Yorumlarda çoğu kişi tüm erkeklerin böyle olmadığını, eşimin istisna olduğunu söylemiş. Bunu duyunca sevindim. Çünkü insan kendisi bir çukurun içindeyken dış dünyayı göremiyor ve her yeri öyle zannediyor.
Hamileyken sigara içmem. Ama doğum yapınca içmeyi düşünüyorum çünkü çok canım çekiyor ve sadece bebeğim için bekliyorum.
Bir arkadaş "evlenmek için evlenmişsiniz" demiş. Evet bazen ben de bunu kendime söylüyorum, bu yüzden evlenmişim diyorum ve kızıyorum kendime, madem öyle eşinin de başını yakmasaydın diyorum. Zira eşim de mutlu değil benimle.
Ailesi kocamın durumunu biliyor, ve "oğlumuz çok geçimsiz" diyorlar, bunu gayet rahat bir şekilde kabul ediyorlar. Zamanla geçimli olur diye düşünüyorlar sanırım. Ama bu geçimsizlikleri, bu kavgalar benim aşkımı bitirdi 1 yılda.
Evlendikten birkaç ay sonra hamile kaldım. Evliyken hamile kaldım yani. Ama babam sanki genelevden hamile kalmışım gibi davranıyor. Beni arıyor falan normal konuşuyor. Ama doğurana kadar karnım şiş görmek istemiyor. Boşanırsam da çocuğu istemiyor. Yıllardır kuralı bu, yani kızlarının çocuklarını kabul etmez, hamileliğini kabul etmez.
Şöyleki babama göre "7 aylık hamileyim" demek eşittir. "7 ay önce ben seviştim" demek. Olayı cinselliğe bağlıyor, zihniyete bak. Ben de dedim kendisi nasıl dünyaya gelmiş diye. Annem de kızmış, seni annen baban nasıl dünyaya getirdi, peygamberlerin de çocuğu olmuş, niye bunu ayıplıyorsun diye. Ama oğullarına ayıp yok, kızlarının hamileliği çok ayıp. Zihniyetine küfür edesim geliyor, ediyorum da.
Eski bir yazımda kızlar yaşları genç de olsa iyi bir kısmet çıkınca evlensin demişim. Benim çok iyi kısmetlerim çıkmıştı hepsini saçma sapan nedenlerle red ettim. En son kala kala bu psikopata kaldım. O bakımdan söylemiştim. Geçmişe bakınca çok pişmanım. Ama bunları da görmem lazımmış.
Evliliğim ilk başlarıyla şuanki psikolojim aynı değil. İlk başlarda çok eziktim eşimin sayesinde. 1 aydır falan daha kendimdeyim. Kendime güvenim tekrar geldi. Ama çok daralıyorum. Karnım burnuma dayandı, dışarı çıkıp da gezemiyorum.