Evliliğimdeki sorunlar çözülmez hale geldi. Ne yapmalıyım?

Kv bana 800 km öteden süzme yoğurt gönderiyor yumurta gönderiyor. Kargo bir tanesini kırsa, perişan ederim onları 😂 öyle kıymetliler ki , bir de her hafta konserve yoğurt erzak gelecek ooo göbek atarım 😂 turşu yapamıyor musunuz kız siz ana- kız derim göreyim sizi derim. Sonraki hafta arkadaşın kv si mantı yapıyormuş sen yapamıyor musun derim 😂 böyle böyle yolumu bulurum tüm sene 😬

Soyle bir kayinvalidem yok ona yanarim yaw :) konu beni derinden yaraladi :)
 
Ayıp olur diye aç olduğunu söylemeyen zihniyet gelin hanım ayıp olur diye hediyemizi kabul edemiyor diye düşünüp kat kat fazla getiriyor. Düz mantık yani. her saniye bal dök yala olması beklenen gelin evine israr kıyamet geliyorlar ama aslında niyetleri direk size gelmek en baştan.
klasik ayıp olurcu zihniyet. Ayıpla ilgili bir suç işlediğinden eminim. Ev kirliyse bırak dağınık kalsın, tezine odaklan. Gelen şeyleri olduğu gibi bırak topu kocana at, yapacaksan alalım vaktim yok de. Yine alırsa bırak çürüsün tezine odaklan. Tezine odaklan her sorunun çözümü, işim var de tezine odaklan. Çırpınma, oluruna bırak, net davran, tezine odaklan. Nasılsa her gün gelen görümce varmış, evi temizlemesini rica et gelmişken benim tezim var de.
 
Kayinvalidem her gun bana yogurt gonderecek ben bunu dert edecegim :)) keske gonderse keyfime bakarim :) yasi konusunda bile yalan soyleyen adama hic guvenmeyecegim gibi yemek yuzunden bana guvenmiyor diye sizlanmam icin aklimi kuru fasulye pilavla yemem lazim :)
Valla al benden de o kadar
Yemek gonderen,alt katini ust katini bana veren,ev alan kaynananin ogluna varcam bi daha dunyaya gelirsem 😂
 
Uzun uzun yazmışsınız .. Okurken gerçekten yoruldum.. Eşinizin bir sırrı varmış bu da anladığım kadarıyla kayınpederin o çirkin laflafından anlaşılacağı gibi bir kadına birşey yapmış olması ihtimalini arttırdı benim gözümde..Diğer taraftan eşinizle probleminiz tam nedir anlayamadım bana anlamsız bir sıkıntı içindesiniz gibi geldi.. Okudum inanın bir garip oldum..Kayınvalidenizin size erzak getirmesi çok problem olmuş falan.. Neden bu kadar sorun yapıyorsunuz kadın hazırlıyor getiriyor yiyemiyorsanız size yetecek kadarını ayırıp gerisini muhtaç insanlara annenize kardeşlerinize verebilirsiniz bunu bu kadar çok takmanıza hiç anlam veremedim.. Kadın sizi ye eğe çağırıyor sorun yapıyorsunuz evinize erzak konserve bilmem nelere yolluyor sorun yapıyorsunuz..??? Bence sizi de birşeyler yormuş.. Önce kendiniz bi psikoloğa gitmelisiniz ki durumları düzgünce yönetebilesiniz. O kadar uzun yazmışsınız eşinizle alakalı bir problem var ortada belli de çok büyük birşey göremedim. Babasının yaptıkları karşısında çok ezilmiş ve ister istemez hayatın yükü ağır gelmiş etkilenmiş adamcağız destek olacağınıza sanki biraz olayları abartıp daha da çok yükleniyorsunuz olur olmaz şeyleri sorun yapıyor gibisiniz..Babasının saçma saçma konuşmaları haricinde size yapılan bir saygısızlık göremedim.. Eşiniz fikirlerinizi duygularınızı önemsiyor ağladığınızda arayayım gelmesin diyebiliyor.. Kayın valideniz size sahip çıkıyor yardımcı olmaya çalışıyor yoğurt göndermesi bile sinir ediyor.. Bence sizin psikolojik durumunuza bir problem var. Keşke benimde öyle kayınvalidem olsa sık sık yemeğe çağırsa bizi çalışıp eve gelip evde yemek yapmam erzağımızı kışlık yiyeceklerimizi getirse paramız cebimizde kalır.. Süt alıp evde mayalayıp göndermeler falan çok şık hareketler bunlar.. Bende uzun uzun yazdım valla ama söylemek istedim bunları.. Durumunuz sandığınız gibi vahim durmuyor üzülmeyin bence boşuna.. Eşinizi de tutun kolumdan psikoloğa götürün kendinizde aynı şekilde gidin.. Kendi problemlerinizi çözün önce aranız zaten daha iyi olacaktır..
Az önceki yorumlarda bunları biraz cevapladım alında. Psikoloğa gittim, çift terapisi önerdi. Eşim ailesiyle doğru dürüst anlaşamıyorken bu yemek - yoğurt durumu biraz uzadı. Arayıp görümcen getirecek diyorlar, bu arada eşime diyor, bana demiyor. Bu arada araç yok, toplu taşamayla uzun yoldan yoğurt getiriyor. Neyse sonra ben kendim yapmaya başladım, bir süre yoğurt devam etti ama. Örneğin eşim ailesini ziyarete gidiyor. Evde 4 kilo mayalanmış yoğurt var taze. Ama elinde yoğurtla geliyor. Neden getirdin diyorum evde var. Annem verdi diyor. Sonra konuştuk söylemedin mi benim yaptığımı? Söyledim ama verdi diyor. Hayır yoğurt kenarda bekleyen bir şey değil ki en fazla 10 günde yemen gerekir. Dışarıda çalışanlar için ailelerin yemeğe çağırması güzel olabilir. Ama biz sabah 3'e 5'e kadar bilgisayar başında çalışıyoruz. Evden çıkıp toplu taşımayla oraya gidene kadar evde ne varsa yemek daha pratik değil mi? Kalan zamanda da uyuruz, belki birkaç kelime sohbet ederiz. Bu ısrarlar ilk zamanlardaydı ve çok sıkmıştı, sonra biraz seyreldi. Erzakları başkasına verecek olduğumda eşim istemedi, o yüzden ben de artık bununla uğraşmıyorum.
 
Merhaba, uzun süredir buraya yazmak istiyordum; ancak içimdeki problemleri daha fazla büyütüp üzülürüm diye yazmıyordum. Ancak artık paylaşmam gerek. Evliliğimin süresi 2 yılı geçti. Onun öncesinde de 12 yıllık sevgililik dönemimiz oldu. Eşimin ailesiyle problemleri vardı; ancak bunlar münakaşa şeklinde değildi. Benim gözlemlediğim daha çok geçmişe dair kırgınlıklardı. Bazen buluştuğumuzda annesiyle konuştuğunu ve onlardan bir şey beklemediğini söylediğini, söylüyordu. Ben de neden öyle diyorsun ki ailen olarak az da olsa katkı sağlamak isterler belki diyordum. İstemiyorum, diyordu hep. Ben de açıkçası çoğunda bu konuları didiklemiyordum. 12 yıl uzun değil mi vs diye sorabilirsiniz. 10 yılı geçtiğinde bir gün artık ayrılmayı düşündüğümü söyledim ama onu sevdiğim için bunun bana zor geldiğini ancak uzun süredir de bu düşünceden kurtulamadığımı... Bir şekilde bunun üzerine günlerce konuştuk. Birbirimizi sevdiğimiz için ayrılamadık. Bir baharda evlenelim, dedi, oturduk hesap kitap yaptık. Kararımızı verdik, ben sadece bu ailelerin tanışması vs için yazı beklemeyi önerdim. Yaz geldi, sonbahar başlangıcı oldu. Ne gelen, ne arayan ne de bir açıklama. Zaten yıllardır sinirimi bozan bu konu (yani ailesinin bir girişimde bulunmayışı) yine yanıbaşımdaydı. Ben ailesi haber versin, diye beklerken sevgilim bana bazı anlatacağı şeyler olduğunu söyledi ve geçmişine dair merkezinde babasının olduğu bazı sırlar açıkladı. Bunun üzerine dedim gelip tanışsınlar yine de aileler, yaşananlarda senin suçun yok. Bu arada niyetimiz aileler tanışacak ve biz sonbaharda evlenecektik. Sonrasında işimize gücümüze bakmak istiyorduk. Bu merasimleri de sevmeyen karakterlerdik. İşi hızlıca çözüp evimize girmek istiyorduk. 1 - 2 gün içinde ailesi geldi. Ama babam anlatıyor, bunlar dinliyor. Babası zaten hiç konuşmuyor. Eşimin gözü babasında sürekli. Herkes bir gergin. Sonrasında günlerce buluştuk. O anlattı, ben dinledim. En sonunda onun yaşını yanlış bildiğimi öğrendim. Anlattıklarında bana yanlış gelen 1 - 2 şey oldu ama her şey ailesiyle ilgiliydi ve onu suçlayamazdım. Zor bir hayat yaşamıştı. Ama yaşını bana söylememiş olması? Yalan söylememişti ama gizlemesi de bir yalan değil mi? Çok çatıştık, sinirlendim, ağladım, o ara hem doktoraya başladım hem de bir işe girdim. O kadar yoğunum ki her gün koşturuyorum. Bir taraftan da odaklanamıyorum. Gündüz iş-okul, akşam onunla oturup saatlerce dinleme seansları. Sonunda dedim tamam evlenelim. Aileme her şeyi anlattım. Dediler eşimle konuşalım mı, ben de o zaten mahvolmuş, daha fazla üzmeye gerek yok dedim. Babam bana sevip sevmediğimi sordu. Sevdiğimi söyleyince tamam, dediler. Önceden eşim bize gelip gidiyordu, tamamen olmasa da biraz tanıyorlardı. Sonra yılın ilk günleri yüzük takıldı. 2 ay içinde de evlendik. Ama ne koşturma! İşten çıkmıştım. Amacımız şu: Evimize gireceğiz, ben okula o işine odaklanacak. İkimiz de olduğumuzdan daha iyi bir yerde olmak, gelişmek istiyoruz. Tabi bu hazırlanma sürecinde de bazı sorunlarımız oldu, ben koşturmacadan durup sorgulayamadım falan filan...

Evlendik... İlk gün akşam üzeri kayınvalidem eşimi aradı, eşim açmadı. Sonra dedim neden arıyorlar? (Bu arada o kadar uzun sevgililik olunca bazı şeyler biliyorsunuz... Onların memleketinde hâlâ ilk gece hakkında konuşulduğunu, söylemişti). O da cevap olarak ben evdeki düğün yemeğinden yemedim herhalde ondan getirelim diyecek, dedi. Bana pek inandırıcı gelmedi ama sorgulamadım. Sonra bu aramızda sorun oldu. Üçüncü günümüzde görümcem ve kayınpederim arabayla bize yiyecek ve erzak getirdi. Sadece görümcem eve girdi ve oturmadan gitti. Beşinci gün eşimin ailesiyle kahvaltıya gittik. Bunlarda böyle bir adet varmış ama eşim her türlü gelenek ve göreneği eleştirirdi, bizim bunu yapacağımız söylememişti. Meğer aile büyükleri de düğünden beri bekliyormuş kahvaltı için. Sonra dedi bize kahvaltıya gidelim ertesi gün de size kahvaltı ya da yemek ne istersen gidelim. Ben kabul etmek zorunda kaldım. Çünkü ne arama bitecek ne eve erzak getirme. Onlar da biz de rahatlayalım istedim. Aslında kendi aileme bile gitmekte gözüm yok. Çünkü 2 ay çok yoruldum, çok kilo verdim. En son çocukluğumda gördüğüm kilodaydım. Şöyle uzanıp tavanı izlemek istiyordum sadece. Son bu 5. gün kahvaltıya giderken evde eşimle tartıştık, konu benim babamla ilgili söylediği bir şeydi. Ben de buna taviz vermeyince bozuştuk. Ailesine mutlu gitmedi. Babası sofrada benden bahsederken "uyuz" dedi. Kahvaltı yetmedi tüm gün orda kaldık bir de yemek yedik öyle döndük. Ertesi gün bize kahvaltıya gittik. Öğlen olunca eşim bir arkadaşının bizimle buluşmak istediğini gidip gidemeyeceğimizi sordu ben de gidebiliriz, dedim. 10 gün sonunda falandı herhalde baya mutsuzduk biz. Ben bunları açıkladım. Tüm gün onlarda oturup işte bizde oturmaması falan... Sonra görümcem annesinin yaptığı yemeklerden bize getirmeye başladı. 10. gün, 2. hafta. 3. hafta geldiğinde annesi börek yapmış erken git, kahvaltıya, beraber yaparsınız diyormuş. Neyse görümcem kaçta kalktıklarını bilmiyorum, gidemem demiş. Bu arada eşim evden çalışıyor. Ben de haftanın 3 günü okula gidiyorum. Onun dışında hep evdeyiz. Çünkü o ara işi çok yoğun kafasını kaldırmıyor. Annesi arıyor, kardeşin bir şeyler getirecek, bi yarım gün görümcemi bekliyoruz; ev yakın değil. Mesela yoğurt mayalamış, onu gönderiyor. Biz de evimizde mayalardık. Baktım olmayacak anneme dedim süt alınca bana haber verin (Benim önceki evimle yeni evim yakın). Ben de kendim mayalamaya başladım. Ama kayınvalidem hala yoğurt gönderiyordu. Bu arada bir detay vereyim bazen benim kardeşim de iş çıkışı gelip 1 saat falan oturuyordu. İşini değiştirecekti ve eşimin fikrine de en az benimki kadar güvendiği için fikir danışmaya geliyordu.

Okul tatile girecekti, iş yüküm biraz azalmıştı. İki aileyi de yemeğe çağırdım. Herkes evimize davetli olarak ilk kez gelmiş oldu. Bundan 2- 3 hafta sonra eşim evlendiğimizden beri ilk kez serbest bir gün geçirecekti, ben de evimizdeki eksikleri tamamlamak için onu bekliyordum. Kayınvalidem ve görümcem yine bir şey getireceklermiş, kahve içmeye gelecekler eşim de tamam, demiş. O gece beni uyku tutmadı. Ağlarken eşim uyandı, dedi neyin var. Söyleyince dedi ki arayım sonra gelin deyim. Dedim artık tamam demişsin sadece öğleden sonraya al biz de sabah işimizi halledelim. Ben bu görümcemin bir şeyler getirmesi ve bu kahve içmeye gelme, olayından sıkılmıştım. Çünkü evdeyiz diye tatildeymişiz gibi mi algılıyorlar diye düşünüyordum. Bir de eşya eksiğimiz bitmemişti. Eşim işinin arasında onlarla uğraşıyor ve titiz olduğunu için günlerce araştırıyordu. O ara bize alınan TV, süpürge gibi şeylerden kayınvalide me de alındı. Bu süreçte eşim annesinin eve gelip bizim süpürgeyi denemesini talep etti, ben istemedim. Bu arada 3 ayımız doldu ama bizde aileler dışında sosyalleşme yok. Annesi sürekli bizi yemeğe çağırıyor. Bazılarına gidiyoruz, bazılarını geri çeviriyoruz. Tüm evin işi, pazarı, marketi benim üzerimde. Tek beklediğim elim dolu eve geldiğimde eşimin kapıda hoşgeldin deyip elimden poşetleri alması ama kapının önünden geçerken bakmıyor bile. Akşam yemeğe oturuyoruz. Sessizce yemeğini yiyip tabağını makineye koyup kalkıp gidiyor. Bir güler yüz görmüyorum.

Sonbahar geldiğinde (yazları birkaç ay ailesi köye gidiyor) kasa kasa konserveler ve kuru bakliyatla çıkıp geldiler. Daha önce bakliyatla ilgili konuşulmuş. Ben de biz her birinden 1 bilemediniz 2 kilo yeriz demiştim. Ama hepsinden 4'er 5'er kilo geldi (Eşim sonradan bunun kendi isteği olduğunu söyledi). Geldikleri gün biraz rahatsızdım ama onlar gittikten 2-3 gün sonra hastalandım, ateş vs. Acile gittik. 2 hafta eşimin yardımıyla yürüyordum evin içinde. 2 ay sürdü normal yaşantıma dönmem. Sonra yeniden işe girdim. Evin işi yine bende ama artık söylenmelerim karşısında eşim pazar ve marketi üstlendi. 4 ay kadar çalıştım sonradan analadım gibi eşim o günlerde pek de çalışmıyormuş ama bir gün bile evi süpürmedi. Birlikte yapalım dediğimde de birlikte yapmayı sevmediğini söylüyordu. Şimdilerde bir hafta o bir hafta ben yapıyoruz. Diyor ki ne rahatmış 2 saat sürüyor, üstlendim kurtuldum. Ancak bilmiyor ki ben süpürgeyi yapıyordum ardından yemek vs başka işler de oluyor. Hiç iş olmasa yemek oluyor.

Bu arada eşimin bana anlattığı sırrından ailesi hiç bahsetmedi ve birlikte buluşmalarda da ailesi komşuyu, akrabaları falan anlatıyor, sohbet böyle ilerliyor. Daha sonra kardeşim de evlendi. Kardeşimin düğününe kayınpederimin arabasıyla gidecektik. Ben arabaya bindiğimde göğüs dekoltemden dolayı bana öyle bir laf söyledi ki ben daha önce ne bir akrabam, ne arkadaşım ne de sokakta sözlü tacizde böyle bir laf duymadım. Sonra eşim ne diyorsun dedi babasına, o da hiç oğlum falan diyerek geçiştirdi. Sonradan eşim tam olarak ne söylediğini anlamadığını söylüyor.

Çok uzattım kusura bakmayın ama eşimin ailesine karşı herhangi bir insana göstereceğim saygıdan fazlası yok. Ve ben zamanla bunu da kaybetmeye başladım. Bu kışlık erzak konusunda fazla getiriyorlar ve ben bozulmasın diye uğraşıp kafa yoruyorum. Bir sonraki seneye kalıyor. Bayat yiyoruz. Ben beslenmeme dikkat eden biriyim. Yaşımızı başımızı almış insanlarız. İşlerimize odaklanıp bir an önce çocuk sahibi olmak istiyorduk ancak şu an her şey geriye gidiyor. Eşimin işi kötü durumda. Ben tezimi yazamıyorum. Kayınvalideme biz bunları yiyemiyoruz, kendinizi bu kadar yormayın diyorum ben yapamayı seviyorum diyor. Çok getiriyorsunuz daha önceki bitmedi diyorum onu çöpe at kızın diyor. Neden atıyım günah değil i hem emeğinize yazık diyorum annene ver kardeşine ver diyor. Her dediğime başka cevap veriyor. Birine bir şeyler getirmenin, erzağın vs.'nin de sınırı olduğunu düşünüyorum. Bu aşırılık ne anlama geliyor bilmiyorum. Eşim de sözde ailesinden bir şey istemediğin sürekli vurguluyordu. Bu arada pandemiden önce annemin önerisiyle psikiyatra gittim. O bana çift terapisi önerdi. Sorun seninle ilgili değil. Senin tek başına çözebileceğin bir şey değil dedi. Sonra pandemi geldi, erteledik. Ama pandemide aramız düzeldi. Neden? Çünkü aileler gelip gitmedi, biz de gelip gitmedi. Bu arada benim ailem ilk sene belki 2 kez geldi. O da çağırınca... Onun dışında nadiren geldiler. Ama eşim hala kendi ailesini düzgün ağırlayamadığından falan yakınıyor. Bu yaz ortasında ailesi geldi (pandemide köydeydiler, yasaklar kalkınca geldiler). Tama boş kavanozları, kasaları verip kurtulacağım derken 2 katı yükle gelmişler. Yaz ortasında kuru fasulye falan getirmişler. Bunlar yine bizim aramızda soruna yol açtı. Artık ikimizin de psikolojisi iyi değil. Bu arada çift terapisi bulma işini eşim üstlenmişti ama şu an tüm gün TV izlemekten başka bir şey yapmıyor. Ben araştırdım. Üniversitelerde yok. Sanırım İzmir'de devletin böyle bir hizmeti yokmuş. Özele de sürekli gitmeye gücümüz yetmez. Ben şu an eşimde başka psikolojik problemler olduğunu düşünüyorum. Bir yandan beni üzdüğü için artık devam etmek istemiyorum ve tezimle ilgilenmek istiyorum. Çünkü hayat hep erteleniyor. Diğer yandan da sevdiğim insanı bu halde bırakamıyorum. Üstüne de düşmek istemiyorum sanki ilgi çekmek için birtakım davranışlar yapıyor gibi geliyor.
Ahhh Ahhh yine sinir cizememe problemi,yine bir mutsuz evlilik.
Esinizle ayni frekansta olmayi basarabilirseniz cozersiniz belki.Konunuzda onemli problemler de var onemsiz problemler de.Onemlileri cozseniz ,onemsizleri de gormezden gelirsiniz.Hadi bakalim.Evliligi kurtarma niyetiniz varsa ikiniz de koyun eli tasin altina cozun insallah.
 
Ben olsam eşime şunu derdim: kusura bakma ailen ama kimse evime çat kapi gelmesin sen de benim bu hassasiyetime dikkat et, nokta!
Birsey de hazirlamazdim lafimi da soylerdim ben öyle miy miy olamam net ve acik! Hele ki esim ailesinden sikayetciyse, sınır cizilip kendimize odaklanmaliyiz sonucta...

Degilmis siz 12 yilda gormemissiniz ya da gecistirmissiniz
Veya gercekten cok yalancı ve kendini saklayabilen agir vaka...
Ben bir insanin kendini acmasi icin o kadar beklemezdim bir insan esine seffaf olmali ve bunu da bastan soyleyebilmeli
Bir insan hata yapabilir ikinci bir sansi da hak eder diye düşünüyorum ama ikinci sansi da suistimal.ettiyse hadi bay der gecerim
Siz psikolojisi bozuk esinizi iyileştirmeye, yaralarını sarmaya ugrasmissiniz ama siz onun ne psikoloğu ne annesi ne de aglama duvarisiniz. Simdi yaşadığınız sorunların temelinde sizin de esinize sınır cizememeniz yer aliyor maalesef...
Aslında dediğiniz gibi evlenme sebebim ikinci bir şans. Çünkü kendisiyle ilgili olmayan, aksine çok fedakar davranan birinden öyle kolayca vazgeçemezdim. Ancak evlenince ben de biraz ilgi alaka bekledim doğal olarak. Hangimiz beklemeyiz? Şimdi dediğiniz gibi bu ikinci şansın ne aşamasındayız? Babasının bana davranışı konusunda da kendi ben onunla konuşacağım dedi ve konuşmadı. Ben de ona söyledim yani sen konuşacağını söylemesen ben konuşmanı beklemiyordum kendim çözecektim. Böyle yaparak beni daha da üzdün, dedim.
 
Onlar ıslatılıp , katlanıyor. Dondurucuya konuluyor. Öyle bir yıl bile durur . Nemlenmezse kuru halde de çok uzun süre dayanır. Çıkartır yersiniz ekmek yerine hem hafif hem lezzetlidir.Çok zor yapılır kara ocağın önünde yaparken hayattan bıkarsınız. Size güzellik yapmaya çalışıyorlar. Çok ilginçsiniz gerçekten.
babaannem rahmetli de severdi anneme de verirdi annem buzdolabinin ustune sofra bezinde saklardi, islatip börek yapardi ozellikle.ocakta "tava böreği " kahvaltida super olurdu
yazının yarısında ruhum darlandı kusura bakma. aklımda “ancak” kelimesi kaldı. çok gereksiz detaylar vermişsiniz konu karmaşık olmuş. sonunu okurken başını unuttum.
biri hayrına özet geçebilir mi ?
bir sir var
Kp hapse girmis tum sorumluluk konu sahibi esindeymis
Aile.iliskileri cok zayifmis ama simdi evlendi ya her hafta kv ya da gorumce yogurt mayalayip getiriyor
Köyden kilo.kilo bakliyat/erzak geliyor konu sahibesi cok diye istemiyor
Kv kizim dagit ya da at diyor eşi kiyamıyor vermeye/atmaya o yuzden de bayatliyor
Adam evden calisiyor ama evde hic is yapmiyor alisveris bile kadında ama kapiyi acip posetleri almak bile yok
Kisaca adam sorumsuz ve sorunlu, hanımefendi de 12 yildir adamin bozuk psikolojisini cekiyor hala onu düzeltmeye olmayani oldurmaya çalışıyor evlenmeden önce de yasiyla ilgili yalan söylemiş aksamlari dert anlatmis konu sahibesi de guzin ablalik yapmis yillarca ama sonuc ne, bizden ne istiyor orasini anlamadık muamma iste biz de bakliyattan yuruyup.yorum yapıyoruz
Kv bana 800 km öteden süzme yoğurt gönderiyor yumurta gönderiyor. Kargo bir tanesini kırsa, perişan ederim onları 😂 öyle kıymetliler ki , bir de her hafta konserve yoğurt erzak gelecek ooo göbek atarım 😂 turşu yapamıyor musunuz kız siz ana- kız derim göreyim sizi derim. Sonraki hafta arkadaşın kv si mantı yapıyormuş sen yapamıyor musun derim 😂 böyle böyle yolumu bulurum tüm sene 😬
Ahaha ilahi benim de annem 700 kmden gönderiyor valla dolap yetmiyor o kadar kavanozu nereye koyacam ben😂 hatta annemle dun konuştuk bana bir koli hazırlayıp gönderecekmis domates ve bamya konservesi ile bana ozel yapilan biber salcasindan bir paket hazırlayim.diyordu
 
Siz asıl sorunu yani 'sırrı' söylemediğiniz için bu anlattıklarınız o kadar basit ve kafaya takılacak en son şey gibi duruyor ki, ne saçmalıyor bu kadın Allah aşkına dur bı sonunu da okuyayım belki bir şey çıkar dedim ama hayatımdan bir on dakikayı yok yere yediniz. Ayrıca cinayet yorumlarına neden cevap yazmıyorsunuz, eğer öyle bir şey varsa amuda takla at deseler atmak zorundasın yani ama tabi tek sorun erzak getirmeleri!
Farkındaysanız cinayet konusunda baya eğleniyor. Ben o sebeple cevap vermedim. Burada bir sıkıntımı paylaştım ve sizlerin deneyiminden, görüşünden yararlanmak istedim. Zaten durumum zor, eğlenceye ne cevap verebilirim.
 
Farkındaysanız cinayet konusunda baya eğleniyor. Ben o sebeple cevap vermedim. Burada bir sıkıntımı paylaştım ve sizlerin deneyiminden, görüşünden yararlanmak istedim. Zaten durumum zor, eğlenceye ne cevap verebilirim.
Kim egleniyor? Anlamadim
Valla sesimi duyuracagimi bilsem ilk okuldaki ogretmeninize seslenecegim,hic anlasilmiyor ne dediginiz ne anlattiginiz
 
Ayıp olur diye aç olduğunu söylemeyen zihniyet gelin hanım ayıp olur diye hediyemizi kabul edemiyor diye düşünüp kat kat fazla getiriyor. Düz mantık yani. her saniye bal dök yala olması beklenen gelin evine israr kıyamet geliyorlar ama aslında niyetleri direk size gelmek en baştan.
klasik ayıp olurcu zihniyet. Ayıpla ilgili bir suç işlediğinden eminim. Ev kirliyse bırak dağınık kalsın, tezine odaklan. Gelen şeyleri olduğu gibi bırak topu kocana at, yapacaksan alalım vaktim yok de. Yine alırsa bırak çürüsün tezine odaklan. Tezine odaklan her sorunun çözümü, işim var de tezine odaklan. Çırpınma, oluruna bırak, net davran, tezine odaklan. Nasılsa her gün gelen görümce varmış, evi temizlemesini rica et gelmişken benim tezim var de.
Teşekkür ederim anlayışınız için.
 
Farkındaysanız cinayet konusunda baya eğleniyor. Ben o sebeple cevap vermedim. Burada bir sıkıntımı paylaştım ve sizlerin deneyiminden, görüşünden yararlanmak istedim. Zaten durumum zor, eğlenceye ne cevap verebilirim.

Gercekten tek sikintiniz yogurt, kuru fasulye, bakliyat, erzak mi? Yani bunlar olmasa hic sorununuz kalmayacak mi?
 
O kadar akıcı, guzel yazmışsınız ki roman okuyormuş gibi hissettim kendimi

Ama ruhumda sıkıldı hep gri, hep gri.. hiç renk, mutluluk yok evliliğinizde. Aileler, ozellikle eş aileleri malesef evlendikten sonra böyle oluyor. Surekli gelelim gidelim birlikte yiyelim içelim hatta emrivaki yaparak birseyi getirme bahanesiyle o gun aksama kadar oturulur, insani hayattan soğuturlar.
Ama iş eşte bitiyor. Eş, "hayır musait değiliz, hayır o kadar yiyeceğe gerek yok, hayır bugünü eşime ağırdım" dese ama yok, evlilik öncesi sevilmeyen aile evlendikten sonra kıymetleniyor.
Bütün yükün sizin omuzlarınızda olmasida kötü. Gerçekten yorucu yıpratıcı bir evlilik, cocuk olmadan sanki bitmesini gerekiyor ruh sağlığınız için..
Çift terapisi denenebilir belki, eşiniz kabul edermi?
 
Tüm yorumlara cevap vermeye çalıştım. Sır konusunda "CİNAYET" yok. En azından ben öyle biliyorum. Çünkü cinayet olsa kısa süreli hapse girilmezdi. Aslolan yokluk var, fakirlik var, işlenen suç yüzünden (suç ne olursa olsun toplum dışlar bilirsiniz) dışlanma var, gururdan dolayı içe kapanma var. Bence bu yüzden kimse ayıplanamaz. Tabi ki suçlu cezasını çekmeli, çekmiş de. Ancak burada suçu ve suçluyu yargılamak değil amacım. Bu sebeple evlendim. Yaşını yalan söylemedi. Sadece ben aynı dönemde üniversiteye girmiş olduğumuz için ve lise vs hikayelerinden sonra aynı yaşta olduğumuzu düşündüm. O da o şekilde bunu sürdürmüş. Çünkü diyor yaşımı söyleseydim o aradaki 2 senenin ne olduğunu soracaktın. Onu sorduğunda da ben sana anlatmak zorundaydım ve anlatamıyordum.
 
Mesela bu aile size iş buyuruyor mu
Size ürün gondermek disinda
Hergun sizi evinize bekliyor mu
Evinize geldiklerinde sizi rahatsız edici hareketlerde bulunuyorlar mı
Benim icin bunlar onemli
 
O kadar akıcı, guzel yazmışsınız ki roman okuyormuş gibi hissettim kendimi

Ama ruhumda sıkıldı hep gri, hep gri.. hiç renk, mutluluk yok evliliğinizde. Aileler, ozellikle eş aileleri malesef evlendikten sonra böyle oluyor. Surekli gelelim gidelim birlikte yiyelim içelim hatta emrivaki yaparak birseyi getirme bahanesiyle o gun aksama kadar oturulur, insani hayattan soğuturlar.
Ama iş eşte bitiyor. Eş, "hayır musait değiliz, hayır o kadar yiyeceğe gerek yok, hayır bugünü eşime ağırdım" dese ama yok, evlilik öncesi sevilmeyen aile evlendikten sonra kıymetleniyor.
Bütün yükün sizin omuzlarınızda olmasida kötü. Gerçekten yorucu yıpratıcı bir evlilik, cocuk olmadan sanki bitmesini gerekiyor ruh sağlığınız için..
Çift terapisi denenebilir belki, eşiniz kabul edermi?
Bununla ilgili yazdım en sonda, aslında önce kabul etmedi. Sonra dedi çözeriz sandım çözemedik terapiye gidelim, sonra araştıracaktı ama iyice psikolojisi bozuldu. Şimdi ben bulmaya çalışıyorum. Teşekkür ederim anladığınız için, çoğu kişi durumun anlaşılmaz olduğunu söyledi. Eşimin ailesi bu gündüz gelmelerine ara verdi biraz, yani bu bir şeyler getireceğiz bahanesine... Şöyle oldu. Annem bir şey yaptığında bana söyler ben gidip getiririm. Bir gün işim vardı annem de baban getiriversin sıcak yersiniz dedi, tamam dedim. Babam dakiktir. Dediği saatte getirip 2 dk içeri girip gitti. Hatta eşim de o geliyor diye hazırlanmaya duşa girmişti. Dedim o girmez ki gitti bile. O günden sonra eşim kendi kardeşine bir şey getirmek için gelme dedi. Çocuk nasıl olacak, düzelmezsek daha kötü.
 
Mesela bu aile size iş buyuruyor mu
Size ürün gondermek disinda
Hergun sizi evinize bekliyor mu
Evinize geldiklerinde sizi rahatsız edici hareketlerde bulunuyorlar mı
Benim icin bunlar onemli
Buyurmuyor. Her gün bizi kendi evlerine mi çağırıyorlar, diye soruyorsanız hayır. Zaten yazları köydeler, şimdilik rahatız. Evimde ya da onların evinde ya da benim ailemin evinde babasıyla anlaşamıyoruz. Nerden bir laf çıkartıp bel altı vuracağı belli olmuyor. Telefonda dahi.
 
Farkındaysanız cinayet konusunda baya eğleniyor. Ben o sebeple cevap vermedim. Burada bir sıkıntımı paylaştım ve sizlerin deneyiminden, görüşünden yararlanmak istedim. Zaten durumum zor, eğlenceye ne cevap verebilirim.
Ben hiç bir şey ile eğlenmiyorum. Komşu yaralama, hakaret vb suçlar için kimseyi dışlamaz. Hadi dışladı diyelim çoktan unutulurdu basit bişey olsa. Ağır bir suç olmalı ortada , kısa süreli yattığı da yalan belki ve belki suçun içeriğini de size yalan söyledi. Neticede aile ile konuşmamışsınız bu konuyu. Sırrı bu kadar önemli noktaya getirip şimdi de ya çok önemli bişey değil aslında noktasına getirdiniz. Yaş mevzusu yalandı şimdi doğruyu söylememiş sadece dediniz. O zaman tek sorun kurufasülye zaten gaz yapar. Neyse ki kadın probiyotik kısmını da es geçmiyor.
 
Merhaba, uzun süredir buraya yazmak istiyordum; ancak içimdeki problemleri daha fazla büyütüp üzülürüm diye yazmıyordum. Ancak artık paylaşmam gerek. Evliliğimin süresi 2 yılı geçti. Onun öncesinde de 12 yıllık sevgililik dönemimiz oldu. Eşimin ailesiyle problemleri vardı; ancak bunlar münakaşa şeklinde değildi. Benim gözlemlediğim daha çok geçmişe dair kırgınlıklardı. Bazen buluştuğumuzda annesiyle konuştuğunu ve onlardan bir şey beklemediğini söylediğini, söylüyordu. Ben de neden öyle diyorsun ki ailen olarak az da olsa katkı sağlamak isterler belki diyordum. İstemiyorum, diyordu hep. Ben de açıkçası çoğunda bu konuları didiklemiyordum. 12 yıl uzun değil mi vs diye sorabilirsiniz. 10 yılı geçtiğinde bir gün artık ayrılmayı düşündüğümü söyledim ama onu sevdiğim için bunun bana zor geldiğini ancak uzun süredir de bu düşünceden kurtulamadığımı... Bir şekilde bunun üzerine günlerce konuştuk. Birbirimizi sevdiğimiz için ayrılamadık. Bir baharda evlenelim, dedi, oturduk hesap kitap yaptık. Kararımızı verdik, ben sadece bu ailelerin tanışması vs için yazı beklemeyi önerdim. Yaz geldi, sonbahar başlangıcı oldu. Ne gelen, ne arayan ne de bir açıklama. Zaten yıllardır sinirimi bozan bu konu (yani ailesinin bir girişimde bulunmayışı) yine yanıbaşımdaydı. Ben ailesi haber versin, diye beklerken sevgilim bana bazı anlatacağı şeyler olduğunu söyledi ve geçmişine dair merkezinde babasının olduğu bazı sırlar açıkladı. Bunun üzerine dedim gelip tanışsınlar yine de aileler, yaşananlarda senin suçun yok. Bu arada niyetimiz aileler tanışacak ve biz sonbaharda evlenecektik. Sonrasında işimize gücümüze bakmak istiyorduk. Bu merasimleri de sevmeyen karakterlerdik. İşi hızlıca çözüp evimize girmek istiyorduk. 1 - 2 gün içinde ailesi geldi. Ama babam anlatıyor, bunlar dinliyor. Babası zaten hiç konuşmuyor. Eşimin gözü babasında sürekli. Herkes bir gergin. Sonrasında günlerce buluştuk. O anlattı, ben dinledim. En sonunda onun yaşını yanlış bildiğimi öğrendim. Anlattıklarında bana yanlış gelen 1 - 2 şey oldu ama her şey ailesiyle ilgiliydi ve onu suçlayamazdım. Zor bir hayat yaşamıştı. Ama yaşını bana söylememiş olması? Yalan söylememişti ama gizlemesi de bir yalan değil mi? Çok çatıştık, sinirlendim, ağladım, o ara hem doktoraya başladım hem de bir işe girdim. O kadar yoğunum ki her gün koşturuyorum. Bir taraftan da odaklanamıyorum. Gündüz iş-okul, akşam onunla oturup saatlerce dinleme seansları. Sonunda dedim tamam evlenelim. Aileme her şeyi anlattım. Dediler eşimle konuşalım mı, ben de o zaten mahvolmuş, daha fazla üzmeye gerek yok dedim. Babam bana sevip sevmediğimi sordu. Sevdiğimi söyleyince tamam, dediler. Önceden eşim bize gelip gidiyordu, tamamen olmasa da biraz tanıyorlardı. Sonra yılın ilk günleri yüzük takıldı. 2 ay içinde de evlendik. Ama ne koşturma! İşten çıkmıştım. Amacımız şu: Evimize gireceğiz, ben okula o işine odaklanacak. İkimiz de olduğumuzdan daha iyi bir yerde olmak, gelişmek istiyoruz. Tabi bu hazırlanma sürecinde de bazı sorunlarımız oldu, ben koşturmacadan durup sorgulayamadım falan filan...

Evlendik... İlk gün akşam üzeri kayınvalidem eşimi aradı, eşim açmadı. Sonra dedim neden arıyorlar? (Bu arada o kadar uzun sevgililik olunca bazı şeyler biliyorsunuz... Onların memleketinde hâlâ ilk gece hakkında konuşulduğunu, söylemişti). O da cevap olarak ben evdeki düğün yemeğinden yemedim herhalde ondan getirelim diyecek, dedi. Bana pek inandırıcı gelmedi ama sorgulamadım. Sonra bu aramızda sorun oldu. Üçüncü günümüzde görümcem ve kayınpederim arabayla bize yiyecek ve erzak getirdi. Sadece görümcem eve girdi ve oturmadan gitti. Beşinci gün eşimin ailesiyle kahvaltıya gittik. Bunlarda böyle bir adet varmış ama eşim her türlü gelenek ve göreneği eleştirirdi, bizim bunu yapacağımız söylememişti. Meğer aile büyükleri de düğünden beri bekliyormuş kahvaltı için. Sonra dedi bize kahvaltıya gidelim ertesi gün de size kahvaltı ya da yemek ne istersen gidelim. Ben kabul etmek zorunda kaldım. Çünkü ne arama bitecek ne eve erzak getirme. Onlar da biz de rahatlayalım istedim. Aslında kendi aileme bile gitmekte gözüm yok. Çünkü 2 ay çok yoruldum, çok kilo verdim. En son çocukluğumda gördüğüm kilodaydım. Şöyle uzanıp tavanı izlemek istiyordum sadece. Son bu 5. gün kahvaltıya giderken evde eşimle tartıştık, konu benim babamla ilgili söylediği bir şeydi. Ben de buna taviz vermeyince bozuştuk. Ailesine mutlu gitmedi. Babası sofrada benden bahsederken "uyuz" dedi. Kahvaltı yetmedi tüm gün orda kaldık bir de yemek yedik öyle döndük. Ertesi gün bize kahvaltıya gittik. Öğlen olunca eşim bir arkadaşının bizimle buluşmak istediğini gidip gidemeyeceğimizi sordu ben de gidebiliriz, dedim. 10 gün sonunda falandı herhalde baya mutsuzduk biz. Ben bunları açıkladım. Tüm gün onlarda oturup işte bizde oturmaması falan... Sonra görümcem annesinin yaptığı yemeklerden bize getirmeye başladı. 10. gün, 2. hafta. 3. hafta geldiğinde annesi börek yapmış erken git, kahvaltıya, beraber yaparsınız diyormuş. Neyse görümcem kaçta kalktıklarını bilmiyorum, gidemem demiş. Bu arada eşim evden çalışıyor. Ben de haftanın 3 günü okula gidiyorum. Onun dışında hep evdeyiz. Çünkü o ara işi çok yoğun kafasını kaldırmıyor. Annesi arıyor, kardeşin bir şeyler getirecek, bi yarım gün görümcemi bekliyoruz; ev yakın değil. Mesela yoğurt mayalamış, onu gönderiyor. Biz de evimizde mayalardık. Baktım olmayacak anneme dedim süt alınca bana haber verin (Benim önceki evimle yeni evim yakın). Ben de kendim mayalamaya başladım. Ama kayınvalidem hala yoğurt gönderiyordu. Bu arada bir detay vereyim bazen benim kardeşim de iş çıkışı gelip 1 saat falan oturuyordu. İşini değiştirecekti ve eşimin fikrine de en az benimki kadar güvendiği için fikir danışmaya geliyordu.

Okul tatile girecekti, iş yüküm biraz azalmıştı. İki aileyi de yemeğe çağırdım. Herkes evimize davetli olarak ilk kez gelmiş oldu. Bundan 2- 3 hafta sonra eşim evlendiğimizden beri ilk kez serbest bir gün geçirecekti, ben de evimizdeki eksikleri tamamlamak için onu bekliyordum. Kayınvalidem ve görümcem yine bir şey getireceklermiş, kahve içmeye gelecekler eşim de tamam, demiş. O gece beni uyku tutmadı. Ağlarken eşim uyandı, dedi neyin var. Söyleyince dedi ki arayım sonra gelin deyim. Dedim artık tamam demişsin sadece öğleden sonraya al biz de sabah işimizi halledelim. Ben bu görümcemin bir şeyler getirmesi ve bu kahve içmeye gelme, olayından sıkılmıştım. Çünkü evdeyiz diye tatildeymişiz gibi mi algılıyorlar diye düşünüyordum. Bir de eşya eksiğimiz bitmemişti. Eşim işinin arasında onlarla uğraşıyor ve titiz olduğunu için günlerce araştırıyordu. O ara bize alınan TV, süpürge gibi şeylerden kayınvalide me de alındı. Bu süreçte eşim annesinin eve gelip bizim süpürgeyi denemesini talep etti, ben istemedim. Bu arada 3 ayımız doldu ama bizde aileler dışında sosyalleşme yok. Annesi sürekli bizi yemeğe çağırıyor. Bazılarına gidiyoruz, bazılarını geri çeviriyoruz. Tüm evin işi, pazarı, marketi benim üzerimde. Tek beklediğim elim dolu eve geldiğimde eşimin kapıda hoşgeldin deyip elimden poşetleri alması ama kapının önünden geçerken bakmıyor bile. Akşam yemeğe oturuyoruz. Sessizce yemeğini yiyip tabağını makineye koyup kalkıp gidiyor. Bir güler yüz görmüyorum.

Sonbahar geldiğinde (yazları birkaç ay ailesi köye gidiyor) kasa kasa konserveler ve kuru bakliyatla çıkıp geldiler. Daha önce bakliyatla ilgili konuşulmuş. Ben de biz her birinden 1 bilemediniz 2 kilo yeriz demiştim. Ama hepsinden 4'er 5'er kilo geldi (Eşim sonradan bunun kendi isteği olduğunu söyledi). Geldikleri gün biraz rahatsızdım ama onlar gittikten 2-3 gün sonra hastalandım, ateş vs. Acile gittik. 2 hafta eşimin yardımıyla yürüyordum evin içinde. 2 ay sürdü normal yaşantıma dönmem. Sonra yeniden işe girdim. Evin işi yine bende ama artık söylenmelerim karşısında eşim pazar ve marketi üstlendi. 4 ay kadar çalıştım sonradan analadım gibi eşim o günlerde pek de çalışmıyormuş ama bir gün bile evi süpürmedi. Birlikte yapalım dediğimde de birlikte yapmayı sevmediğini söylüyordu. Şimdilerde bir hafta o bir hafta ben yapıyoruz. Diyor ki ne rahatmış 2 saat sürüyor, üstlendim kurtuldum. Ancak bilmiyor ki ben süpürgeyi yapıyordum ardından yemek vs başka işler de oluyor. Hiç iş olmasa yemek oluyor.

Bu arada eşimin bana anlattığı sırrından ailesi hiç bahsetmedi ve birlikte buluşmalarda da ailesi komşuyu, akrabaları falan anlatıyor, sohbet böyle ilerliyor. Daha sonra kardeşim de evlendi. Kardeşimin düğününe kayınpederimin arabasıyla gidecektik. Ben arabaya bindiğimde göğüs dekoltemden dolayı bana öyle bir laf söyledi ki ben daha önce ne bir akrabam, ne arkadaşım ne de sokakta sözlü tacizde böyle bir laf duymadım. Sonra eşim ne diyorsun dedi babasına, o da hiç oğlum falan diyerek geçiştirdi. Sonradan eşim tam olarak ne söylediğini anlamadığını söylüyor.

Çok uzattım kusura bakmayın ama eşimin ailesine karşı herhangi bir insana göstereceğim saygıdan fazlası yok. Ve ben zamanla bunu da kaybetmeye başladım. Bu kışlık erzak konusunda fazla getiriyorlar ve ben bozulmasın diye uğraşıp kafa yoruyorum. Bir sonraki seneye kalıyor. Bayat yiyoruz. Ben beslenmeme dikkat eden biriyim. Yaşımızı başımızı almış insanlarız. İşlerimize odaklanıp bir an önce çocuk sahibi olmak istiyorduk ancak şu an her şey geriye gidiyor. Eşimin işi kötü durumda. Ben tezimi yazamıyorum. Kayınvalideme biz bunları yiyemiyoruz, kendinizi bu kadar yormayın diyorum ben yapamayı seviyorum diyor. Çok getiriyorsunuz daha önceki bitmedi diyorum onu çöpe at kızın diyor. Neden atıyım günah değil i hem emeğinize yazık diyorum annene ver kardeşine ver diyor. Her dediğime başka cevap veriyor. Birine bir şeyler getirmenin, erzağın vs.'nin de sınırı olduğunu düşünüyorum. Bu aşırılık ne anlama geliyor bilmiyorum. Eşim de sözde ailesinden bir şey istemediğin sürekli vurguluyordu. Bu arada pandemiden önce annemin önerisiyle psikiyatra gittim. O bana çift terapisi önerdi. Sorun seninle ilgili değil. Senin tek başına çözebileceğin bir şey değil dedi. Sonra pandemi geldi, erteledik. Ama pandemide aramız düzeldi. Neden? Çünkü aileler gelip gitmedi, biz de gelip gitmedi. Bu arada benim ailem ilk sene belki 2 kez geldi. O da çağırınca... Onun dışında nadiren geldiler. Ama eşim hala kendi ailesini düzgün ağırlayamadığından falan yakınıyor. Bu yaz ortasında ailesi geldi (pandemide köydeydiler, yasaklar kalkınca geldiler). Tama boş kavanozları, kasaları verip kurtulacağım derken 2 katı yükle gelmişler. Yaz ortasında kuru fasulye falan getirmişler. Bunlar yine bizim aramızda soruna yol açtı. Artık ikimizin de psikolojisi iyi değil. Bu arada çift terapisi bulma işini eşim üstlenmişti ama şu an tüm gün TV izlemekten başka bir şey yapmıyor. Ben araştırdım. Üniversitelerde yok. Sanırım İzmir'de devletin böyle bir hizmeti yokmuş. Özele de sürekli gitmeye gücümüz yetmez. Ben şu an eşimde başka psikolojik problemler olduğunu düşünüyorum. Bir yandan beni üzdüğü için artık devam etmek istemiyorum ve tezimle ilgilenmek istiyorum. Çünkü hayat hep erteleniyor. Diğer yandan da sevdiğim insanı bu halde bırakamıyorum. Üstüne de düşmek istemiyorum sanki ilgi çekmek için birtakım davranışlar yapıyor gibi geliyor.
🤔Sanırım konu daha bitmemiş yazacaklarınız var gibi 🙄🙄🙄
 
X