• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Eşim Yalnız Kalmak İstediğini Söyledi :(

Bir kaç mesajı maalesef okudum daha doğrusu okutuldum. Acaba haksızlık mı ettim girip bende okuyayım belki farklılık iyi gelir düşüncesiyle, mesajlardan yola çıkarak ilgili konuyu buldum ve ne yazık ki insanlığımdan utandım!

Evet; Ben konu mankeni olan kişi, içinizden bazılarının tabiriyle o eş kişisiyim.

Bazı iğrenç yazıları görünce, es geçemedim cevap verme hakkım olduğunu düşünerek, bunu yapmaya karar verdim.

Ben 35 yaşındayım. 17 yaşında evinden, ailesinden ayrılarak üniversite okumaya çıkmış, 21 yaşında üniversiteyi bitirerek, 3 farklı ülkede 6 yıl çalışmış, kendi öz vatanına, Türkiye'ye döndükten sonra yine ailesinden farklı bir şehirde iş hayatına atılmış, ne yazık ki ailesinin yanında yakınında olamamış birisiyim. Şimdi bazı kendini bilmezler burada demişler ki, tek onun babası mı öldü? Acaba sizin kaç tane babanız öldü? Almışsınız elinize Baton aklınızca burada orkestra yönetiyorsunuz. Sınanmadığınız acının moderatörlüğünü yapmayın.

Zaten özel hayatım burada bülten haline gelmiş. Bu umrumda değil. Bazı dengesizlerin yaptığı yorumlar o kadar canımı sıktı ki, bu vereceğim cevap sadece o şahıslara gidecektir. Babam sapasağlam adamdı, hiçbir hastalığı olmayan ve ne yazık ki gariban bir adamdı! Garipti, sessiz sakin ve mağrur ama aynı zamanda onurlu ve gururlu bir adamdı.

Ve Gençti..

O illet hastalığın teşhisi konulduğunda ben tek başımaydım, yüzüme yüzüme o hastalığı okuduklarında, ÖLECEK dediklerinde tek başımaydım. O doktorun odasından babanızın öleceğini bilerek çıkmak, ama etrafa gülücük saçmak, bunu yapmak zorunda kalmak nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz? Babanızın yanına gidip, iyi olacaksın ya bir şey yok diyerek içiniz kan ağlaya ağlaya yüzüne gülmek nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz?
Kimseye söyleyemedim ben hastalığını. En yakın dostlarıma, akrabalarıma dahi. Söyleyemedim çünkü kendim dahi inanmadım ki. Söyleyemedim çünkü benim babam kanser olamazdı.
Ama oldu..
18 ay, dile kolay tam 18 ay boyunca çektiklerimi bir ben bilirim, bir de Allah!. Hastanelerin zorluğu, tedavi sürecinin zorluğu, maddi manevi yıpranmalar vs. vs. vs. Hanginiz yaşadınız bunları? 18 ay boyunca tüm hastanenin merdivenlerini ezberlediniz mi? İlaçların adını, ne işe yaradığını, tahlil sonuçlarının hangisinin ne olduğunu en ince ayrıntısına kadar öğrendiniz mi?

Ya sizin babanız gözlerinizin önünde eriyip gitti mi? 100 kilo olan babanızın 1 ayda 50 kiloya düştüğünü gördünüz mü?
Kendi babanızı kendiniz içinize ağlaya ağlaya traş ettiniz mi? Yıkayıp, duş aldırdınız mı? Kendi söylediğiniz iyileşecek yalanına kendiniz inanmak isteyip, inandınız mı?

Bazı ileri zekâlı kişiler demiş ki, muhtemelen zaten büyük şehirde yaşıyordunuz, neden eşiniz hasta adamı ta İzmir'e tedavi için götürdü ki.. Senin baban senin gözünde götürülmeye değer olmayabilir, lâkin ben babamı tedavi için dünyanın öbür ucuna götürmeye hazırdım. Sen ve senin gibiler bunu anlamaz. Ben babam öldüğünde pişmanlık duymak istemedim. Keşke şunu da yapsaydım, keşke şuraya da götürseydim demek istemedim.

Ve benim babam ÖLDÜ! Hemde kucağımda öldü. Gözlerimin içine baka baka, o masum gözleriyle bana ben gidiyorum, seni yalnız bırakıyorum diye diye gitti.

Hanginiz yaşadınız bu durumu? Daha özet olarak yazıyorum bunu. Yaşadıklarımın bir kısmının özeti bunlar özeti! Kalkmış bazıları acımı sorguluyor. Yaşamadığınız acıyı sorgulayamazsınız! Saçma sapan duygusuz ve ahlâk dışı düşüncelerinizi bu kadar dışa vurmuşsunuz ya, insanlardan bir kez daha soğuttunuz. Bu kadar mı insafsız, bu kadar mı acımasızsınız?

Bazıları da çıkmış aldatıyor mu acaba demiş. Allah'tan korkun be! Acının üzerinden devşirdiğiniz muhabbete bakın.

Yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun!.

Bu konu benim nezdimde kapanmıştır. Eşimle olan konu kendi konumdur. Lâkin burada fütursuzca yazılan şeyler benim şahsıma, babama, cenazeme hakarettir! Forum yetkililerinin affına sığınarak bu cevabı vermeyi kendime hak bildim ve vermek istedim.

Forumda nasıl bir kural vardır bilmiyorum, erkekler abone olabiliyor mu onu da bilmiyorum. Site yetkilileri ve diğer İYİ NİYETLİ insanların affını istiyorum. Rabb'im yaşadıklarımın en ufak özetini dahi sizlere yaşatmasın. Çünkü bu acının tarifi yok. Kemikleriniz canlı canlı kırılması neyse, bu acı benim için odur.

Herkese iyi akşamlar dilerim.
Meşhur Eş Kişisi.

Konunun yetkililerce, bir daha açılmamak üzere kapatılmasını rica ediyorum.

Saygılarımla.
Başınız sağ olsun ancak burada herkes farklı farkı pencerelerden "eşinizin bakış açısı" baz alınarak yorum yapıyor. Sizin burada ulusa sesleniş yapmanıza gerek yoktu. Bu yazdığınız destana bakarak da çok fazla duygusal olduğunuzu ve psikolojik destek almanızın çok daha doğru olacağını düşünüyorum. Herkes yaş sürecini hele ki böyle zor bir hastalıktan sonra ise kaldıramaz. Ayrıca konunun kapatılmasını da siz talep edemezsiniz. Sayın begonvil hanım gelsin.
 
Kendi babanızı kendiniz içinize ağlaya ağlaya traş ettiniz mi
Burası çok içimi yaktı. En son babam traş olmak istemişti hastane odasında.. Trasın sonlarına doğru baygınlık geçirmiş, gözlerini açamamıştı.. 7 sene oldu. O acı, o sızı hiç geçmedi😪😪😪
 
Gercekseniz basiniz sagolsun. Cogu kisi size hak verdi aslinda. Esiniz size sadece kendisini hakli cikartacak tek tuk birkac mesaji gostermis.
Mune MuneMune hesabı doğrulanmış üye. bir insanın acısı, baba özleminden bile acaba aldatıyor mu, ölümü abartıyor diyen mide bulandırıcı yorumlar yapan sahısları vicdanen biz kaldıramıyoruz. Bu forum google dan aramalara açık sonucta ve bu adamı daha fazla üzmemeli.. zaten yanında olmayan bir eş, ve burada ki iğrenc ağızlar yeterince üzdü… konuyu lütfen kapatın.. Kimse yorum yapamasın. iyi geceler
 
Aksine ben eşini gerçekten çok sevdiğini düşünüyorum. Bu konular cidden boşamalık. Siz aradaki cevaplarını okuyor musunuz bilmiyorum ama felaket bir kişiliği var konu sahibinin. O yüzden konulardaki eş kişisi dönülmeyecek yollara girmektense, gerçekten mutlu olacağı ailesinin yanına götürüyor. Zira eniştesine varıncaya kadar ailemde ailem diyen biri konu sahibi...
Yok okumadım o yüzden iddialaşmıyorum eski konularını bilenlerin hepsi böyle diyorsa vardır Bi bildiğiniz.
 
Anne baba acısını nedir bilmiyorsunuz sanırım.
Bilse konuşur mu ? Damdan dusenin halini damdan düşen anlar. O yüreğini tırmalayan acı kalbinin paramparça oluşu hayatın anlamsiz gelişini nerden bilsinler.
 
Bir gün bi adama bu kadar üzüleceğimi düşünmemiştim 😒 sadece anlasılmak isteyen bi adam…
Ve çok sabırlı bir adam. Sürekli ikinci plana atılmış hep başkalarını düşünen karısının bencilliği de ezilmiş. Ama en çok da yaralı bir adam. Evet bir tek babası ölen o değil ama onun bir tek babası vardı o da Gitti.
 
Benim yaşayan babamla konunun alakası ne. cevap vericem diye saçma sapan şeyler yazıp insanların sinirlerini zıplatmayın.
Herkesin yas süreci farklı ancak burda bir yuva yıkılıyor kadına iyi yaptın mı diyelim onunda haksız tarafları var ama bir evliliği yıkmak bu kadar kolay olmamalı.
Bilmediğiniz acının ahkamini kesmeyin o zaman. Allah babanıza uzun ve sağlıklı bir ömür versin.
 
Benim yaşayan babamla konunun alakası ne. cevap vericem diye saçma sapan şeyler yazıp insanların sinirlerini zıplatmayın.
Herkesin yas süreci farklı ancak burda bir yuva yıkılıyor kadına iyi yaptın mı diyelim onunda haksız tarafları var ama bir evliliği yıkmak bu kadar kolay olmamalı.
Söylenmemesi gereken şeyler söyledim yazdı ilk konusunda. Belki çok ağır ve bencilceydi lafları. Benim babam da aynı süreci yaşadı ve vefat etti. 4 ay geçmiş, kalk anamlara gidelim, gezmeye gidelim, evde misafir var gel gönüllerini eğle diyen eşten soğumasın da ne yapsın? Anladığım kadarıyla çevrelerinde ne kadar insan var hepsini taziyeye çağırmış. Konu sahibi bana biraz "herkes gelir yapacak bir şey olmadığını söylerse ikna olur kabullenir" i denemiş gibi geldi. Benim kocam "tek senin baban mı öldü " dese ben boşanırdım ama demedi. Ne söylersen ben dinlerim dedi.

Herkesin yas tutması farklı, demek ki kocası çevreyle iletişimi kesip kendi halinde kalmak istemiş. İnsan görmek istememiş, kendi içinde hesaplaşmasını bitirmemiş. Ne zaman yapacak bir şey kalmadığına, babasının ölümüne kimsenin engel olamayacağına kimsenin onu kurtaramayacağına ikna olur anca o zaman düzelir.

İyi günde gezelim gidelim yapalım edelim denir de kötü günde şartsız şurtsuz yanındayım seninleyim denir. Ay hadi ne zaman bitecek ya diye insan darlanmaz.
 
Bir kaç mesajı maalesef okudum daha doğrusu okutuldum. Acaba haksızlık mı ettim girip bende okuyayım belki farklılık iyi gelir düşüncesiyle, mesajlardan yola çıkarak ilgili konuyu buldum ve ne yazık ki insanlığımdan utandım!

Evet; Ben konu mankeni olan kişi, içinizden bazılarının tabiriyle o eş kişisiyim.

Bazı iğrenç yazıları görünce, es geçemedim cevap verme hakkım olduğunu düşünerek, bunu yapmaya karar verdim.

Ben 35 yaşındayım. 17 yaşında evinden, ailesinden ayrılarak üniversite okumaya çıkmış, 21 yaşında üniversiteyi bitirerek, 3 farklı ülkede 6 yıl çalışmış, kendi öz vatanına, Türkiye'ye döndükten sonra yine ailesinden farklı bir şehirde iş hayatına atılmış, ne yazık ki ailesinin yanında yakınında olamamış birisiyim. Şimdi bazı kendini bilmezler burada demişler ki, tek onun babası mı öldü? Acaba sizin kaç tane babanız öldü? Almışsınız elinize Baton aklınızca burada orkestra yönetiyorsunuz. Sınanmadığınız acının moderatörlüğünü yapmayın.

Zaten özel hayatım burada bülten haline gelmiş. Bu umrumda değil. Bazı dengesizlerin yaptığı yorumlar o kadar canımı sıktı ki, bu vereceğim cevap sadece o şahıslara gidecektir. Babam sapasağlam adamdı, hiçbir hastalığı olmayan ve ne yazık ki gariban bir adamdı! Garipti, sessiz sakin ve mağrur ama aynı zamanda onurlu ve gururlu bir adamdı.

Ve Gençti..

O illet hastalığın teşhisi konulduğunda ben tek başımaydım, yüzüme yüzüme o hastalığı okuduklarında, ÖLECEK dediklerinde tek başımaydım. O doktorun odasından babanızın öleceğini bilerek çıkmak, ama etrafa gülücük saçmak, bunu yapmak zorunda kalmak nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz? Babanızın yanına gidip, iyi olacaksın ya bir şey yok diyerek içiniz kan ağlaya ağlaya yüzüne gülmek nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz?
Kimseye söyleyemedim ben hastalığını. En yakın dostlarıma, akrabalarıma dahi. Söyleyemedim çünkü kendim dahi inanmadım ki. Söyleyemedim çünkü benim babam kanser olamazdı.
Ama oldu..
18 ay, dile kolay tam 18 ay boyunca çektiklerimi bir ben bilirim, bir de Allah!. Hastanelerin zorluğu, tedavi sürecinin zorluğu, maddi manevi yıpranmalar vs. vs. vs. Hanginiz yaşadınız bunları? 18 ay boyunca tüm hastanenin merdivenlerini ezberlediniz mi? İlaçların adını, ne işe yaradığını, tahlil sonuçlarının hangisinin ne olduğunu en ince ayrıntısına kadar öğrendiniz mi?

Ya sizin babanız gözlerinizin önünde eriyip gitti mi? 100 kilo olan babanızın 1 ayda 50 kiloya düştüğünü gördünüz mü?
Kendi babanızı kendiniz içinize ağlaya ağlaya traş ettiniz mi? Yıkayıp, duş aldırdınız mı? Kendi söylediğiniz iyileşecek yalanına kendiniz inanmak isteyip, inandınız mı?

Bazı ileri zekâlı kişiler demiş ki, muhtemelen zaten büyük şehirde yaşıyordunuz, neden eşiniz hasta adamı ta İzmir'e tedavi için götürdü ki.. Senin baban senin gözünde götürülmeye değer olmayabilir, lâkin ben babamı tedavi için dünyanın öbür ucuna götürmeye hazırdım. Sen ve senin gibiler bunu anlamaz. Ben babam öldüğünde pişmanlık duymak istemedim. Keşke şunu da yapsaydım, keşke şuraya da götürseydim demek istemedim.

Ve benim babam ÖLDÜ! Hemde kucağımda öldü. Gözlerimin içine baka baka, o masum gözleriyle bana ben gidiyorum, seni yalnız bırakıyorum diye diye gitti.

Hanginiz yaşadınız bu durumu? Daha özet olarak yazıyorum bunu. Yaşadıklarımın bir kısmının özeti bunlar özeti! Kalkmış bazıları acımı sorguluyor. Yaşamadığınız acıyı sorgulayamazsınız! Saçma sapan duygusuz ve ahlâk dışı düşüncelerinizi bu kadar dışa vurmuşsunuz ya, insanlardan bir kez daha soğuttunuz. Bu kadar mı insafsız, bu kadar mı acımasızsınız?

Bazıları da çıkmış aldatıyor mu acaba demiş. Allah'tan korkun be! Acının üzerinden devşirdiğiniz muhabbete bakın.

Yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun!.

Bu konu benim nezdimde kapanmıştır. Eşimle olan konu kendi konumdur. Lâkin burada fütursuzca yazılan şeyler benim şahsıma, babama, cenazeme hakarettir! Forum yetkililerinin affına sığınarak bu cevabı vermeyi kendime hak bildim ve vermek istedim.

Forumda nasıl bir kural vardır bilmiyorum, erkekler abone olabiliyor mu onu da bilmiyorum. Site yetkilileri ve diğer İYİ NİYETLİ insanların affını istiyorum. Rabb'im yaşadıklarımın en ufak özetini dahi sizlere yaşatmasın. Çünkü bu acının tarifi yok. Kemikleriniz canlı canlı kırılması neyse, bu acı benim için odur.

Herkese iyi akşamlar dilerim.
Meşhur Eş Kişisi.

Konunun yetkililerce, bir daha açılmamak üzere kapatılmasını rica ediyorum.

Saygılarımla.
Begonvil kendini mi akladın gülüm
 
Bir kaç mesajı maalesef okudum daha doğrusu okutuldum. Acaba haksızlık mı ettim girip bende okuyayım belki farklılık iyi gelir düşüncesiyle, mesajlardan yola çıkarak ilgili konuyu buldum ve ne yazık ki insanlığımdan utandım!

Evet; Ben konu mankeni olan kişi, içinizden bazılarının tabiriyle o eş kişisiyim.

Bazı iğrenç yazıları görünce, es geçemedim cevap verme hakkım olduğunu düşünerek, bunu yapmaya karar verdim.

Ben 35 yaşındayım. 17 yaşında evinden, ailesinden ayrılarak üniversite okumaya çıkmış, 21 yaşında üniversiteyi bitirerek, 3 farklı ülkede 6 yıl çalışmış, kendi öz vatanına, Türkiye'ye döndükten sonra yine ailesinden farklı bir şehirde iş hayatına atılmış, ne yazık ki ailesinin yanında yakınında olamamış birisiyim. Şimdi bazı kendini bilmezler burada demişler ki, tek onun babası mı öldü? Acaba sizin kaç tane babanız öldü? Almışsınız elinize Baton aklınızca burada orkestra yönetiyorsunuz. Sınanmadığınız acının moderatörlüğünü yapmayın.

Zaten özel hayatım burada bülten haline gelmiş. Bu umrumda değil. Bazı dengesizlerin yaptığı yorumlar o kadar canımı sıktı ki, bu vereceğim cevap sadece o şahıslara gidecektir. Babam sapasağlam adamdı, hiçbir hastalığı olmayan ve ne yazık ki gariban bir adamdı! Garipti, sessiz sakin ve mağrur ama aynı zamanda onurlu ve gururlu bir adamdı.

Ve Gençti..

O illet hastalığın teşhisi konulduğunda ben tek başımaydım, yüzüme yüzüme o hastalığı okuduklarında, ÖLECEK dediklerinde tek başımaydım. O doktorun odasından babanızın öleceğini bilerek çıkmak, ama etrafa gülücük saçmak, bunu yapmak zorunda kalmak nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz? Babanızın yanına gidip, iyi olacaksın ya bir şey yok diyerek içiniz kan ağlaya ağlaya yüzüne gülmek nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz?
Kimseye söyleyemedim ben hastalığını. En yakın dostlarıma, akrabalarıma dahi. Söyleyemedim çünkü kendim dahi inanmadım ki. Söyleyemedim çünkü benim babam kanser olamazdı.
Ama oldu..
18 ay, dile kolay tam 18 ay boyunca çektiklerimi bir ben bilirim, bir de Allah!. Hastanelerin zorluğu, tedavi sürecinin zorluğu, maddi manevi yıpranmalar vs. vs. vs. Hanginiz yaşadınız bunları? 18 ay boyunca tüm hastanenin merdivenlerini ezberlediniz mi? İlaçların adını, ne işe yaradığını, tahlil sonuçlarının hangisinin ne olduğunu en ince ayrıntısına kadar öğrendiniz mi?

Ya sizin babanız gözlerinizin önünde eriyip gitti mi? 100 kilo olan babanızın 1 ayda 50 kiloya düştüğünü gördünüz mü?
Kendi babanızı kendiniz içinize ağlaya ağlaya traş ettiniz mi? Yıkayıp, duş aldırdınız mı? Kendi söylediğiniz iyileşecek yalanına kendiniz inanmak isteyip, inandınız mı?

Bazı ileri zekâlı kişiler demiş ki, muhtemelen zaten büyük şehirde yaşıyordunuz, neden eşiniz hasta adamı ta İzmir'e tedavi için götürdü ki.. Senin baban senin gözünde götürülmeye değer olmayabilir, lâkin ben babamı tedavi için dünyanın öbür ucuna götürmeye hazırdım. Sen ve senin gibiler bunu anlamaz. Ben babam öldüğünde pişmanlık duymak istemedim. Keşke şunu da yapsaydım, keşke şuraya da götürseydim demek istemedim.

Ve benim babam ÖLDÜ! Hemde kucağımda öldü. Gözlerimin içine baka baka, o masum gözleriyle bana ben gidiyorum, seni yalnız bırakıyorum diye diye gitti.

Hanginiz yaşadınız bu durumu? Daha özet olarak yazıyorum bunu. Yaşadıklarımın bir kısmının özeti bunlar özeti! Kalkmış bazıları acımı sorguluyor. Yaşamadığınız acıyı sorgulayamazsınız! Saçma sapan duygusuz ve ahlâk dışı düşüncelerinizi bu kadar dışa vurmuşsunuz ya, insanlardan bir kez daha soğuttunuz. Bu kadar mı insafsız, bu kadar mı acımasızsınız?

Bazıları da çıkmış aldatıyor mu acaba demiş. Allah'tan korkun be! Acının üzerinden devşirdiğiniz muhabbete bakın.

Yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun!.

Bu konu benim nezdimde kapanmıştır. Eşimle olan konu kendi konumdur. Lâkin burada fütursuzca yazılan şeyler benim şahsıma, babama, cenazeme hakarettir! Forum yetkililerinin affına sığınarak bu cevabı vermeyi kendime hak bildim ve vermek istedim.

Forumda nasıl bir kural vardır bilmiyorum, erkekler abone olabiliyor mu onu da bilmiyorum. Site yetkilileri ve diğer İYİ NİYETLİ insanların affını istiyorum. Rabb'im yaşadıklarımın en ufak özetini dahi sizlere yaşatmasın. Çünkü bu acının tarifi yok. Kemikleriniz canlı canlı kırılması neyse, bu acı benim için odur.

Herkese iyi akşamlar dilerim.
Meşhur Eş Kişisi.

Konunun yetkililerce, bir daha açılmamak üzere kapatılmasını rica ediyorum.

Saygılarımla.
Bugün burası baya karıştı yahu :KK43: Gerçek misiniz bilmiyorum ama öyle olduğunu var sayıyorum. Evet çok acımasız insanlar var ama baba ölümünü de fake bir konu açıp trolleyeceğini düşünmüyorum. Öyleyse de yazık bizim insanlığımıza. Yazıda çok içtendi çünkü.
Başınız sağ olsun, Allah size sabır versin. Ama lütfen şunu unutmayın, burada çoğu kadın size hak verdi. O birkaç yorumda muhtemelen konunun genelini bilmemesinden kaynaklı.
 
Söylenmemesi gereken şeyler söyledim yazdı ilk konusunda. Belki çok ağır ve bencilceydi lafları. Benim babam da aynı süreci yaşadı ve vefat etti. 4 ay geçmiş, kalk anamlara gidelim, gezmeye gidelim, evde misafir var gel gönüllerini eğle diyen eşten soğumasın da ne yapsın? Anladığım kadarıyla çevrelerinde ne kadar insan var hepsini taziyeye çağırmış. Konu sahibi bana biraz "herkes gelir yapacak bir şey olmadığını söylerse ikna olur kabullenir" i denemiş gibi geldi. Benim kocam "tek senin baban mı öldü " dese ben boşanırdım ama demedi. Ne söylersen ben dinlerim dedi.

Herkesin yas tutması farklı, demek ki kocası çevreyle iletişimi kesip kendi halinde kalmak istemiş. İnsan görmek istememiş, kendi içinde hesaplaşmasını bitirmemiş. Ne zaman yapacak bir şey kalmadığına, babasının ölümüne kimsenin engel olamayacağına kimsenin onu kurtaramayacağına ikna olur anca o zaman düzelir.

İyi günde gezelim gidelim yapalım edelim denir de kötü günde şartsız şurtsuz yanındayım seninleyim denir. Ay hadi ne zaman bitecek ya diye insan darlanmaz.
Taziyeye değil ailesi oturmaya geliyor neymiş niye sadece selamlasip yüzü asık oturuyormuş. Ailesiyle sen şakrak eglenmiyormus. Zaten kocası da üyelik açıp uzunca bir mesaj yazmış.
 
Son düzenleme:
Bir kaç mesajı maalesef okudum daha doğrusu okutuldum. Acaba haksızlık mı ettim girip bende okuyayım belki farklılık iyi gelir düşüncesiyle, mesajlardan yola çıkarak ilgili konuyu buldum ve ne yazık ki insanlığımdan utandım!

Evet; Ben konu mankeni olan kişi, içinizden bazılarının tabiriyle o eş kişisiyim.

Bazı iğrenç yazıları görünce, es geçemedim cevap verme hakkım olduğunu düşünerek, bunu yapmaya karar verdim.

Ben 35 yaşındayım. 17 yaşında evinden, ailesinden ayrılarak üniversite okumaya çıkmış, 21 yaşında üniversiteyi bitirerek, 3 farklı ülkede 6 yıl çalışmış, kendi öz vatanına, Türkiye'ye döndükten sonra yine ailesinden farklı bir şehirde iş hayatına atılmış, ne yazık ki ailesinin yanında yakınında olamamış birisiyim. Şimdi bazı kendini bilmezler burada demişler ki, tek onun babası mı öldü? Acaba sizin kaç tane babanız öldü? Almışsınız elinize Baton aklınızca burada orkestra yönetiyorsunuz. Sınanmadığınız acının moderatörlüğünü yapmayın.

Zaten özel hayatım burada bülten haline gelmiş. Bu umrumda değil. Bazı dengesizlerin yaptığı yorumlar o kadar canımı sıktı ki, bu vereceğim cevap sadece o şahıslara gidecektir. Babam sapasağlam adamdı, hiçbir hastalığı olmayan ve ne yazık ki gariban bir adamdı! Garipti, sessiz sakin ve mağrur ama aynı zamanda onurlu ve gururlu bir adamdı.

Ve Gençti..

O illet hastalığın teşhisi konulduğunda ben tek başımaydım, yüzüme yüzüme o hastalığı okuduklarında, ÖLECEK dediklerinde tek başımaydım. O doktorun odasından babanızın öleceğini bilerek çıkmak, ama etrafa gülücük saçmak, bunu yapmak zorunda kalmak nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz? Babanızın yanına gidip, iyi olacaksın ya bir şey yok diyerek içiniz kan ağlaya ağlaya yüzüne gülmek nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz?
Kimseye söyleyemedim ben hastalığını. En yakın dostlarıma, akrabalarıma dahi. Söyleyemedim çünkü kendim dahi inanmadım ki. Söyleyemedim çünkü benim babam kanser olamazdı.
Ama oldu..
18 ay, dile kolay tam 18 ay boyunca çektiklerimi bir ben bilirim, bir de Allah!. Hastanelerin zorluğu, tedavi sürecinin zorluğu, maddi manevi yıpranmalar vs. vs. vs. Hanginiz yaşadınız bunları? 18 ay boyunca tüm hastanenin merdivenlerini ezberlediniz mi? İlaçların adını, ne işe yaradığını, tahlil sonuçlarının hangisinin ne olduğunu en ince ayrıntısına kadar öğrendiniz mi?

Ya sizin babanız gözlerinizin önünde eriyip gitti mi? 100 kilo olan babanızın 1 ayda 50 kiloya düştüğünü gördünüz mü?
Kendi babanızı kendiniz içinize ağlaya ağlaya traş ettiniz mi? Yıkayıp, duş aldırdınız mı? Kendi söylediğiniz iyileşecek yalanına kendiniz inanmak isteyip, inandınız mı?

Bazı ileri zekâlı kişiler demiş ki, muhtemelen zaten büyük şehirde yaşıyordunuz, neden eşiniz hasta adamı ta İzmir'e tedavi için götürdü ki.. Senin baban senin gözünde götürülmeye değer olmayabilir, lâkin ben babamı tedavi için dünyanın öbür ucuna götürmeye hazırdım. Sen ve senin gibiler bunu anlamaz. Ben babam öldüğünde pişmanlık duymak istemedim. Keşke şunu da yapsaydım, keşke şuraya da götürseydim demek istemedim.

Ve benim babam ÖLDÜ! Hemde kucağımda öldü. Gözlerimin içine baka baka, o masum gözleriyle bana ben gidiyorum, seni yalnız bırakıyorum diye diye gitti.

Hanginiz yaşadınız bu durumu? Daha özet olarak yazıyorum bunu. Yaşadıklarımın bir kısmının özeti bunlar özeti! Kalkmış bazıları acımı sorguluyor. Yaşamadığınız acıyı sorgulayamazsınız! Saçma sapan duygusuz ve ahlâk dışı düşüncelerinizi bu kadar dışa vurmuşsunuz ya, insanlardan bir kez daha soğuttunuz. Bu kadar mı insafsız, bu kadar mı acımasızsınız?

Bazıları da çıkmış aldatıyor mu acaba demiş. Allah'tan korkun be! Acının üzerinden devşirdiğiniz muhabbete bakın.

Yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun!.

Bu konu benim nezdimde kapanmıştır. Eşimle olan konu kendi konumdur. Lâkin burada fütursuzca yazılan şeyler benim şahsıma, babama, cenazeme hakarettir! Forum yetkililerinin affına sığınarak bu cevabı vermeyi kendime hak bildim ve vermek istedim.

Forumda nasıl bir kural vardır bilmiyorum, erkekler abone olabiliyor mu onu da bilmiyorum. Site yetkilileri ve diğer İYİ NİYETLİ insanların affını istiyorum. Rabb'im yaşadıklarımın en ufak özetini dahi sizlere yaşatmasın. Çünkü bu acının tarifi yok. Kemikleriniz canlı canlı kırılması neyse, bu acı benim için odur.

Herkese iyi akşamlar dilerim.
Meşhur Eş Kişisi.

Konunun yetkililerce, bir daha açılmamak üzere kapatılmasını rica ediyorum.

Saygılarımla.
Bu ne şimdi? Bizim muhattabımız siz değilsiniz. Çoğu kişi de eşinize hak vermemiş zaten. Millet sanki küfür etmiş gibi ne bu celal? İkinci ağızdan dinleyip kendi bakış açımıza göre yorum yapıyoruz. Bu kadar netseniz gidin boşanın.
 
Kocamda beni aynı şekilde aldatmıştı. O yüzden böyle suçlamalar hiç inandırıcı gelmiyor bana.
Konu sahibesi evde kalın eşiniz kendisi gitsin. Bi zahmet düzeni bir bozulsun. Çamaşırı kirlenince gelir merak etme.
Adam söylemiş zaten, ya sen ailenin yanına git ya da ben otelde kalayım demiş. Adam üst düzey yönetici, kazancı çok iyi yıkatır çamaşırını otelde. Bana inandırıcı geldi çünkü benim babam da aynı hastalıktan aynı süreçlerden geçti vefat etti. Yaşatmaya kurtarmaya çalışırken ellerinden kayıp gitme hissi gerçek yani.

Kocasının ne yaptığı nereye gittiğiyle ilgilenseydi az çok anlardı aldatılıp aldatılmadığını. Almış eline fotoğraf makinesini dağ bayır gezip kuş böcek fotoğrafı çekiyor yazmış. Kendi de arada bir gidebilirdi eşiyle, onun yerine izin al anamlara gidelim diye darlamış.
 
Back