Ben benzer takıntımı psikiyatristime ilk açtığımda kendimi çok kötü hissettiğimi söylemiştim. Çok net hatırlıyorum "erkek arkadaşına bunu anlatmak zorunda değilsin" demişti. Çünkü gerçek değildi. Benim kafamda yarattığım şeylerdi ve o dönem okb bende çok yüksekti. Ben onu dinleyerek anlatmadan yendim çok şükür. Kurtuldum o hastalıklı düşüncelerden.
Konu sahibi muhtemelen o dönem doktora gitmiyordu ve onu uyaran kimse olmadı. Düşüncelerinin içten içe saçma olduğunu bilmesine rağmen onaylatma ihtiyacı yüzünden de o dönem kendine çok yakın gördüğü, takıntısında da yer verdiği kişiye yani eşine anlattı.
Anlatması da bu çeşit okbde normal yani, abartılı bir şey yok. Mesela ben doktoruma anlatıp ondan onay bekliyordum. "Bunlar takıntı dimi?" diyordum. Doktorum beni onaylayıp o anlık rahatlık sağlamak yerine, takıntılı düşüncelerimle nasıl başa çıkmam gerektiği üstünde durmuştu. Bir düşüncenin takıntı olduğunu kendi kendime kabullenmek, gerçek olmadığını kendime anlatmak benim için büyük bir adımdı.
Kadının hissettiği hoşlantı değil, "acaba ondan hoşlanıyor muyum?" hissi ve bu ona korku veriyor. İkisi çok farklı şeyler. Konu sahibi muhtemelen okbsi çok ilerleyince tedaviye başlamış. Siz de aynısını yaşamadığınız için empati kuramıyorsunuz, bu da doğal bir şey. O yüzden hele ki yaşamadığımız bir şeyse biraz daha dikkatli yorumlar yaparsak konu sahibi dahil bu forumda yazmayan ama okuyucu olan psikolojik rahatsızlıklara sahip kişilerin de durumunu tetiklememiş oluruz