelip tanışsınlar yine de aileler, yaşananlarda senin suçun yok. Bu arada niyetimiz aileler tanışacak ve biz sonbaharda evlenecektik. Sonrasında işimize gücümüze bakmak istiyorduk. Bu merasimleri de sevmeyen karakterlerdik. İşi hızlıca çözüp evimize girmek istiyorduk. 1 - 2 gün içinde ailesi geldi. Ama babam anlatıyor, bunlar dinliyor. Babası zaten hiç konuşmuyor. Eşimin gözü babasında sürekli. Herkes bir gergin. Sonrasında günlerce buluştuk. O anlattı, ben dinledim. En sonunda onun yaşını yanlış bildiğimi öğrendim. Anlattıklarında bana yanlış gelen 1 - 2 şey oldu ama her şey ailesiyle ilgiliydi ve onu suçlayamazdım. Zor bir hayat yaşamıştı. Ama yaşını bana söylememiş olması? Yalan söylememişti ama gizlemesi de bir yalan değil mi? Çok çatıştık, sinirlendim, ağladım, o ara hem doktoraya başladım hem de bir işe girdim. O kadar yoğunum ki her gün koşturuyorum. Bir taraftan da odaklanamıyorum. Gündüz iş-okul, akşam onunla oturup saatlerce dinleme seansları. Sonunda dedim tamam evlenelim. Aileme her şeyi anlattım. Dediler eşimle konuşalım mı, ben de o zaten mahvolmuş, daha fazla üzmeye gerek yok dedim. Babam bana sevip sevmediğimi sordu. Sevdiğimi söyleyince tamam, dediler. Önceden eşim bize gelip gidiyordu, tamamen olmasa da biraz tanıyorlardı. Sonra yılın ilk günleri yüzük takıldı. 2 ay içinde de evlendik. Ama ne koşturma! İşten çıkmıştım. Amacımız şu: Evimize gireceğiz, ben okula o işine odaklanacak. İkimiz de olduğumuzdan daha iyi bir yerde olmak, gelişmek istiyoruz. Tabi bu hazırlanma sürecinde de bazı sorunlarımız oldu, ben koşturmacadan durup sorgulayamadım falan filan...

Evlendik... İlk gün akşam üzeri kayınvalidem eşimi aradı, eşim açmadı. Sonra dedim neden arıyorlar? (Bu arada o kadar uzun sevgililik olunca bazı şeyler biliyorsunuz... Onların memleketinde hâlâ ilk gece hakkında konuşulduğunu, söylemişti). O da cevap olarak ben evdeki düğün yemeğinden yemedim herhalde ondan getirelim diyecek, dedi. Bana pek inandırıcı gelmedi ama sorgulamadım. Sonra bu aramızda sorun oldu. Üçüncü günümüzde görümcem ve kayınpederim arabayla bize yiyecek ve erzak getirdi. Sadece görümcem eve girdi ve oturmadan gitti. Beşinci gün eşimin ailesiyle kahvaltıya gittik. Bunlarda böyle bir adet varmış ama eşim her türlü gelenek ve göreneği eleştirirdi, bizim bunu yapacağımız söylememişti. Meğer aile büyükleri de düğünden beri bekliyormuş kahvaltı için. Sonra dedi bize kahvaltıya gidelim ertesi gün de size kahvaltı ya da yemek ne istersen gidelim. Ben kabul etmek zorunda kaldım. Çünkü ne arama bitecek ne eve erzak getirme. Onlar da biz de rahatlayalım istedim. Aslında kendi aileme bile gitmekte gözüm yok. Çünkü 2 ay çok yoruldum, çok kilo verdim. En son çocukluğumda gördüğüm kilodaydım. Şöyle uzanıp tavanı izlemek istiyordum sadece. Son bu 5. gün kahvaltıya giderken evde eşimle tartıştık, konu benim babamla ilgili söylediği bir şeydi. Ben de buna taviz vermeyince bozuştuk. Ailesine mutlu gitmedi. Babası sofrada benden bahsederken "uyuz" dedi. Kahvaltı yetmedi tüm gün orda kaldık bir de yemek yedik öyle döndük. Ertesi gün bize kahvaltıya gittik. Öğlen olunca eşim bir arkadaşının bizimle buluşmak istediğini gidip gidemeyeceğimizi sordu ben de gidebiliriz, dedim. 10 gün sonunda falandı herhalde baya mutsuzduk biz. Ben bunları açıkladım. Tüm gün onlarda oturup işte bizde oturmaması falan... Sonra görümcem annesinin yaptığı yemeklerden bize getirmeye başladı. 10. gün, 2. hafta. 3. hafta geldiğinde annesi börek yapmış erken git, kahvaltıya, beraber yaparsınız diyormuş. Neyse görümcem kaçta kalktıklarını bilmiyorum, gidemem demiş. Bu arada eşim evden çalışıyor. Ben de haftanın 3 günü okula gidiyorum. Onun dışında hep evdeyiz. Çünkü o ara işi çok yoğun kafasını kaldırmıyor. Annesi arıyor, kardeşin bir şeyler getirecek, bi yarım gün görümcemi bekliyoruz; ev yakın değil. Mesela yoğurt mayalamış, onu gönderiyor. Biz de evimizde mayalardık. Baktım olmayacak anneme dedim süt alınca bana haber verin (Benim önceki evimle yeni evim yakın). Ben de kendim mayalamaya başladım. Ama kayınvalidem hala yoğurt gönderiyordu. Bu arada bir detay vereyim bazen benim kardeşim de iş çıkışı gelip 1 saat falan oturuyordu. İşini değiştirecekti ve eşimin fikrine de en az benimki kadar güvendiği için fikir danışmaya geliyordu.

Okul tatile girecekti, iş yüküm biraz azalmıştı. İki aileyi de yemeğe çağırdım. Herkes evimize davetli olarak ilk kez gelmiş oldu. Bundan 2- 3 hafta sonra eşim evlendiğimizden beri ilk kez serbest bir gün geçirecekti, ben de evimizdeki eksikleri tamamlamak için onu bekliyordum. Kayınvalidem ve görümcem yine bir şey getireceklermiş, kahve içmeye gelecekler eşim de tamam, demiş. O gece beni uyku tutmadı. Ağlarken eşim uyandı, dedi neyin var. Söyleyince dedi ki arayım sonra gelin deyim. Dedim artık tamam demişsin sadece öğleden sonraya al biz de sabah işimizi halledelim. Ben bu görümcemin bir şeyler getirmesi ve bu kahve içmeye gelme, olayından sıkılmıştım. Çünkü evdeyiz diye tatildeymişiz gibi mi algılıyorlar diye düşünüyordum. Bir de eşya eksiğimiz bitmemişti. Eşim işinin arasında onlarla uğraşıyor ve titiz olduğunu için günlerce araştırıyordu. O ara bize alınan TV, süpürge gibi şeylerden kayınvalide me de alındı. Bu süreçte eşim annesinin eve gelip bizim süpürgeyi denemesini talep etti, ben istemedim. Bu arada 3 ayımız doldu ama bizde aileler dışında sosyalleşme yok. Annesi sürekli bizi yemeğe çağırıyor. Bazılarına gidiyoruz, bazılarını geri çeviriyoruz. Tüm evin işi, pazarı, marketi benim üzerimde. Tek beklediğim elim dolu eve geldiğimde eşimin kapıda hoşgeldin deyip elimden poşetleri alması ama kapının önünden geçerken bakmıyor bile. Akşam yemeğe oturuyoruz. Sessizce yemeğini yiyip tabağını makineye koyup kalkıp gidiyor. Bir güler yüz görmüyorum.

Sonbahar geldiğinde (yazları birkaç ay ailesi köye gidiyor) kasa kasa konserveler ve kuru bakliyatla çıkıp geldiler. Daha önce bakliyatla ilgili konuşulmuş. Ben de biz her birinden 1 bilemediniz 2 kilo yeriz demiştim. Ama hepsinden 4'er 5'er kilo geldi (Eşim sonradan bunun kendi isteği olduğunu söyledi). Geldikleri gün biraz rahatsızdım ama onlar gittikten 2-3 gün sonra hastalandım, ateş vs. Acile gittik. 2 hafta eşimin yardımıyla yürüyordum evin içinde. 2 ay sürdü normal yaşantıma dönmem. Sonra yeniden işe girdim. Evin işi yine bende ama artık söylenmelerim karşısında eşim pazar ve marketi üstlendi. 4 ay kadar çalıştım sonradan analadım gibi eşim o günlerde pek de çalışmıyormuş ama bir gün bile evi süpürmedi. Birlikte yapalım dediğimde de birlikte yapmayı sevmediğini söylüyordu. Şimdilerde bir hafta o bir hafta ben yapıyoruz. Diyor ki ne rahatmış 2 saat sürüyor, üstlendim kurtuldum. Ancak bilmiyor ki ben süpürgeyi yapıyordum ardından yemek vs başka işler de oluyor. Hiç iş olmasa yemek oluyor.

Bu arada eşimin bana anlattığı sırrından ailesi hiç bahsetmedi ve birlikte buluşmalarda da ailesi komşuyu, akrabaları falan anlatıyor, sohbet böyle ilerliyor. Daha sonra kardeşim de evlendi. Kardeşimin düğününe kayınpederimin arabasıyla gidecektik. Ben arabaya bindiğimde göğüs dekoltemden dolayı bana öyle bir laf söyledi ki ben daha önce ne bir akrabam, ne arkadaşım ne de sokakta sözlü tacizde böyle bir laf duymadım. Sonra eşim ne diyorsun dedi babasına, o da hiç oğlum falan diyerek geçiştirdi. Sonradan eşim tam olarak ne söylediğini anlamadığını söylüyor.

Çok uzattım kusura bakmayın ama eşimin ailesine karşı herhangi bir insana göstereceğim saygıdan fazlası yok. Ve ben zamanla bunu da kaybetmeye başladım. Bu kışlık erzak konusunda fazla getiriyorlar ve ben bozulmasın diye uğraşıp kafa yoruyorum. Bir sonraki seneye kalıyor. Bayat yiyoruz. Ben beslenmeme dikkat eden biriyim. Yaşımızı başımızı almış insanlarız. İşlerimize odaklanıp bir an önce çocuk sahibi olmak istiyorduk ancak şu an her şey geriye gidiyor. Eşimin işi kötü durumda. Ben tezimi yazamıyorum. Kayınvalideme biz bunları yiyemiyoruz, kendinizi bu kadar yormayın diyorum ben yapamayı seviyorum diyor. Çok getiriyorsunuz daha önceki bitmedi diyorum onu çöpe at kızın diyor. Neden atıyım günah değil i hem emeğinize yazık diyorum annene ver kardeşine ver diyor. Her dediğime başka cevap veriyor. Birine bir şeyler getirmenin, erzağın vs.'nin de sınırı olduğunu düşünüyorum. Bu aşırılık ne anlama geliyor bilmiyorum. Eşim de sözde ailesinden bir şey istemediğin sürekli vurguluyordu. Bu arada pandemiden önce annemin önerisiyle psikiyatra gittim. O bana çift terapisi önerdi. Sorun seninle ilgili değil. Senin tek başına çözebileceğin bir şey değil dedi. Sonra pandemi geldi, erteledik. Ama pandemide aramız düzeldi. Neden? Çünkü aileler gelip gitmedi, biz de gelip gitmedi. Bu arada benim ailem ilk sene belki 2 kez geldi. O da çağırınca... Onun dışında nadiren geldiler. Ama eşim hala kendi ailesini düzgün ağırlayamadığından falan yakınıyor. Bu yaz ortasında ailesi geldi (pandemide köydeydiler, yasaklar kalkınca geldiler). Tama boş kavanozları, kasaları verip kurtulacağım derken 2 katı yükle gelmişler. Yaz ortasında kuru fasulye falan getirmişler. Bunlar yine bizim aramızda soruna yol açtı. Artık ikimizin de psikolojisi iyi değil. Bu arada çift terapisi bulma işini eşim üstlenmişti ama şu an tüm gün TV izlemekten başka bir şey yapmıyor. Ben araştırdım. Üniversitelerde yok. Sanırım İzmir'de devletin böyle bir hizmeti yokmuş. Özele de sürekli gitmeye gücümüz yetmez. Ben şu an eşimde başka psikolojik problemler olduğunu düşünüyorum. Bir yandan beni üzdüğü için artık devam etmek istemiyorum ve tezimle ilgilenmek istiyorum. Çünkü hayat hep erteleniyor. Diğer yandan da sevdiğim insanı bu halde bırakamıyorum. Üstüne de düşmek istemiyorum sanki ilgi çekmek için birtakım davranışlar yapıyor gibi geliyor.
Ben sonuna kadar okudum fazla gelen erzakları dağıt bence size yetecek kadarı kalsın.ama sürekli gelip gitmeleri sorun .ama eşinde dede baya sorun var benim eşimde benzer şeyler yapıyor. İhtiyacım olduğunda size söylerim evde koyacak yer yok buzdolabında yer yok diyin
 
Canınız neden yanıyor tüm samimiyetimle soruyorum? Kurufasülye gönderdiği için mi, yoğurt yaptığı için mi , yufka ekmek gönderdiği için mi ? Canınız neden yanıyor ? Alay etmiyorum açıkça soruyorum .
Bakın bunları ilk aylarda sürekli zamansızca gönderdi. Görümcemle gönderiyor o da giriyor kahve içiyor vs. Ama bizim işimiz var. Evde çalışıyoruz diye boşa zaman geçirmiyoruz, aksine normalden daha fazla çalışıyoruz. Bakın gönderdikleri konusunda bazılarını yemiyoruz, yiyemiyoruz, ben de birkaç kez açıkça söyledim kayınvalideme. Yerimiz de müsait değil. Mesela meyve kurutuyor. Buzluğa koy diyor. Bir kere buluk doldu. Misafirim gelecek. Buz lazım. Ama buz yapacak yerim yok. Bir şeyi dozunda vermesine razıyım. Fazlası ziyan oluyor. Hem günah hem de birçok ihtiyacı olan insan varken yazık değil mi? Üstelik durumları iyi değil. Bahçeden yapmıyor bu konserveleri pazardan alıyor çoğunu. Parası cebinde kalsa biz de kendi pazarımızdan taze taze alıp yesek mantıklı değil mi? Örneğin dondurucuya bezelye koymuş köyde. Sonra onu alıp temmuz sıcağında 4 saatlik yol getirmiş. Çözülmüş tabi. Bunu parayla almış. Tekrar dondurmak sağlıklı mı? Bunları anlatıyorum ama anlamak istemiyorlar. Burası benim evim değil mi? Benim sözüme, evimi-mutfağımı düzenleyiş biçimime karışmak garip değil mi? Ve ben neden bunca saçma şeyle uğraşıyorum hayat bunlarla uğraşmak kadar kısa mı? Normal gelsinler, getircekse bahçeden getirsin, oturalım yemeğimizi yiyelim çayımızı kahvemizi içelim. Ben sözüme ve evliliğe saygı gösterilmemesine kızıyorum.
 
Adam ile aileyi ayıran o sır her ne ise , adamın evlenmesi ile silinmiş gibi oldu. Aile olmaya çalışıyorlar tekrar, gelin bir katalizör, tabii bunu gelinin istemeyeceğini hesaba katmıyorlar. Sırlarına rağmen biri onları kabul etti, aralarına girdi, artık onlardan biri... Bizim insanımızda ikram en büyük saygı, sevgi belirtisidir.
 
Ben size açıkça sordum kv, kahveye geliyor diye gece yarısı oturup ağlıyorsunuz normal mi dedim, siz bana kaç yaşındasınız dediniz. Kim kiminle alay etmiş oluyor ? Size sorulan sorular hoşunuza gitmiyorsa görmezden geliyorsunuz hayatı genel olarak böyle yaşıyorsanız sorunlarınız çözüme kavuşmaz.
Siz cinayet işlemiş oğul üstlenmiş falan diye eğlendiniz onu kastetmiştim. Normal değil tabi ağlamam birkaç kez söyledim psikoloğa gittim sonunda diye. Zaten o geceden sonra uyku problemleri başladı bende. Bu yaz düzeltebildim biraz.
 
Sizden sakladığı bir mevzu vardır, ailesi size söyler diye çekiniyordur. Evlenmeden önce sizi onlardan uzak tutma çabası da bundan kaynaklı büyük ihtimalle.
Teşekkür ederim. Bunun gibi bir şeyi ben de düşündüm bir dönem. Acaba eşimin bir suçu mu var diye...
 
Ben sonuna kadar okudum fazla gelen erzakları dağıt bence size yetecek kadarı kalsın.ama sürekli gelip gitmeleri sorun .ama eşinde dede baya sorun var benim eşimde benzer şeyler yapıyor. İhtiyacım olduğunda size söylerim evde koyacak yer yok buzdolabında yer yok diyin
Başkalarına bazı şeyleri vermek istedim eşim istemedi. O zaman ben de bundan vazgeçtim. Bu sonbahar eşim söyleyecekmiş ben gelip sizden alırım, bize getirmeyin diye. Ama ben inanmıyorum. Çünkü eşim ailesine hiçbir şey söyleyemiyor.
 
Erzak getirmelerinde ne sakınca var. Atıyorum size fazla mı verdiler kayonvakidenizin dediği gibi tazeyken verin annenize, arkadaşınıza.
Ama erzak getirmek bir bahane olarak sürekli gelip gitmese dertleri bunu bir düzene sokmalısınız. Her gün uğramaları yerine atıyorum ayda bir gelir sizde otururlar,arada da siz gidip uğrarsınız onlara.

Diğer taraftan bu sır mevzusu karanlık konular ise...

Bir de ben de eşimle 11 yıldan sonra evlendim. Ancak yıllar değil önemli olan güven başı o seneler içinde oluşmuş olsa idi aynı evin içine girdiğiniz zaman şok olmazdınız.
 
Bakın bunları ilk aylarda sürekli zamansızca gönderdi. Görümcemle gönderiyor o da giriyor kahve içiyor vs. Ama bizim işimiz var. Evde çalışıyoruz diye boşa zaman geçirmiyoruz, aksine normalden daha fazla çalışıyoruz. Bakın gönderdikleri konusunda bazılarını yemiyoruz, yiyemiyoruz, ben de birkaç kez açıkça söyledim kayınvalideme. Yerimiz de müsait değil. Mesela meyve kurutuyor. Buzluğa koy diyor. Bir kere buluk doldu. Misafirim gelecek. Buz lazım. Ama buz yapacak yerim yok. Bir şeyi dozunda vermesine razıyım. Fazlası ziyan oluyor. Hem günah hem de birçok ihtiyacı olan insan varken yazık değil mi? Üstelik durumları iyi değil. Bahçeden yapmıyor bu konserveleri pazardan alıyor çoğunu. Parası cebinde kalsa biz de kendi pazarımızdan taze taze alıp yesek mantıklı değil mi? Örneğin dondurucuya bezelye koymuş köyde. Sonra onu alıp temmuz sıcağında 4 saatlik yol getirmiş. Çözülmüş tabi. Bunu parayla almış. Tekrar dondurmak sağlıklı mı? Bunları anlatıyorum ama anlamak istemiyorlar. Burası benim evim değil mi? Benim sözüme, evimi-mutfağımı düzenleyiş biçimime karışmak garip değil mi? Ve ben neden bunca saçma şeyle uğraşıyorum hayat bunlarla uğraşmak kadar kısa mı? Normal gelsinler, getircekse bahçeden getirsin, oturalım yemeğimizi yiyelim çayımızı kahvemizi içelim. Ben sözüme ve evliliğe saygı gösterilmemesine kızıyorum.
İnanın anlattıklarınızın hiç ama hiç bir tutar yolu yok. Benim annem yapar benzer şeyler vayy efendim sen benim hanımlığımı devirmeye çalışıyorsun demem. Elinde var yok hepsini getirir, insan sucuk getirir mi ya ? ünlü bir köyün sucuğu var onu bile getirir. Siz türkiye de mi büyüdünüz ? Cidden size saygısızlık olsun gelini adam yerine koymuyoruz bunu anlasım diye yapmıyorlar. Bezelyeyi hiçbirimiz yemiyoruz annecim sende kalsın sen bana varsa biber salçası getir desen. İhtiyacın ilgin neye yakın bilirler ona göre mutlu edecek şeylere yönelirler. Bir de eşine yaranmaya çalışıyorlar muhtemelen, belki tek istedikleri normal bir aile olmaktır.. Kimbilir..
 
Adam ile aileyi ayıran o sır her ne ise , adamın evlenmesi ile silinmiş gibi oldu. Aile olmaya çalışıyorlar tekrar, gelin bir katalizör, tabii bunu gelinin istemeyeceğini hesaba katmıyorlar. Sırlarına rağmen biri onları kabul etti, aralarına girdi, artık onlardan biri... Bizim insanımızda ikram en büyük saygı, sevgi belirtisidir.
EVet, evlilik onlar için çok büyük bir olaymış. Düğünde kayınvalidem bizimle hiç ilgilenmedi. Akrabalarının peşinde dolaştı. Sanki geniş aileye bir şeyleri kanıtlama peşindeydiler. Tekrar aile olmalarına ben sebep olursam mutlu olurum. Ama benim sınırlarıma girmelerine çok katlanamam. Eşim ailesiyle bekarlığındaki gibi resmi olsaydı da ben yakınlaştırmaya çalışırdım. Çünkü onlara karşı çok sertti. Sırlarını bildiğimi ailenin bildiğini sanmıyorum. Aile başka bir hayal aliminde mutlu mesut takılıyor. Hiçbir şeyin farkında değiller. Sohbetlerimizde de şöyle baba hiç konuşmuyor konulursa da gereksiz bir çıkış oluyor bu. Anne sürekli konuşuyor. Komşusunu anlatıyor, köyü anlatıyor. Hiç kendini anlatmıyor. Görümce sürekli gülüyor.
 
Erzak getirmelerinde ne sakınca var. Atıyorum size fazla mı verdiler kayonvakidenizin dediği gibi tazeyken verin annenize, arkadaşınıza.
Ama erzak getirmek bir bahane olarak sürekli gelip gitmese dertleri bunu bir düzene sokmalısınız. Her gün uğramaları yerine atıyorum ayda bir gelir sizde otururlar,arada da siz gidip uğrarsınız onlara.

Diğer taraftan bu sır mevzusu karanlık konular ise...

Bir de ben de eşimle 11 yıldan sonra evlendim. Ancak yıllar değil önemli olan güven başı o seneler içinde oluşmuş olsa idi aynı evin içine girdiğiniz zaman şok olmazdınız.
Tam evlenmeye yakın olması şok edici oldu. Ben tabi sonradan kendimi de eleştirdim. Hızlı karar vermeyim. Biz biraz kendimizi dinleyelim demeliydim. Kabuğuma çekilmeliydim. Hazır hem işim hem de okulum aynı anda başlamışken başka bir odağım olurdu. Ancak eşimin bana olan sevgisine çok güveniyordum.
 
X