- 13 Haziran 2022
- 1.313
- 2.407
- 29
-
- Konu Sahibi violetworld
- #181
Ama ben çok üzgünüm şuan, ne çok istemiştim Ermeni çıkmasınıBu da mı Azeri çıktı
Nilu aklıma geldi bu aralar yokAzerbaycan alfabesi panpaaaaaaa
Bende bazen tabureye oturup yikaniyorum iyice keseleneyim kirleri atayım diye şöyle ayda bir falan yapıyorum bir saat duruyorumdur banyoda ölü hücre değil canlı hücre bile bırakmıyorum tenimde öyle ölünce da ayakta duramıyorum o kadar süreBir de yaşlılar eskiden ayakta duş altında yıkanmaktansa küçük tabureye oturup,kova ile yıkanırlarmış.Uzun süre ayakta durmak istemeyebilir,dizi ağrıyordur,ayağı kaymıyordur.Yani mantıklı.
Benim de aklıma bu geldi. Kadın kendisine yük çıkarıyor aslında ama biz diğer insanlara ve doğaya faydalı bir eylem yaptığı.Bence bu su krizinde kovayla yıkanmak şahane bir davranış. Duş alırken boşuna akıyor sular.
Zaten yaptiginiz alintida da yaziyor, burada direkt hakaret edilmedi diye, ama küçük görücü imalar var. Zaten baktiginizda görürsünüz.Konuda hakaret yoksa gelip hakaret edildi yazmanız neden? Yaptığınız hoş değil
O konuda hakaret edildiyse keşke o konuya yazsaydınız. Arama bölümüne Azerbaycan yazıp konu konu geziyormuş gibi görünüyorsunuz. Başka konudaki yorumları buraya taşımanızı hiç hoş karşılamadım.Zaten yaptiginiz alintida da yaziyor, burada direkt hakaret edilmedi diye, ama küçük görücü imalar var. Zaten baktiginizda görürsünüz.
Diğer konuda hakaret de vardı. Azeri erkekler kızlarını satıyor dendi, sanki kızlar satılacak esyaymis gibi.
Ama illaki yanlış anlamakta ısrar ediyorsaniz, kendiniz bilirsiniz. Ben bu konuya daha fazla yorum yapmayi düşünmüyorum.
Ama ben çok üzgünüm şuan, ne çok istemiştim Ermeni çıkmasını
Yine de küçük bir umudum var, evet ben Azeriyim dememiş konu sahibi
Küfür hakaretler vs hoş değil ama eşinizin gerçek yüzü de asıl zaten ailesinin yanındaki yüzü. Gerçek kimliği ile evlendikten sonra tanışmışsınız. Uzaktan sanal ne kadar tanıdığınızı zannediyordunuz ki? Eşiniz de yeni tanıştığı ve etkilemeye çalıştığı kadına bu yüzünü gösterecek değildi ya. Tam tanışmadan tanımadan etmeden acele ile evlenmişsiniz.Merhabalar.
Sanırım derdimi en iyi burada anlatabilirim ve bana akıl verirsiniz ne yapacağım ile ilgili. Uzun olursa nolur kusuruma bakmayın, okuyarak beni anlamanız benim için çok önemli
Ben 5-6 aydır evliyim, başka ülke vatandaşıyım. Eşimle sanal olarak tanıştık, kendisi çok medeni, aydın birisi gibi gözüküyordu (öyledir de aslında) ve kendisine aşık olarak evlendim. O da bir kaç yıldır ailesinden ayrı yaşamak için başka ilçeye taşınmış. Ailesi ile ilk olarak sanal tanıştırdı, normal sıcakkanlı ve "köylü" tarzları vardı, sevdim aslında, iyiydiler. Sonra bizim ülkeye geldiler isteme, düğün ves. için. İlk olarak, annesi tarafından şoku orada yaşadım. Zaten genel olarak ailesi çok varoş, medeniyetsiz, nerede nasıl konuşacağını bilmeyen, düşük seviyeli insanlar. Annesi ise aşırı derecede tahammül sınırlarını zorlayacak şekilde görgüsüz ve düşüncesiz birisi. Cahilin cahili ve sanki 3 yaşındaki çocuk gibi insanı tahammülden çıkaran davranışları var. Üstelik aşırı derecede egoist birisi. Evlatlarını düşünmez, sadece kendini düşünür, sofrada diyelim 5 hurma varsa 5ni de yer (fırsat bu fırsat diyerek) başkalarını hiç düşünmez. Midesine, parasına düşkün, her şeyde çıkar güden... mesela, çocuğuna birşey yapacaksa illa ki karşılığında birşey olursa yapar. Aksi halde yapmaz, kötü-kötü konuşur hatta, "ne yapacağım ya!" gibi. Duş kullanmayı bilmez, ben geldikten sonra benim evimde yeni öğrendi, önceden kovayla banyo yapardı. Yaklaşık 20 yıldır da İstanbul'da yaşıyor kendisi.
Neyse, biz buna tahammül ettik yine de, iyi insandır ves. dedik. Sonra evlendim geldim, başka ülkeye taşındım ve adapte olmaya çalıştım, çalışıyorum. Eşim ailesinin bu varoş halini bildiğinden zaten uzak duruyor, biz de ayrı yaşıyoruz zaten. Ama gelenek görenek ve s. haftada 1 kere veya 2 haftada bir eşimin ailesiyle yüzleşmek durumu oluyor veya birlikte bir şeyler konuşmamız, yapmamız icab ediyor. Burada önemli bir nokta: eşimin ikinci bir kimliğini ailesiyle birlikteyken farkettim ve şokunu yaşadım. O da ailesinin yanında varoş birisine dönüşüyor.
Öncelikle; çok çok küfürlü konuşuyorlar. Ağıza alınmayacak küfürlerle. Mesela sofrada oturmuşuz, konuşuyoruz (bağırmadan da konuşamıyorlar bu arada), birden bire "g**nü eşşek s***in" derler mesela. Normal birşeymiş gibi. Ben 30 yıldır ailemde 1 kere bile küfür duymamış insanım.
Bir-birlerine çıkar güdenlik yapmak bir yana, kötü laflar söylüyorlar, eşim ailesine sürekli kızıyor bağırıyor - o da ona bağırıyor - annesi mesela "o köpeğe muhtaç olmam" diyor, eşim de "inşallah geberirsin de mezarına bile gelmem" gibi laflar söylüyorlar ve s.
Anlattıkça sinirlerim bozuluyor diye uzun uzun anlatmayayın, siz kendiniz anladınız artık...
Eşime sorduğumda neden böyle yapıyorsunuz diye, "biz bu lafları derken aslında gerçek anlamını ifade etmiyoruz, sadece köyde böyle alışmışız, annemler de değişemiyor falan..." yani, kasıtlı niyetli şekilde söylemiyorlarMIŞ.
Buna artı olarak, sevgisizlik görüyorum kendi aralarında. Guya seviyorlarmış da, sadece sevgini gösterme yolları buymuş, konuşma şekilleri buymuş.
Kendimden ve kendi ailemden bahsedeyim. Sevgi dolu ve saygılıyız bir-birimize. Çıkar güdmeden severiz, yardım ederiz. Annem zaten çok fedakar ve sevgi dolu birisi. Ailemin tüm bireyleri öyle. Mümkün olduğu kadar ufkumuzu açmaya, okumaya ve öğrenmeye meyilliyiz. Küfür falan zaten asla dilimize gelmez. Ve ailemiz her zaman en güvenli ve sevgi, huzur dolu bir yer oldu hepimiz için.
ŞİMDİ; ilk zamanlarda ben eşimin ailesini olduğu gibi kabullenmeye çalıştım, onun 2.ci kişiliğini de. Ama sanırım bu huzursuzluk ve öfke içimde biriktiği için, artık çok sinirli ve tahammülsüz birisine dönüşmüş durumdayım. Ve bende eşim gibi küfürlü ve bağırışlarla konuşmaya, kavga etmeye başladım maalesef. Kendimi çok yalnız hissettiğim için hırçınlığım ve küskünlüğüm daha da arttı. Depresyona girdim. Kültür çatışması, aile uyuşmazlığı benim için artık dayanılmaz bir hale geliyor. Kavga etmek istemiyorum, hep diyorum kendini topla, sen böyle birisi değilsin, lütfen daha anlayışlı ol ves. ama bir bakıyorum ki, bağırıyorum. Geçen hatta kavga esnasında sandalyeyi yere nasıl çırptıysam sandalye kırıldı arkadaşlar....Hevessizim, mutsuzum, umutsuzum... Eşime sevgimin bazen kaybolduğunu bile hissediyorum ara-sıra. Acaba bu evlilikte hata mı yaptım diye düşünmeden edemiyorum.
Şuan kredi borçlarım yüzünden terapiye gidemiyorum maalesef. Ama bir şekilde bu durumu şimdilik çözmem lazım. Lütfen söyleyin arkadaşlar, Türk aileleri hep mi böyle oluyor, normal bir şey mi? Ya da ben nasıl bir bakış açısına sahip olayım? Ne yapayım?
bu isteğiniz şu anlık imkansız görünüyor. Çünkü o yaştaki insan değişmez. Ben konunuzu sonuna kadar anlayışla okudum ama sonunda “tüm Türk aileleri böyle mi” diye sorunca gözlerim seğirmeye başladı.Olan olmuş artık. Ben pozitif yaklaşarak iyidir diye adım attım, ama keşke bolca düşünseydim diyorum... Hata yaptım evet ama boşanacak bir durum da değil aslında. Çünkü işin gerçeği, kötü insanlar değiller. Eşim de varoş birisi değil ki, biz zaten çok iyi anlaşıyoruz. Sadece onların yanında onlar gibi oluyor.
Kaynanama gelince, öyle iyi anlattınız ki. Evet parasını mahrem bölgesinde tutuyor (herşeyi oralarda tutuyor), yemek yerken heryeri batırır ve gülerek söyler ki "ben döşüme döke-döke yerim".
Benim istediğim azacık usul adap. Asgari birşey.
Ne kadar çok varoş varmis herkes dökuldu birdenBekarken bizim duşun su ayarı gıcıktı. ya çok sıcak olurdu ya çok soğuk ben de kovaya doldururdum. açıkçası bana garip gelmedi. Sanırım ben de varoşum
Suri cikmasin bideBulgar, gürcü, İranlı filan çıkarsa çok gülerim
Ben duş kullanmayi biliyorum ama kovayla yıkanmayı daha çok seviyorum bunun varoşluk olduğunu düşünmemiştim kendimi bunca yıl üç aşağı beş yukarı kültürlü zannederdim yazık bana.Merhabalar.
Sanırım derdimi en iyi burada anlatabilirim ve bana akıl verirsiniz ne yapacağım ile ilgili. Uzun olursa nolur kusuruma bakmayın, okuyarak beni anlamanız benim için çok önemli
Ben 5-6 aydır evliyim, başka ülke vatandaşıyım. Eşimle sanal olarak tanıştık, kendisi çok medeni, aydın birisi gibi gözüküyordu (öyledir de aslında) ve kendisine aşık olarak evlendim. O da bir kaç yıldır ailesinden ayrı yaşamak için başka ilçeye taşınmış. Ailesi ile ilk olarak sanal tanıştırdı, normal sıcakkanlı ve "köylü" tarzları vardı, sevdim aslında, iyiydiler. Sonra bizim ülkeye geldiler isteme, düğün ves. için. İlk olarak, annesi tarafından şoku orada yaşadım. Zaten genel olarak ailesi çok varoş, medeniyetsiz, nerede nasıl konuşacağını bilmeyen, düşük seviyeli insanlar. Annesi ise aşırı derecede tahammül sınırlarını zorlayacak şekilde görgüsüz ve düşüncesiz birisi. Cahilin cahili ve sanki 3 yaşındaki çocuk gibi insanı tahammülden çıkaran davranışları var. Üstelik aşırı derecede egoist birisi. Evlatlarını düşünmez, sadece kendini düşünür, sofrada diyelim 5 hurma varsa 5ni de yer (fırsat bu fırsat diyerek) başkalarını hiç düşünmez. Midesine, parasına düşkün, her şeyde çıkar güden... mesela, çocuğuna birşey yapacaksa illa ki karşılığında birşey olursa yapar. Aksi halde yapmaz, kötü-kötü konuşur hatta, "ne yapacağım ya!" gibi. Duş kullanmayı bilmez, ben geldikten sonra benim evimde yeni öğrendi, önceden kovayla banyo yapardı. Yaklaşık 20 yıldır da İstanbul'da yaşıyor kendisi.
Neyse, biz buna tahammül ettik yine de, iyi insandır ves. dedik. Sonra evlendim geldim, başka ülkeye taşındım ve adapte olmaya çalıştım, çalışıyorum. Eşim ailesinin bu varoş halini bildiğinden zaten uzak duruyor, biz de ayrı yaşıyoruz zaten. Ama gelenek görenek ve s. haftada 1 kere veya 2 haftada bir eşimin ailesiyle yüzleşmek durumu oluyor veya birlikte bir şeyler konuşmamız, yapmamız icab ediyor. Burada önemli bir nokta: eşimin ikinci bir kimliğini ailesiyle birlikteyken farkettim ve şokunu yaşadım. O da ailesinin yanında varoş birisine dönüşüyor.
Öncelikle; çok çok küfürlü konuşuyorlar. Ağıza alınmayacak küfürlerle. Mesela sofrada oturmuşuz, konuşuyoruz (bağırmadan da konuşamıyorlar bu arada), birden bire "g**nü eşşek s***in" derler mesela. Normal birşeymiş gibi. Ben 30 yıldır ailemde 1 kere bile küfür duymamış insanım.
Bir-birlerine çıkar güdenlik yapmak bir yana, kötü laflar söylüyorlar, eşim ailesine sürekli kızıyor bağırıyor - o da ona bağırıyor - annesi mesela "o köpeğe muhtaç olmam" diyor, eşim de "inşallah geberirsin de mezarına bile gelmem" gibi laflar söylüyorlar ve s.
Anlattıkça sinirlerim bozuluyor diye uzun uzun anlatmayayın, siz kendiniz anladınız artık...
Eşime sorduğumda neden böyle yapıyorsunuz diye, "biz bu lafları derken aslında gerçek anlamını ifade etmiyoruz, sadece köyde böyle alışmışız, annemler de değişemiyor falan..." yani, kasıtlı niyetli şekilde söylemiyorlarMIŞ.
Buna artı olarak, sevgisizlik görüyorum kendi aralarında. Guya seviyorlarmış da, sadece sevgini gösterme yolları buymuş, konuşma şekilleri buymuş.
Kendimden ve kendi ailemden bahsedeyim. Sevgi dolu ve saygılıyız bir-birimize. Çıkar güdmeden severiz, yardım ederiz. Annem zaten çok fedakar ve sevgi dolu birisi. Ailemin tüm bireyleri öyle. Mümkün olduğu kadar ufkumuzu açmaya, okumaya ve öğrenmeye meyilliyiz. Küfür falan zaten asla dilimize gelmez. Ve ailemiz her zaman en güvenli ve sevgi, huzur dolu bir yer oldu hepimiz için.
ŞİMDİ; ilk zamanlarda ben eşimin ailesini olduğu gibi kabullenmeye çalıştım, onun 2.ci kişiliğini de. Ama sanırım bu huzursuzluk ve öfke içimde biriktiği için, artık çok sinirli ve tahammülsüz birisine dönüşmüş durumdayım. Ve bende eşim gibi küfürlü ve bağırışlarla konuşmaya, kavga etmeye başladım maalesef. Kendimi çok yalnız hissettiğim için hırçınlığım ve küskünlüğüm daha da arttı. Depresyona girdim. Kültür çatışması, aile uyuşmazlığı benim için artık dayanılmaz bir hale geliyor. Kavga etmek istemiyorum, hep diyorum kendini topla, sen böyle birisi değilsin, lütfen daha anlayışlı ol ves. ama bir bakıyorum ki, bağırıyorum. Geçen hatta kavga esnasında sandalyeyi yere nasıl çırptıysam sandalye kırıldı arkadaşlar....Hevessizim, mutsuzum, umutsuzum... Eşime sevgimin bazen kaybolduğunu bile hissediyorum ara-sıra. Acaba bu evlilikte hata mı yaptım diye düşünmeden edemiyorum.
Şuan kredi borçlarım yüzünden terapiye gidemiyorum maalesef. Ama bir şekilde bu durumu şimdilik çözmem lazım. Lütfen söyleyin arkadaşlar, Türk aileleri hep mi böyle oluyor, normal bir şey mi? Ya da ben nasıl bir bakış açısına sahip olayım? Ne yapayım?
Birsey soylemek istiyorum da azerbaycanlilar azeri denildiginde kiziyorlar Türküz bizde azeri diye birsey yok diyorlar.( gelinimiz ve ailesi azerbaycan Turku ). Iki ulkede ayni irktan yani burda kovayla yikaniliyorsa ordada illaki kovayla yikananlar vardir. Bu bayan ya cok elit kesimden yada kovayla yikanmayi biliyor ama varosluk olarak goruyor ilk defa gormesine imkan yok bizim gelin derdi cunku annemde kaldi bir haftaSevgili panda, Azerbaycan Türkiye'ye kültürel olarak çok yakın bir ülke. O yüzden bu forumda bu kadar Azerbaycanlı kadin var. Birisi kötü bir şey soylediyse, cevabını versinler, yerin dibine gomsunler, ama bütün Azerbaycanlılarin suçu ne ya? Bizim duygularımız yok mu?
Bazı noktalarda haklı dahi olsanız bakış açınız beni rahatsız etti. Sizin gibi yetişmek zorunda değil hiç kimse . Ben öğretmenim hala su çok gitmesin diye çoğu zaman kovadan banyo yaparım . Bunun cahillikle ilgisi yok. Kendi aralarındaki konuşma şekli de ne kadar asla tasvip etmediğim bir şey olsa da her ailenin dinamiği farklıMerhabalar.
Sanırım derdimi en iyi burada anlatabilirim ve bana akıl verirsiniz ne yapacağım ile ilgili. Uzun olursa nolur kusuruma bakmayın, okuyarak beni anlamanız benim için çok önemli
Ben 5-6 aydır evliyim, başka ülke vatandaşıyım. Eşimle sanal olarak tanıştık, kendisi çok medeni, aydın birisi gibi gözüküyordu (öyledir de aslında) ve kendisine aşık olarak evlendim. O da bir kaç yıldır ailesinden ayrı yaşamak için başka ilçeye taşınmış. Ailesi ile ilk olarak sanal tanıştırdı, normal sıcakkanlı ve "köylü" tarzları vardı, sevdim aslında, iyiydiler. Sonra bizim ülkeye geldiler isteme, düğün ves. için. İlk olarak, annesi tarafından şoku orada yaşadım. Zaten genel olarak ailesi çok varoş, medeniyetsiz, nerede nasıl konuşacağını bilmeyen, düşük seviyeli insanlar. Annesi ise aşırı derecede tahammül sınırlarını zorlayacak şekilde görgüsüz ve düşüncesiz birisi. Cahilin cahili ve sanki 3 yaşındaki çocuk gibi insanı tahammülden çıkaran davranışları var. Üstelik aşırı derecede egoist birisi. Evlatlarını düşünmez, sadece kendini düşünür, sofrada diyelim 5 hurma varsa 5ni de yer (fırsat bu fırsat diyerek) başkalarını hiç düşünmez. Midesine, parasına düşkün, her şeyde çıkar güden... mesela, çocuğuna birşey yapacaksa illa ki karşılığında birşey olursa yapar. Aksi halde yapmaz, kötü-kötü konuşur hatta, "ne yapacağım ya!" gibi. Duş kullanmayı bilmez, ben geldikten sonra benim evimde yeni öğrendi, önceden kovayla banyo yapardı. Yaklaşık 20 yıldır da İstanbul'da yaşıyor kendisi.
Neyse, biz buna tahammül ettik yine de, iyi insandır ves. dedik. Sonra evlendim geldim, başka ülkeye taşındım ve adapte olmaya çalıştım, çalışıyorum. Eşim ailesinin bu varoş halini bildiğinden zaten uzak duruyor, biz de ayrı yaşıyoruz zaten. Ama gelenek görenek ve s. haftada 1 kere veya 2 haftada bir eşimin ailesiyle yüzleşmek durumu oluyor veya birlikte bir şeyler konuşmamız, yapmamız icab ediyor. Burada önemli bir nokta: eşimin ikinci bir kimliğini ailesiyle birlikteyken farkettim ve şokunu yaşadım. O da ailesinin yanında varoş birisine dönüşüyor.
Öncelikle; çok çok küfürlü konuşuyorlar. Ağıza alınmayacak küfürlerle. Mesela sofrada oturmuşuz, konuşuyoruz (bağırmadan da konuşamıyorlar bu arada), birden bire "g**nü eşşek s***in" derler mesela. Normal birşeymiş gibi. Ben 30 yıldır ailemde 1 kere bile küfür duymamış insanım.
Bir-birlerine çıkar güdenlik yapmak bir yana, kötü laflar söylüyorlar, eşim ailesine sürekli kızıyor bağırıyor - o da ona bağırıyor - annesi mesela "o köpeğe muhtaç olmam" diyor, eşim de "inşallah geberirsin de mezarına bile gelmem" gibi laflar söylüyorlar ve s.
Anlattıkça sinirlerim bozuluyor diye uzun uzun anlatmayayın, siz kendiniz anladınız artık...
Eşime sorduğumda neden böyle yapıyorsunuz diye, "biz bu lafları derken aslında gerçek anlamını ifade etmiyoruz, sadece köyde böyle alışmışız, annemler de değişemiyor falan..." yani, kasıtlı niyetli şekilde söylemiyorlarMIŞ.
Buna artı olarak, sevgisizlik görüyorum kendi aralarında. Guya seviyorlarmış da, sadece sevgini gösterme yolları buymuş, konuşma şekilleri buymuş.
Kendimden ve kendi ailemden bahsedeyim. Sevgi dolu ve saygılıyız bir-birimize. Çıkar güdmeden severiz, yardım ederiz. Annem zaten çok fedakar ve sevgi dolu birisi. Ailemin tüm bireyleri öyle. Mümkün olduğu kadar ufkumuzu açmaya, okumaya ve öğrenmeye meyilliyiz. Küfür falan zaten asla dilimize gelmez. Ve ailemiz her zaman en güvenli ve sevgi, huzur dolu bir yer oldu hepimiz için.
ŞİMDİ; ilk zamanlarda ben eşimin ailesini olduğu gibi kabullenmeye çalıştım, onun 2.ci kişiliğini de. Ama sanırım bu huzursuzluk ve öfke içimde biriktiği için, artık çok sinirli ve tahammülsüz birisine dönüşmüş durumdayım. Ve bende eşim gibi küfürlü ve bağırışlarla konuşmaya, kavga etmeye başladım maalesef. Kendimi çok yalnız hissettiğim için hırçınlığım ve küskünlüğüm daha da arttı. Depresyona girdim. Kültür çatışması, aile uyuşmazlığı benim için artık dayanılmaz bir hale geliyor. Kavga etmek istemiyorum, hep diyorum kendini topla, sen böyle birisi değilsin, lütfen daha anlayışlı ol ves. ama bir bakıyorum ki, bağırıyorum. Geçen hatta kavga esnasında sandalyeyi yere nasıl çırptıysam sandalye kırıldı arkadaşlar....Hevessizim, mutsuzum, umutsuzum... Eşime sevgimin bazen kaybolduğunu bile hissediyorum ara-sıra. Acaba bu evlilikte hata mı yaptım diye düşünmeden edemiyorum.
Şuan kredi borçlarım yüzünden terapiye gidemiyorum maalesef. Ama bir şekilde bu durumu şimdilik çözmem lazım. Lütfen söyleyin arkadaşlar, Türk aileleri hep mi böyle oluyor, normal bir şey mi? Ya da ben nasıl bir bakış açısına sahip olayım? Ne yapayım?
Yok yazmadi devlet sirri sankiNereliymiş konu sahibi bilen var mı şimdi 11 sayfa okumaya üşendim