Yazdıklarınıza kelimesi kelimesine katılıyorum. Bu benim kırmızı çizgim denilen konularda başta anlaşılamıyorsa o ilişkiye başlamamak lazım. Diğer anlaşmazlıklarda bir şekilde orta yol bulunabiliyor zaten.
Ben eski evliğimde bu konuyla çok savaştım. Tabii ben de gençtim, şu anki kafa yapısında değildim, önce beş altı yıl dayandım; çünkü kendi ailemden bile sürekli evlilik fedakarlıktır, yeri gelir kişiliğinden de ödün verirsin, yeri gelir susman da gerekir, “bunlar benim doğrularım dediğim de” o neymiş sen bu kafayla bir daha zor evlenirsin gibi gibi manipülasyonlara çok maruz kaldım. Bitirme kararı aldığımda psikolojik olarak çökmüştüm, çünkü verdiğim ödünler sayesinde ben “ben” değildim artık. Bitirdim, bıraktım ve inanılmaz rahatladım. Hayat görüşümüz çok farklı olan insanla “aşk” adı altında evlenmem bir daha :)
Sizin eski evliliğinizde olduğu gibi benim de geçmişimde ya da ilişkilerimde buna benzer, bu ölçüye gelmese de denemeler, zorlamalar, bazen istismarlar oldu çünkü bizim toplumumuzda hiçbir kadın çok üzülerek söylüyorum bunlardan muaf kalamıyor. Bu öğretilerle büyütülüyoruz, çevreden bunları görüyoruz, bize öğretilmesi gerekenler öğretilmiyor. Yüzme bilmeden suya atlar gibi, kendimizi ilişkilerde, evliliklerde buluyoruz.
Fakat bunların hiçbiri kayıp değil, hepsi bizim için öğreti, ders niteliğinde. Ben eminim ki bir gün yeniden evlenmek isterseniz, sizin de "evet" dediğiniz insan kafa yapınıza uygun olan kişi olacak. Çünkü eski eşiniz gibi bir karakter artık sizinle tanıştığında, sizi manipüle edemeyeceğini görüp yoluna gidecek. Biz olduğumuz kişiler olursak, biz doğru davranırsak farkında olmadan bile bu insanları eleriz, zaten bizimle yapamayıp onlar da daha işlerine gelen insanlarla beraber olacaklar.
İnsanın kendine yapacağı en büyük iyilik de bu zaten. Aşk, sevgi dediğimiz şeyin de temeli saygıdır, anlayıştır böyle güçlenir. Yoksa herkes birbirine seni seviyorum der ama çok az kişi sorumluluğunu alır.
Ben genç yaşta değil, orta yaşlarda ve belirli bir yaşam deneyimden sonra yapılan evlilikleri çok daha sağlam temelli görüyorum. Ben de 35 yaşımda evlendim, eşimin ikinci evliliği. Yaşantılarımız olmasa bugün bu insanlar olamazdık.
Siz de aynı şekilde yanlış öğretilerden kurtulup, özgürleşmişsiniz çok mutlu olmayı hak ediyorsunuz tıpkı kendiniz gibi biriyle.
İnsan kendi önündeki engelleri kendi koymazsa, akıllı davranırsa çok mutlu olabilir. Kadın erkek herkes sevilmeye onaylanmaya ihtiyaç duyuyor isterse hiç evlenmemiş olsun, ister boşanmış, ister genç ister yaşlı. Bu nedenle hiçbir şey hayatta bir "son" değil.
Bizi mutlu etmeyen insanlarla zaman öldürecek kadar da değersiz değiliz.