- 25 Kasım 2014
- 2.795
- 21.406
- 508
- Konu Sahibi begonvil001
- #121
Link var miGeçenlerde depremde ailesi arayıp sormamasına rağmen, aile grubunda eniştesinin paylaşımlarını beğenip; eşiyle kavga eden üyeyle de ortak yanları var gibi geldi.
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Link var miGeçenlerde depremde ailesi arayıp sormamasına rağmen, aile grubunda eniştesinin paylaşımlarını beğenip; eşiyle kavga eden üyeyle de ortak yanları var gibi geldi.
Evet, onu da hatirladim ama yazim tarzi farkliydi. Bu kisiyi tamamen yazim tarzindan hatirladim. Bir de ismindeki begonvilden.Geçenlerde depremde ailesi arayıp sormamasına rağmen, aile grubunda eniştesinin paylaşımlarını beğenip; eşiyle kavga eden üyeyle de ortak yanları var gibi geldi.
Aşkım biraz eski üyelikteki konulardaki mesajlara bakarsan anlarsın adam neden soğumuş. Begonvil için bu adam bir proje, güzel bir vitrin. Sağa sola hava atmaya kalkıyor adamla fjfmfjfValla aynı kişiyse ki öyle duruyor asıl garip olan kocası bence. Bu üyeliğindeki konuda da (henüz baba yaşıyor) başka sebepten yine kadını ailesinin evine göndermeye çalışmış. Adam her fırsatta boşanmak için yer yapıyor bence. Tabi ki konu sahibinin de hataları vardır ama adam normal değil. Bence sevgisi bitmiş bahaneye bakıyormuş zaten uzun zamandır. Bu ne böyle be ne olsa hadi git ailenin evine.
Denedim de diğer üyeliği kapalı.Aşkım biraz eski üyelikteki konulardaki mesajlara bakarsan anlarsın adam neden soğumuş. Begonvil için bu adam bir proje, güzel bir vitrin. Sağa sola hava atmaya kalkıyor adamla fjfmfjf
Ay bi de istiyordu ki adam bunun kızkardeşinin polis memuru kocasına hava atsın mesleği parası ailesi ile falan ahahahahhahs sen ol da soğuma.Denedim de diğer üyeliği kapalı.
Yeni evlendigini söylüyor buradaki kisi, tabi degistirip yazmis da olabilir. Eniste meselesi ve hakli miyim hakli mi kim hakli diye sormasi benziyor.
Eniste icin hoduktur biraz demisAy bi de istiyordu ki adam bunun kızkardeşinin polis memuru kocasına hava atsın mesleği parası ailesi ile falan ahahahahhahs sen ol da soğuma.
Mune bakar mısın abla , akşam akşam birilerinin eğlencesi oldu bdv. He Begonvil he aynen.Bir kaç mesajı maalesef okudum daha doğrusu okutuldum. Acaba haksızlık mı ettim girip bende okuyayım belki farklılık iyi gelir düşüncesiyle, mesajlardan yola çıkarak ilgili konuyu buldum ve ne yazık ki insanlığımdan utandım!
Evet; Ben konu mankeni olan kişi, içinizden bazılarının tabiriyle o eş kişisiyim.
Bazı iğrenç yazıları görünce, es geçemedim cevap verme hakkım olduğunu düşünerek, bunu yapmaya karar verdim.
Ben 35 yaşındayım. 17 yaşında evinden, ailesinden ayrılarak üniversite okumaya çıkmış, 21 yaşında üniversiteyi bitirerek, 3 farklı ülkede 6 yıl çalışmış, kendi öz vatanına, Türkiye'ye döndükten sonra yine ailesinden farklı bir şehirde iş hayatına atılmış, ne yazık ki ailesinin yanında yakınında olamamış birisiyim. Şimdi bazı kendini bilmezler burada demişler ki, tek onun babası mı öldü? Acaba sizin kaç tane babanız öldü? Almışsınız elinize Baton aklınızca burada orkestra yönetiyorsunuz. Sınanmadığınız acının moderatörlüğünü yapmayın.
Zaten özel hayatım burada bülten haline gelmiş. Bu umrumda değil. Bazı dengesizlerin yaptığı yorumlar o kadar canımı sıktı ki, bu vereceğim cevap sadece o şahıslara gidecektir. Babam sapasağlam adamdı, hiçbir hastalığı olmayan ve ne yazık ki gariban bir adamdı! Garipti, sessiz sakin ve mağrur ama aynı zamanda onurlu ve gururlu bir adamdı.
Ve Gençti..
O illet hastalığın teşhisi konulduğunda ben tek başımaydım, yüzüme yüzüme o hastalığı okuduklarında, ÖLECEK dediklerinde tek başımaydım. O doktorun odasından babanızın öleceğini bilerek çıkmak, ama etrafa gülücük saçmak, bunu yapmak zorunda kalmak nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz? Babanızın yanına gidip, iyi olacaksın ya bir şey yok diyerek içiniz kan ağlaya ağlaya yüzüne gülmek nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz?
Kimseye söyleyemedim ben hastalığını. En yakın dostlarıma, akrabalarıma dahi. Söyleyemedim çünkü kendim dahi inanmadım ki. Söyleyemedim çünkü benim babam kanser olamazdı.
Ama oldu..
18 ay, dile kolay tam 18 ay boyunca çektiklerimi bir ben bilirim, bir de Allah!. Hastanelerin zorluğu, tedavi sürecinin zorluğu, maddi manevi yıpranmalar vs. vs. vs. Hanginiz yaşadınız bunları? 18 ay boyunca tüm hastanenin merdivenlerini ezberlediniz mi? İlaçların adını, ne işe yaradığını, tahlil sonuçlarının hangisinin ne olduğunu en ince ayrıntısına kadar öğrendiniz mi?
Ya sizin babanız gözlerinizin önünde eriyip gitti mi? 100 kilo olan babanızın 1 ayda 50 kiloya düştüğünü gördünüz mü?
Kendi babanızı kendiniz içinize ağlaya ağlaya traş ettiniz mi? Yıkayıp, duş aldırdınız mı? Kendi söylediğiniz iyileşecek yalanına kendiniz inanmak isteyip, inandınız mı?
Bazı ileri zekâlı kişiler demiş ki, muhtemelen zaten büyük şehirde yaşıyordunuz, neden eşiniz hasta adamı ta İzmir'e tedavi için götürdü ki.. Senin baban senin gözünde götürülmeye değer olmayabilir, lâkin ben babamı tedavi için dünyanın öbür ucuna götürmeye hazırdım. Sen ve senin gibiler bunu anlamaz. Ben babam öldüğünde pişmanlık duymak istemedim. Keşke şunu da yapsaydım, keşke şuraya da götürseydim demek istemedim.
Ve benim babam ÖLDÜ! Hemde kucağımda öldü. Gözlerimin içine baka baka, o masum gözleriyle bana ben gidiyorum, seni yalnız bırakıyorum diye diye gitti.
Hanginiz yaşadınız bu durumu? Daha özet olarak yazıyorum bunu. Yaşadıklarımın bir kısmının özeti bunlar özeti! Kalkmış bazıları acımı sorguluyor. Yaşamadığınız acıyı sorgulayamazsınız! Saçma sapan duygusuz ve ahlâk dışı düşüncelerinizi bu kadar dışa vurmuşsunuz ya, insanlardan bir kez daha soğuttunuz. Bu kadar mı insafsız, bu kadar mı acımasızsınız?
Bazıları da çıkmış aldatıyor mu acaba demiş. Allah'tan korkun be! Acının üzerinden devşirdiğiniz muhabbete bakın.
Yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun!.
Bu konu benim nezdimde kapanmıştır. Eşimle olan konu kendi konumdur. Lâkin burada fütursuzca yazılan şeyler benim şahsıma, babama, cenazeme hakarettir! Forum yetkililerinin affına sığınarak bu cevabı vermeyi kendime hak bildim ve vermek istedim.
Forumda nasıl bir kural vardır bilmiyorum, erkekler abone olabiliyor mu onu da bilmiyorum. Site yetkilileri ve diğer İYİ NİYETLİ insanların affını istiyorum. Rabb'im yaşadıklarımın en ufak özetini dahi sizlere yaşatmasın. Çünkü bu acının tarifi yok. Kemikleriniz canlı canlı kırılması neyse, bu acı benim için odur.
Herkese iyi akşamlar dilerim.
Meşhur Eş Kişisi.
Konunun yetkililerce, bir daha açılmamak üzere kapatılmasını rica ediyorum.
Saygılarımla.
Başınız sağolsunBir kaç mesajı maalesef okudum daha doğrusu okutuldum. Acaba haksızlık mı ettim girip bende okuyayım belki farklılık iyi gelir düşüncesiyle, mesajlardan yola çıkarak ilgili konuyu buldum ve ne yazık ki insanlığımdan utandım!
Evet; Ben konu mankeni olan kişi, içinizden bazılarının tabiriyle o eş kişisiyim.
Bazı iğrenç yazıları görünce, es geçemedim cevap verme hakkım olduğunu düşünerek, bunu yapmaya karar verdim.
Ben 35 yaşındayım. 17 yaşında evinden, ailesinden ayrılarak üniversite okumaya çıkmış, 21 yaşında üniversiteyi bitirerek, 3 farklı ülkede 6 yıl çalışmış, kendi öz vatanına, Türkiye'ye döndükten sonra yine ailesinden farklı bir şehirde iş hayatına atılmış, ne yazık ki ailesinin yanında yakınında olamamış birisiyim. Şimdi bazı kendini bilmezler burada demişler ki, tek onun babası mı öldü? Acaba sizin kaç tane babanız öldü? Almışsınız elinize Baton aklınızca burada orkestra yönetiyorsunuz. Sınanmadığınız acının moderatörlüğünü yapmayın.
Zaten özel hayatım burada bülten haline gelmiş. Bu umrumda değil. Bazı dengesizlerin yaptığı yorumlar o kadar canımı sıktı ki, bu vereceğim cevap sadece o şahıslara gidecektir. Babam sapasağlam adamdı, hiçbir hastalığı olmayan ve ne yazık ki gariban bir adamdı! Garipti, sessiz sakin ve mağrur ama aynı zamanda onurlu ve gururlu bir adamdı.
Ve Gençti..
O illet hastalığın teşhisi konulduğunda ben tek başımaydım, yüzüme yüzüme o hastalığı okuduklarında, ÖLECEK dediklerinde tek başımaydım. O doktorun odasından babanızın öleceğini bilerek çıkmak, ama etrafa gülücük saçmak, bunu yapmak zorunda kalmak nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz? Babanızın yanına gidip, iyi olacaksın ya bir şey yok diyerek içiniz kan ağlaya ağlaya yüzüne gülmek nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz?
Kimseye söyleyemedim ben hastalığını. En yakın dostlarıma, akrabalarıma dahi. Söyleyemedim çünkü kendim dahi inanmadım ki. Söyleyemedim çünkü benim babam kanser olamazdı.
Ama oldu..
18 ay, dile kolay tam 18 ay boyunca çektiklerimi bir ben bilirim, bir de Allah!. Hastanelerin zorluğu, tedavi sürecinin zorluğu, maddi manevi yıpranmalar vs. vs. vs. Hanginiz yaşadınız bunları? 18 ay boyunca tüm hastanenin merdivenlerini ezberlediniz mi? İlaçların adını, ne işe yaradığını, tahlil sonuçlarının hangisinin ne olduğunu en ince ayrıntısına kadar öğrendiniz mi?
Ya sizin babanız gözlerinizin önünde eriyip gitti mi? 100 kilo olan babanızın 1 ayda 50 kiloya düştüğünü gördünüz mü?
Kendi babanızı kendiniz içinize ağlaya ağlaya traş ettiniz mi? Yıkayıp, duş aldırdınız mı? Kendi söylediğiniz iyileşecek yalanına kendiniz inanmak isteyip, inandınız mı?
Bazı ileri zekâlı kişiler demiş ki, muhtemelen zaten büyük şehirde yaşıyordunuz, neden eşiniz hasta adamı ta İzmir'e tedavi için götürdü ki.. Senin baban senin gözünde götürülmeye değer olmayabilir, lâkin ben babamı tedavi için dünyanın öbür ucuna götürmeye hazırdım. Sen ve senin gibiler bunu anlamaz. Ben babam öldüğünde pişmanlık duymak istemedim. Keşke şunu da yapsaydım, keşke şuraya da götürseydim demek istemedim.
Ve benim babam ÖLDÜ! Hemde kucağımda öldü. Gözlerimin içine baka baka, o masum gözleriyle bana ben gidiyorum, seni yalnız bırakıyorum diye diye gitti.
Hanginiz yaşadınız bu durumu? Daha özet olarak yazıyorum bunu. Yaşadıklarımın bir kısmının özeti bunlar özeti! Kalkmış bazıları acımı sorguluyor. Yaşamadığınız acıyı sorgulayamazsınız! Saçma sapan duygusuz ve ahlâk dışı düşüncelerinizi bu kadar dışa vurmuşsunuz ya, insanlardan bir kez daha soğuttunuz. Bu kadar mı insafsız, bu kadar mı acımasızsınız?
Bazıları da çıkmış aldatıyor mu acaba demiş. Allah'tan korkun be! Acının üzerinden devşirdiğiniz muhabbete bakın.
Yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun!.
Bu konu benim nezdimde kapanmıştır. Eşimle olan konu kendi konumdur. Lâkin burada fütursuzca yazılan şeyler benim şahsıma, babama, cenazeme hakarettir! Forum yetkililerinin affına sığınarak bu cevabı vermeyi kendime hak bildim ve vermek istedim.
Forumda nasıl bir kural vardır bilmiyorum, erkekler abone olabiliyor mu onu da bilmiyorum. Site yetkilileri ve diğer İYİ NİYETLİ insanların affını istiyorum. Rabb'im yaşadıklarımın en ufak özetini dahi sizlere yaşatmasın. Çünkü bu acının tarifi yok. Kemikleriniz canlı canlı kırılması neyse, bu acı benim için odur.
Herkese iyi akşamlar dilerim.
Meşhur Eş Kişisi.
Konunun yetkililerce, bir daha açılmamak üzere kapatılmasını rica ediyorum.
Saygılarımla.
Yorumlarda ben "gerçekçi bir insanım eşim sürekli mezarına gitmek istiyor ben istemiyorum unutmasıni istiyorum " demişti.Ben mezarına göndermeme kısmını okumadım? Nerde yazıyor… eğer böyle bisey varsa direk bosanma konusu. Beni babamın mezarına göndermeyecek adamı sepetlerim. Aile bağıma atama saygısı olmayanın hayatımda yeri olmamalı..
Vallahi benimde eş kişisine inancım kalmadı. O zamanlar boşamamış, simdi de boşamaz. Dikkatimi çeken birşey var bu arada. 2 yıl geçmiş konu sahibi aynı kafa yapısı, ailesi de aynı. Maalesef konudaki eş kişisi de... Bir arpa boyu yol alan olmamış.Begonfil aşqom gelmiş hiç haber etmiyonuz ya.
Bu adam seni halen boşamadı mı? O zaman müstehak.
Yok artık bunu yazan kadınsa pes yani. Adamın çektiği acıları birebir yazmış. Bunları bile bile adama babasi ölen sadece sen misin demezsin yaMune bakar mısın abla , akşam akşam birilerinin eğlencesi oldu bdv. He Begonvil he aynen.
Seni çok iyi anlıyorum. Aynısını yaşadım.Bir kaç mesajı maalesef okudum daha doğrusu okutuldum. Acaba haksızlık mı ettim girip bende okuyayım belki farklılık iyi gelir düşüncesiyle, mesajlardan yola çıkarak ilgili konuyu buldum ve ne yazık ki insanlığımdan utandım!
Evet; Ben konu mankeni olan kişi, içinizden bazılarının tabiriyle o eş kişisiyim.
Bazı iğrenç yazıları görünce, es geçemedim cevap verme hakkım olduğunu düşünerek, bunu yapmaya karar verdim.
Ben 35 yaşındayım. 17 yaşında evinden, ailesinden ayrılarak üniversite okumaya çıkmış, 21 yaşında üniversiteyi bitirerek, 3 farklı ülkede 6 yıl çalışmış, kendi öz vatanına, Türkiye'ye döndükten sonra yine ailesinden farklı bir şehirde iş hayatına atılmış, ne yazık ki ailesinin yanında yakınında olamamış birisiyim. Şimdi bazı kendini bilmezler burada demişler ki, tek onun babası mı öldü? Acaba sizin kaç tane babanız öldü? Almışsınız elinize Baton aklınızca burada orkestra yönetiyorsunuz. Sınanmadığınız acının moderatörlüğünü yapmayın.
Zaten özel hayatım burada bülten haline gelmiş. Bu umrumda değil. Bazı dengesizlerin yaptığı yorumlar o kadar canımı sıktı ki, bu vereceğim cevap sadece o şahıslara gidecektir. Babam sapasağlam adamdı, hiçbir hastalığı olmayan ve ne yazık ki gariban bir adamdı! Garipti, sessiz sakin ve mağrur ama aynı zamanda onurlu ve gururlu bir adamdı.
Ve Gençti..
O illet hastalığın teşhisi konulduğunda ben tek başımaydım, yüzüme yüzüme o hastalığı okuduklarında, ÖLECEK dediklerinde tek başımaydım. O doktorun odasından babanızın öleceğini bilerek çıkmak, ama etrafa gülücük saçmak, bunu yapmak zorunda kalmak nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz? Babanızın yanına gidip, iyi olacaksın ya bir şey yok diyerek içiniz kan ağlaya ağlaya yüzüne gülmek nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz?
Kimseye söyleyemedim ben hastalığını. En yakın dostlarıma, akrabalarıma dahi. Söyleyemedim çünkü kendim dahi inanmadım ki. Söyleyemedim çünkü benim babam kanser olamazdı.
Ama oldu..
18 ay, dile kolay tam 18 ay boyunca çektiklerimi bir ben bilirim, bir de Allah!. Hastanelerin zorluğu, tedavi sürecinin zorluğu, maddi manevi yıpranmalar vs. vs. vs. Hanginiz yaşadınız bunları? 18 ay boyunca tüm hastanenin merdivenlerini ezberlediniz mi? İlaçların adını, ne işe yaradığını, tahlil sonuçlarının hangisinin ne olduğunu en ince ayrıntısına kadar öğrendiniz mi?
Ya sizin babanız gözlerinizin önünde eriyip gitti mi? 100 kilo olan babanızın 1 ayda 50 kiloya düştüğünü gördünüz mü?
Kendi babanızı kendiniz içinize ağlaya ağlaya traş ettiniz mi? Yıkayıp, duş aldırdınız mı? Kendi söylediğiniz iyileşecek yalanına kendiniz inanmak isteyip, inandınız mı?
Bazı ileri zekâlı kişiler demiş ki, muhtemelen zaten büyük şehirde yaşıyordunuz, neden eşiniz hasta adamı ta İzmir'e tedavi için götürdü ki.. Senin baban senin gözünde götürülmeye değer olmayabilir, lâkin ben babamı tedavi için dünyanın öbür ucuna götürmeye hazırdım. Sen ve senin gibiler bunu anlamaz. Ben babam öldüğünde pişmanlık duymak istemedim. Keşke şunu da yapsaydım, keşke şuraya da götürseydim demek istemedim.
Ve benim babam ÖLDÜ! Hemde kucağımda öldü. Gözlerimin içine baka baka, o masum gözleriyle bana ben gidiyorum, seni yalnız bırakıyorum diye diye gitti.
Hanginiz yaşadınız bu durumu? Daha özet olarak yazıyorum bunu. Yaşadıklarımın bir kısmının özeti bunlar özeti! Kalkmış bazıları acımı sorguluyor. Yaşamadığınız acıyı sorgulayamazsınız! Saçma sapan duygusuz ve ahlâk dışı düşüncelerinizi bu kadar dışa vurmuşsunuz ya, insanlardan bir kez daha soğuttunuz. Bu kadar mı insafsız, bu kadar mı acımasızsınız?
Bazıları da çıkmış aldatıyor mu acaba demiş. Allah'tan korkun be! Acının üzerinden devşirdiğiniz muhabbete bakın.
Yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun!.
Bu konu benim nezdimde kapanmıştır. Eşimle olan konu kendi konumdur. Lâkin burada fütursuzca yazılan şeyler benim şahsıma, babama, cenazeme hakarettir! Forum yetkililerinin affına sığınarak bu cevabı vermeyi kendime hak bildim ve vermek istedim.
Forumda nasıl bir kural vardır bilmiyorum, erkekler abone olabiliyor mu onu da bilmiyorum. Site yetkilileri ve diğer İYİ NİYETLİ insanların affını istiyorum. Rabb'im yaşadıklarımın en ufak özetini dahi sizlere yaşatmasın. Çünkü bu acının tarifi yok. Kemikleriniz canlı canlı kırılması neyse, bu acı benim için odur.
Herkese iyi akşamlar dilerim.
Meşhur Eş Kişisi.
Konunun yetkililerce, bir daha açılmamak üzere kapatılmasını rica ediyorum.
Saygılarımla.
Gercekseniz basiniz sagolsun. Cogu kisi size hak verdi aslinda. Esiniz size sadece kendisini hakli cikartacak tek tuk birkac mesaji gostermis.Bir kaç mesajı maalesef okudum daha doğrusu okutuldum. Acaba haksızlık mı ettim girip bende okuyayım belki farklılık iyi gelir düşüncesiyle, mesajlardan yola çıkarak ilgili konuyu buldum ve ne yazık ki insanlığımdan utandım!
Evet; Ben konu mankeni olan kişi, içinizden bazılarının tabiriyle o eş kişisiyim.
Bazı iğrenç yazıları görünce, es geçemedim cevap verme hakkım olduğunu düşünerek, bunu yapmaya karar verdim.
Ben 35 yaşındayım. 17 yaşında evinden, ailesinden ayrılarak üniversite okumaya çıkmış, 21 yaşında üniversiteyi bitirerek, 3 farklı ülkede 6 yıl çalışmış, kendi öz vatanına, Türkiye'ye döndükten sonra yine ailesinden farklı bir şehirde iş hayatına atılmış, ne yazık ki ailesinin yanında yakınında olamamış birisiyim. Şimdi bazı kendini bilmezler burada demişler ki, tek onun babası mı öldü? Acaba sizin kaç tane babanız öldü? Almışsınız elinize Baton aklınızca burada orkestra yönetiyorsunuz. Sınanmadığınız acının moderatörlüğünü yapmayın.
Zaten özel hayatım burada bülten haline gelmiş. Bu umrumda değil. Bazı dengesizlerin yaptığı yorumlar o kadar canımı sıktı ki, bu vereceğim cevap sadece o şahıslara gidecektir. Babam sapasağlam adamdı, hiçbir hastalığı olmayan ve ne yazık ki gariban bir adamdı! Garipti, sessiz sakin ve mağrur ama aynı zamanda onurlu ve gururlu bir adamdı.
Ve Gençti..
O illet hastalığın teşhisi konulduğunda ben tek başımaydım, yüzüme yüzüme o hastalığı okuduklarında, ÖLECEK dediklerinde tek başımaydım. O doktorun odasından babanızın öleceğini bilerek çıkmak, ama etrafa gülücük saçmak, bunu yapmak zorunda kalmak nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz? Babanızın yanına gidip, iyi olacaksın ya bir şey yok diyerek içiniz kan ağlaya ağlaya yüzüne gülmek nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz?
Kimseye söyleyemedim ben hastalığını. En yakın dostlarıma, akrabalarıma dahi. Söyleyemedim çünkü kendim dahi inanmadım ki. Söyleyemedim çünkü benim babam kanser olamazdı.
Ama oldu..
18 ay, dile kolay tam 18 ay boyunca çektiklerimi bir ben bilirim, bir de Allah!. Hastanelerin zorluğu, tedavi sürecinin zorluğu, maddi manevi yıpranmalar vs. vs. vs. Hanginiz yaşadınız bunları? 18 ay boyunca tüm hastanenin merdivenlerini ezberlediniz mi? İlaçların adını, ne işe yaradığını, tahlil sonuçlarının hangisinin ne olduğunu en ince ayrıntısına kadar öğrendiniz mi?
Ya sizin babanız gözlerinizin önünde eriyip gitti mi? 100 kilo olan babanızın 1 ayda 50 kiloya düştüğünü gördünüz mü?
Kendi babanızı kendiniz içinize ağlaya ağlaya traş ettiniz mi? Yıkayıp, duş aldırdınız mı? Kendi söylediğiniz iyileşecek yalanına kendiniz inanmak isteyip, inandınız mı?
Bazı ileri zekâlı kişiler demiş ki, muhtemelen zaten büyük şehirde yaşıyordunuz, neden eşiniz hasta adamı ta İzmir'e tedavi için götürdü ki.. Senin baban senin gözünde götürülmeye değer olmayabilir, lâkin ben babamı tedavi için dünyanın öbür ucuna götürmeye hazırdım. Sen ve senin gibiler bunu anlamaz. Ben babam öldüğünde pişmanlık duymak istemedim. Keşke şunu da yapsaydım, keşke şuraya da götürseydim demek istemedim.
Ve benim babam ÖLDÜ! Hemde kucağımda öldü. Gözlerimin içine baka baka, o masum gözleriyle bana ben gidiyorum, seni yalnız bırakıyorum diye diye gitti.
Hanginiz yaşadınız bu durumu? Daha özet olarak yazıyorum bunu. Yaşadıklarımın bir kısmının özeti bunlar özeti! Kalkmış bazıları acımı sorguluyor. Yaşamadığınız acıyı sorgulayamazsınız! Saçma sapan duygusuz ve ahlâk dışı düşüncelerinizi bu kadar dışa vurmuşsunuz ya, insanlardan bir kez daha soğuttunuz. Bu kadar mı insafsız, bu kadar mı acımasızsınız?
Bazıları da çıkmış aldatıyor mu acaba demiş. Allah'tan korkun be! Acının üzerinden devşirdiğiniz muhabbete bakın.
Yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun!.
Bu konu benim nezdimde kapanmıştır. Eşimle olan konu kendi konumdur. Lâkin burada fütursuzca yazılan şeyler benim şahsıma, babama, cenazeme hakarettir! Forum yetkililerinin affına sığınarak bu cevabı vermeyi kendime hak bildim ve vermek istedim.
Forumda nasıl bir kural vardır bilmiyorum, erkekler abone olabiliyor mu onu da bilmiyorum. Site yetkilileri ve diğer İYİ NİYETLİ insanların affını istiyorum. Rabb'im yaşadıklarımın en ufak özetini dahi sizlere yaşatmasın. Çünkü bu acının tarifi yok. Kemikleriniz canlı canlı kırılması neyse, bu acı benim için odur.
Herkese iyi akşamlar dilerim.
Meşhur Eş Kişisi.
Konunun yetkililerce, bir daha açılmamak üzere kapatılmasını rica ediyorum.
Saygılarımla.
Eşiniz yeterince kınandı zaten.. Başınız sağolsun..Bir kaç mesajı maalesef okudum daha doğrusu okutuldum. Acaba haksızlık mı ettim girip bende okuyayım belki farklılık iyi gelir düşüncesiyle, mesajlardan yola çıkarak ilgili konuyu buldum ve ne yazık ki insanlığımdan utandım!
Evet; Ben konu mankeni olan kişi, içinizden bazılarının tabiriyle o eş kişisiyim.
Bazı iğrenç yazıları görünce, es geçemedim cevap verme hakkım olduğunu düşünerek, bunu yapmaya karar verdim.
Ben 35 yaşındayım. 17 yaşında evinden, ailesinden ayrılarak üniversite okumaya çıkmış, 21 yaşında üniversiteyi bitirerek, 3 farklı ülkede 6 yıl çalışmış, kendi öz vatanına, Türkiye'ye döndükten sonra yine ailesinden farklı bir şehirde iş hayatına atılmış, ne yazık ki ailesinin yanında yakınında olamamış birisiyim. Şimdi bazı kendini bilmezler burada demişler ki, tek onun babası mı öldü? Acaba sizin kaç tane babanız öldü? Almışsınız elinize Baton aklınızca burada orkestra yönetiyorsunuz. Sınanmadığınız acının moderatörlüğünü yapmayın.
Zaten özel hayatım burada bülten haline gelmiş. Bu umrumda değil. Bazı dengesizlerin yaptığı yorumlar o kadar canımı sıktı ki, bu vereceğim cevap sadece o şahıslara gidecektir. Babam sapasağlam adamdı, hiçbir hastalığı olmayan ve ne yazık ki gariban bir adamdı! Garipti, sessiz sakin ve mağrur ama aynı zamanda onurlu ve gururlu bir adamdı.
Ve Gençti..
O illet hastalığın teşhisi konulduğunda ben tek başımaydım, yüzüme yüzüme o hastalığı okuduklarında, ÖLECEK dediklerinde tek başımaydım. O doktorun odasından babanızın öleceğini bilerek çıkmak, ama etrafa gülücük saçmak, bunu yapmak zorunda kalmak nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz? Babanızın yanına gidip, iyi olacaksın ya bir şey yok diyerek içiniz kan ağlaya ağlaya yüzüne gülmek nasıl bir duygu sizler biliyor musunuz?
Kimseye söyleyemedim ben hastalığını. En yakın dostlarıma, akrabalarıma dahi. Söyleyemedim çünkü kendim dahi inanmadım ki. Söyleyemedim çünkü benim babam kanser olamazdı.
Ama oldu..
18 ay, dile kolay tam 18 ay boyunca çektiklerimi bir ben bilirim, bir de Allah!. Hastanelerin zorluğu, tedavi sürecinin zorluğu, maddi manevi yıpranmalar vs. vs. vs. Hanginiz yaşadınız bunları? 18 ay boyunca tüm hastanenin merdivenlerini ezberlediniz mi? İlaçların adını, ne işe yaradığını, tahlil sonuçlarının hangisinin ne olduğunu en ince ayrıntısına kadar öğrendiniz mi?
Ya sizin babanız gözlerinizin önünde eriyip gitti mi? 100 kilo olan babanızın 1 ayda 50 kiloya düştüğünü gördünüz mü?
Kendi babanızı kendiniz içinize ağlaya ağlaya traş ettiniz mi? Yıkayıp, duş aldırdınız mı? Kendi söylediğiniz iyileşecek yalanına kendiniz inanmak isteyip, inandınız mı?
Bazı ileri zekâlı kişiler demiş ki, muhtemelen zaten büyük şehirde yaşıyordunuz, neden eşiniz hasta adamı ta İzmir'e tedavi için götürdü ki.. Senin baban senin gözünde götürülmeye değer olmayabilir, lâkin ben babamı tedavi için dünyanın öbür ucuna götürmeye hazırdım. Sen ve senin gibiler bunu anlamaz. Ben babam öldüğünde pişmanlık duymak istemedim. Keşke şunu da yapsaydım, keşke şuraya da götürseydim demek istemedim.
Ve benim babam ÖLDÜ! Hemde kucağımda öldü. Gözlerimin içine baka baka, o masum gözleriyle bana ben gidiyorum, seni yalnız bırakıyorum diye diye gitti.
Hanginiz yaşadınız bu durumu? Daha özet olarak yazıyorum bunu. Yaşadıklarımın bir kısmının özeti bunlar özeti! Kalkmış bazıları acımı sorguluyor. Yaşamadığınız acıyı sorgulayamazsınız! Saçma sapan duygusuz ve ahlâk dışı düşüncelerinizi bu kadar dışa vurmuşsunuz ya, insanlardan bir kez daha soğuttunuz. Bu kadar mı insafsız, bu kadar mı acımasızsınız?
Bazıları da çıkmış aldatıyor mu acaba demiş. Allah'tan korkun be! Acının üzerinden devşirdiğiniz muhabbete bakın.
Yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun!.
Bu konu benim nezdimde kapanmıştır. Eşimle olan konu kendi konumdur. Lâkin burada fütursuzca yazılan şeyler benim şahsıma, babama, cenazeme hakarettir! Forum yetkililerinin affına sığınarak bu cevabı vermeyi kendime hak bildim ve vermek istedim.
Forumda nasıl bir kural vardır bilmiyorum, erkekler abone olabiliyor mu onu da bilmiyorum. Site yetkilileri ve diğer İYİ NİYETLİ insanların affını istiyorum. Rabb'im yaşadıklarımın en ufak özetini dahi sizlere yaşatmasın. Çünkü bu acının tarifi yok. Kemikleriniz canlı canlı kırılması neyse, bu acı benim için odur.
Herkese iyi akşamlar dilerim.
Meşhur Eş Kişisi.
Konunun yetkililerce, bir daha açılmamak üzere kapatılmasını rica ediyorum.
Saygılarımla.
Dili çok dişil, tarzı çok benzer. Bu nasıl bir şey ya, ürktüm.Yok artık bunu yazan kadınsa pes yani. Adamın çektiği acıları birebir yazmış. Bunları bile bile adama babasi ölen sadece sen misin demezsin ya
Bir gün bi adama bu kadar üzüleceğimi düşünmemiştim sadece anlasılmak isteyen bi adam…Yorumlarda ben "gerçekçi bir insanım eşim sürekli mezarına gitmek istiyor ben istemiyorum unutmasıni istiyorum " demişti.
Aksine ben eşini gerçekten çok sevdiğini düşünüyorum. Bu konular cidden boşamalık. Siz aradaki cevaplarını okuyor musunuz bilmiyorum ama felaket bir kişiliği var konu sahibinin. O yüzden konulardaki eş kişisi dönülmeyecek yollara girmektense, gerçekten mutlu olacağı ailesinin yanına götürüyor. Zira eniştesine varıncaya kadar ailemde ailem diyen biri konu sahibi...Valla aynı kişiyse ki öyle duruyor asıl garip olan kocası bence. Bu üyeliğindeki konuda da (henüz baba yaşıyor) başka sebepten yine kadını ailesinin evine göndermeye çalışmış. Adam her fırsatta boşanmak için yer yapıyor bence. Tabi ki konu sahibinin de hataları vardır ama adam normal değil. Bence sevgisi bitmiş bahaneye bakıyormuş zaten uzun zamandır. Bu ne böyle be ne olsa hadi git ailenin evine.